Net bir şekilde: Hayır.
İklim her zaman değişiyordu ama insan kaynaklı iklim değişikliği her zaman yoktu.
İnsan kaynaklı iklim değişikliği hayatımızı o kadar etkiliyor ki artık iklim değişikliği değil, "iklim krizi" terimi kullanılıyor. Geçen yıllarda sıcaktan ölen yüzlerce insan, iklim krizinden dolayı olan yangınlar, sert hava geçişleri... Bu etkileri buradan, buradan, buradan okuyabilirsiniz.
"Küreselciler" denilen büyük firmalar neden böyle bir yalan atsın ki? Komplo teorisyenlerinin en çok başvurduğu yöntem, fantastik bir kurgu kurup o kurguyu gerçek hayattaki faktörler ile ilerletmemeleri. Argümanı ilerletseler "gerçek komployu" görecekler.
İklim krizi, bizzat herkesi etkileyen ve çözülmesi için o firmaların birçok "fedakarlık" yapması gereken bir konu. İklim değişikliğinin hızlanmasının, hayatımıza olan kötü etkilerinin birincil sorumlusu o büyük şirketler ve zenginler. Nam-ı diğer küreselciler. Bu yüzden iklim değişikliğini görmezden geldiler, hiçbir şey yapmadılar. Sorumluluğun üstlerine kaldığı bir komplo kurmaları onların aleyhine olurdu. Eğer gerçek bir komplo kurulacaksa iki şey yapabilirler: Ya iklim krizini inkar ederler veya sorumluluğu tamamen halka yıkarlar. Halkın da kamuoyu oluşturması gerektiği ve halkın iklim krizini önlemeye destek olmasından bahsetmiyorum. Birincil sorumluluğu halka yıkmak da halk tepki göstermeden onlardan bir adım beklemek de yanlış.
İnsan kaynaklı iklim krizi kadar açık bir gerçeği inkar etmemek ile başlıyor her şey. Akademik verilerde de bu konuda bir ayrışma yok. 14.000'den fazla akademik makale, Dünya'nın dört bir yanındaki iklimbilim, kamu politikaları, istatistik, atmosfer fiziği gibi interdisipliner dallardan gelen uzmanlarca değerlendirilerek hazırlanan raporlar, iklim krizinin yıkıcı etkilerini ortaya koyuyor. Konsensüs olduğuna dair kapsamlı incelemelerde bile konsensüs olduğu doğrulanabiliyor.
Duyguları, düşünceleri, inançları ve değerleriyle çelişen bir bilgiyle karşılaşıp, psikolojik stres altına giren bireyler; o bilgiye yönelik veri, gözlem ve kanıtlar, kendi inançlarıyla örtüşene kadar veya inançları gerçeklerle örtüşene kadar, gerçeklere ters düşen davranışlar sergilemeye daha meyilli hale geliyorlar, iklim krizi inkarcılığı da böyle doğuyor. Bu, Don't Look Up filminde güzel işlenmişti.
Şimdi tekrar sormak gerek. İnsan kaynaklı sorunların sebebi olan ve sorumlulukta başı çeken "küresel"(ci) şirketlerin kontrolsüzce saldığı sera gazlarına karşı çaba gösterip önlemek mi "küreselci" komplocuların işine gelir, yoksa "Canım ne var her zaman değişiyordu, karbondioksit şeytan değil." diyerek konuyu alakasız yere saptırmak mı onların işine gelir? Ortada ezici miktarda veri ile gösterilen gerçek bir sorun var. Bunu küçümseyerek, görmezden gelerek, sorumluluklardan kaçmak için komplolar uydurarak çözmek mümkün değil.
Kaynaklar
- J. Cook, et al. (2016). Consensus On Consensus: A Synthesis Of Consensus Estimates On Human-Caused Global Warming. Environmental Research Letters, sf: 048002. doi: 10.1088/1748-9326/11/4/048002. | Arşiv Bağlantısı
- R. E. Benestad, et al. (2016). Learning From Mistakes In Climate Research. Theoretical and Applied Climatology, sf: 699-703. doi: 10.1007/s00704-015-1597-5. | Arşiv Bağlantısı
- G. S. Reporter. Shell And Exxon's Secret 1980S Climate Change Warnings. (19 Eylül 2018). Alındığı Tarih: 21 Ekim 2023. Alındığı Yer: the Guardian | Arşiv Bağlantısı