Şehirdeki Ağaçlar Ne Kadar Riskli Olabilir? Buna Uygun Hangi Önlemleri Almamız Gerekir?
Yol ağaçları, kent ormanları, peyzaj bahçeleri... Hepsi, şehir ekosistemi için oldukça gerekli ve faydalı unsurlardır. Şehrin sıcaklığını düşürürler, biyoçeşitliliği artırırlar, rekreasyonel ("boş zaman aktivitesi" için) hizmet/ortam sağlarlar ve görsel kaliteyi artırırlar. Ancak bir sorun vardır: Bu bahsettiğimiz unsurları oluşturanlar, birer "canlıdır". Dolayısıyla, onlar da her canlı gibi hastalanabilir, "kusurlu" bir takım özellikleri olabilir ve hatta belli bir zaman sonra ölebilir. Haliyle, tüm bu faktörler zaman içinde, insanlar veya diğer canlılar için yaralanma veya ölüme yol açabilen birer risk faktörü haline gelebilir. Bu nedenle bu risk faktörlerini tanımak ve bunlara yönelik doğru önlemleri almak önemlidir.
Ağaçların Barındırdığı Risk Faktörleri
Ağaçlar, her bir özelliği bakımından, doğal ortamlarında aslında bir normal dağılım ("çan eğrisi") oluşturuyor olsa da, şehir ekosisteminde bu farklıdır. Çünkü şehir ekosisteminde insanlar, ağaçların yaşam alanlarına doğrudan veya dolaylı olarak müdahale ederler ve normal dağılımı bir nebze bozarlar. Örneğin yol çalışmaları, ağaç köklerine zarar verebilirken, devasa boyutlara sahip evler ağaçlar üzerine gölge yaptıkları için, ağaçların ışık alımını azaltırlar ve gelişimini kısıtlayabilirler. En nihayetinde, bu gibi etkenlerin doğal bir sonucu olarak ağaçlarda olağandışı hastalıklar ve ölümler meydana gelmeye başlar. Bunlardan kaynaklı risk faktörlerine biraz daha yakından bakalım.
Çürüme, Kovukluluk veya Çatlama
Ağacın dip ve gövde kısmında, %40'tan fazla çürüme, kovukluluk veya çatlama meydana gelmiş olması, o ağacı "yüksek riskli" yapmaya tek başına yeterli bir faktördür. Çünkü ağaç, hem mekanik direncini ciddi oranda kaybeder, hem de su gibi besin maddelerini gerekli bölümlerine götürememeye başlar. Bu da, yine doğal olarak kurumaya veya ölüme yol açabilen bir faktör olarak karşımıza çıkar ve devrilme gibi durumları doğurabilir. Bu ağaçlar, insanların o çevreyi kullanma yoğunluğuna göre her sene kontrol edilmeleri gerekmektedir.
Kuru Dal Varlığı
Ağaçta iri boyutta kuru dal varlığı da "yüksek riskli" bir faktördür. Bu durum, karşımıza iki şekilde çıkmaktadır: Kurumuş ancak ana gövdeye hala bağlı olan dallar ve kuruduktan sonra kırılıp yere düşmemiş, fakat ağacın üzerinde asılı kalmış olan dallardır - ki bu durum, bu bölümdeki en riskli durumu ifade eder. Çünkü ufacık bir rüzgarla bile tehlike yaratma potansiyeline sahiptir. Bunlar, ilgili kişiler tarafından acilen ağaç üzerinden temizlenmelidir. En fazla görülen zaman ise, tahmin edileceği üzere, kuvvetli rüzgârların esmesinden hemen sonraki zamandır. Tavsiyemiz, büyük bir ağacın altına oturmadan önce mutlaka, kısa bir süre boyunca ağacı kontrol etmenizdir; çünkü ağaçlardan düşen her zaman elma olmayabilir.
Köklerin Doğrudan Zarar Görmesi
Ağacın köklerinin doğrudan zarar görmüş olması ise bir başka yüksek risk faktörüdür. Bu durum da doğal olarak en fazla, şehir ekosisteminde yaşayan ağaçlarda görülür; çünkü şehirlerde yapılan yol ve altyapı çalışmalarında, ağaçların kökleri, mekanizasyon nedeniyle ister istemez zarar görebilir ve bu da ağacın mekanik direncini kırması nedeniyle devrilme riskleri doğurabilir. Bunun dışında, besin maddelerinin kökler tarafından alımı ve gerekli kısımlara iletimi de kısıtlanacağı için, gelecekte kuruma ve ölüm gibi başka yüksek riskler de doğurabilir.
Kök Yayılım Alanının Zarar Görmesi
Ağacın kök yayılım alanının zarar görmüş olması ise, doğrudan zarar görmüş olmasına göre daha düşük bir riske sahiptir; ancak yine de potansiyel bir risk faktörüdür. Çünkü ağaçlar gelişimlerini sürdürürken köklerini de olabildiğince geliştirmeye çalışırlar. Bunun nedeni, anlaşılacağı üzere, daha fazla besin maddesine ulaşım ve daha fazla mekanik direnç sağlamaktır. Fakat bu gelişimi yaparken, eğer karşılarına bir engel çıkarsa, ağaçta kök kıvrılmaları meydana gelir ve bu da yine ağacın devrilmesine ya da yine dolaylı olarak zarar görmesine neden olabilir.
Eğiklik Durumu
Ağacın 40 dereceden fazla eğik olması yine bir başka yüksek risk faktörüdür. Ancak bu kısımda anlaşılması gereken şey fototropizma olayıdır. Çünkü doğadaki her bitki ışığa ulaşmak için bir miktar eğilebilir. Bu durum, onun ışığa ulaşmasının, dolayısıyla hayatta kalmasının, mekanik direncinin düşmesinden daha kritik bir öneme sahip olduğunu bize gösterir. Fakat bazı ağaçlar, başlangıçta da bahsettiğimiz gibi ya binaların ya da başka ağaçların gölgelemesine maruz kaldığı için bu eğikliği bir miktar daha artırabilir. Bunun dışında, bir kök rahatsızlığı bulunması nedeniyle de ağaçta ciddi bir eğiklik söz konusu olabilir. Bunlar her zaman "net ve kolay bir şekilde" belirlenemeyeceği için, mühendisler "40 derece ve daha fazla" eğik olan ağaçları "yüksek riskli" olarak belirleyerek, belirli bir standarda koymaya çalışmışlardır.
Zayıf Dal Varlığı
Eğer ki ağaç, iç veya dış etkenler nedeniyle herhangi bir zarara uğradıysa (örneğin, fotosentetik organlarını, yani yapraklarını kaybettiyse), gövde içinde uyku halinde bulunan tomurcuklar uyanarak, yine gövdeden dışarıya doğru uzamaya başlayacaklardır. Bunlara su sürgünü, dallanma şekline ise epikormik dallanma adı verilir. Oluşan bu zayıf dal birlikleri, ağaçta bulunan diğer dallara kıyasla çok daha dirençsiz olacağı ve teknik nedenlerden dolayı gelişimini sağlıklı bir şekilde devam ettiremeyeceği için, kırılmaya ve dökülmeye fazlasıyla müsait olurlar. Her ne kadar iri bir dal olarak nitelendirilmeseler de, ana gövdeye zayıf bir şekilde tutunmasından dolayı her zaman risk yaratmaya açıktır. Bu dallanma biçimi, aynı zamanda, ağacın halihazırda başka sorunları olduğunu bize göstermesi açısından da önemlidir.
Hangi Önlemleri Almamız Gerekir?
Bu, her zaman tartışma konusu olabilecek, kritik bir sorudur. Sonuçta, ilgilendiğimiz konunun ana sorumlusu bir canlıdır ve bizim tarafımızdan yapılacak her müdahale, onun üzerinde kötü etkiler bırakabilme potansiyeline sahiptir. Ancak bu yazıda, bu konunun etik kısmından çok, mühendislik tarafına yoğunlaşacağız ve insanlar ile canlılar arasında bir denge kurma anlayışını gütmeye çalışacağız.
Elbette yapılması gereken şey, ilk olarak ağaç risk değerlendirmesi yapmak ve elde edilen risk bulgularına göre periyodik olarak belirlenmiş bakımlar yapmaktır. Bu bakımların asıl kısmını ise, budama oluşturur. Ağacı hasta etmeyecek düzeyde olması şartıyla; kuruyan, birbirinin gelişimini veya ışık alımını engelleyen dallar, ağaç üzerinden uzaklaştırılması gerekir. Bu sayede, sadece insanlar ve diğer canlılar için risk azaltılmış olmakla kalınmaz; aynı zamanda, doğru yapılmış bir budama sayesinde ağaç daha iyi bir yapısal forma sahip olabilir ve ağacın çiçeklenme miktarı artırılabilir.
Ancak burada asıl dikkat edilmesi gereken nokta, "doğru budama" yapılmasıdır. Çünkü yanlış eller tarafından yapılmış bir budama - ki buna halk arasında "kabak budama" denir"- ağacın gerektiğinden fazla fotosentetik organlarının kaybolmasına yol açacak ve bu da dolaylı olarak, ağacın çeşitli kusurlarla baş etmesine ve hastalıklara açık olmasına yol açacaktır.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Bunların dışında, eğer ki ağaç tamamıyla kurumuş ise -ki buna da "dikili kuru" denir- kesilmek mecburiyetinde kalınacaktır. Çünkü ağaç tamamen ölmüş vaziyettedir ve artık yapılması gereken tek şey budur; eğer ki kesilmezse, kontrolsüz olarak devrilme meydana gelebilir ve bu da ciddi sorunlara yol açabilir. Ancak elbette bu, her zaman için en son seçenektir. Bununla birlikte, şunu da belirtmekte fayda var: Bu kesilme durumu ,şehir ekosistemi içinde kabul görmekle birlikte, orman ekosistemi içerisinde herhangi bir risk unsuru yaratmayacağı için, oradaki biyoçeşitliliği artırması ve canlılara barınak sağlaması bakımından ölü odun olarak ormanda bırakılması uygun görülmektedir.
Sonuç
Sonuç olarak; eğer bu şekilde, tüm önlemlerimizi doğru bir şekilde planlarsak ve uygularsak ağaçların, biz insanlara ve diğer canlılara yaratabileceği tehlikeleri en aza indirmiş oluruz. Aynı zamanda ağaçların da, yaptığımız bu doğru işlemler sayesinde şehir ekosistemindeki yaşamlarını daha iyileştirmiş oluruz. En nihayetinde, tüm bunları sağlayarak, insan-doğa dengesini bilime bağlı kalarak sağlıklı bir şekilde kurabilmiş oluruz!
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 7
- 3
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- J. D. Pokorny. (2003). Urban Tree Risk Management: A Community Guide To Program Design And Implementation. Yayınevi: US Forest Service.
- M. Norris. (2007). Tree Risk Assessments: What Works - What Does Not - Can We Tell?. ISAAC Conference Perth. | Arşiv Bağlantısı
- Purdue University. How To Identify Tree Defects And What To Do About It?. (19 Haziran 2020). Alındığı Tarih: 4 Temmuz 2021. Alındığı Yer: Purdue University | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 14:27:30 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10671
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.