Psikoseksüel Gelişim Teorisi Nedir? Freud'un İleri Sürdüğü Psikoseksüel Gelişim Evreleri Nelerdir?
Freudyen psikolojide psikoseksüel gelişim, psikanalitik cinsel dürtü teorisinin merkezi bir unsurudur. Sigmund Freud, kişiliğin, id'den gelen ve zevk arayan enerjilerin belirli erojen alanlara (vücudun uyarılmaya özellikle duyarlı bir bölgeleri) odaklandığı bir dizi çocukluk evresi boyunca geliştiğine inanıyordu.
Beş psikoseksüel aşama oral, anal, fallik, gizli ve genitaldir. Her aşamayla ilişkili erojen bölge, bir zevk kaynağı olarak hizmet eder. Herhangi bir aşamada tatminsiz olmak, "sabitlenme"ye (İng: "fixation", Tür: "fiksasyon") neden olabilir. Öte yandan, cinsel olarak tatmin olmak da sağlıklı bir kişiliğe neden olabilir.
Sigmund Freud, çocuğun psikoseksüel gelişim aşamalarından herhangi birinde hayal kırıklığı yaşaması durumunda önce kaygı, sonrasında yetişkinliğe kadar olan süreçteyse işlevsel bir zihinsel bozukluk olan nevroz yaşayacaklarını öne sürdü.[1]
Sigmund Freud ve Psikoseksüel Gelişim
Sigmund Freud, psikodinamik teorilerin babası, psikanalizin kurucusu ve psikoseksüel gelişim teorisinin yaratıcısı olarak kabul edilir. İnsan gelişimi hakkındaki fikirlerinin kabul edilip edilmemesine bakılmaksızın, psikoloji üzerindeki etkisinin çok büyük olduğunu söylemek mümkündür.
Püriten bir çağda; bilinçsiz motivasyon, insan cinselliği ve içgüdüsel saldırganlık teorisi oluşturmayı başarmış bir isimdir. Freud'un insan vizyonu hem evrimci hem de etkileşimcidir. Ona göre insanın biyolojik ihtiyaçları, evrim tarihinin doğal bir parçasıdır. Bu çerçevede insan gelişimi, kendisini sürekli olarak yeniden şekillendiren dış gerçeklikle etkileşim içinde olması yoluyla ve ilerleme düzeyinde hep bir sonraki seviyeye geçerek gerçekleşir.
Neredeyse kaçınılmaz olarak bu; rasyonel bir davranış inşa etmek, tatmin edici yönlerine dayanan dürtülerden vazgeçmek anlamına gelir. Sonuçta çoğu uygar insanın endişeleri vardır. Çocuklar, kendilerini çevrelerinden farklılaştırmaya başlayana ve gerçeklikle yüzleşene kadar bu tür endişelere sahip olmazlar. Sigmund Freud, kişiliğin erken çocukluk döneminde geliştiğine inanır.
Freud'a göre çocukluk deneyimleri, yetişkin olarak kişiliğimizi ve davranışlarımızı şekillendirir. Buna göre çocukluk döneminde her birimiz ciddi aşamalardan geçeriz ve bir aşamada uygun bakım ve ebeveynlikten yoksun kalırsak o aşamada takılıp kalabiliriz.[2], [3]
Psikoseksüel Gelişimin Basamakları
Freud'un teorisine göre, çocukların zevk arama dürtüleri, erojen bölge adı verilen vücudun farklı bir alanına odaklanır. Freud, psikoseksüel gelişimin (libidinal evrim olarak da adlandırılır) çocuk tarafından önceden belirlenmiş bir sırayla yönlendirilmesi gereken beş aşama gerçekleştiğini iddia eder.
Her psikoseksüel aşamada libido, çocuğun ilgili yaşına göre en hassas olan vücut bölgesinde sabitlenir ve bu noktalar erojen bölge olarak adlandırılır. Yenidoğan için libidinal enerjinin yönlendirildiği vücudun en hassas bölgesi ağızdır. Bu aşama oral aşamadır. Daha sonra nörolojik gelişim seyrini sürdürdükçe vücudun diğer bölümleri daha duyarlı hale gelir ve libidinal enerji anüse (anal evre) ve ardından genital bölgeye (fallik ve genital evreler) doğru hareket eder. Cinsel dürtünün zayıflaması ile karakterize edilen bir gizlilik dönemi, fallik dönemi genital aşamadan ayırmaktadır.[4], [5]
Oral Aşama (0-1 Yaş)
Freud'un teorisinde, oral aşama doğumla başlar ve tipik olarak çocuklar 1 yaşına gelene kadar sürer. Haz ilkesine göre, ego ve süperego henüz gelişmediği ve bebeğin kişiliği olmadığı için id bu aşamaya hakimdir. Libidinal hazzın erojen bölgesi veya odağı ağızdır. Bebekler anne memesinden beslenmekten ve ağızlarına nesneler koyarak çevrelerini keşfetmekten zevk alırlar.
Bebek tamamen yetişkinlere bağımlı olduğu için aynı zamanda bu oral zevk yoluyla bir güven ve rahatlık duygusu geliştirir. Bu aşamayı çözmek için çocuk, bakıcılara daha az bağımlı hale gelmelidir. Bir bebeğin büyük ölçüde beslenme yoluyla giderilen güvenlik gereksinimleri karşılanmazsa, bu aşamada saplanma meydana gelebilir. Freud, oral psikoseksüel aşamada sabitlenmiş bir yetişkinin, kronik bir doyumsuzluk ve sigara tüketimi, aşırı yeme ve aşırı içme gibi zorlayıcı alışkanlıklar yoluyla ifade edilen saldırganlık veya bağımlılık yaşayabileceği görüşünü ileri sürmüştür.[6], [7]
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Anal Aşama (1-3 Yaş)
Psikoseksüel gelişimin anal aşamasında, libido anüs üzerinde odaklanır ve çocuk dışkılamaktan büyük zevk alır. Çocuk artık başlı başına bir insan olduğunun ve isteklerinin dış dünyanın talepleriyle çelişebileceğinin tamamen farkındadır.
Freud, bu tür bir çatışmanın, yetişkinlerin çocuğun ne zaman ve nerede dışkılayabileceği konusunda kısıtlamalar getirdiği lazımlık eğitiminde zirveye ulaşma eğiliminde olduğuna inanıyordu. Otoriteyle bu ilk çatışmanın doğası, çocuğun gelecekteki tüm otorite biçimleriyle ilişkisini belirleyebilir. Erken veya sert tutum gösterilen lazımlık eğitimi, çocuğun dağınıklıktan nefret eden, saplantılı bir şekilde düzenli, dakik ve otoriteye saygılı bir kişiliğe dönüşmesine neden olabilir. Nakit ve mal varlığı konusunda inatçı ve eli sıkı olabilirler.[8], [9]
Ancak Freud'a göre tüm ebeveynler bu aşamada çocukların ihtiyaç duyduğu desteği ve teşviki sağlamamaktadır. Bazı ebeveynler, tuvaletini kaçıran çocuklarını cezalandırırlar, onlarla alay ederler veya onları utandırırlar.
Freud'a göre, uygunsuz ebeveyn tepkileri olumsuz sonuçlara yol açabilir. Ebeveynler çok hoşgörülü bir yaklaşım benimserse, Freud, bireyin dağınık, müsrif veya yıkıcı bir kişiliğe sahip olduğu anal-kovucu bir kişiliğin gelişebileceğini öne sürmüştür.
Fallik Evre (3-6 Yaş)
Fallik evre, psikoseksüel gelişimin üç ila altı yaşlarını kapsayan üçüncü evresidir. Burada bebeğin libidosu erojen bölge olarak cinsel organları üzerinde odaklanır. Çocuk, Freud'un Oidipus kompleksi ve Elektra kompleksi olarak adlandırdığı erotik çekim, küskünlük, rekabet, kıskançlık ve korku arasındaki çatışmayı harekete geçiren anatomik cinsiyet farklılıklarının farkına varır. Bu, çocuğun aynı cinsiyetten ebeveynin özelliklerini benimsemesini içeren özdeşleşme süreciyle çözülür.[10]
Karen Horney gibi psikologlar bu teoriye karşı çıkmaktadırlar; çünkü teorinin hem tamamen yanlış hem de kadınlar için küçük düşürücü olduğunu ileri sürmektedirler. Bunun yerine, Horney, erkeklerin çocuk doğuramadıkları için aşağılık duyguları yaşadıklarını öne sürmüştür ve bu kavramı "rahim kıskançlığı" olarak adlandırmıştır.
Gizlilik (İng: "Latency") Evresi (6 Yaş - Ergenlik)
Bu aşamada, kimliğin enerjileri bastırılırken, süperego gelişmeye devam eder. Çocuklar, aile dışındaki akranları ve yetişkinlerle sosyal beceriler, değerler ve ilişkiler geliştirir.
Ego ve süper egonun gelişimi, bu sakin döneme katkıda bulunur. Bu aşama, çocukların okula başladığı ve akran ilişkileri, hobiler ve diğer ilgi alanları ile daha fazla ilgilenmeye başladığı zamana denk gelir.
Gizli dönem, cinsel enerjinin bastırıldığı veya uykuda olduğu bir keşif zamanıdır. Bu enerji hala mevcuttur, ancak entelektüel arayışlar ve sosyal etkileşimler gibi diğer alanlara yöneltilir. Bu aşama, sosyal ve iletişim becerilerinin ve özgüvenin gelişmesinde önemlidir.
Diğer psikoseksüel evrelerde olduğu gibi, Freud da çocukların bu evrede sabitlenmelerinin veya "sıkışıp kalmalarının" mümkün olduğuna inanıyordu. Freud'a göre bu aşamadaki fiksasyon, olgunlaşmamışlık ve bir yetişkin olarak tatmin edici ilişkiler kuramama ile sonuçlanabilmektedir.[11]
Genital Evre (Ergenlik-Ölüm)
Teorisinin beşinci ve son psikoseksüel aşamasında Freud, genital evrenin ergenliğin başlangıcında başladığına ve yetişkinliğe (ve dolayısıyla ölüme) kadar devam ettiğine inanıyordu. Freud'a göre, ergenliğin başlamasıyla birlikte yeniden uyanmış, aktif bir libido ve cinsel çekim kendini göstermeye başlar.
Freud, kendi zevkine odaklanan fallik aşamanın aksine, genital aşamadaki zevkin heteroseksüel zevke odaklandığını teorileştirmiştir. Cinsel içgüdünün doğru ifadesinin heteroseksüel ilişkiler ve cinsel ilişki yoluyla olduğuna inanıyordu. Buna ek olarak eğer bu ya da daha erken bir aşamada saplantı ya da çatışma gelişirse, sapkınlıkların gelişebileceğini ve bunların cinsel ilişkileri önleyebileceğini düşündü. Örneğin, oral evre odaklanmış ve orada saplanmış biri, öpüşmekten ve oral seksten cinsel ilişkiden aldığından daha fazla zevk alır.
Bu aşama, Freud'un ego ve süperegonun bu noktada tamamen geliştiğini hissetmesi bakımından diğerlerinden farklıdır. Daha erken yaşlarda oldukları ve esas olarak id tarafından kontrol edildiği zamanların aksine, gençler arzularını kontrol edebilir ve onları toplumun standartları ve beklentileri içinde tutabilirler.[12], [13]
Psikoseksüel Gelişim Teorisinin Eleştirisi
Yaygınlığına ve etkisine rağmen, Freud'un psikoseksüel gelişim teorisi çok sayıda eleştiri almıştır. Bilimsel araştırmacılar ve feminist teorisyenler, Freud'un teorisini çeşitli nedenlerle eleştirmişlerdir.
Bilimsel Eleştiriler
Genel olarak, Freud'un teorilerini bilimsel açıdan test etmek zordur ve bazı araştırmalar, teorilerin makul olmadığı sonucuna varmıştır. Örneğin Freud, asla empirik (deneysel) çalışmalar yapmamıştır. Bunun yerine, teorilerini sadece yetişkin hastaların anlatımlarına dayandırmıştır; tekil vakalardan genel yargılara ulaşmıştır. Dolayısıyla Freud'un yöntemleri, modern psikoloji ve psikiyatrinin takip ettiği metodolojiyle uyumsuzdur.
Örneğin 1909 yılında yayınladığı Beş Yaşındaki Bir Çocukta Bir Fobi Analizi'nde Freud, hem atlardan hem de babasından korkan "Küçük Hans" (Herbert Graf, 1903–1973) adlı çocukla ilgili bir vaka çalışması sundu. Freud, bu iki korkunun birbiriyle ilişkili olduğunu ve hem kız kardeşinin doğumu gibi dış faktörlerden hem de annenin arkadaşı olarak babanın yerine geçme arzusu gibi içsel faktörlerden ve onun yaşında bir erkek için normal olan mastürbasyondan zevk almanın suçluluk duygusuna yol açtığını öne sürdü. Hans, annesiyle çocuk yapma arzusunu dile getirmiştir; Freud, bunu Hans'ın annesini cinsel olarak arzuladığının kanıtı olarak gördü. Ancak Hans'a göre at korkusu ile baba korkusu arasında herhangi bir bağlantı yoktu. Freud ise, Hans'ın her ikisinin de korkmasının nedeninin, her ikisinin de Hans'tan çok daha iri bir penise sahip olması olduğunu ileri sürdü. Freud ayrıca "Hans'a normalde yapmayacağı birçok şeyin söylenmesi gerektiğini" ve "şimdiye kadar sahip olduğu hiçbir belirti göstermediği düşüncelerin kendisine sunulması gerektiğini" belirtti. Tüm bunlar, Freud'un (modern psikolojinin yapacağı üzere) Hans'ı analiz etmektense, Freud'un Hans'a telkinlerde bulunduğunu göstermektedir.
İnsanın psikoseksüel gelişimiyle ilgili olarak gelişitrilen Freudyen psikoloji teorilerinin bilimsel geçerliliğine yönelik yaygın bir eleştiri, Sigmund Freud'un insan cinselliğine şahsi bir saplantı geliştirmiş olmasıdır; bu nedenle de insan gelişiminin normatif bir psikolojik ve cinsel gelişim teorisi ile tanımlanmasını tercih etmiştir. Penis kıskançlığı teorisi ve bunun yanı sıra kadın psikoseksüel gelişiminden çok az söz ederek neredeyse tamamen erkek gelişimine odaklanmış olması, bir dizi feminist akademisyenin Freud'un teorilerinin temelsiz ve tamamen yanlış olduğunu ilan etmesine yol açmıştır.[14], [15]
Freud ayrıca hastalarının genellikle çocuk yaşta baştan çıkarma veya çıkarılmayla ilgili anıları ve fantezileri olduğunu yazmıştır. Pek çok eleştirmen, bunların Freud'un yarattığını ve hastalarına dayattığını savunmaktadır.[16] Frederick Crews'e göre, Freud'un 1890'ların sonlarında terk ettiği baştan çıkarma teorisi, 1980'lerde ve 1990'larda yaşanan çocukluk çağı cinsel istismarına ilişkin yanlış iddialar dalgasına öncü olmuştur.
Eşcinsellik ve Psikoseksüel Gelişim
Psikoseksüel aşamalara yönelik bir başka eleştiri, teorinin sadece heteroseksüel gelişime odaklanması ve eşcinsel gelişimi büyük ölçüde görmezden gelmesidir.
Freud'un teorisi, heteroseksüel tercihlerin, gelişimin "normal" sonucunu temsil ettiğini öne sürmüştür ve eşcinsel tercihlerin bu süreçten sapma sonucunda oluştuğunu iddia etmiştir. Freud'un eşcinselliğe yönelik görüşü zaman içinde değişmiştir: Konu hakkında kimi zaman biyolojik açıklamalar yapan Freud, diğer zamanlarda cinsel tercihlerin sosyal veya psikolojik nedenlerle oluştuğunu savunmuştur.
Ancak şunu vurgulamakta fayda vardır: Zamanının çoğu düşünürünün aksine Freud, eşcinselliğin bir patoloji olduğuna ikna olmamıştı. Freud, bir kişinin cinselliğini değiştirme girişimlerinin genellikle boşuna ve çoğu zaman zararlı olduğuna inanmıştır.
1935 yılında Freud, eşcinsel oğlunu tedavi etmesini isteyen bir anneye yazdığı ünlü bir mektupta, eşcinselliğin avantajlı olmadığına inansa da, kesinlikle bir kusur ya da utanılacak bir şey olmadığını vurgulamıştır. Şöyle diyor:
(...) bir hastalık olarak sınıflandırılamaz; biz onu, cinsel gelişimin belirli bir durmasıyla üretilen cinsel işlevin bir varyasyonu olarak görüyoruz.
Freud'un teorisi, eşcinselliğin normal psikoseksüel gelişimde bir sapma olduğunu ima ederken, çağdaş psikologların büyük bir çoğunluğu, cinsel yönelimin büyük ölçüde biyolojik faktörlerden kaynaklandığına inanmaktadır.
Sonuç
Günümüzde Freud'un psikoseksüel gelişim teorisinin çok az sayıda savunucusu olsa da onun çalışmaları insan gelişimini anlamamıza önemli katkılarda bulunmuştur. Belki de en önemli ve kalıcı katkısı, bilinçdışı etkilerin insan davranışı üzerinde güçlü bir etkisi olabileceği fikridir.
Ayrıca Freud'un teorisi, insan gelişiminde erken yaşlarda yaşanan deneyimlerin önemini vurgulamıştır. Uzmanlar, erken yaşlarda ve sonraki deneyimlerin insan gelişimi üzerindeki katkılarını tartışmaya devam ederken, gelişim uzmanları erken yaşamdaki olayların gelişim sürecinde kritik bir rol oynadığını ve yaşam boyunca kalıcı etkileri olabileceğini kabul etmektedir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 39
- 9
- 8
- 3
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ A. Bullock. (2000). The New Fontana Dictionary Of Modern Thought. ISBN: 9780006863830.
- ^ R. Fliess. Erogeneity And Libido; Addenda To The Theory Of The Psychosexual Development Of The Human. Yayınevi: International Universities Press.
- ^ P. H. Hoch, et al. (1949). Psychosexual Development In Health And Disease. Yayınevi: Grune & Stratton.
- ^ M. M. Fichter, et al. (1987). Symptomatology, Psychosexual Development And Gender Identity In 42 Anorexic Males. Psychological Medicine, sf: 409-418. doi: 10.1017/S003329170002496X. | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. A. Barnes. (1952). A Statistical Study Of The Freudian Theory Of Levels Of Psychosexual Development.. Psychology Monographs, sf: 105-174. | Arşiv Bağlantısı
- ^ Encyclopedia Britannica. Oral Stage Facts. Alındığı Tarih: 18 Mayıs 2024. Alındığı Yer: Encyclopedia Britannica | Arşiv Bağlantısı
- ^ UCL. The Oral Stage. Alındığı Tarih: 18 Mayıs 2024. Alındığı Yer: UCL | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. EBERT, et al. (2005). Psychosocial And Psychosexual Development In Childhood And Adolescence Within The Exstrophy-Epispadias Complex. The Journal of Urology, sf: 1094-1098. doi: 10.1097/01.ju.0000169171.97538.ed. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. L. Garcia. (2011). Freud's Psychosexual Stage Conception: A Developmental Metaphor For Counselors. Wiley, sf: 498-502. doi: 10.1002/j.1556-6676.1995.tb01785.x. | Arşiv Bağlantısı
- ^ E. Jones. The Phallic Phase1. (1 Ocak 1933). Alındığı Tarih: 13 Haziran 2022. Alındığı Yer: Pep-Web | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. . Jacobs. (2010). The Perils Of Latency. Psychodynamic Practice, sf: 500-514. doi: 10.1080/14753630412331313721. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. . Juni. (2012). The Role Of The Object In Drive Cathexis And Psychosexual Development. The Journal of Psychology, sf: 429-442. doi: 10.1080/00223980.1992.10543376. | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. Cameron. (2011). Confirmation Of The Freudian Psychosexual Stages Utilizing Sexual Symbolism. SAGE Publications, sf: 33-39. doi: 10.2466/pr0.1967.21.1.33. | Arşiv Bağlantısı
- ^ Z. O. Fliegel. (2017). Feminine Psychosexual Development In Freudian Theory. The Psychoanalytic Quarterly, sf: 385-408. doi: 10.1080/21674086.1973.11926640. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. E. Mourant. (2015). The Evolution Of Brain Size, Speech, And Psychosexual Development. Current Anthropology, sf: 30-32. doi: 10.1086/201403. | Arşiv Bağlantısı
- ^ F. C. Crews. (2006). Follies Of The Wise: Dissenting Essays. ISBN: 9781593761011. Yayınevi: Counterpoint.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 11:38:07 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/11910
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.