Dünya'nın Şekli: Neredeyse Pürüzsüz Bir Yassılaşmış Küremsi
Bir zamanlar tepsi gibi düz olduğuna inanıldı. Sonradan küre olduğu anlaşıldı. Ancak yapılan ölçümler, kusursuz bir küre olmadığını ortaya çıkardı; daha ziyade "yumurtaya benzer" olduğu anlaşıldı. Ama "yumurta gibi" tanımı pek anlamlı gelmediğinden, jeodezi bilimi sayesinde, daha bilimsel bir "geoid" tanımı yapıldı. Okullarda da Dünya'nın şekli genelde bu isimle anılıyor.
Ancak geoid, Dünya'nın gerçek şekli değildir. Geoid, Dünya'nın gerçek şeklinin bir yakınsamasıdır, bir modelidir. Geoid şeklini elde etmek için, Dünya'nın yüzeyinin tamamen sularla kaplı olduğu varsayılır. Su yüksekliğinin ise, günümüzdeki ortalama deniz seviyesi olduğu varsayılır. Sonrasında bu suyun, sadece kütleçekimi ve Dünya'nın dönüşü etkisi altında nasıl bir şekil alacağına bakılır. Bu durumda, ortaya şöyle bir şekil çıkmaktadır:
Ancak dikkat ederseniz sağ taraftaki skalada en kırmızı noktanın +80 metre, en mavi noktanın ise -80 metre olduğu görülmektedir. Yani bu görseldeki mesafe farkı sadece 160 metredir. Dünya'nın devasa boyutu yanında bu 160 metre, yok denecek kadar az bir mesafedir. Bu da, Dünya'nın pürüzsüzlüğüne yönelik ilk bilgi parçasıdır.
Fakat daha fazla ilerlemeden, Dünya'nın şeklinin daha isabetli bir tanımına göz atalım.
Dünya'nın Gerçek Şekli: Yassılaşmış Küremsi
Dünya'nın gerçek şekli, yassılaşmış küremsi (oblate spheroid) olarak tanımlanmaktadır. Küremsiler, iki boyutlu bir elipsioidin merkezden döndürülmesiyle üçüncü boyutta elde edilen geometrik bir şekildir. Ya da basitçe, okullarda öğretilen basitleştirilmiş haliyle: "Kutuplardan basık, ekvatordan şişkin".
Dünya için:
- Ekvator Yarıçapı (Semi-majör eksen): 6,378,137.00 metre
- Kutup Yarıçapı (Semi-minör eksen): 6,356,752.3142 metre
- Ters Yassılaşma Oranı: 298.257223563
Farklı ölçümler için bu tabloya bakabilirsiniz:
Ancak yine de Dünya denince aklımıza gelen ilk şekil bir küre. Çünkü hep o şekilde görüyoruz. Geoit olduğunu bilenler, küreye oldukça yakın, birazcık daha farklı bir şekil olarak algılıyorlar. Fakat Dünya gerçekten böyle düzgün bir şekle mi sahip?
Dünya Pürüzsüz Bir Küremsi mi?
Cevap, neredeyse tamamen evet. Dünya'nın yüzeyindeki dağlar ile en derin çukurlar arasındaki fark, Dünya'nın yarıçapına göre o kadar küçüktür ki, gezegenimizin pürüzsüz bir yüzeyi olduğu söylenebilir. Ne kadar pürüzsüz? Dünya yüzeyindeki girinti ve çıkıntılarının Dünya'nın büyüklüğüne oranı, bir bovling topunun girinti ve çıkıntılarının topun büyüklüğüne oranıyla kıyaslanabilecek kadar azdır (ancak bovling topları Dünya'nın yüzeyinden biraz daha pürüzsüzdür)!
Bunun nedeni, Dünya'nın manto ve çekirdek kısmına kıyasla, üzerinde karaların bulunduğu kabuk kısmının aşırı ince olmasındandır. Karalar (dolayısıyla karalar üzerindeki dağlar) ile okyanuslar (dolayısıyla okyanuslar içerisindeki çukurlar) arasındaki mesafe, Dünya'nın dışarıdan bakıldığında görünen kısmına göre oldukça ufak kalmaktadır. Dünya'daki en yüksek noktası 8848 metre ile Everest Dağı'dır. Dünya kabuğundaki en alçak doğal nokta ise 10.911 metre ile Mariana Çukuru'dur. Yani aradaki fark 19 kilometre kadardır. Dünya'nın yarıçapı ise 6378 kilometredir. Bir diğer deyişle yüzeydeki girinti çıkıntılar, gezegenimizin yarıçapının %0.29'una karşılık gelmektedir! Bu nedenle bu girinti ve çıkıntılar dışarıdan bakıldığında görülemez. Gezegenimizin yüzeyi dışarıdan bakıldığında 2 boyutluymuş gibi algılanır; tıpkı bir bovling ya da bilardo topu gibi...
Dünya'nın yüzeyinde su olmasaydı gezegenimizin nasıl gözükeceğini, Kızıl Gezegen Mars'a bakarak anlayabiliriz:
Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.
KreosusKreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.
Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.
PatreonPatreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.
Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.
YouTubeYouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.
Diğer PlatformlarBu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.
Giriş yapmayı unutmayın!Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.
Dikkat ederseniz, ne kadar pürüzsüz olursa olsun, Mars'ın yüzeyi Dünya'ya göre daha pürüzlü gözükmektedir. Bunun sebebi, kütleçekim kuvveti etkisi altında gezegenimizin yüzeyinin %75'ini kaplayan suyun düzenli bir şekilde karalar üzerine yayılmasıdır. Bu yayılma, yüzeyde var olan az miktarda pürüzleri düzgün bir şekilde kaplayarak Dünya'nın yüzeyini daha da pürüzsüz gösterir.
Bunu, kendiniz de, bir kabın tabanını tamamen kaplayacak şekilde hamur kullanıp, hamur üzerine tepeler ve çukurlar yapıp, kabı koyu renkli bir sıvıyla doldurarak deneyebilirsiniz. Sıvıyı doldurdukça, hamurdan yaptığınız çıkıntılar su içerisinde kalır ve o girinti-çıkıntılar bir süre sonra tamamen görünmez olur. Sıvının yüzeyi dümdüz bir şekilde kabı kaplayacağı için, kabın tabanında yarattığınız girinti ve çıkıntılar sanki yokmuş gibi gözükecektir.
Bunu anlamanın bir diğer yolu da şudur: Jeodezi, yani yüzey bilimi üzerine çalışan uzmanlar, Dünya'nın yüzeyinin girinti çıkıntılarını bir harita üzerinde anlamlı şekilde gösterebilmek için, girinti-çıkıntıları tam 7000 kat abartarak göstermek zorunda kalırlar. Bu yapıldığında, ortaya aşağıdaki gibi rölyef haritaları çıkar:
Kütleçekimi Haritaları
Dünya etrafında dönen GOCE uydusu, Dünya'nın kütleçekim alanını belirlememizi sağlamaktadır. Bilim insanları bu verileri alarak, Dünya'nın yüzeyi %100 sularla kaplı olsaydı ve sadece kütleçekiminin ve Dünya'nın dönüşünün etkisi altında gezegenin şekli oluşacak olsaydı, Dünya'nın neye benzeyeceğinin haritalarını çıkarırlar. İşte bu, gerçek geoittir. Yani az önce sözünü ettiğimiz, suların "girinti-çıkıntıları"nı yok eden etkisi ortadan kaldırılacak olsaydı ve sular da katılar gibi davranacak olsaydı, dolayısıyla kabın şeklini almaktansa kütleçekimine bağlı olarak yükselen ya da alçalan şekilde bir su dağılımı olabilseydi, gezegenin neye benzeyeceği görüntülenir.
Bu durumda da aradaki ufacık farkları göstermek için haritaların ölçeğinin abartılması gerekir. Yoksa farklar gözle görülemeyecek kadar küçük olurdu. Bu yapıldığında, ortaya bu tarz haritalar çıkar:
Kütleçekiminin bu kadar dağınık olma nedeni, Dünya'nın kütlesinin hacmine eşit olarak dağılmamış olmasıdır. Bu da, kütleçekim haritalarında kusursuz bir küreden sapmalara neden olmaktadır.
Geometrik şekillerin doğadaki karşılıkları ile ilgili olarak buradaki yazımızı okuyabilirsiniz.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 16
- 9
- 3
- 2
- 2
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- N. Atkinson. Goce Data Close Up: Around The World In Lumpy, Geoidy 3-D. (20 Nisan 2011). Alındığı Tarih: 18 Mart 2019. Alındığı Yer: Universe Today | Arşiv Bağlantısı
- N. Atkinson. New Results From Goce: Earth Is A Rotating Potato. (31 Mart 2011). Alındığı Tarih: 18 Mart 2019. Alındığı Yer: Universe Today | Arşiv Bağlantısı
- G. Jiming. (Ders Sunumu, 2019). Foundation Of Geodesy.
- J. Amos. Gravity Satellite Yields 'Potato Earth' View. (31 Mart 2011). Alındığı Tarih: 18 Mart 2019. Alındığı Yer: BBC | Arşiv Bağlantısı
- G. Nobes, et al. (2005). The Development Of Scientific Knowledge Of The Earth. British Journal of Developmental Psychology, sf: 47-64. doi: 10.1348/026151004x20649. | Arşiv Bağlantısı
- M. Burša, et al. (1993). Parameters Of The Earth's Tri-Axial Level Ellipsoid. Studia Geophysica et Geodaetica, sf: 1-13. doi: 10.1007/BF01613918. | Arşiv Bağlantısı
- W. A. Heiskanen. (1962). Is The Earth A Triaxial Ellipsoid?. Journal of Geophysical Research, sf: 321-327. doi: 10.1029/JZ067i001p00321. | Arşiv Bağlantısı
- A. N. Marchenko. (2009). Current Estimation Of The Earth’s Mechanical And Geometrical Parameters. Springer, Berlin, Heidelberg, sf: 473-481. doi: 10.1007/978-3-540-85426-5_57. | Arşiv Bağlantısı
- N. D. Tyson. (2007). Death By Black Hole: And Other Cosmic Quandaries. ISBN: 9780393062243. Yayınevi: W. W. Norton Company.
- D. King-Hele. The Shape Of The Earth. (1 Ekim 1967). Alındığı Tarih: 2 Haziran 2021. Alındığı Yer: jstor | Arşiv Bağlantısı
- D. G. KING-HELE, et al. (1973). Refining The Earth's Pear Shape. Nature, sf: 86-88. doi: 10.1038/246086a0. | Arşiv Bağlantısı
- A. M. Dziewonski, et al. (1981). Preliminary Reference Earth Model. Physics of the Earth and Planetary Interiors, sf: 297-356. doi: 10.1016/0031-9201(81)90046-7. | Arşiv Bağlantısı
- G. Seeber. (2003). Satellite Geodesy. ISBN: 9783110175493. Yayınevi: Walter de Gruyter.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 13:41:12 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/2722
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.