Hayvan İletişimine Giriş: Hayvanlar Nasıl İletişim Kuruyor?
- İndir
- Dış Sitelerde Paylaş
Bütün hayvanların hayatında diğer canlılarla iletişim kurma becerisi kritik bir rol oynar. Güvelerin eşini nasıl etkilediklerini, tarla sincaplarının çevredeki yırtıcılar hakkında nasıl bilgi aktardıklarını ya da şempanzelerin egemenlik hiyerarşisindeki konumlarını nasıl sürdürdüklerini incelerken iletişim sistemleri de konuya dahil olur. Burada sizlere, iletişim sinyallerinin çeşitleri ve bunların rol oynadığı çeşitli işlevler hakkında bir ön bilgi sunacağız.
Hayvan iletişimi klasik olarak şöyle tanımlanır:
Bir organizma (gönderici) tarafından yapılan hareket ya da bırakılan izin, başka bir organizma (alıcı) tarafından algılanması ve böylece diğer organizmadaki olası davranış biçiminin her iki katılımcıdan herhangi birine ya da her ikisine birden adapte olacak şekilde değişmesi süreci (Wilson, 1995).
İletişimin gerçekleşmesi için hem göndericinin hem de alıcının dahil olması zorunlu olsa da (Görsel 1), bazı durumlarda sadece bir oyuncu bu etkileşimden faydalanır. Örneğin dişi Photuris ateşböcekleri, Photinus dişileri tarafından üretilen sinyal ışıklarını taklit ederek daha küçük olan erkek Photinus ateşböceklerini manipüle eder. Erkekler sinyallerin kaynağını araştırırken daha büyük olan Photuris ateşböcekleri tarafından yenip yutulurlar (Llyod 1975; Görsel 2). Bu gayet açık biçimde göndericinin yararlandığı ama alıcının yararlanamadığı bir durumdur. Alternatif olarak, tüylü dudaklı yarasalar (fringe-lipped bats, Trachops cirrhosus), ve tungara kurbağaları (Physalaemus pustulosus) örneğinde olduğu gibi etkileşimden yararlanan tek oyuncu alıcıdır. Erkek tungara kurbağaları, dişilerin dikkatini kendi bölgelerine çekmek için tanıtım çağrıları yapar. Bu sinyaller dişilerin alınması için tasarlandığı halde kulak misafiri olan tüylü dudaklı yarasalar da bu çağrıları algılar ve bu bilgiyi kurbağaların yerini bulmak ve onları yakalamak için kullanır (Ryan et al. 1982). Bu örneklere karşın, hem göndericinin hem de alıcının bilgi alışverişinden yararlandığı birçok durum da vardır. Büyük orman tavuğu (greater sage grouse), bu “gerçek iletişimi” çok iyi bir şekilde sergilemektedir; çiftleşme dönemi boyunca erkekler çok fazla enerji gerektiren çalımlı görüntüler ortaya koyarlar ve dişiler erkek cinsiyle ilgili bu güvenilir bilgiyi hangisiyle çiftleşeceğine karar vermek için kullanır (Vehrencamp et al. 1989).
Sinyal Çeşitleri
Hayvanlar, iletişim amaçlı birçok farklı duyu kanalları veya sinyal çeşitleri kullanırlar. Gündüzleri aktif olan hayvanlar için görsel sinyaller çok etkilidir. Bazı görsel sinyaller daimi bir reklam görevi görür; örneğin erkek kırmızı kanatlı karakuşların (Agelaius phoeniceus) her daim göz önüne serdikleri parlak kırmızı apoletleri bölgesel savunma açısından önemlidir. Araştırmacılar test amacıyla apoletleri siyaha çevirdiklerinde, erkekler diğer erkeklerin işgaline daha fazla maruz kalmıştır (Smith 1972). Bundan farklı olarak da, bazı görsel sinyaller yalnızca uygun koşullarda aktif olarak üretilmektedir. Erkek yeşil kertenkeleler (Anolis carolinensis), bölgelerini savunurken kafalarını birden hareket ettirip boğazlarını (gerdan) renkli, parlak bir şekilde belirginleştirirler.
Sesin çeşitli çevresel ve davranışsal şartlara kolayca uydurulabilmesi sebebiyle, doğada akustik iletişim de oldukça yaygındır. Sesler, amplitüd, süre ve frekans açısından ciddi şekilde değişkenlik gösterebilir ki bu da sesin çevrede ne kadar uzağa yayılabileceğine ve alıcının, göndericinin konumunu nasıl belirleyebileceğini de etkiler. Örneğin, birçok ötücü kuş yer belirlemeyi zorlaştıran saf tonda alarm sesi yayar ve yine aynı tür, türdeşlerine göndericinin yerini bulmada kolaylık sağlayacak ve eşleri çekebilecek daha karışık, geniş bant şarkıları üretir (Marler 1955). Akustik iletişimin daha özel bir hali ise avlarının yerini belirlemek ve tespit etmek için yüksek frekans sesleri kullanan yarasa ve memeli deniz hayvanlarında görülür. Ses emisyonundan sonra geri dönüş yankısı tespit edilir ve işlenir. Sonrasında ise, hayvan çevresini doğru şekilde betimleyerek avının konumunu gayet isabetli bir şekilde bulabilir.
Görsel ve akustik sinyallerle karşılaştırıldığında kimyasal sinyaller çok daha yavaş ulaşırlar çünkü üretildiği yerin noktasal kaynağından yayılması gereklidir. Ancak, bu sinyaller uzak yerlere kadar varabilir ve üretildiği andan itibaren yavaşça azalarak kaybolur. Birçok güve türünde, dişiler kimyasal izler bırakır ve erkekler de dişilerin konumunu bulmak için bunları takip ederler. Araştırmacılar, ipekböceği kelebeklerinde (Bombyx mori) erkeklere şeffaf hava geçirmez bir kutudaki bir dişi ile cinsel açıdan aktif bir dişinin ürettiği kimyasal maddelerle ıslatılmış bir filtre kâğıdı arasında seçim imkânı sunarak görsel ve kimyasal sinyallerin rolünü ayırt etmeye çalıştı. İstisnasız biçimde erkeklerin tamamı kimyasal sinyalin kaynağına gitti ve diğer dişinin görünmesine tepki göstermedi (Schneider 1974; Görsel 3). Kimyasal iletişimin diğer hayvanların yaşamında da önemli rolü vardır. Bu hayvanlardan bazıları kimyasal izleri tespit etmek için vomeronazal organlarını kullanır. Örneğin, erkek Asya filleri (Elaphus maximus) bu organlarını kullanarak dişinin idrarındaki kimyasal izleri takip eder ve cinsel açıdan kabul görüp göremeyeceklerini belirlerler (Rasmussen et al. 1982).
Gönderici ile alıcı arasındaki fiziksel temasın meydana geldiği dokunsal sinyaller ancak çok kısa mesafelerde iletilebilir. Dokunsal iletişim sosyal hayvanlar arasındaki ilişkileri kurma ve sürdürmede genellikle oldukça önemlidir. Örneğin, düzenli aralıklarla farklı bireyler yetiştiren şempanzeler daha üst seviyede iş birliği ve yemek paylaşımıyla ödüllendirilmişlerdir (de Waal 1989).
Bulanık sularda yaşayan sucul hayvanlar için, elektrik sinyali ideal bir iletişim biçimidir. Birkaç mormyrid balık türü [Ç.N. Bulanık sularda çevrelerini algılamalarını sağlayan zayıf elektrik alanları üretmeleriyle bilinen bir balık türü], temel olarak avın yerini elektrolokasyon yoluyla tespit etmelerini ve buna ek olarak; eş arayan bireylerin türdeşlerini türdeş olmayanlardan ayırt etmelerini sağlayan türe özgü elektriksel sinyaller üretirler. Avcı köpekbalıkları, avın zayıf biyoelektrik [Ç.N. Canlı varlıkların kendi vücutlarında ürettikleri elektrik] alanlarında gizli dinleme yapmak için kullanılan baş kısımlarındaki özel elektroreseptör [Ç.N. Özellikle elektriksel alanları algılayabilen duyu hücrelerine sahip balıklarda bulunan algılayıcı hücre veya organ] hücrelerini kullanarak elektrik sinyallerini algılama yeteneğine sahiptir (von der Emde 1998).
Sinyallerin İşlevleri
En gösterişli iletişim sinyallerinden bazıları cinsel tanıtımda ve eşlere kur yapmada önemli rol oynar. Başarılı bir üreme, eşin niteliğini ortaya koyan göstergeleri değerlendirmekle birlikte uygun cinste ve cinsiyette bir bireyin seçilmesini de gerektirir. Erkek saten çardak kuşları (Ptilonorhynchus violaceus), parlak renkli nesnelerle süslü özenle hazırlanmış çardaklar inşa ederek dişileri çekmek için görsel işaretler kullanır. Dişi çardağa yaklaştığında, erkek, kendisiyle birlikte olmasına izin veren dişiyle birlikte biten ya da bitmeyen, özenle hazırlanmış bir dans sahneler (Borgia 1985). Böyle görsel işaretler üretmeyen erkeklerin bir dişiyi güvenceye alma şansı çok düşüktür. Dişiler daha fazla üremeyi sağlamak adına çiftleşme konusunda seçici olsalar da cinsel rollerin tersine çevrildiği ve kadınların erkekleri cezbetmek amacıyla işaretler ürettiği türler vardır. Örneğin, derin hortumlu boru balıklarında (Syngnathus tiple), çiftleşme döneminde çizgili, geçici bir desen üreten dişiler, erkeklere çizgisiz dişilerden daha çekici gelir (Berglund et al. 1997).
İletişim sinyalleri ayrıca bölge savunması da dahil anlaşmazlıkların çözülmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Erkekler kadınlara yaklaşmak için yarıştıklarında fiziksel mücadeleye girişmenin bedeli çok ağır olabilir; dolayısıyla doğal seleksiyon, erkeklerin fiziksel mücadeleye girmeden rakiplerinin dövüş kabiliyetlerini doğru bir şekilde ölçmelerini sağlayan iletişim sistemlerini öne çıkarır. Örneğin kızıl geyik (Cervus elaphus) böyle karmaşık bir sinyal sistemi sergiler. Çiftleşme mevsimi süresince, erkekler bir grup dişiyi fazlasıyla savunurlar, ancak erkekler arasında kavga etmek nispeten nadirdir. Bunun yerine, erkekler kükreme ve karşılıklı yürüyüş de dahil olmak üzere savaş yeteneklerinin göstergesi olan sinyaller alıp verirler. İki erkek arasındaki bir anlaşmazlık, genellikle bireylerin büyüklükleri hemen hemen aynı olduğunda ve görsel ve işitsel sinyaller hangi hayvanın mücadeleyi kazanmasının daha olası olduğunu belirlemede yetersiz kaldığında fiziksel bir mücadeleye dönüşür (Clutton-Brock et al. 1979).
İletişim sinyalleri, çoğu zaman hayvanların yer değiştirmelerini ve kendi yavrularını doğru bir şekilde tespit etmelerini sağlamakta kilit rol oynar. Bakıma muhtaç yavrular doğuran türlerde, yetişkinler yiyecek bulmak ve kaynak toplamak için yavrularını düzenli olarak yuva gibi bir sığınakta bırakırlar. Döndükten sonra ise kendi yavrularını tanımaları gerekir, bu da yüksek derecede kolonileşmiş türlerde zor olabilir. Brezilya kuyruksuz yarasaları (Tadarida brasiliensis) milyonlarca yarasa bulunduran mağara kolonileri oluştururlar; dişiler her akşam yiyecek aramak için mağaradan ayrıldıklarında, yavrularını binlerce diğer yavruyu barındıran bir yuvaya yerleştirirler ve tüneğe geri döndüklerinde, binlerce yavru arasından kendi yavrularını bulma zorluğuyla karşı karşıya kalırlar.
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Araştırmacılar başlangıçta böyle bir ayırt etme görevini yerine getirmenin imkânsız olduğunu ve dişilerin basitçe kendilerine yaklaşan herhangi bir yavruyu beslediklerini düşünüyordu, ancak daha sonraki araştırmalar, dişilerin %83 olasılıkla kendi yavrularını bulup onlara baktıklarını ortaya çıkardı (McCracken 1984, Balcombe 1990). Dişiler; mekânsal hafıza, akustik sinyalizasyon ve kimyasal sinyalizasyondan oluşan bir kombinasyon kullanarak bu kadar olağanüstü bir ayrımı yapabilmektedirler. Yavrular annenin belli bir mesafeden tanıyacağı ve algılayabileceği, kendilerine özgü "izolasyon çağrıları" üretirler. Bir yavrunun daha yakından incelenmesi üzerine, dişilerin buna ek olarak yavrunun kimliğini belirleyebilmek için koku duyusunu kullandıkları da görülmüştür.
Birçok hayvan, çevre hakkında bilgiyi türdeşlerine, özellikle yakın akrabalarına, iletmek için 'iletişim sistemlerine' bel bağlar. Bunun mükemmel bir örneği, yetişkinlerinin koloni üyelerini belli bir avcı türünün varlığı hakkında uyarmak için alarm verdiği eski dünya maymunlarında (Chlorocebus Pygerythrus) gözlenir. Bu özellikle, avcının niteliğine uygun önlemleri almak için gerekli bilgilerin iletimini sağladığı için değerlidir (Görsel 4). Örneğin, "öksürük" sesi çıkartma, kartal gibi uçan bir yırtıcının varlığını gösterir; koloni üyeleri bu çağrıya yerdeki bitki örtüsünün arasında saklanmak için yer arayarak yanıt verirler (Seyfarth & Cheney 1980). Oysa, kaçmaya dönük böylebir tepki leopar gibi bir kara avcısı yaklaşırken uygun olmayacaktır.
Birçok hayvan, bireylerin bir gruba uyum sağlamasını kolaylaştırmak ve grup bağlılığını sürdürmek için gelişmiş iletişim sinyallerine sahiptir. Güç hiyerarşileri oluşturan gruplar halinde yaşayan türlerde iletişim, baskın sınıf ve astlar arasındaki iyileştirici ilişkileri sürdürmek için kritik önemdedir. Şempanzelerde, alt sınıftaki bireyler üst sınıftaki bireylere karşı çömelme ve hırıltılı sesler çıkarma gibi itaatkâr davranışlar gösterirler. Buna karşılık olarak, baskın sınıftaki bireyler düşük saldırganlık göstergesi olan uzlaşmacı sinyaller üretirler. İletişim sistemleri, grup hareketlerini koordine etmek için de önemlidir. Bireylere grup üyelerinin konumlarıyla ilgili bilgi veren iletişim çağrıları, birçok kuş ve memeli türleri tarafından kullanılır.
Sonuç olarak, iletişim üzerine araştırma yapmak bize sadece hayvanların iç dünyasına ilişkin fikir vermez, aynı zamanda önemli evrimsel soruları daha iyi cevaplamamızı sağlar. Bir örnek olarak, iki izole popülasyon eş bulmak için kullanılan sinyallerin yapısında zamanla farklılaşma sergilediğinde, üremek için birbirlerinden bağımsız çiftleşmeye başlayabilirler. Bu, topluluk gelecekte tekrar bir araya gelse bile, hassas iletişim sinyallerindeki belirgin farklılıkların bireylerin sadece kendi topluluklarından eş seçmelerine neden olabileceği anlamına gelir. Örneğin, birbiriyle yakın akraba olan ve benzer görünen üç zar kanat türü, erkeklerin ürettiği düşük frekanslı seslerdeki farklılıklardan dolayı aslında birbirleriyle çiftleşerek üremezler; çünkü dişiler diğer türlerden gelen seslerle karşılaştırıldığında kendi türlerinden gelen seslere çok daha kolay tepki verirler (Martinez, Wells & Henry 1992).
Hayvan iletişim sistemlerinin kapsamlı bir şekilde anlaşılması, tehdit altında ve nesli tükenmekte olan türlerin korunmasıyla ilgili etkin kararlar vermek adına da ciddi bir önem arz edebilir. Bir örnek olarak, son araştırmalar insan kaynaklı gürültülerin (araba, tren vb.) çeşitli hayvanların iletişimini nasıl etkileyebileceğini anlamaya odaklanmıştır (Rabin et al. 2003).
Hayvan iletişimi alanı genişlemeye devam ederken, çeşitli türlerdeki bilgi alışverişi hakkında daha çok şey öğreneceğiz ve hayvanların tabiatta ürettiğine şahit olduğumuz muhteşem sinyal çeşitliliğini daha iyi anlayacağız.
Teşekkür: Bu yazının çevirisine katkı sağlayan Ayşe Kardelen Kunal'a teşekkür ederiz.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 10
- 6
- 5
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Nature | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 13:36:06 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/481
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Nature. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.