İklim Değişimi Araştırmalarının %97'si Küresel Isınmayı Doğruluyor! Şimdi, Geri Kalan %3'ün Hatalı Araştırmalar Olduğu Gösterildi!
Bu haber 4 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
İklim değişikliği üzerine yayınlanmış tüm bilimsel araştırmaların %97'sinde küresel ısınmanın gerçek ve gezegen için sorunlu olduğu ve insan faaliyetleri tarafından daha da şiddetlendirildiği sonucuna varıldığının söylendiğini duymuşsunuzdur. Peki ya bunların tam tersi sonuçlara ulaşan makalelerin %3'ü?
Bazı "şüpheciler", iklim değişikliğinin gerçek olmadığını, zararlı olmadığını veya ''insan yapımı'' olmadığını belirten çalışmaların yazarlarının, geçmişin başıboş düşünürleri gibi, gerçeği cesurca ayakta tuttuklarını ileri sürdüler. Bir nevi, Galileo gibi düşünebiliriz: Galileo'nun bilim insanı arkadaşları çoğunlukla onun vardığı sonuçlara katılsa da, bunları bastırmaya çalışan kilise liderleriydi. Acaba iklimbilim araştırmalarındaki %3'lük dilim de bu şekilde bastırılmış gerçekler olabilir mi? Teorik ve Uygulamalı Klimatoloji dergisinde yayınlanan bir incelemeye göre cevap, net bir şekilde "hayır"!
Araştırmacılar, bilimsel çalışmaları test etmek için yaygın bir yöntem olmasından dolayı, makalelerin %3'ünün sonuçlarını çoğaltmaya çalıştılar; ancak hepsinin taraflı veya hatalı olduğunu buldular. Texas Tech Üniversitesi'nde atmosfer bilimcisi Katharine Hayhoe, son on yılda hakemli dergilerde yayınlanan ve antropojenik küresel ısınmayı reddeden 38 makaleye bakmak için bir araştırma ekibi ile çalıştı. Hayhoe, Facebook üzerinden yaptığı bir paylaşımda şöyle diyor:
Bu incelemelerin her birinde (varsayımlarında, metodolojilerinde veya analizlerinde), düzeltildiklerinde sonuçlarını bilimsel uzlaşma (konsensüs) ile uygun hale getiren hatalar vardı.
Ortak yazarlardan biri olan Norveç Meteoroloji Enstitüsü'nden atmosfer bilimcisi Rasmus Benestad, makalelerin sonuçlarını çoğaltmak ve bu sonuçlara nasıl vardıklarını anlamak için tüm bilgisayar platformlarında rahatça çalışan R bilgisayar dilini kullandı. Benestad’ın programı, makalelerin hiçbirinin, en azından genel kabul görmüş bilim ile yenilenebileceği sonuçları olmadığını buldu.
Genel olarak, iklim değişikliğini reddeden makalelerde üç temel hata vardı. Birçoğu, diğer bağlamları veya belgeleri göz ardı ederek, kendi sonuçlarını destekleyen ve kendilerine en uygun olan neticeleri seçmişti. Yakışıksız "eğri uydurmayı" uygulayan bazı yazarlar da vardı - ki bunlar, bazı konular kendi seçtikleri "eğriye" uyana kadar, asıl verilerden gittikçe uzaklaştılar. Ve elbette, bazen çalışmaların fiziği tamamen görmezden geldiği de oldu.
Birçok durumda, eksiklikler yetersiz model değerlendirmesinden kaynaklanmış; bu da evrensel olarak geçerli olmayan, sadece belirli bir deney düzeneğinin yapısı olan sonuçlara yol açmıştır.
Araştırmaların yazarlarına göre, bu makalelerin doğru, diğer %97'sinin ise hatalı olduğunu iddia edenlerin, araştırmacıların hangi sonuçları aradıklarına karar verdikleri noktada bilimi engelliyorlar. İyi bilim tarafsızdır, kimin cevapların nasıl olmasını istediğiyle ilgilenmez.
Hayhoe, bu makalenin, iklim değişikliği konusunda azınlığın görüşünün sürekli olarak bastırıldığı suçlamasına bir cevap sayılabileceğini söylüyor:
Birisinin baskı altında olduğunu iddia etmek, politik ideolojilerini desteklemek için bilimsel kanıt bulamadıklarını kabul etmekten çok daha kolay... Bu kişilerin görüşleri bastırılmadı. Hala orada, herhangi birinin kolayca ulaşabileceği bir yerdeler.
Gerçekten de makale, titiz değerlendirme sürecinin elemesi gereken hatalı metodolojiyi kullandıklarından, bu makalelerin ilk etapta nasıl yayınlandığı sorusunu sorduruyor.
The Guardian'da konu hakkında yazan, makalenin de yazarlarından biri olan Dana Nuccitelli, iklim değişikliğini reddeden makalelerde başka bir olumsuz bulguya dikkat çekiyor:
İnsan kaynaklı küresel ısınmayla ilgili uyumlu, tutarlı bir alternatif teori mevcut değil. Bazıları küresel ısınmanın güneşten dolayı olduğunu, diğerleri diğer gezegenlerin yörünge döngülerinden, diğerleri ise okyanus döngülerinden, v.b nedenlerden olduğunu ileri sürüyorlar. Sağlam bilimsel kanıtlarla desteklenen ve uzmanların hakkında %97 oranda hemfikir olduğu bir teori var; fakat bu fikir birliğini reddeden çalışmaların %2–3'ü alakasız ve birbirleriyle çelişiyorlar.
Nuccitelli'nin dediğine göre, Galileo örneği de öğretici olabilir. "Gözlemlenebilir bilimin babası", dünyanın ve güneş sistemimizdeki diğer gezegenlerin güneşin etrafında döndüğü astronomik modeli savundu. Bu, nihayetinde neredeyse evrensel olarak gerçek kabul edilen bir görüş oldu.
Muhaliflerden herhangi biri günümüzün Galileo'su olsaydı, bilimsel kanıtlarla desteklenen ve metodolojik hatalara dayanmayan bir teori sunacaktı. Böyle sağlam bir teori bilim uzmanlarını ikna edecekti ve bir fikir birliği oluşmaya başlayacaktı.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 14
- 7
- 7
- 5
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Quartz | Arşiv Bağlantısı
- R. E. Benestad, et al. (2015). Learning From Mistakes In Climate Research. Theoretical and Applied Climatology, sf: 699-703. | Arşiv Bağlantısı
- D. Nuccitelli. Here’s What Happens When You Try To Replicate Climate Contrarian Papers. (25 Ağustos 2015). Alındığı Tarih: 19 Temmuz 2020. Alındığı Yer: The Guardian | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 13:32:33 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/9014
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Quartz. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.