Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Çeviren 24 Mart 2015 3 dk.

Bilim insanları soyu tükenmiş olan yünlü mamutun DNA'sını, canlı fil hücreleri içerisinde okutmayı başardı. Bu durum, uzun zamandır hayatta olmayan canlının geri getirilmesi için umut kaynağı oldu.

Yünlü mamutların yok olmasından 3000 sene sonra, bilim insanları laboratuvar ortamında mamut hücrelerini canlandırmayı başardı. Mamutları fillerden ayıran genleri (kıllılık, kulak boyutları, deri altı yağları gibi) çoğaltan bilim insanları, bu genleri başarıyla fil hücrelerine yeniden yerleştirmeyi başardılar.

19
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 20 Ekim 2018 15 dk.

Beynimizi çok kapsamlı ve gelişmiş bir bilgisayar olarak düşünmeye meyilliyizdir. Çünkü tıpkı bir bilgisayar gibi, etraftan gelen verileri toplar, belli bir merkezde işler ve genler ile çevrenin belirlediği bir altyapı çerçevesinde bu uyaranlara uygun bir cevap üretir. Örneğin ateşe dokunmaktan uzak durur, yemek arar, üremeye çalışır, su peşinde gideriz. Bu yaklaşım öyle yaygındır ki, New Scientist dergisinin 18 Ekim 2018 tarihli bir yazısının başlığı şöyle der: "Beyniniz, 100 milyar mini-bilgisayarın bir arada çalışması gibidir!"

Buna karşılık bazı psikolog ve sinirbilimciler (ve kimi zaman bilgisayar bilimciler de), beynimizin bir bilgisayar olamayacağını, bunun aşırı basite indirgenmiş ve düpedüz yanıltıcı bir metafor olduğunu söylemekte. Bu yazının okurlarının, beynin bilgisayar metaforuna alışık olduğunu tahmin ettiğimizden, tersten başlayalım ve beynin neden bir bilgisayar olmadığı iddiasını anlamak için, Kaliforniya'daki Amerikan Davranışsal Araştırma ve Teknoloji Enstitüsü'nden psikolog Dr. Robert Epstein'in şu sözlerine kulak verelim (makalesinin tamamına Türkçe olarak buradan erişebilirsiniz):

156
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Deniz Akdeniz
Seslendiren 7 Ocak 2020 10:03
Uyarı: Eğer intihar etmeyi düşünüyorsanız, yalnız değilsiniz! Ücretsiz olarak yardım alabileceğiniz kaynaklara başvurun. Eğer acil tıbbi yardıma ihtiyacınız...
27
Pedram Türkoğlu
Yazar 14 Mayıs 2017 27 dk.

Böcekler derin deniz dipleri hariç neredeyse her habitattan rapor edilmişlerdir. Çoğu türü karasal olmasına karşın, birçoğu da yetişkin veya larval evrelerinde tatlı sularda ya da tuzlu su bataklıklarında yaşarlar. Az sayıda tür (okyanus koşucuları Holobates cinsinin tümü) açık okyanus yüzey suları üzerinde yaşayabilmesine karşın şaşırtıcı bir şekilde yetişkin böcekler okyanuslara uyum sağlamayı başaramamıştır. Muhtemelen yüksek basınçta su geçiren ve kırılgan olan dış iskeletleri okyanuslarda uyum başarısı sağlayamamıştır. Bu başarıyı sağlayanlar da zaten artık ''böcek'' değildir. Bu sınıfta yaklaşık 29 takım, 949 aile ve 1.1 milyon böcek türü tanımlanmış, büyük olasılıkla bu sayının en az 3 katı daha tanımlanmayı beklemektedir. Benzer bir şekilde şimdilik 95 milyon böcek türünün fosillerde de mevcut olduğu sanılmaktadır. Örneğin Meganeuropsis permiana 245 milyon yıl önce yaşamış, 71 cm'lik kanat açıklığı ile şimdiye kadarki bulunan en büyük böcektir. Aslında böcekler, uçma ilk evrimleştiğinde başka hiçbir organizma tarafından yaşam şekli olarak kullanılmamaktaydı. Bu nedenle rekabete girebilecek başka hayvan grupları olmadığından uyumsal başarıları da engellenememiştir. Birtakım amfibiler dışında Dünya'da onları eleyebilecek başka bir tür yoktu. Böylece sayıları artmış ve yanında bitkilerin çeşitliliğini getirmiştir.

Yusufçuklar ve kızböcekleri, bilinen en eski böcek takımları arasında yer alır. Kanat açıklıkları 19 cm'ye ulaşabilen bu hayvanlar genellikle suya yakın yerlerde yaşayan, uçarken başka böcekleri avlayan birer yırtıcıdır. Boyları 25 cm'yi bulan en iri türlerden bazıları küçük kuşları ve sürüngenleri de avlar. Örneğin Mavi yusufçuk (Pachydiplax longipennis) birlikte veya ayrı ayrı çırpabildiği büyük çifte kanatlarıyla ileri ya da geri uçabilir, havada asılı kalabilir. Şafak yusufçuğu (Trithemis aurora) da etçil beslenmeye uygun ağız yapısına sahiptir. Termit ve hamamböcekleri avlanamaz. Hamamböcekleri genelde çürümüş bitki artıklarıyla, memelilerin ve kuşların artıklarını yer. Termitler ise ölü ağaçlarla beslenir. Besinlerin dönüşümünü sağlamakla birlikte, kentsel yaşam alanlarında binalara zarar verir. Çekirgeler ve ağustosböcekleri ise omnivordur (hepçildir). Bedeninin geri kalanını hareket ettirmeden kafasını çevirebilen tek böcek de peygamberdevesidir (Mantis takımı). Avcı böcekler dışında bokböcekleri gibi detritivor olan böcekler de ekosistemdeki kimyasalların yeniden döngüye katılmasında önemlidirler. Bazı böcekler, bitkilerin ya da hayvanların iç parazitidir. Diğerleri konağın kanını emer ya da yüzeyindeki dokuları tüketirler. Tüm böcek türlerinin yaklaşık %20'si parazitoiddir.

75
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Hüseyin Güngör
İnceleyen8 8 Aralık
Yönetmen Bryan Singer. Ben X-Men serisini çok severim. Gittikçe mükemmelleşen nadir serilerdendir. Bir de The Usual Suspects filmi meşhurdur. Film 2 saatten biraz uzundur. Yapay zekaya danışarak öğrendiğim kadarıyla filmdeki olaylar tutarlı değil. Dramatik etki için değiştirilmiş ve abartılmıştır. Zaten türü de biyografik drama olarak geçiyor. Rami Malek'in en ikonik rolü Mr. Robot olsa da sanırım en meşhur ve önemli rolü bu olacaktır. Ben James Bond filminde olduğu gibi ucube kötü karakter rolünde oynamasını bayağı beğenmiştim. Bu filmle Oscar kazandı. Filmin de 4 Oscar'ı bulunuyor.

Queen punk ve rock kültürünü temsil ediyor. Buna rağmen ben de en ikonik şarkıları dışında dinlemedim. Ama zaten o şarkılarına da herhalde kahvehanedeki dayı bile ben bunu biliyorum ya der. Mercury gerçekten ilginç bir karakter. Dediği gibi bir performer olarak dünyaya gelmiş ve esrime tanrısı olarak ömrünü geçirmiş. Egosunun yüksekliği çok işine yaramış gibi görünüyor. Konu güzel ve bir belgesel gibi ilerlemiyor. Yani akıcı. Görsellik ve ses yönünden de oldukça kaliteli. Hikaye anlatımı için değiştirilen şeyler de yerinde. Bohemian Rhapsody bu dünyada çok kısa bir süre yer alıp yüzyıla yayılacak sanatsal bir etki yapabilen nadide bir ismin hayatını ele alan oldukça güzel bir eser.
9.4/10
(5 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
9
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ece Müker
Ece Müker
508K UP
2 gün önce
NASA’nın MAVEN (Mars Atmospheric and Volatile EvolutioN) uzay aracıyla yürüttüğü araştırma, Mars’ın atmosferinde su kaybına neden olan “sputtering” (sıçrama) adı verilen bir süreci gözler önüne serdi. Bu süreçte, güneşten gelen yüklü parçacıklar (ağır iyonlar), Mars atmosferine çarparak nötr atom ve molekülleri uzaya fırlatıyor.

Mars, milyarlarca yıl önce suya sahipti, ancak gezegenin manyetik alanını kaybetmesiyle birlikte atmosferi ve suyu güneş rüzgarlarına maruz kaldı. Sputtering, bu atmosfer kaybının önemli bir nedeni olarak öne çıktı. Araştırma ekibi, argon gazının yüksek irtifalarda nasıl sıçradığını gösteren bir harita oluşturarak bu süreci ilk kez doğrudan gözlemledi.

Bu bulgular, Mars’ın yaşanabilirlik geçmişine dair önemli ipuçları sunarken, gezegenin neden günümüzde kuru ve ince atmosferli olduğunu anlamaya katkı sağlıyor.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 14 Nisan 2014 14 dk.

Bir önceki yazımızdan hatırlayabileceğiniz gibi, artık uyum başarısının ne olduğunu, evrimi neden etkilediğini ve bir popülasyondaki ortalama uyum başarısının ne anlama geldiğini biliyoruz. Bu yazımızda da bu konu üzerinden giderek çeşitli popülasyonları, farklı genotip dağılımlarına göre analiz etmeyi öğreneceğiz. Böylece farklı seçilim baskıları altında, farklı genotiplerin ne yönlere doğru evrimleşebileceğini tahmin etmeyi ve hesaplamayı öğrenmiş olacağız. Ancak başlamadan önce, ortalama uyum başarısının nasıl hesaplandığını hatırlayalım ve bunun matematiksel anlamını bir örnek üzerinden görelim. Hatırlayacak olursanız ortalama uyum başarısını şöyle hesaplıyorduk:

Hatırlayacağınız gibi burada F harfiyle belirtilenler genotip frekanslarını (örneğin AA genotipinin popülasyon içerisinde bulunma sıklığını), omega (ω) işaretiyle gösterilenlerse, o genotipin çevreye uyum başarısını ifade etmektedir. Dolayısıyla her bir genotipin uyum başarısını, o genotipin bulunma sıklığı ile çarparak sonuçları topladığımızda, popülasyonun ortalama uyum başarısını elde etmiş oluruz. Bu tıpkı şu soruyu çözmeye benzer: 

63
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ayşegül Şenyiğit Özdil
Yazar 14 Eylül 2017 14 dk.

Darwin’den itibaren pek çok filozof ve bilim insanı genel olarak insana atfedilen bir özellik olan ahlak kavramının evrimsel bir kökene sahip olduğunu düşünmüş ve onun birtakım evrimsel süreçlerin birlikteliğinden doğan bir ürün olduğunu ortaya koymuşlardır. Bazı yönlerden ahlakın dolaysız bir şekilde biyolojik evrimsel süreçlerin etkisi altında şekillendiğini söyleyebilmemize rağmen bazı yönlerden de belli başlı bazı ahlak kurallarının tamamıyla dolaysız bir şekilde biyolojik evrimimizle açıklanamayacak kadar karmaşık oluşu ahlak kavramını açıklama çabasını oldukça zorlu ama bir o kadar da gizemli kılmaktadır.

Yazımız boyunca ahlak kavramını 3 bölüm halinde inceleyerek masaya yatıracağız.

93
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Rasul Nurullazade
İnceleyen9 1 gün önce
Gerçekten izlerken çok keyif aldığım bir film. Filmin neredeyse her anında beklenmedik olay örgüsü ile karşılaşıyorsunuz. Ancak bazı kısımlarda bilimsel olarak absürt sahneler içerdiğini de söylemek isterim.
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 16 Ocak 2014 2 dk.

Ortalama bir insanın özellikle boy açısından büyümesi yaklaşık olarak 20 yaşında sonlanır. Bir diğer deyişle, 20 yaşından sonra bir insanın gözlenebilir biçimde uzaması pek olası değildir (bazı istisnalar olsa da).

Leğen kemiği genişliği, boy uzunluğunun doğrudan bir sınırlayıcısıdır. Hastalıklı durumlar haricinde, leğen kemiği genişlemeden boy uzaması mümkün değildir. Dolayısıyla leğen kemiğinin genişleme kapasitesinin zaman içinde nasıl değiştiğine bakmak, boy uzamasının ne zaman durduğunu tespit edebilmemizi sağlar.

62
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
İsmail Gelincik
Gözlemi Yapan 4 gün önce Türkiye, Muğla
Gölova kıyısındaki evimize kadar zahmet etmiş, hoşgelmiş ☺️
4
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Zəhra Əzizova
Öğrenmeye meraklı biri 4 gün önce Sen de Cevap Ver

Evrim gerçekten yerçekiminden etkileniyor, çünkü canlılar kütleye sahip ve dünya üzerinde yaşıyorlar. Ancak evrim sürecinde canlıların gökyüzüne doğru, yani yerçekimine karşı gelişim göstermesi, aslında yerçekiminin bir engel değil, daha çok bir sınır ve çevresel faktör olduğunu gösterir. Canlılar yerçekimine karşı koymak için uçma, tırmanma, dalış gibi adaptasyonlar geliştirdi; bu da evrimin dış etkilerle şekillendiğini kanıtlar.

DNA’nın kütlesi yerçekimine tabidir, ama DNA’nın taşıdığı bilgi ve genetik kod, sadece fiziksel bir kütle değil, aynı zamanda çevresel koşullara uyum sağlama kapasitesidir. Evrim, tamamen rastlantısal mutasyonlardan ibaret değildir; çevre baskıları, besin kaynakları, avcılar ve hatta yerçekimi gibi fiziksel faktörler, seçilim mekanizmalarını belirler.

Bu yüzden evrimin “rastlantı hipotezi” tamamen doğru sayılmaz; dış etkenlerin varlığı ve etkisi olmazsa evrim olmaz. Canlılar dış dünyadan etkilenir ve bu etkilerle değişir. Yerçekimi de bu etkilerden biridir ama canlıların gelişimini yönlendiren tek unsur değildir. Dolayısıyla, canlıların yerçekimine rağmen “yukarı”ya doğru evrimleşmesi, dışardan gelen fiziksel ve biyolojik etkileşimlerin bir sonucudur. Rastlantı ve dış etkiler birlikte çalışır.

Tüm Reklamları Kapat

Özetle: Evrim, yerçekimini aşan bir süreç değil; yerçekimini içinde barındıran, ona rağmen çeşitlenen ve gelişen karmaşık bir sistemdir. Dış etkiler olmazsa evrim olmaz; rastlantı tek başına yetmez.

4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Itamar Shatz
Itamar Shatz
499K UP
Yazar 15 Ocak 2022 11 dk.

Yanlış bir öncül, bir argümanın temelini oluşturan ve onu mantıksal olarak geçersiz kılan yanlış bir önerme veya varsayımdır. Örneğin, "Bütün kuşlar uçabilir ve penguenler uçamaz, bu nedenle penguenler kuş değildir." argümanında, "Tüm kuşlar uçabilir." öncülü yanlıştır, çünkü bazı kuşlar uçamaz ve bu, argümanı mantıksal olarak geçersiz kılar.

Yanlış öncüller yaygın olduğundan ve birçok mantıksal yanlışlığın merkezinde yer aldığından, onları anlamak önemlidir. Bu nedenle, bu makalede, yanlış öncüller hakkında daha fazla bilgi edinecek, bunların başkaları tarafından kullanımına nasıl tepki verebileceğinizi görecek ve bunları kendiniz kullanmaktan kaçınmak için neler yapabileceğinizi anlayacaksınız.

35
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nevzat Keskin
Seslendiren 3 gün önce 7:11
Gece yarısı vızıltısıyla bizi uykumuzdan eden veya soktuktan sonra bizi kaşıntılar içinde bırakan sivrisineklerle o bilindik deneyimleri yaşamayanımız...
0
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Evrim Ağacı'na Destek Ol
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 2 Şubat 2019
Dedikodu, mazlumların uyuşturucusudur.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
24
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close