Ormanların Hava Kalitesini ve İklim Değişikliğini Nasıl Etkilediğini Öğrenmek İçin, Toprağı Anlamamız Şart!
Bu haber 3 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Ağaçlar, genellikle çevresel tahribatları azaltan kahramanlardır. İklim değişikliğinin hızını yavaşlatırlar; atmosferdeki karbondioksit, su ve hava kalitesini iyileştirirler, nitrojen gibi besin maddelerinin döngülerine katılırlar.
Tüm ağaç türleri, bu görevleri yerine getirmek için görünür kısımlarını kullanmazlar. Ağaçların ekosistem üzerindeki en güçlü etkiye sahip görevlerinden bazıları, toprağın altında ve görmediğimiz alanda, gözden ırakta gerçekleşir. Hal böyle olunca, patojenler sebebiyle ve iklim değişikliğinden dolayı ağaç türlerinin değişime uğramasıyla, bu etkenlerin ne gibi sonuçlara sebebiyet verebileceğini ve yeniden ağaçlandırma çabalarında hangi ağaç türlerinin en çok fayda verebileceğini tahmin etme çabaları da zorlaşmaktadır.
Bunlara ek olarak araştırmacılar, farklı ağaç türlerinin bir arada bulunmasıyla meydana gelmiş ormanların sirkülasyonlarının neden ve ne şekillerde farklılık gösterdiğini yıllar boyunca anlamaya çalıştılar. Yeryüzünde çok fazla sayıda tür bulunması nedeniyle, her bir ağaç türünün karbon döngüsü ve besin döngüsü üzerindeki benzersiz ve birbirinden önemli olan rollerini incelemek kolay değildir. Son zamanlarda da küresel iklim değişiminden dolayı ağaç türlerinin değişmesinin nasıl sonuçlara yol açtığını anlamak için ağaçları sınıflandırmaya yönelik bir çaba vardır.
Bu sınıflandırma çalışmalarına girişimde bulunan, Indiana Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, Batı Virginia Üniversitesi, NASA Jet İtki Laboratuvarı, Virginia Üniversitesi ve Warwick Üniversitesi'nden bilim insanlarının işbirliği içerisinde yaptıkları çalışmaların sonucunda, "ılıman orman ağaçlarını", ağaçların simbiyotik ilişki içinde olduğu mantarların türüne göre sınıflandırmayı buldular. Bu bulgu, ağaçlar ve ormanların birlikte nasıl etkileşim gösterdiklerinin geniş yelpazeli bir göstergesi olarak kullanılabilir.
Bir ağacın sıklıkla ilişkili olduğu mantar türü, ağaçların nasıl fonksiyon göstereceğini belirlediği için, ağaçları mikorizal mantar türlerine göre sınıflandırmanın ağaçları sınıflandırmak için iyi ve pratik bir yol olduğu öne sürülmüştür. Neredeyse bütün ağaçlar en az iki tür mikorizal mantardan biriyle ilişkilidir. Bu özelleşmiş mantarlar, ağaçların kökleriyle karşılıklı olarak bağlantılar ve ilişkiler kurarlar; bu da mantarın ağaçtan karbon elde etmesinin karşılığında, ağacın da mantar aracılığıyla topraktan besin elde etme kabiliyetini artırır.
Global Change Biology ve Ecology Letters'da yayınlanan iki çalışmada araştırmacılar, arbusküler mikorizal (AM) mantarlarla ilişkilendirilen ağaçların hakim olduğu orman meşcerelerinin, ektomikorizal (ECM) mantarlarla ilişkilendirilen ağaçların hakim olduğu meşcerelerden ne gibi farklılıklarının olduğunu bildirdiler: Karbonu ve nitrojeni depoluyorlardı ve tutuyorlardı.[1], [2]
İlk çalışmada yazarlar, hızlı döngülü döküntü veren akçaağaç, lale ağaçları, kiraz ve dişbudak gibi arbusküler mikorizal, yani AM ile ilişkili ağaçların nitrojeni işleyebilen daha fazla gene sahip toprak mikrobiyal topluluklarını harekete geçirdiğini bulmuşlardır. Bu hareketlenme, hava kalitesini düşüren nitrojen gazlarının salınmasına neden olur. Buna karşılık meşe, ceviz, kayın ve baldıran gibi ektomikorizal yani ECM ile ilişkili ağaçlar az sayıda nitrojen döngüsü genine sahip mikrobiyal toplulukları harekete geçiren ve daha düşük nitrojen gazı kayıplarına yol açan yavaş döngülü döküntüler üretir.
Ağaç türlerinin ve bu ağaçların yakınında bulunan toprak mikroorganizmalarının ilişkileri arasındaki bağlantıyı anlamak için araştırmacılar Amerika Birleşik Devletleri'nin doğusundaki altı ormana eşit olarak yayılmış 54 parselden toprak örneği topladılar. Örneği topladıkları alanlarda hem AM hem ECM ile ilişkili ağaçları vardı. Her arsadaki toprak örneklerinden DNA elde ettiler ve azot döngüsü için kritik olan genlerin bolluğunu araştırdılar. Daha sonra topraktan ne kadar nitrojen gazı salındığını ölçmek ve bu salınımın nitrojen döngüsünü sürdüren genlerin bolluğu ile ilgili olup olmadığını belirlemek için toprakları laboratuvardaki kapalı odalara yerleştirdiler. Çalışmanın baş yazarı Ryan Mushinski şöyle anlatıyor:
Hangi ağaç türlerinin mevcut olduğuna bakılmaksızın, AM ağaçlarının hakim olduğu arazilerde yaklaşık 5 kat daha fazla nitrojen döngüsü yapabilme potansiyeli bulduk. Bu eğilimin Amerika Birleşik Devletleri'nin doğusundaki arazide tutarlı olması çok heyecan verici, bu bulgu dünyadaki diğer ılıman ormanlarda nitrojen döngüsü aktivitesini ve daha da önemlisi gaz halindeki nitrojenin kaybolduğunu gösteriyor.
Laboratuvar ölçümlerini yapan Jonathan Raff ise şöyle diyor:
Orman toprağının karmaşıklığını basit hale getirmek ve nitrojen gazlarının toprak emisyonlarının bölgesel değişkenliklerini tahmin edebilmek bir zamanlar imkansız gibi düşünülüyordu. Bu gazlardan bazılarını ölçmek çok zor. Ancak bu gazlar hava kalitesi ve iklim değişikliğinin azaltılması için inanılmaz derecede önemlidir.
Adrienne Keller tarafından yürütülen ikinci çalışmada, çalışma sırasında araştırmacılar, AM mantarlarla ilişkili ağaçların egemen olduğu ormanların, köklerinden karbonu salarak toprak karbonu depolamasını geliştirdiğini buldu. Keller, çekirdekleri kökü olmayan toprakla doldurdu ve çekirdekleri tekrar aynı 54 orman arazisine yerleştirdi (Doğu Amerika Birleşik Devletleri'ndeki altı ormana eşit olarak yayılmış 54 parsel).
Çekirdeklerin içindeki toprağın eşsiz bir kimyasal imzası olduğu için yerleştirilen toprağın kökü olmasa bile, köklerden salınan karbonu toprakta zaten halihazırda bulunan karbondan ayırabildi. Keller, AM ağaçlarının köklerinin toprağa ECM ağaçlarının köklerinden daha fazla karbon saldığını ve kök karbonunun çoğunun mikrobiyal bozunmadan korunuğu toprak minerallerinin yüzeyine yapıştığını buldu. Bu, kök karbonun özellikle AM'nin baskın olduğu meşcerelerde onlarca yıl veya daha uzun süre kalabilecekleri anlamına gelir. Keller buna bağlı olarak şöyle diyor:
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Köklerinden toprağa ne kadar karbon taşındığını ölçmek zor. Burada sadece toprakta tutulan kök karbon miktarını ölçmekle kalmadık, aynı zamanda bu miktarın toprak üstü bitki girdisiyle kıyaslanabilir ölçüde olduğunu gösterdik.
IU Biyoloji Bölümü'nde biyoloji profesörü ve her iki çalışmanın ortak yazarı Richard Phillips şöyle diyor:
Son on yılda toprakta karbon depolanmasını neyin kontrol ettiği konusundaki düşüncemizde bir değişiklik oldu. Eskiden yavaş çürüyen yaprak döküntülerinin topraktaki karbon depolamasının ana itici gücü olduğunu düşünürdük; ancak şimdi, kökler tarafından salınan hızlı çürüyen bileşiklerin toprak karbonunun sürdürülmesine neden olabileceğini biliyoruz.
Amerika Birleşik Devletleri'nin doğu ormanlarının ötesinde, bu kalıpların Dünya genelindeki ormanlarını ne kadarını kapsadığını araştırmak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulurken, bu iki çalışma, türler ormanlarımıza girip çıktığı için, ekosisteme olan etkisinin sonuçlarının tahmin edilmesinin zor olacağını gösteriyor.
AM ağaçları, hava kalitesi gibi faktörler için olumsuz sonuçlarla nitrojen döngüsünün oranını artırabilirken, aynı zamanda iklim değişikliğini yavaşlatabilen toprak karbon depolamasını da artırabilir. Çoğunlukla iklim değişikliğini yavaşlatmak için, küresel ağaçlandırma çabalarının bir parçası olarak küresel bir şekilde ağaç dikme girişimlerinin sayısı göz önüne alındığında, arazi yöneticileri toprakta neler olduğunu, köklerin ve toprağın faaliyetinin durumunu düşünmek akıllıca olacaktır. Mikroorganizmalar çok kritikler ve çok kilit roller üstleniyorlar; fakat ekosistemdeki işlevleri yeterince takdir görmüyor.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 3
- 2
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ A. B. Keller, et al. (2021). Root-Derived Inputs Are Major Contributors To Soil Carbon In Temperate Forests, But Vary By Mycorrhizal Type. Ecology Letters, sf: 626-635. doi: 10.1111/ele.13651. | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. M. Mushinski, et al. (2021). Nitrogen Cycling Microbiomes Are Structured By Plant Mycorrhizal Associations With Consequences For Nitrogen Oxide Fluxes In Forests. Global Change Biology, sf: 1068-1082. doi: 10.1111/gcb.15439. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 22:00:23 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10686
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.