Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

İklim Krizi ile Mücadelede Ormanları Korumak Önemli; ancak "Deniz Ormanlarını" Korumak Çok Daha Önemli!

5 dakika
2,547
İklim Krizi ile Mücadelede Ormanları Korumak Önemli; ancak "Deniz Ormanlarını" Korumak Çok Daha Önemli! Underwater Pat
Denizaltı Kelp Ormanları
Tüm Reklamları Kapat

Çağımızın en önemli küresel sorunu hiç tartışmasız İklim Değişikliği'dir. Bu nedenle İklim Değişikliği ile mücadele etmek, insanlığın karşı karşıya olduğu en ciddi meseledir. Bu zamana dek birçok tür ile sayısız insan toplumu ve uygarlık, çeşitli nedenlerden ötürü yok oldu ve bu yok oluşların büyük çoğunluğu, bel bağladıkları doğanın, alışageldikleri biçimlerin dışında davranmasıydı. Çoğu durumda bu canlıların bizzat suçu yoktu; çevrenin doğal değişimine ayak uyduramayarak yok oldular. Ancak şu anda içinde bulunduğumuz iklim krizinin sebebi doğrudan biziz. Neyse ki günümüzde, bu antik türlerden ve uygarlıklardan farklı olarak, çok güçlü bir problem çözücümüz var: bilim. Tabii onu kullanmamız gerekiyor.

Bilimsel bilgimiz ve kültürümüz bize, doğadaki karbonun, özellikle son yüzyılda artan endüstriyel devrim nedeniyle ciddi oranda arttığını açık bir şekilde göstermektedir. Öyle ki son 150 yılda, atmosferdeki karbon seviyesi, milyonda 280 parçadan, milyonda 416 parçaya yükselmiştir - ki bu da yaklaşık %50 oranında bir artışa karşılık gelmektedir![1]

İklim Değişikliği ile mücadelenin ilk adımı, insan kaynaklı karbon salınımını bir an önce azaltmaktır. Ancak karbon salınımı sadece insan kaynaklı değil, aynı zamanda hem canlıların yaptığı solunum ile, hem de organik maddelerin ayrışması sürecinde de meydana gelebilir. Biz bu yazımızda, karbon salınımının biyolojik tarafına odaklanacağız.

Tüm Reklamları Kapat

Biyolojik Karbon Salınımı

Bildiğimiz üzere, karalardaki en iyi karbon tutucular bitkiler, ağaçlar ve dolayısıyla ormanlardır. Bunun nedeni, fotosentez işleminde karbonu yakalayıp organik maddeye, yani şekere dönüştürmeleridir.

Ancak burada anlaşılması gereken çok önemli bir nokta var: Bu süreç boyunca karbon miktarı hiç değişmez. Karbon, atmosferden alınıp canlıların bedenine geçiyor olsa da doğada yine aynı oranda bulunmaktadır. Sadece atmosferde değil, bitkinin kendisinde bulunacaktır. Bitki, bu karbonu ya kendi besini olarak tüketir ya da üremesine katkı sağlaması için meyveye dönüştürür. Ama her durumda, eninde sonunda bitki öleceği için veya meyveler diğer canlılar tarafından tüketileceği için, bu karbon yeniden toprağa karışacaktır. İşte bu nedenle, topraktaki karbon miktarı, bitkilerde tutulan karbon miktarından daha fazladır. FAO'nun (Gıda ve Tarım Örgütü) istatistiklerine göre, Dünya üzerindeki karbonun; %19'u bitkilerde, %81'i ise toprakta bulunmaktadır.[2]

Sürekli olarak toprağa karışmakta olan bu karbon depoları, aynı zamanda yine sürekli olarak ayrıştırıcılar tarafından tüketilmektedir ve buradan nihayetinde yine atmosfere geri salınmaktadır. Bu nedenle, ormanlardaki karbon salınımının net değeri sıfırdır.

Denizel Bitkiler ve Karbon Döngüsü

Fakat tüm bu bilgiler, karalardaki karbon tutma kapasitesini ve salınımını göstermektedir. İşin bir de, deniz boyutu vardır - ki yazımızın ana konusunu oluşturmaktadır.

Tüm Reklamları Kapat

Karalardaki bitkilerin evrimsel atası konumunda bulunan denizel bitkiler; fitoplanktonlar, mavi-yeşil algler ve kırmızı alglerden meydana gelmektedir. Bu deniz bitkileri, karalardaki akrabaları gibi, fotosentez yaparak kendi besinini üreten ototrof canlılardır. Denizlerin yüzeyinden itibaren, yaklaşık 200 metre derinliğe kadar yaşayabilmektedirler. Bu bölgeye "fotik bölge" denmektedir. Fotik bölgeden daha derin bölgelere Güneş ışığı çok daha az geldiği veya hiç gelmediği için, bu bölgeden derinlerde fotosentetik canlılar yaşayamaz. Aynı zamanda bu canlılar, dünyadaki oksijenin yaklaşık olarak %70'ini üretmekten sorumludurlar ve bu özellikleri nedeniyle, dünyadaki yaşamın varoluşunda çok önemli bir konumda yer alırlar.

Fotik Zon'da Bulunan Deniz Bitkileri
Fotik Zon'da Bulunan Deniz Bitkileri
University of Virginia

Bu bitkiler de karalardaki kuzenleri gibi karbon tutma ve depolama özelliğine sahiplerdir. Denizel bitkiler, karasal bitkilerde olduğu gibi, öldüklerinde ve dolayısıyla ayrışma sürecine girdiklerinde atmosferden yakaladıkları karbon, ürettikleri oksijenin salınması gibi tekrardan atmosfere geri salınmaktadır. Buna da kısaca, karbon döngüsü denir. Öyle ki, küresel karbon döngüsünün %83'ü okyanuslarda meydana gelmektedir.[3] Sadece bu orandan bile, denizlerdeki birincil üreticilerin, yani bitkilerin karbon yakalama payının büyüklüğünü anlayabiliriz.

Bahsettiğimiz gibi karbon döngüsü, karbonun atmosferdeki oranını en nihayetinde belirli bir dengeye ulaşmasını sağlamaktadır ve bu, sürekli olarak devam etmektedir. Yani, biyolojik yolları kullanarak İklim Değişikliği ile mücadele etmek, her ne kadar kısa vadede olumlu sonuçlar verebilecek olsa da, uzun vadede sonuçsuz kalacaktır. Bu nedenle asıl olarak, atmosfere insan kaynaklı karbon salınımının azaltılması gerekmektedir. Çünkü insanlar, fosilleşmiş ve dolayısıyla karbon döngüsünden tamamen çıkmış olan karbonu (petrol ve doğal gazı), jeolojik katmanların derinliklerinden çıkarmakta ve yakarak enerjiye dönüştürmektedir; bu sırada da atmosfere bu fazladan karbonu eklemektedir. İşte iklim krizini tetikleyen ana problem budur.

Makroalgler ve Karbonun Denizin Derinliklerine Hapsedilmesi!

Fakat yakın geçmişte, Nature'da yayınlanan bir makale, bu algıyı bir miktar değiştirmiştir.[4] Araştırmanın ana konusu olan makroalgler, yani deniz yosunları (örneğin, en tepede gösterdiğimiz deniz altı kelp ormanları) öldüklerinde, karasal bitkiler gibi hemen toprağa karışmak yerine, güneş ışığından maksimum verim elde edebilmek için denizde dik durabilmelerini sağlayan gaz keselerinden dolayı, oksijenin daha bol bulunduğu fotik bölgedeki zemine batmadan, deniz yüzeyinde bir süre yüzerler ve bu şekilde uzun mesafeler kat ederler. Ardından, denizin daha derin olduğu bölgelere varan makroalgler, gaz keseciklerinin patlaması nedeniyle, denizin derinliklerine doğru batmaya başlarlar.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Bir Makroalgin Ölümüyle Birlikte Başlayan Derin Deniz Yolculuğu
Bir Makroalgin Ölümüyle Birlikte Başlayan Derin Deniz Yolculuğu
Harvard University

En nihayetinde denizin dibine batan deniz yosunları, bulunduğu derinlikte oksijen azlığı nedeniyle, kıyı ve kara ekosistemlerindeki gibi yoğun bir ayrışmaya maruz kalmaz, çünkü oksijenin bulunmadığı yerde, ayrıştırıcılar da yaşayamaz. Dolayısıyla, karbon salınımı bu derinliklerde azalacağı için, karbon döngüsü de tıkanmış olur.

Araştırmacılar, deniz yosunlarının hepsi olmasa da, yaklaşık %11'inin bu şekilde derin denizlere batabileceğini söylemektedir.[5] Bu oran, ilk etapta oldukça az gibi görünüyor olsa da, denizlerdeki karbon döngüsünün büyüklüğünü hesaba kattığımızda, aslında çok büyük bir sayının yüzdesini tanımlamaktadır. Öyle ki bu oran, yılda yaklaşık 200 milyon ton karbonun tutulmasına karşılık gelmektedir - ki bu da, New York eyaletinin 1 yılda yaptığı karbon salınımından daha fazladır![6], [7]

Sonuç

Anlayacağımız, karbonu denizin derinliklerine hapsedebilmesi ve uzun yıllar boyunca tekrardan atmosfere geri salmaması nedeniyle, denizel bitkilerden olan makroalglerin, İklim Değişikliği ile olan mücadelemizde önemli bir yeri bulunmaktadır. Her ne kadar, insanlar tarafından aljinat ve diğer çeşitli gıda malzemeleri için sürekli olarak işgal altında olsalar da; örneğin kelplerde olduğu gibi, bir günde yaklaşık yarım metre gibi ciddi bir büyüme sergileyebilmeleri sayesinde, çok hızlı bir şekilde eski durumlarına geri dönebilirler. Bu eşsiz özellikleri nedeniyle makroalgler, Küresel Isınma ve İklim Değişikliği'nin önüne geçilmesinde, insan kaynaklı karbon salınımının azaltılmasına ek bir biyolojik unsur olarak şimdi olduğu gibi, gelecekte de çok önemli bir rol oynayacaktır!

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
15
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Umut Verici! 19
  • Tebrikler! 9
  • Muhteşem! 8
  • İnanılmaz 6
  • Bilim Budur! 5
  • Merak Uyandırıcı! 5
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 3
  • Güldürdü 1
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  • ^ NASA. The Causes Of Climate Change. (1 Ocak 2021). Alındığı Tarih: 9 Mayıs 2021. Alındığı Yer: NASA | Arşiv Bağlantısı
  • ^ FAO. Forests And Climate Change, Carbon And The Greenhouse Effect. (1 Ocak 2021). Alındığı Tarih: 9 Mayıs 2021. Alındığı Yer: FAO | Arşiv Bağlantısı
  • ^ IUCN. Blue Carbon. (1 Ocak 2021). Alındığı Tarih: 9 Mayıs 2021. Alındığı Yer: IUCN | Arşiv Bağlantısı
  • ^ D. Krause-Jensen, et al. (2021). Substantial Role Of Macroalgae In Marine Carbon Sequestration. Nature Geoscience. | Arşiv Bağlantısı
  • ^ S. Bedolfe. Seaweed Could Be Scrubbing More Carbon From The Atmosphere Than We Expected. (6 Ekim 2017). Alındığı Tarih: 9 Mayıs 2021. Alındığı Yer: Oceana | Arşiv Bağlantısı
  • ^ S. Hurlimann. How Kelp Naturally Combats Global Climate Change. (4 Temmuz 2019). Alındığı Tarih: 10 Mayıs 2021. Alındığı Yer: Harvard University | Arşiv Bağlantısı
  • ^ EIA. Total Carbon Dioxide Emissions, 2017. (1 Ocak 2021). Alındığı Tarih: 10 Mayıs 2021. Alındığı Yer: EIA | Arşiv Bağlantısı
  • Britannica. Photic Zone. (1 Ocak 2021). Alındığı Tarih: 10 Mayıs 2021. Alındığı Yer: Britannica | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 20:22:32 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10458

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Araştırmacılar
İspat Yükü
Irk
Diş Hastalıkları
Kedigiller
Neandertal
Uzun
Doktor
Göğüs Hastalığı
Yayılım
Google
Beslenme
Tehlike
Risk
Aslan
Obezite
Radyasyon
Büyük Patlama
Işık Hızı
Genel Halk
Kuantum Fiziği
Bilimkurgu
Evren
Fosil
İklim
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
B. Kalaycık, et al. İklim Krizi ile Mücadelede Ormanları Korumak Önemli; ancak "Deniz Ormanlarını" Korumak Çok Daha Önemli!. (11 Mayıs 2021). Alındığı Tarih: 21 Aralık 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/10458
Kalaycık, B., Bakırcı, Ç. M. (2021, May 11). İklim Krizi ile Mücadelede Ormanları Korumak Önemli; ancak "Deniz Ormanlarını" Korumak Çok Daha Önemli!. Evrim Ağacı. Retrieved December 21, 2024. from https://evrimagaci.org/s/10458
B. Kalaycık, et al. “İklim Krizi ile Mücadelede Ormanları Korumak Önemli; ancak "Deniz Ormanlarını" Korumak Çok Daha Önemli!.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, 11 May. 2021, https://evrimagaci.org/s/10458.
Kalaycık, Berkay. Bakırcı, Çağrı Mert. “İklim Krizi ile Mücadelede Ormanları Korumak Önemli; ancak "Deniz Ormanlarını" Korumak Çok Daha Önemli!.” Edited by Çağrı Mert Bakırcı. Evrim Ağacı, May 11, 2021. https://evrimagaci.org/s/10458.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close