Hiçbir haz kendiliğinden kötü değildir. Ancak haz üreten şeyler bazı koşullarda hazzın kendisinden kat ve kat daha büyük rahatsızlıklara yol açabilir.
Aksine, kastettiğim, bedensel acı ve zihinsel endişelerden özgür olmanın hazzıdır. Hoş bir hayat, içkili bir partiden öbürüne atlamanın, cinsel ilişkiye girmenin ya da lüks sofraların sunduğu lezzetlerin ürünü değildir. Aksine, ayık bir kafanın ürünüdür yani, her tercih ve kaçınma kararının sebeplerini araştırmak ve zihinsel sıkıntıların birincil kaynağı olan, tanrılar ve ölümle ilgili yanlış fikirlerin ortadan kaldırılmasıdır.
Kendi doğruların başkalarına yanlış geliyor diye, doğrularından vazgeçme.
Böylece, kötülükler içinde en tüyler ürpeticisi olan ölüm, bizim için hiçbir şeydir, çünkü biz varken ölüm yoktur; ölüm gelince de biz yokuz.
Tanrı kötülüğü önlemek istiyor da gücü mü yetmiyor? Öyleyse o güçsüzdür. Yok gücü yetiyor da önlemek mi istemiyor? Öyleyse o, kötü niyetlidir. Hem güçlü hem de iyi ise kötülük nereden geliyor?
Kanunlar bilgeler için konmuştur, ama haksızlık etmesinler diye değil, haksızlığa uğramasınlar diye.
Ben varken ölüm yok, ölüm varken ben yokum. O halde üzülecek ne var?