Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Almanya'da araştırmacılar, muhtemelen kendi Örümcek Adam evrenimizi oluşturmamıza neden olacak olaylar zincirini başlatan bir ilke imza attılar ve dünyada genetiği CRISPR teknolojisi ile değiştirilmiş ilk örümcekleri ürettiler.[1] Tabii şimdilik bu örümceklerin herhangi bir süper kahraman yaratması olası değil. Bu örümcekler radyoaktif değiller ve DNA'ları değiştirilmiş olsa da zehirlerinde herhangi bir değişiklik olmadı. Çoğu hâlâ sıradan ev örümcekleridir. Araştırmacıların yaptığı genetik düzenlemeler sonucu örümceklerin bazıları gözsüz kalırken bazıları floresan kırmızı ipek üretmek gibi yeni bir yetenek kazandı.
Peki bilim insanları bunu nasıl yaptılar? Bunun için bir hücrenin genomunu belirli yerlerden kesip dizi ekleme veya çıkartmaya olanak sağlayan gen düzenleme aracı CRISPR-Cas9'u kullandılar.
Apoptosis (veya apoptoz), "programlı" hücre ölümü demektir; yani hücrenin ölmesi beklenen bir zamanda, kontrollü olarak ölmesidir. Ancak her hücre ölümü kontrollü veya programlı değildir, dolayısıyla bu farklı ölüm türlerinin arasındaki farkı bilmek önemlidir.
Ölüm ile ilgili yazımızda detaylıca anlattığımız gibi, canlılığın temel niteliklerinden biri olarak organizmalar bir noktada ölürler. Yani hücre ölümü, çoğalma ve farklılaşma gibi, hücrenin temel yaşam süreçlerinden biridir. Hücre ölümü, hem embriyonik gelişimde hem de zararlı hücrelerden kurtulma konusunda büyük rol oynar ve vücut homeostazını korumamızı sağladığı için son derece önemlidir.
Her organizma, kendi sinir sistemi tarafından alınıp işlenen bilgilerin tamamından oluşan bir dünyada yaşar (Dangles et al. 2009). “Umwelt” terimi, 1909’da Jakob von Uexküll tarafından, algılanan dünyayı tanımlamak amacıyla türetilmiştir (Rüting 2004, Shettleworth 1998). Umwelt, her organizma için farklıdır, dolayısıyla başka bir organizmanın dünyayı nasıl algıladığını tamamen anlayabilmemiz çok zordur. Bu açmaz, yıllar boyunca hem filozofların (Nagel 1974) hem de biyologların (Griffin 1958) ilgisini çekmiştir. Algı sistemlerinin gelişiminin hayvanın gelişimiyle paralellik göstermesi gayet normal bir durumdur. Bu durum organizmanın yaşamı boyunca içinde bulunduğu “umwelt”in (algılanan çevrenin) sıkça değiştiği anlamına gelir (Dangles et al. 2009).
Duyusal ekoloji alanı, hayvanların çevrelerinde neleri algıladıklarını ve bunun çevre ile olan etkileşimlerine nasıl etki edeceğini anlamak amacıyla onların algı sistemleri üzerine yapılan araştırmalara dayanmaktadır (Dangles et al. 2009). Bu algısal dünya, her ne kadar herhangi bir zamanda hayvanın sinir sisteminin iç dinamiklerinden etkileniyor olsa da belli bir organizmanın sahip olduğu algılara yüksek oranda bağımlıdır.
Seryum, "Ce" sembolü ile gösterilen ve atom numarası 58 olan kimyasal bir elementtir. Seryum, nadir toprak metallerinden doğada en bol bulunanıdır. Nadir toprak metalleri, periyodik tabloda 6. sırada bulunan elementlerdir. İsimlerinin aksine nadir toprak metalleri, doğada az bulunan elementler değildir. Aslında seryum yer kabuğunda bulunan elementler arasında bolluk olarak 26. sırada yer almaktadır. Seryum, diğer elementlerle kolayca reaksiyona giren gri renkte bir metaldir. Bir dizi farklı alaşımın yapımında, birçok çeşit özel cam üretiminde ve kimya endüstrisinde kullanılır.
Seryum, erime noktası 795°C (1,460°F) ve kaynama noktası 3,257°C (5,895°F) olan demir grisi bir metaldir. Sünek ve yumuşaktır. Seryumun yoğunluğu santimetreküp başına 6.78 gramdır. Dört farklı allotropik formda bulunur.
Kadın rahmi iki bölümden oluşmaktadır. Serviks vajinayı geçtikten sonra spermin yumurtayı dölleyebilmesi için ilk geçiş noktasıdır. Devamında uterus bulunmaktadır ve yumurtanın döllenmesiyle oluşan zigot, yaklaşık üç gün içerisinde buraya gömülüp, burada büyümeye başlar.
Uterusun, histolojik olarak üç katmanı vardır: iç tabakayı oluşturan endometrium, orta tabakada düz kastan oluşan miyometrium ve en dışta zar yapısında olan perimetrium. Gebelikte, zigota ve büyümesiyle oluşan embriyoya uygun beslenme şartlarını sağlamak için endometrium tabakası da büyür ve kan damarlarınca zenginleşir. Ancak yumurtanın doğal veya medikal yollarla döllenmediği dönemlerde hormonal düzenlemeler sayesinde endometriuma olan kan akışı sonlanır ve bu tabaka dökülerek kan yoluyla atılır. Bu durum, döngüsel şekilde karşılaştığımız menstrüasyonun fizyolojik mekanizmasıdır.
Çocuk sahibi olmak hayatımız boyunca karşılaşabileceğimiz en büyük sorumluluklardan birisi. Çocuk büyütmek, hayatta tutmak ve belki de en önemlisi, o çocuğu hayata hazırlamak… Elbette mükemmel olmamız mümkün değil ama elimizden gelenin en iyisini yaptığımızdan da emin olmalıyız.
Bu süreçte kimi konuları çocuğumuzla konuşmak çok kolay ve eğlenceliyken, kimi konuları konuşmak ise bizler için daha zor ve kaygı verici olabilir. Daha önceden çocuklara cinselliği nasıl anlatmanız gerektiğinden söz etmiştik; bu yazıda, bu zor ve kaygılı konulardan birisi olan ölümden söz edeceğiz.
Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı
görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.
Tüberküloz, Mycobacterium tuberculosis kompleksi organizmalarının neden olduğu hava yoluyla bulaşan bir enfeksiyon hastalığıdır. Öncelikle bir akciğer patojeni olmasına rağmen M. tuberculosis vücudun hemen hemen her yerinde hastalığa neden olabilir. M. tuberculosis enfeksiyonu, bakterilerin granülomlar içinde izole edildiği konakçıda tutulma durumundan, hastanın öksürük, ateş, gece terlemesi ve kilo kaybını içerebilen semptomlar göstereceği bulaşıcı bir duruma dönüşebilir; sadece aktif tüberküloz bulaşıcıdır.
Tüberküloz, birçok düşük ve orta gelirli ülkede önemli bir morbidite ve mortalite nedeni olmaya devam etmektedir ve ilaca dirençli tüberküloz birçok ortamda önemli bir endişe kaynağıdır. Yeni tüberküloz vakalarına katkıda bulunan başlıca risk faktörleri arasında yetersiz beslenme, HIV enfeksiyonu, alkol kullanım bozuklukları, sigara kullanımı ve diyabet yer almaktadır. Bu risk faktörleriyle mücadele, farklı sektörlerin işbirliğini ve multidisipliner bir yaklaşımı zorunlu kılmaktadır.
Sadece bir astronomi kitabı olmanın ötesinde, evrene olan hayranlıkla dolu bir eser. Sagan, derin bir heyecan ve felsefi bir bakış açısıyla, okuyucularının düşünmesini, sorgulamasını ve daha geniş bir perspektiften bakmasını sağlıyor. Sanki karşınızda çok büyük bir heyecenla ders anlatan bir Fizik öğretmeni var. Bilimsel bilgiyle popüler kültürü birleştiren nadir eserlerden biridir. Astronomiyi sadece bilim insanları için değil, genel okuyucu kitlesi için de anlaşılır kılan, kısmen sade ve akıcı bir üslupla yazılmıştır.
Yine de ilk defa bu türden okuyan birisi için uygun olmayabileceğini, merak ettiğine kıyasla daha yoğun geleceğini, daha sorusu sorulmamış çok fazla cevapla karşılaşabileceğini ve Sagan'ın heyecanını yaklamakta zorlanacağını söyleyebilirim. Merakı daha da arttıracak daha temel kitaplardan başlamak, bu kitabı tam olarak anlamlandırmak, tempsounu yakalamak ve oluşan soru işaretlerini gidermek açısından etkili olacaktır.
Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Sauropsida ("kertenkele yüzleri" ), büyük ölçüde Reptilia sınıfına eşdeğer olan bir amniyot grubudur. Sauropsida, memelileri içeren amniyotların kladı olan Synapsida'nın kardeş taksonudur. Erken sinapsidler tarihsel olarak "memeli benzeri sürüngenler" olarak anılsa da, tüm sinapsidler, herhangi bir modern sürüngenden çok memelilerle daha yakından ilişkilidir. Sauropsidler ise memelilerden çok modern sürüngenlerle daha yakından ilişkili tüm amniyotları içerir. Buna, Linnaean taksonomisinde başlangıçta ayrı bir sınıf olarak adlandırılmasına rağmen, şu anda arkosauriyen sürüngenlerinin bir alt grubu olarak tanınan Aves (kuşlar) dahildir.
Sauropsida kladı iki ana gruba ayrılır: Eureptilia ("gerçek sürüngenler") ve Parareptilia ("sürüngenlere yakın"). Eureptilia, tüm canlı sürüngenleri (kuşlar dahil) ve çeşitli soyu tükenmiş grupları kapsar. kaplumbağaların kökenine ilişkin birkaç hipotez parareptillere ait olduklarını öne sürmesine rağmen, tipik olarak parareptilia tamamen nesli tükenmiş bir grup olarak kabul edilir. "Sauropsida" terimi, fosil kanıtlarına dayanarak kuşları sürüngenlerle gruplandıran Thomas Henry Huxley tarafından ilk kez tanımlanmıştır.
Titanik'in "batmaz" olarak nitelendirilmesinin temelinde, devrim niteliğindeki su geçirmez bölme sistemi yatıyordu. Bu sistemin matematiksel ve fiziksel dayanağı şuydu:
Tabanından başlayıp su hattının yaklaşık 3 metre üzerine (E Güvertesi'ne) kadar uzanan 15 adet enine perde ile 16 adet su geçirmez bölmeye ayrılmıştı.
En kötü senaryo olarak kabul edilen bir çarpışma durumunda yandaki herhangi iki bölmenin veya en baştaki ilk dört bölmenin tamamen suyla dolması durumunda dahi yüzebilecek şekilde tasarlanmıştı. Bu da dönemin güvenlik standartlarının çok ötesindeydi.
Tüm Reklamları Kapat
Fakat buradaki kritik tasarım hatası, perdelerin en üst güverteye kadar uzanmamasıydı. Buzdağı, geminin ilk altı bölmesinde hasara yol açtı. İlk beş bölme suyla dolduğunda, geminin baş tarafı suya o kadar battı ki, su seviyesi perdelerin üzerinden aşarak bir sonraki bölmeye (bir buz kalıbı tepsisinin bölmeleri üzerinden suyun taşması gibi) dolmaya başladı. Bu durum da tasarımı matematiksel olarak anlamsız kılan ve batışı kaçınılmaz hale getiren bir kaskad etkisine (cascading failure) yol açtı. Burada en dayanıklı gemi ile titaniği karşılaştırdım belki bir karşılaştırma daha iyi anlatır diye.[1]
Kaynaklar
usni. Usni. Alındığı Tarih: 12 Ağustos 2025. Alındığı Yer: usni
| Arşiv Bağlantısı
Şöyle basit bir parabol.[1] fonksiyonu düşünürsek;
y=x^2 fonksiyonun grafiği Desmos
Burada gördüğün gibi eğer,
Tüm Reklamları Kapat
Gidişata bakarsak,
Tüm Reklamları Kapat
Fonksiyon giderek artıyor.
Eğer basit bir tek fonksiyon düşünürsek,
y=x^3 fonksiyonunun grafiği Desmos
Burada eğer değerlere bakarsak,
y değeri giderek artıyor ancak bu artış miktarı bir parabolden daha fazla yani bir polinom fonksiyonunun en fazla artış değerini bulmak istiyorsak,
Tüm Reklamları Kapat
"a" değerini ve "k" değerini en fazla ya da sonsuz yapmamız gerekir.
Tüm Reklamları Kapat
Teorik olarak grafiğin gösterimi Desmos
Yani ne kadar y eksenine yakınlaşıyorsak o kadar fazla artış yaşıyoruz, öyleyse y ekseninin kendisi sonsuza artışa sahip olur diye düşündüm.
Ancak,
Tüm Reklamları Kapat
tarzı tetrasyon fonksiyonlarıda unutmamak gerek eğer y eksenini bir fonksiyon olarak almazsak.
Fonksiyonlarını büyüme hızlarını gösteren bir grafik
Grafiğin Python kodu:
import numpy as np import matplotlib.pyplot as plt
# x değerlerini tanımla x = np.linspace(0.1, 5, 500)
# Fonksiyonları tanımla polynomial = x**2 # Polinom fonksiyonu (x²) exponential = np.exp(x) # Üstel fonksiyon (e^x) # Faktöriyel yaklaşımı (sadece tam sayılar için, 10'a kadar) factorial_approx = np.array([np.math.factorial(int(xi)) if xi == int(xi) and xi <= 10 else np.nan for xi in x]) # Tetrasyon yaklaşımı (x < 2 için) tetration_approx = np.array([2 ** (2 ** xi) if xi <= 2 else np.nan for xi in x])
# Grafik çizimi plt.figure(figsize=(10, 6))
# Her fonksiyonu daha iyi görselleştirme için sınırlarla çiz plt.plot(x, polynomial, label=r"$x^2$", color='blue') plt.plot(x, exponential, label=r"$e^x$", color='green') plt.plot(x, factorial_approx, label=r"$n!$ (tam sayılar için yaklaşım)", color='orange', marker='o') plt.plot(x, tetration_approx, label=r"$2^{2^x}$ (x < 2 için yaklaşım)", color='red')
# Daha iyi görselleştirme için grafik sınırlarını ayarla plt.ylim(0, 100) plt.xlim(0, 5)
Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim
Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç
katın.
Evrim Ağacı'nın bilimi yaymasına destek olur musunuz?
Bu yıl sayfamızda gezdiniz.
Evrim Ağacı olarak, bilimin ulaşmadığı hiçbir köşe bırakmamak üzere çalışmaya devam ediyoruz. Ama hedeflerimize ulaşabilmek için sizin gibi bilimseverlerin desteğine ihtiyacımız var. Evrim Ağacı, hiçbir dış kaynağın desteği olmadan, neredeyse tamamen sizlerin katkılarıyla yola devam ediyor. Türkiye'ye bilimin ateşini yazmamıza yardım edin! Tek seferlik destek olun veya daha iyisi, aylık destekçilerimiz
arasına şimdi katılın.
“Bilim, tıpkı bir okyanusun kıyıya vurması gibi direnilmez, şahane ve acımasız bir şekilde büyümektedir.” Oliver Wendell Holmes
Bilim İçin 30 Saniyeniz Var mı?
Evrim Ağacı, tamamen okur ve izleyen
desteğiyle sürdürülen, bağımsız bir bilim oluşumu.
Ücretsiz bir Evrim Ağacı üyeliği oluşturmanın çok sayıda
avantajından
biri, sitedeki reklamları %50 oranında azaltmak (destekçilerimiz arasına katılarak
reklamların %100'ünü kapatabilirsiniz). Evrim Ağacı'nda geçirdiğiniz zamanı
zenginleştirmek için, sadece 30 saniyenizi ayırarak üye olun (üyeyseniz, giriş
yapmanızı tavsiye ederiz).