Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Utku Derin
Utku Derin
387K UP
Aktaran 3 gün önce 3 dk.

Sivrisinek ısırıkları, yaz aylarında ortaya çıkan kırmızı ve kaşıntılı can sıkıcı bir durumdan çok daha fazlasıdır. Bu canlılar küçük olsa da taşıdıkları her yıl dünya çapında 700.000'den fazla insanın ölümüne neden olan hastalıklar son derece büyüktür. Dahası, birçok sivrisinek, aynı zamanda çevre ve sağlık açısından risk oluşturabilen sentetik böcek ilaçlarına karşı direnç geliştirmiştir.

Mikrobiyologlar, bu soruna bir çözüm olarak canlı organizmalardan elde edilen biyopestisitleri araştırıyor. Applied and Environmental Microbiology dergisinde yayınlanan bir araştırma, Akdeniz'deki Girit adasından toplanan bir bakteri izolatının, Culex pipiens molestus sivrisineklerine karşı böcek ilacı etkisi gösterdiğini ortaya koyuyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında şehrin yeraltı tren istasyonlarına sığınan insanları ısırdığı için "Londra Metrosu sivrisineği" olarak adlandırılan bu tür, Batı Nil Virüsü ve Rift Vadisi Ateşi Virüsü gibi tehlikeli patojenleri insanlara bulaştırabilir.

12
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Ekin Baran Sunar
Seslendiren 22 Ağustos 2019 6:22
Elektronik ses yükselticilerden (amfilerden) önce müzisyenler, seslerini bir topluluk, orkestra ve gürültülü kalabalıklar önünde duyurabilmek için hep...
23
Tüm Reklamları Kapat
Akın Karahasan
Yazar 25 Nisan 2020 18 dk.

Bu yazımızda sizlere Biyoloji disiplininin bir alt dalı olarak karşımıza çıkan Hidrobiyoloji disiplininden bahsedilmeye çalışılacaktır. Öncelikle nedir? Çalışma alanları nelerdir? gibi temel sorulara cevaplar verildikten sonra akabinde bu alanda çalışmalar yürüten bir laboratuvarda süreçlerin nasıl işlediği hakkında kısaca bilgiler verilecektir.

Hidrobiyoloji kelimesi tahmin edilebileceği üzere "su" anlamı taşıyan hidro ve "canlı bilimi" olarak karşımıza çıkan biyoloji kelimelerinin birleşiminden meydana gelir. İki anlamı birleştirmeye çalıştığımızda karşımıza şu şekilde bir anlam çıkabilir; su ile doğrudan ya da dolaylı olarak etkileşim içerisinde olan canlıları inceleyen bilim dalı. Bu tespit çok da yanlış olmamak ile beraber gerçek anlamına oldukça yakın bir yaklaşımdır. Yakın olmasının sebebi ise tespitin tam anlamı ile yeterlilik sağlayamayıp eksik kalmasından dolayıdır.

80
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ebrar Özgen Arslan
Aktaran 3 gün önce 3 dk.

Bilim insanları Mars'ın güney yarımküresinde 15 bin kilometreyi aşan uzunlukta antik nehir yatakları keşfetti. Bu izlerin Mars'taki diğer su kalıntılarından farklı olarak buzulların erimesi ile değil, doğrudan bir yağış sonucu oluşmuş olabileceği düşünülüyor. Bu bulgular kızıl gezegenin geçmişte nasıl bir su döngüsü olduğu hakkında merak uyandırmakla birlikte Mars iklimine dair yeni tartışmalar da ortaya çıkardı.

Bu araştırma, Open University doktora öğrencisi Adam Losekoot liderliğinde yürütüldü ve Birleşik Krallık Uzay Ajansı tarafından finanse edildi. Losekoot araştırmasının sonuçlarını Durham'da düzenlenen 2025 Kraliyet Astronomi Derneği Ulusal Astronomi Toplantısı'nda sundu.

17
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Nihal Günay
Nihal Günay
22K UP
Çeviren 3 gün önce 4 dk.

Küçük bir Avusturya köyünde bulunan bir mumyanın incelemesi sırasında araştırmacılar, alışılmadık materyallerden oluşan bir karışımın bedeni korumak için kullanıldığını keşfetti. Mumyalama yöntemiyle ilgili ilk rapora göre çok az çürüme belirtisi gösteren mumya ince dallar ve talaşla doldurulmuş, çinko klorürle işlenmişti. Bu, alışılagelmiş Mısır tarzı mumyalamadan oldukça farklıydı. Daha ayrıntılı incelemeler sonucundaysa mumyanın yaklaşık 300 yıl önce bu bölgede yaşamış bir papaz olduğunu ortaya çıktı.

Yüzyıllar boyunca gezegenin dört bir yanındaki pek çok topluluk ölülerini (genellikle dinsel sebeplerle) mumyaladı. Tüm bu kültürler, bu işlem için farklı metotlar kullandıysa da her yöntem diğerleri kadar detaylı araştırılmayabiliyor.

16
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Çeviren 24 Haziran 2020 34 dk.

İnsanların refahı, ekonomik gelişimi ve fakirliğin azalması için, enerjiye erişim kritik öneme sahiptir. Herkesin enerjiye yeterince erişim sağlayabilmesini mümkün kılmak, küresel gelişim çabalarının önünde süregelen ve giderek daha önemli hale gelen bir zorluktur.

Ne var ki, aynı zamanda enerji sistemlerimizin çevresel etkileri de büyük öneme sahiptir. Tarihsel olarak ve günümüzdeki enerji sistemleri fosil yakıtlara (kömür, petrol ve gaz) dayanmaktadır. Bunlar, karbondioksit ve diğer sera gazlarını üretmektedir - ki bunlar da, küresel iklim değişikliğinin ana itici gücüdür. Eğer küresel iklim hedeflerini tutturmak ve iklim değişiminin tehlikelerinden kaçınmak istiyorsak, dünyanın enerji kaynaklarını köklü ve küresel olarak gözden geçirmesi gerekmektedir.

114
3
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Müge Gül
Müge Gül
53K UP
İnceleyen 21 saat önce
Kendini eğit, oku, okuduğunu anla, düşün, düşünceni sorgula, yaz, uygun bir yerde yayımlanmak üzere gönder, gönder,gönder,gönder...vazgeçme.. kendine inanmaktan asla vazgeçme, değerini bilmeyenlere gücenme, seni anlamayanları suçlama... herşey senin önüne sunulduğunda unutma...

Geçmişini, kaybettiklerini, bir zamanlar ettiğin değeri unutma. Açılan kapılardan geçerken, yüzüne kapatılanları anımsa. Hiç birşeyin senden önemli olmadığını da... Yoktan var et kendini. Tırnakların ile kazı. Çalış, çalış, çalış, bıkmadan kendin olmaktan yılmadan . Aşık ol. Ama bir kadına ve ya erkeğe değil. Aşık olmaya aşık ol. Öyle ol ki kimse incitemesin seni. Bırak yüceltsinler benliğini, bırak dolaştırsınlar seni sıcak zevklerin buz gibi zirvelerinde. Beklentiye girme. Kendini yorma. Sorma. Yapabileceğin şeyin en iyisini yap ve paylaş başından beri yanında olanlar ile.

Paylaştıkça çoğal, çoğaldıkça dağıl, dağıldıkça toparlan ahir ömrümde. Unutma kaybedecek bir şeyi kalmayan insandan daha tehlikeli bir şey yoktur bu hayatta. Yormalarına izin verme seni , edebi bir uykuya dalmamak için önce kendi zihninin kontrolünü eline al. Pes etme. Edersen de ''Eden'' lere benzeme... .

Bırak ılık bir sonbahar rüzgarı okşasın saçlarını, bir kaç damla su okyanusun bağrından değsin al yanaklarına. Herkesi unutsan bile kendini unutma. Ve hep hatırla okyanus sayısız ruhun mezarı, sen onların inadına tüm kalbin ile yaşa...''Sen ''olarak doğmadan, verilen isminle göçme şu yalan dünyadan...

Martin Eden hayatınız boyunca hatırlayacağınız bir adam. London kalemi ile adeta can verdiği bu ölümsüz karakteri ile bizlere çok önemli dersler veriyor. Hayata dair... Aşk denen illete dair... bilime, kültüre, edebiyata dair. İçimizde derinlere sakladıklarımıza dair...Not: Kalınlığına aldanmayın acayip derece de akıcı bir kitap...
Kitap
9.9/10
(89 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 20 Mart 2014 13 dk.

Evrimden söz ederken aklımızda bulundurmamız gereken en önemli şey, bireylerin değil popülasyonların evrimleştiği gerçeğidir. Dolayısıyla evrimsel bir analizin ilk adımı, popülasyonları anlamak ve analiz etmekten geçer. İşte bu yazımızda, popülasyonları anlamak adına ufak bazı adımlar atacağız. Umuyoruz ki faydalı olacaktır.

İlk olarak bazı soru işaretlerini giderip, bazı gerçeklerden bahsedelim: hiçbir türün tekil birey evrimleşmez. Yani siz ya da ben asla evrimleşmeyeceğiz. Biz neysek, oyuz. Ömrümüz boyunca değiştik ve değişiyoruz, değişeceğiz de... Ancak bunların hiçbiri evrimsel değişimler değildir. Bunlar, ömrümüz içerisinde geçirdiğimiz gelişimsel değişimlerdir. Bu değişimlerin doğrudan evrimsel bir anlamı yoktur. Elbette dolaylı yoldan evrimsel gidişatı etkileyebilir; örneğin kas yapıyor olmanız, vahşi doğada hayatta kalma şansınızı kısmen arttırabilirdi. Ancak bu kaslı yapınız, evrimsel bir anlam taşımaz; çünkü neredeyse hiç kalıtsal değildir (epigenetik faktörleri şimdilik göz ardı ediyoruz). Dolayısıyla sizin kaslı olmanız, yavrularınızın da kaslı olacağı anlamına gelmez. İşte bireyin ömrü içerisinde geçici olarak edindiği bu değişimlere modifikasyon, bu modifikasyonların toplamında meydana gelen değişime ise gelişim denir. Modifikasyon, genellikle sonradan kazanılan ve geçici olan özellikler için kullanılır: kas yapma bir örnektir, diğer tipik örneği ise ten renginin güneş altında bronzlaşmasıdır. Bunlar, bu değişimlere neden olan faktörler ortadan kalkarsa zaman içerisinde yok olurlar: eğer ki güneş altında durmazsanız, teniniz eski rengine dönecektir. Kas yapmayı bırakırsanız, kaslarınız eski haline dönecektir. Ancak gelişimsel her değişim geri dönmez: ömrünüz boyunca boyunuz uzar, bilgileriniz artar, dişleriniz değişir, vs. Bunların hiçbiri zaman içerisinde geri dönmez. Fakat yine de bu değişimler evrimsel anlam ifade etmez, çünkü bu değişimler kalıtsal değildirler.

80
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Nida Yıldırım
İnceleyen 1 gün önce
Her okuduğunuzda farklı şeyler keşfettiğiniz sizi hayattan varlıktan ve yaşamdan soğutan o kitap klasik müzikle okuyan biri olarak o kışı ve soğuğu tattım
9.7/10
(122 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Записки из подполья
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ece Müker
Ece Müker
522K UP
1 gün önce
İsrail'in bugüne kadar ürettiği en gelişmiş iletişim uydusu olan Dror-1, Elon Musk'ın şirketi SpaceX'e ait bir Falcon 9 roketiyle ABD'deki Cape Canaveral üssünden başarıyla fırlatıldı.

Israel Aerospace Industries (IAI) tarafından geliştirilen 4,5 ton ağırlığındaki uydu, İsrail'in önümüzdeki 15 yıllık iletişim ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlandı. Fırlatmanın ardından ilk sinyallerin alındığı ve uydunun düzgün çalıştığı bildirildi.

Dror-1'in, Dünya etrafındaki yörüngesini tamamlayıp yaklaşık 36.000 kilometre yükseklikteki sabit konumuna ulaşmasının iki hafta sürmesi bekleniyor. Bu başarılı fırlatma, İsrail'in ulusal ve stratejik uydu iletişim kabiliyetini koruma yolunda attığı önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ece Müker
Ece Müker
522K UP
20 saat önce
NASA’nın Mariner 4 uzay aracı, 14 Temmuz 1965’te Mars’ın yanından geçerek ilk kez Kızıl Gezegen’in yakın plan görüntülerini Dünya’ya iletti. Bu tarihi görev, bilim insanlarının ve halkın Mars’a dair hayal gücünü alt üst etti ve gezegenin gerçek yüzünü ortaya çıkardı.

19. ve 20. yüzyılda Percival Lowell gibi astronomlar, Mars’ın yüzeyinde devasa kanallar olduğuna ve bu yapıların akıllı bir uygarlık tarafından inşa edildiğine inanıyordu. Ancak Mariner 4’ün gönderdiği düşük çözünürlüklü 22 siyah-beyaz fotoğraf, bu romantik görüşleri yıkarak Mars’ın ay benzeri, kraterlerle dolu ve kuru bir çöl olduğunu kanıtladı. Atmosferinin Dünya’nın binde biri yoğunlukta olduğu da netleşti.

Mariner 4’ün başarısı, NASA'nın Jet Propulsion Laboratory (JPL) ve Caltech’ten bilim insanlarının önderliğinde, teknolojik sınırlamalara rağmen gerçekleştirildi. Görevde kullanılan Vidicon tüplü kamera, uzay ortamında dayanabilecek şekilde özel olarak geliştirildi ve Mariner 4’ün asıl başarısı, Mars’ı yalnızca bir bilimsel hedef değil, aynı zamanda kamuoyu için görsel olarak erişilebilir bir gezegen haline getirmesiydi.

Görev öncesi Mariner 3 fırlatmasında yaşanan teknik bir arızayla başarısız olan ikiz uzay aracının ardından, Mariner 4 28 Kasım 1964’te fırlatıldı ve yedi aylık yolculuk sonunda Mars'a yaklaştı. O dönemlerde yıldız takibi gibi temel navigasyon teknolojileri bile emekleme aşamasındaydı.

Mariner 4, sadece Mars’ın yüzeyini fotoğraflamakla kalmadı; kozmik ışınlar, manyetik alanlar ve atmosfer yoğunluğu gibi birçok konuda da veri sağladı. Görev, 1967’de sona erene kadar Güneş Sistemi’nin boşluklarında dolaşmaya ve bilgi göndermeye devam etti.

Bugün hâlâ Perseverance ve Curiosity gibi robotlar Mars’ta görev yaparken, bu başarıların öncüsü olan Mariner 4, Mars araştırmalarının dönüm noktası olarak anılıyor. 1965’teki bu görev, Mars'ın bir zamanlar yaşam barındırmış olabileceğine dair bugünkü araştırmaların yolunu açtı.

4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Arzu Redjep
Arzu Redjep
282K UP
Yazar 11 Eylül 2022 6 dk.

Nöron, beyin hücrelerimize verilen isimdir; bu hücrelerin, onları diğer nöronlarla bağlayan membran uzantılarına ise akson adı verilir. Aksonların, beyindeki en kritik yapılardan biri olduğu söylenebilir, çünkü elektriksel uyarıları veya verileri diğer nöronlara iletirler. Bu uzantılar, saç tellerimizden kat kat daha ince olup, uzunlukları bulundukları yere göre bir mikrometreden bir metreye kadar değişebilir. Her nöronun aksonlarında yan dallanmalar oluşarak akson kollateralleri (İng: "axon collaterals") meydana gelir; bu yapılar da bilgilerin bir değil, birden fazla nörona aynı anda iletilmesini sağlar.

Önce kısa bir hatırlatma yapmakta fayda görüyoruz: Sinir hücreleri, nöronlar ve glia hücrelerinden oluşmaktadır. Glia hücrelerinin de nöronlara destek olmak, onları bir arada tutup besinlerini sağlamak gibi görevleri vardır. Öyleyse, miyelin kılıfını glia hücrelerinin oluşturduğunu söylemek de kulağa çok şaşırtıcı gelmeyecektir. Bu kılıfı, merkez sinir sisteminde (MSS) oligodentrositler, çevresel sinir sisteminde ise (ÇSS) Schwann hücreleri oluşturur. Çok sayıda protein ve yağ içeren bu kılıflar, elektriksel uyarıların hem hızlı hem de etkin biçimde iletilmesini sağlamaktadır.

53
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Poyraz Savaş
Yazar 29 Ekim 3 dk.

Crocoduck, evrim karşıtlarının ortaya attığı, İngilizce "crocodile" (Tr: "timsah") ve "duck" (Tr: "ördek") kelimelerinin birleşiminden oluşan, timsah kafası ve ördek gövdesi olan hayali bir hayvandır (bu terimi Türkçeye "timdak" şeklinde uyarlayabiliriz). Bu kavram, evrim karşıtlarının evrime dair hatalı beklentilerinin ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Bu yazıda, Crocoduck'ın nereden ortaya çıktığından, "geçiş formu" kavramındaki yanlış anlaşılmalardan ve bu kavramın ne anlama geldiği üzerinde duracağız.

Crocoduck terimi, ünlü Genç Dünya Yaratılışçıları olan Kirk Cameron ve Ray Comfort tarafından popüler hale getirilmiştir. Bu iki isim, katıldıkları bir televizyon tartışma programında evrim teorisine karşı Crocoduck'ı öne sürmüştür: Eğer evrim doğru olsaydı, bir timsah ile bir ördeğin birleşimi olan "Crocoduck" gibi tuhaf geçiş formlarının var olması gerekmez miydi?

25
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı
Yazar 21 Mart 2019 2 dk.

Evrim Ağacı Akademi (ya da kısaca EA Akademi), 2010 yılından beri ürettiğimiz makalelerden oluşan bir çevirim içi eğitim girişimidir.

Evrim Ağacı olarak bu akademiyi başlatmaktaki hedefimiz, klasik eğitim sistemine alternatif ve tamamlayıcı olmanın yanı sıra; her yaş, eğitim düzeyi ve ilgi alanından insanın kendisini özgürce ve tamamen ücretsiz bir şekilde eğitebileceği, geliştirebileceği ve ufkunu genişletebileceği bir araç sunabilmektir.

314
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Yaşam Ağacı Türü
Furkan Coşar
Furkan Coşar
26K UP
Türü Ekleyen 5 gün önce
Uzun Kuyruklu Meşe Kuşu, Aegithalos cinsine ait, küçük ve zarif ötücü bir kuştur. Adını uzun ve ince kuyruğundan alır. Avrupa ve Asya'nın geniş ormanlık bölgelerinde yaygın olarak bulunur.
2
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Günümüz Ukrayna’sında, Dinyester Nehri kıyısında keşfedilen tarih öncesi yerleşim kalıntıları, bu dönemde yaşayan insanların ateşi ustalıkla kontrol ettiğini gösteriyor.

“Geoarchaeology” dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, farklı amaçlar için tasarlanmış ocaklarda ana yakıt olarak özellikle ladin ağacı kullanılmış ve bazı ateşlerin 600°C’nin üzerinde sıcaklıklara ulaştığı tespit edilmiştir.

Araştırmacılar, bu ocakların mevsime ve ihtiyaca göre farklı tiplerde inşa edildiğini ve muhtemelen hayvan yağı ve kemiklerinin de yakıt olarak değerlendirildiğini belirtiyor. Bu bulgular, buzul çağı koşullarında hayatta kalabilmek için atalarımızın piroteknik konusunda ileri düzeyde bilgiye sahip olduğunu kanıtlıyor.

💻 Aktaran: Utku Derin 📝
📝Editör: Ufuk Derin

ℹ️ Bu içerik, Evrim Ağacı internet sitesinden derlenerek hazırlanmıştır. Derleme sırasında bazı önemli detaylar kaybolmuş olabilir. Konu hakkında eksiksiz bilgi almak ve kaynaklarımızı görmek için içeriği lütfen evrimagaci.org üzerinden okuyunuz.
Tüm Reklamları Kapat
İnceleme
Prometheus Carrying Fire
İnceleyen 14 Aralık 2021
Christian Bale'in Batman'i bir başkaydı
9.6/10
(61 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Batman Begins
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close