Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Fatma Nur İnakçı
Aktaran 1 gün önce 3 dk.

Bilim insanları, kullanışsız gece görüş gözlüklerine ihtiyaç duymadan kızılötesi ışığı görmenin yeni bir yolunu buldu. Araştırmacılar kızılötesi görüş sağlayan ilk kontakt lensleri üretti ve bu cihazlar, insanlar gözlerini kapattıklarında bile işe yarıyor.

Hefei'deki Çin Bilim ve Teknoloji Üniversitesinden (USTC) bilim insanlarının başını çektiği buluşun arkasındaki ekip, lenslere güçlerini 800-1.600 nanometre aralığındaki yakın kızılötesi ışığı 400-700 nanometre aralığında insanların görebileceği daha kısa dalga boylu görünür ışığa dönüştüren nanoparçacıklarla güçlendirerek kazandırdı. Araştırmacılar lenslerin bir çiftinin yapımının yaklaşık 200 ABD dolarına mal olduğunu tahmin ediyor.

13
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 31 Mayıs 2011 43 dk.

Mutasyon, kelime anlamıyla genetik materyalde meydana gelen rastlantısal değişim demektir. Bu değişim, genetik dizideki bir nükleotidin bir başkasına dönüşmesi kadar basit olabileceği gibi, bir kromozomun baştan sona fazladan kopyalanarak sayısının artması kadar devasa da olabilir. Birçok mutasyon ise genellikle spesifik bir geni veya birkaç geni etkileyen boyuttadır.

Mutasyonları anlamak için, öncelikle mutasyonlarda gördüğümüz rastgeleliği anlamamız gerekmektedir. Fakat sadece rastgelelik üzerinden yapılacak bir mutasyon analizi yetersizdir; fayda/zarar dengesi, mutasyonların çeşitlerine örnekler, belirli mutasyonların elenmesinin güçlüğü gibi birçok konuyu öğrenmek gerekmektedir. Bu yazımız, ihtiyacınız olan temeli size fazlasıyla kazandıracaktır.

136
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Gencay Kaan Polat
Uyarlayan 6 Aralık 2020 10 dk.

Zayıf kuvvet (veya zayıf etkileşim), evrendeki tüm maddeyi yöneten dört temel kuvvetten biridir; diğer üçü kütleçekimi, elektromanyetizma ve güçlü kuvvettir. Diğer güçler, bir şeyleri bir arada tutarken, zayıf güç, şeylerin parçalanmasında veya bozunmasında daha büyük rol oynar.

Zayıf kuvvet, kütleçekiminden daha güçlüdür; ancak yalnızca çok kısa mesafelerde etkilidir. Atom altı seviyede hareket eder ve yıldızlara yakıt olmada ve elementler yaratmada çok önemli bir rol oynar. Thomas Jefferson Ulusal Hızlandırıcı Tesisi'ne (Jefferson Lab) göre, evrendeki doğal radyasyonun çoğundan da sorumludur.

39
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ümit Solmaz
Ümit Solmaz
101K UP
2 gün önce
Dünya Tarihi Burada Başladı | 52.000 Yıllık Kaya Resimleri - Sulawesi | Endonezya
https://youtu.be/52BnoVjkswI
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı Akademi

Evrim Ağacı Akademi'yi kullanarak kendini Genel Biyoloji konusunda geliştirebilirsin.

Eser
Ece Müker
Ece Müker
512K UP
Eseri Ekleyen 6 gün önce Film
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
Can Kayacılar
Yazar 3 Kasım 2016 2 dk.

Türkiye, 2000 yılında yayınlanan Guinness Rekorlar Kitabı’nda yer almaktadır. Çünkü ülkemiz, kişi başına en fazla (199.6 kilogram) ekmek tüketen ülkedir. Bir diğer deyişle, Türkiye’de her yıl ortalama vücut ağırlığımızın 3 katı kadar ekmek tüketiyoruz. Hem de rekoru açık ara farkla elimizde tutuyoruz. Sıralamada Türkiye’den hemen sonra, yılda kişi başı 135 kilogram ile (2000 yılındaki adıyla) Sırbistan-Karadağ ve yılda kişi başı 133.1 kilogram ile Bulgaristan geliyor. 

Bu hiç de iyi bir haber değil, övünülecek bir şey hiç değil! Çünkü bildiğimiz tarzda ekmek, geleneksel tarihimizde yok! Aslında insanlık tarihinde de sadece Avrupa toplumlarında var.

28
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Ali Can Efe
Ali Can Efe
102K UP
Alıntıyı Ekleyen 2 Mart 2024
Biz hayatını, bağımsızlığını korumak için çalışan emekçileriz, zavallı bir halkız. Ne
olduğumuzu bilelim. Kurtulmak, yaşamak için çalışan ve çalışmak zorunda olan bir
halkız! Bundan dolayı her birimizin hakkı vardır, yetkisi vardır. Fakat çalışmakla bir
hakkı elde ederiz. Yoksa sırt üstü yatmak ve hayatını çalışmadan geçirmek isteyen
insanların bizim toplumumuz içerisinde yeri yoktur, hakkı yoktur! O halde söyleyiniz
efendiler! Halkçılık toplum düzenini emeğine, hukukuna dayandırmak isteyen bir sosyal
doktrindir. Efendiler! Biz bu hakkımızı korumak, bağımsızlığımızı güven altında
bulundurabilmek için, toptan, milletçe bizi mahvetmek isteyen emperyalizme karşı ve
bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı milletçe savaşmayı uygun gören bir doktrini
izleyen insanlarız.
Kaynak: Türkiye İşçi Partisi Programı, Ersa Matbaacılık, İstanbul, 1964, s. 11
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ahmet Öztekin
Uyarlayan 3 gün önce 3 dk.

Düzenli egzersiz, yapabilen insanlar için hem fiziksel hem de mental olarak faydaları gerçekten de yadsınamayacak düzeyde ancak fiziksel kısıtlamalardan ötürü egzersiz yapamayan bazı insanlar da bulunmakta. Bu kişiler için de egzersizin metabolik etkilerini taklit edebilen LaKe molekülü geliştirildi. Molekül, herhangi bir fiziksel efor gerektirmeksizin egzersizin ve orucun metabolik etkilerini taklit etmekte.

Bu molekülün belirtilen metabolik etkilerinin yanı sıra Parkinson ve demans gibi bazı nörolojik hastalıkların tedavisinde yardımcı olarak kullanılabileceği düşünülüyor. Tüm bu olası etkileri sayesinde bu molekülün keşfi ile birlikte yoğun egzersiz programlarına ya da oruç temelli diyetlere uyamayan kişilerde uygulanabilecek tedaviler için umut vadediyor.

10
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ufuk Derin
Aktaran 12 Şubat 2024 1 dk.

Bilim insanları, İskoçya'nın Skye Adası'nda bulunan örnekler sayesinde yeni bir Teruzor türü tanımladı. Yeni Teruzor türü, Darwinoptera kladının bir parçasıdır. Keşif; kladın daha önce düşünülenden çok daha çeşitli olduğunu, Jura'nın erken dönemlerinden sonlarına kadar, 25 milyon yıldan fazla bir süre varlığını sürdürdüğünü göstermektedir. Bu dönemde klad içindeki türler dünya çapında yayılmıştır.

Orta Jura'daki Teruzor fosillerinin nadir ve eksik olması erken Teruzor evrimini anlama konusunda büyük bir engeldi. Keşif, tüm Jura Teruzor kladlarının daha önce beklenenden çok daha önce, Erken Jura'nın sonundan önce evrimleştiğini ve Teruzorların sonunda Avialanlarla birlikte son Jura'da da varlığını sürdürdüğünü göstermektedir.

29
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Görkem Bakırcı
Fen Bilimleri Öğretmeni 1 gün önce Sen de Cevap Ver

Methuselah Yıldızı için yapılan ölçümler tam olarak gerçeği yansıtmamaktadır. Bu yıldızın yaşının ölçümü içerisinde belirsizlik ve hata payı barındırır. Yapılan yeni ölçümler bu yıldızın evrende oluşmuş en erken yıldızlardan biri olduğu ve yaşının da evrenin yaşına çok yakın olduğunu ortaya koymaktadır. Methuselah yıldızının yaşı 12 ila 13.7 milyar yıl arasındadır yani evrenden daha yaşlı olması mümkün değildir.

Evrende ilk yıldızların büyük patlamadan 100 ila 200 milyon yıl sonra oluştuğunu düşünüyoruz. Dolayısıyla bu yıldızın da maksimum 13.6 milyar yıl yaşında olabileceğini söyleyebiliriz.

Aşağıda bıraktığım makalede yıldızın yaşının 12 milyar civarı olduğu ifade edilmiş. Farklı farklı ölçümler de mevcuttur. Oradan inceleyebilirsiniz.

Tüm Reklamları Kapat

Kaynaklar

  1. J. Tang, et al. Revised Best Estimates For The Age And Mass Of The Methuselah Star Hd 140283 Using Mesa And Interferometry And Implications For 1D Convection. (20 Mayıs 2021). Alındığı Tarih: 17 Haziran 2025. Alındığı Yer: arXiv doi: 10.48550/arXiv.2105.11311. | Arşiv Bağlantısı
2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Büşra İlcay Ve Meriç Öztürk
Büşra İlcay Ve Meriç Öztürk Seslendiren 3 gün önce 41:05
LGS geçti, şimdi sıra YKS'de! Son bir haftada öğreniler ne yapmalı, aileler ne yapmamalı? Sınav sırasında gelen stres nasıl bertaraf edilir? Peki ya sınavdan...
1
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

İrem Öznur Kılıç
Seslendiren 24 Mart 2022 13:35
Empati boşluğu, (İng: ''empathy gap'') insanların mevcut durumlarından farklı olan zihinsel durumları anlamakta veya bu tür durumların, insanların muhakeme...
Bionluk Logo sponsorluğunda seslendirildi.
69
Tarçın'ın Kabuğu

Meraklı salyangoz Tarçın, okula başladığında çok heyecanlanır ve sürekli kabuğuna saklanmak ister. Bu kadar utangaç olduğu için de kendine çok kızar ve sürekli neden bu kadar utangaç olduğunu sorar kendine. Fakat okulda başka bir utangaç daha vardır.

Acaba Tarçın cesaretini toplayıp yeni arkadaşına yardım edebilecek mi?

Devamını Göster
₺100.00
Tarçın'ın Kabuğu
İnceleme
Yusuf Bedirhan
İnceleyen 6 gün önce
Bu sene yıldırım atamadılar ama ellerinde mızrak ile geziyorlar…
Yıldırım istiyoruz babbaaaa!
Film
4.8/10
(4 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ece Müker
Ece Müker
512K UP
2 gün önce
NASA ile Hindistan Uzay Araştırma Örgütü (ISRO), Dünya yüzeyindeki değişimleri santimetre düzeyinde ve neredeyse gerçek zamanlı olarak izleyebilecek türünün ilk örneği olan 1,5 milyar dolarlık NISAR uydusunu fırlatmak üzere tarihi bir iş birliğine imza atıyor.

Yaklaşık 3 ton ağırlığında ve 12 metrelik radar antenine sahip olan NISAR (NASA-ISRO Synthetic Aperture Radar) uydusu, 18 Haziran 2025'te Hindistan’ın Chennai kenti yakınındaki Satish Dhawan Uzay Merkezi'nden uzaya gönderilecek.

Bu yeni nesil uydu, gündüz-gece fark etmeksizin ve her türlü hava koşulunda Dünya yüzeyindeki hareketleri tespit edebilecek. NISAR, tarım arazilerinden ormanlara, buzullardan şehir altyapılarına kadar geniş bir yelpazede veri toplayacak ve özellikle çiftçiler, iklim bilimciler ve afet yönetimi ekipleri için son derece kritik bilgiler sağlayacak.

SAR Teknolojisiyle Geceleri ve Bulutların Ardında Görüntüleme
NISAR’ın başarısının temelinde, 1951’de askeri amaçlarla geliştirilen SAR (Sentetik Açıklıklı Radar) teknolojisi yatıyor. Bu teknoloji, geleneksel uyduların aksine, yansıyan güneş ışığını değil, aktif radar sinyalleri göndererek yüzey görüntüsü oluşturuyor. Böylece gece, bulut, duman ya da kül gibi engeller görüntüleme kapasitesini sınırlamıyor.

Bu yetenek, sel, yangın, volkan patlaması gibi afetlerde büyük avantaj sağlayacak. Radar sinyallerinin bitki örtüsünün altına nüfuz edebilme yetisi sayesinde, orman biyokütlesi ölçümleri ve karbon stoku analizleri de yüksek doğrulukla yapılabilecek.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ayşegül Şenyiğit Özdil
Uyarlayan 22 Ağustos 2017 20 dk.

Yaşlanma, ya da bazen söylendiği şekliyle ihtiyarlık, ilerleyen yaşla beraber fizyolojik işlevin kaçınılmaz olarak bozulmasıdır. Yaşlılık, nüfus istatistikleri çerçevesince, yaşa bağlı olarak ölüm oranında bir artış ve doğurganlıkta bir düşüşle tanımlanmaktadır (Görsel 1'e bakınız).[1][2] Bu durum, evrimsel bir çelişki barındırır: Doğal seçilim, organizmaları en uygun şekilde sağkalım ve üreme başarısına (Darwinci uyum başarısına) sahip olacak tarzda tasarlıyorsa, o halde evrim, neden ilk iş olarak yaşlanmayı önlemez?

Aristo'dan başlayarak bilim insanları ve düşünürler yüzyıllar boyunca bu bilmeceyi çözmeye çabaladılar. Örneğin Romalı şair ve düşünür Lucretius, De Rerum Natura (Nesnelerin Doğası Üzerine) adlı eserinde, gelecek kuşaklara yer açtığı için yaşlanmanın ve ölümün faydalı olduğu fikrini savunmuştur. Bu görüş, biyologlar arasında 20. yüzyıla kadar tutunmuştur.

89
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close