Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Söz
Halis Gönül
Alıntıyı Ekleyen 19 saat önce
Cezaevi müdürüyle gardiyanlar bağlı bulundukları dinin esasını bilmiyorlardı ama papazın kesinlikle doğru söylediğine inanıyorlardı.Dine dayanmasaydılar, şimdi olduğu gibi,tam bir vicdan rahatlığıyla insanlara acı çektirmek zor,belki de büsbütün imkansız olacaktı.Mahkumların çoğu da dine inanan bu insanların nasıl aldatıldığını gören,içinden dinle alay eden birkaçı dışında, bütün bu yaldızlı kutsal resimlere,kumlara,kaselere,cüppelere, haçlara inanıyorlardı.Çünkü burada olmasa bile yarın öbür dünyada yüzde yüz bunun kendilerine yararı olacağına inanıyorlardı.
Kaynak: Diriliş
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Ufuk Derin
3 gün önce
Max Planck Enstitüsü araştırmacıları, 40 milyon çevrimiçi başlık üzerinde yaptıkları analizle son 20 yılda haber başlıklarının daha uzun, daha olumsuz ve tıklama odaklı hale geldiğini gösterdi. Başlıklar, aktif fiiller, zamirler ve soru kelimeleriyle dikkat çekmeye ve merak uyandırmaya yönelmiş durumda. Bu değişim, dijital ortamın dikkat çekme baskısı ve sosyal medya algoritmalarıyla güçleniyor. Çalışma, bu eğilimin medya güvenini zedeleyebileceğini ve ciddi içerik ile manipülatif anlatım arasındaki sınırları bulanıklaştırabileceğini vurguluyor.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Fatih Birinci
Yazar 11 Şubat 2019 9 dk.

Özellikle son yıllarda kadınlara yönelik taciz olayları hem artış gösterdi hem de kadınların kendilerini cesurca ifade edebilmesi nedeniyle toplumun iliklerine işlemiş olan kadın şiddeti problemi daha görünür hale geldi. Doğal olarak da tacizci/tecavüzcü erkeklerin neden bu davranışları sergilediği daha sık araştırılmaya başlandı.

Bilindiği gibi insan; biyolojik, psikolojik ve sosyolojik bir varlıktır ve varlığın bu üç boyutu birbiriyle yoğun ve girift bir ilişki içindedir. Bu yüzden konuyla ilgili farklı disiplinleri bir araya getiren, geniş perspektiften çalışmalar yapılmaktadır. Bu üç alandan birden gelen veriler bir bütün olarak değerlendirilmediği müddetçe, eldeki sorunla ilgili tam bir çerçeve elde etmek mümkün değildir. Buna rağmen, bilgi yoğunluğu gözetilecek olursa, bu alanlardan sadece birinden gelen verilere odaklanmak, o alandaki bilgilerimizin sağlamlaşması ve diğer alanlardaki bilgilerimizi yorumlama başarımız açısından faydalıdır.

538
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Sude Akman
Sude Akman
213K UP
Aktaran 3 Eylül 2021 3 dk.

Gebeliğin 37. haftasından önce, yani prematüre doğan bir bebek, genellikle anne ve babasından ayrılarak yoğun bakımda bir küvöze yerleştirilir. Birkaç hafta boyunca; entübasyon, kan alma, beslenme tüpü gibi acı verebilen rutin tıbbi prosedürlere tabi tutulur. Nörolojik gelişimleri üzerindeki kısa ve uzun vadeli yan etkiler önemli olabileceğinden, farmasötik ağrı kesicilerle onları rahatlatmak her zaman mümkün olmaz. Dolayısıyla bu bebekler, bir miktar acı çekebilirler. Peki bebeğin daha iyi hissetmesi için ne yapmalı?

Psikoloji ve Eğitim Bilimleri Fakültesi'nin (FPSE) Psikoloji Bölümü'nde ve UNIGE'nin İsviçre Duyuşsal Bilimler Merkezi'nde (CISA) profesör olan Didier Grandjean'ın ekibi, İtalya'daki Parini Hastanesi ve Valle d'Aosta Üniversitesi ile işbirliği içinde, tıbbi müdahale sırasında annenin bebeğiyle konuştuğunda, bebeğin ağrı ile ilişkili belirtilerinin azaldığını ve bağlılıkta rol oynayan, stresle bağlantılı hormon olan oksitosin seviyesinin önemli ölçüde arttığını gözlemledi.[1] Oksitosin artışı, bebeğin ağrıyla daha iyi baş edebilmesine yardımcı olmaktadır.

23
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
3 gün önce
WEHI liderliğinde yapılan araştırma, birkaç yüksek yağlı öğünün bile bağırsakta mikroskobik iltihaplara yol açtığını ortaya koydu. IL-22 adlı koruyucu proteinin hızlıca azalması, bağırsak savunmasını zayıflatıyor. Doymuş yağlar bu etkiyi artırırken, sağlıklı yağlar IL-22 üretimini destekliyor. Bulgular, beslenme yoluyla bağışıklık sistemi güçlendirmeye dair umut veriyor.



Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Görkem Bakırcı
Yazar 6 gün önce 35 dk.

Bilim, etik kaygılar dikkate alınmadığı durumlarda çok tehlikeli olabilir ve amacından kolayca sapabilir. Bilimsel metodları kullanan bilim insanları, etik ihlalleri temel almadıkları durumlarda korkunç deneyler ve ihlaller yapabilirler. İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana, bilimi ve toplumu bilimsel araştırmalarda kötüye kullanılan deneyler, sahte araştırma raporları, mesleki kıskançlık, rekabet veya bilimsel fonların kötüye kullanılması gibi suistimallerden korumak için çok sayıda etik düzenleme geliştirilmiştir. Çeşitli bilimsel birlikler, dernekler, akademiler, üniversiteler ve bilimle ilgili diğer kurumlar, biçim ve içerik açısından geniş bir çeşitlilik ortaya koyan etik standartları benimsemiştir. Bazıları genel etik davranış ve sorumluluk ilkelerine dayanır, diğerleri disiplinlere özgü mesleki görevlere atıfta bulunur.

Bilim; sonsuz bir arayış ve merak, bilinmeyen sulara yapılan zorlu ve tehlikeli yolculuk, içinde yaşadığımız evreni anlamak ve bilmek için girişilen bir sorgulamadır. İnsanı en uzak kıtalara, vahşi yerlere, Ay'a bile götürmüştür bu arayış.

12
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
İnceleme
Adam Hussein
Adam Hussein
106K UP
İnceleyen 15 saat önce
ben bu kitabı 13 yaşımda okudum ilk 20 30 sayfasını sıkılarak okudum lakin raskolnikov suçu işledikten sonra gerilim başladı. ve psikolojiyi seven bir insan olarak kitabın anafikrinini şöyle söyleyebilirim
toplum mu suçu şekilendiriyor
yoksa
suç mu toplumu şekillendiriyor
bu kitab benim rus edebiyatımla girişim oldu ve girişi beğendım ,ondan önce hiç rus edebiyatı okumamışımdır ama su. ve cezadan sonra rus edebiyatına atıldım ve şuanda net 20 30 tane rus edebiyatı kitabım var ve onları okuyorum .
ben bu kitabın her yaştan bir okuyucu kitlesine sahip olduğunu düşünmüyorum ama kesinlikle şuanki toplumda yaşayan her bireyin bu kitabı okuması gerektiğini düşünüyorum
bu benim 2. kez okumaya karar verdiğim ilk kitab
Kitap
9.1/10
(11 Kişi)
Puan Ver
Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi XLV (45) - Rusça Aslından Çeviren: Mazlum Beyhan
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Umut Karip
Umut Karip
184K UP
Yazar 24 Şubat 2024 23 dk.

Sihirli mantarlar (İng: "magic mushrooms") olarak anılan mantarlar, metaboliti yani metabolizması tarafından üretilen kimyasal bileşiği psilosibin (4-fosforiloksi-N,N-dimetiltriptamin) olan mantarlardır. Bu mantarlar, şapkalı mantar türlerini içinde bulunduran bazidiyomisetler (İng: "basidiomycetes") mantar grubunda yer alır. Genel kanının aksine, bir veya birkaç tane sihirli mantar türü yoktur: Sihirli mantarlar, 200'den fazla farklı mantar türünü içerir! Bu mantarların içerdiği psilosibin miktarları türe, mantarların yetiştiği ortama ve tükettiği besinlere göre değişiklik gösterir.

Psilosibin içeren mantarların insanlar tarafından 5,3 milyon yıldır kullanıldığı tahmin edilmektedir. Sihirli mantarlar, tarih boyunca çeşitli amaçlarla kullanıldığı gibi, çeşitli isimlerle de anılmıştır. Örneğin, dini ve iyileştirici ritüellerinde sihirli mantarları kullanan Güney Amerikalı Aztek yerlileri, bu mantarlara "Tanrı'nın eti" anlamına gelen "teonanacatl" adını vermiş ve mantarları "kutsal" kabul etmiştir. Bu isim, bu mantarların doğada bulunan sıradan mantarlardan farklı şekilde konumlandırıldığını, aynı zamanda manevi boyutlarının da bulunduğunu göstermektedir. Bu anlamda enteojen (İng: "entheogen") olduğu söylenebilen sihirli mantarlar, ruhani amaçlarla ritüellerde veya dini bağlamlarda kullanılmaktadır.

54
4
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Fatma Nur İnakçı
Yazar 6 gün önce 9 dk.

Sinirli Erkek Sendromu (İng: "Irritable Male Syndrome" , IMS) erkeklerde hormon seviyelerindeki dalgalanmalarla ilişkili olarak ortaya çıkan sinirlilik, depresif ruh hali, anksiyete ve genel huzursuzluk belirtileri ile karakterize edilen bir durumdur. Sendromun temelinde testosteron seviyelerindeki ani değişimler ve bu değişimlerin sinir sistemi üzerindeki etkileri yatmaktadır.

Testosteron seviyelerindeki dalgalanmaların erkek bireylerin psikolojik stres tepkileri üzerinde etkili olabileceğini gösteren çalışmalar bulunmaktadır.[34] Bu durum, testosteronla ilişkili semptomların yalnızca biyolojik değil, aynı zamanda psikososyal faktörlerle de bağlantılı olabileceğine işaret etmektedir. Jed Diamond, IMS'nin yalnızca biyolojik faktörlere değil, aynı zamanda psikososyal etkenlere de bağlı olduğunu şu sözlerle ifade ediyor:[25]

26
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Meriç Öztürk
Seslendiren 1 gün önce 26:07
Yeni programımız Hasbihal'de bu bölümde size iki haberimiz var. Biri iyi, diğeri de iyi... İki de şarkımız var, dinlemenizi istediğimiz... CRISPR Hayat...
0
Serkan Yasin Dirice
Aktaran 10 Eylül 2021 4 dk.

Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine göre; hava kirliliği sebebiyle her sene yaklaşık olarak yedi milyon insan ölüyor.[1] Ölümlerin çoğuna, hava kirliliğinin doğrudan veya dolaylı olarak sebep olduğu solunum yolu ve kalp hastalıklarının yol açtığı bilinmektedir.

İnsan sağlığını ciddi bir şekilde tehdit eden bir diğer unsur ise obezitedir. Yine Dünya Sağlık Örgütü'nün verilerine bakacak olursak; obezite nedeniyle her yıl yaklaşık olarak dört milyon insan hayatını kaybetmektedir.[2]

12
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 29 Ağustos 2011 17 dk.

Homo sapiens, "Taksonomik Olarak İnsan" yazımızda da detaylarıyla ele aldığımız üzere, 275 milyon yıl kadar önce sürüngenlerden evrimleşmiş memeliler içerisinde, 47 milyon yıl kadar önce evrimleşmeye başlamış Primatlar takımı içerisinde bulunan ve son 6-7 milyon yıldır insansılar kolundan evrimleşerek günümüze gelmeyi başaran tek insan türüdür. Yani bu uzun yolculukta, ilk memelilerden günümüze kadar pek çok özellik değişmiş, bunların birikimi sayesinde önce primatlar dediğimiz iri beyinli memeliler evrimleşmeyi başarmış, bunların arasından bir kol da günümüz modern insanına doğru gitmiştir. Bu yoldaki değişimlerden başlıcaları morfolojik, anatomik, fizyolojik ve davranışsal değişimlerdir. Morfolojik değişimler insanın günümüzdeki dış görünümünün değişimini, anatomik değişimler organlarının yapısını, fizyolojik değişimler hücre, doku ve organları arasındaki ilişkileri, davranışsal değişimleri ise sosyal yapı içerisindeki etkileşimleri değiştirmiştir. Bu değişimlerin toplamı, günümüzde sadece insanı değil, her türü kendi atalarından farklılaştıran özelliklerdir. Örneğin bugün yaşayan bir tür, kendi atasından bu özelliklerin toplamı (ve hatta daha fazlası) çerçevesinde farklılaşmıştır, o ata tür ise kendisinden önceki atalardan... Bu böyle ilk canlılara kadar, cansızlıktan canlılığın evrimine kadar takip edilebilir.

İnsanın ve atalarının beslenme eğilimleri ve besinlere olan yaklaşımı da evrimsel süreçte değişmiştir. 6 milyon yıl kadar önce şempanzelerle ayrı yönlere doğru evrimleşmeye başladığımızdan beri, Thomas Hobbes'un tanımıyla "pis, zalim ve kısa" hayatlar yaşayan canlılar haline geldik (Hobbes, evrimleştiğimiz tarihi bilememiş olsa da, bu değişim tanımını Darwin'den bile 200 sene kadar önce yapabilmiş bir İngiliz filozofudur). Zekamızın evrimi pek çok şeyi iyileştirirken, bu iyileşmelerle kıyaslanmayacak miktarda fazla olan pek çok şeyi de kötüleştirdi. Ortalama ömrümüz bilim ve teknolojinin ilerlemesi ve özellikle tıp alanında yaptığımız keşifler sayesinde bundan 50.000 sene öncesine göre 3 katına kadar çıkarken; iklim, belki de canlılık tarihinde siyanobakterilerin evrimleştiği milyarlarca yıl öncesinden beridir ilk defa, tek bir tür tarafından, bu kadar köklü bir biçimde değiştirilmektedir. Dünya'nın milyarlarca yıldır süregelen doğal dengesini denklemin kendi tarafımıza düşecek şekilde değiştmeye çalışmaktayız ve bu işleri daha da karmaşık hale getiriyor. Ancak tüm bu değişimlerden yine en çok etkilenen türlerden biri yine biziz.

127
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Nehir Cygn
Nehir Cygn
50K UP
İnceleyen 20 Mart
Kitabi okurken hic bitmemesini istemistim yazar gercekten anlatim bicimiyle olsun betimlemeleriyle olsun sahane bir kitap yazmis ve isin ilgin kismi gelecegin gercekten suan gelismis ve gelismekte olan teknolojilerini cok guzel bi sekilde kitap icinde kullanmis ve kesinlikle onca hayal urunu bir bilim kurgu kitabi icerisinde verilen mesajlar tek okumayla es gecilemeyecek kadar derin
Kitap
9.6/10
(425 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
8
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ekin Baran Sunar
Seslendiren 4 Eylül 2019 6:06
Çok az sağlık sorunu kanserden daha derin bir korku yaratabilir. Kanser, basitçe, kendi vücut dokunuzun size karşı gelmesi ve yönetimi ele geçirmesinden...
23
Ulaş Şaroğlu
Etkinliği Ekleyen 5 gün önce IstanbulÜcretsiz31 Mayıs
Uluslararası İTÜ Bilim ve Mühendislik Zirvesi (İngilizce)
31 Mayıs 2025 10:00 tarihinden 02 Haziran 2025 16:00 tarihine kadar.

📅 31 Mayıs – 2 Haziran 2025 tarihlerinde, İTÜ Maçka Kampüsü Mustafa Kemal Amfisi'nde düzenleyeceğimiz International ITU Science and Engineering Summit (SES 2025) etkinliğimiz sizlerledir.

📌 Etkinliğimizin programı ve konuşmacı listesine aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz:

🔗 https://indico.itu.edu.tr/event/5

📌 Bu ve bu tarz etkinliklerimizden haberdar olmak için kulübümüzün İnstagram sayfasını takip edebilirsiniz:

🔗 https://www.instagram.com/itufmk/

Devamını Göster
5
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Mars’ın Parıldayan Bulutları

Merak (Curiosity) Mars gezgininin Mast Kamerası ile alınan bu mozaik görüntünün ön planında, Mercou Dağı’nın yıpranmış ve katmanlı yapısı görülüyor. 21 ayrı görselden oluşan bu manzara, 19 Mart’ta kaydedildi. Merak gezgininin Kızıl Gezegeni keşfetmeye devam ettiği 3063. günde gün batımından hemen sonra yakalandı. Mars alacakaranlığında yüksek rakımda bulunan bulutlar halen parlıyordu. Tıpkı Dünya gezegenindeki gece ışıldayan bulutlar (İng: "Noctilucent clouds") gibi, yerel ufkun altında bulunan Güneş’ten gelen ışığı yansıtıyorlar. Su buzundan oluşan bulutlar ince Mars atmosferinde sürüklenirler. Ancak bu incecik bulutlar çok yüksek rakımlarda bulunurlar ve donmuş karbondioksit yani kuru buz kristallerinden oluşabilirler. Merak’ın Mast Kamerası, Mars’ın gökyüzüne ince renkler ekleyen yanardönerli ve sedefli bulutları da görüntüledi.

5 Haziran 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı: NASA, JPL-Caltech, MSSS
Çeviren: Seda Baştürk
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.

Kreosus

Kreosus'ta her 50₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.

Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.

Patreon

Patreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.

Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.

YouTube

YouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.

Diğer Platformlar

Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.

Giriş yapmayı unutmayın!

Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nda yayınladığımız bilim haberlerini anlık olarak Bundle üzerinden de okuyabileceğinizi biliyor muydunuz?

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Yigit Sahin
Üye 3 Eylül 2023 1 Cevap
muhtemelen ayin, gunesin ve dunyanin konumuna gore degisiyor ama bilmiyorum
449 görüntülenme
0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close