Rota Anomalisi Nedir? Uydular, Kendi Kendine Hızlanabilir mi?

Bebek arabası içerisindeki bir bebeği ittiğinizi düşünün. Belli bir hızın üzerine çıktığınızda, bebek artık mutluluk çığlıkları atmak yerine gerilecek ve korkarak ağlamaya başlayacaktır. Bu yüzden bir yandan bebeğinizin ne kadar korkak olduğuna söylenerek, arabayı durduracaksınızdır.

Ancak bir gariplik var. Bebek arabası yavaşlayarak duracağı yerde, durdurmaya çalışmanıza ve bebeğin hareketsiz bir biçimde içinde oturmasına rağmen dümdüz yolda momentum kazanarak hızlanıyor! Bu durumda ne yapardınız? 

Bu size saçma geliyor olabilir, çünkü daha öğreniminizin en erken safhalarından itibaren öğretilen kütle ve enerji korunumu yasalarını hatırlıyorsunuzdur. Enerji (dolayısıyla kütle; ikisinin aynı şeyin farklı formları olduğunu unutmayın), vardan yok edilemez, yoktan da var edilemez. Sadece bir yerden bir diğerine aktarılabilir. Dolayısıyla bir şeyden, başlangıçtakinden daha fazla enerji elde etme şansınız yoktur; tabii eğer ki ona enerji vermiyorsanız. Ne yazık ki, ilkokul, lise ve hatta üniversite sıralarında, son derece sıradan "kanunlar" olarak okutulan bu basit fizik yasasının bile geçerli olmadığı durumlar vardır. 

Cisimlerin üzerlerine bilinen bir dış kuvvetin etkimemesinden ötürü, durmaları gerektiği yerde durup dururken hızlanmalarına neden olan bu duruma rota anomalisi adı verilir. NASA'nın daha önceden uzaya gönderdiği Galileo, NEAR, Pioneer 10 ve Pioneer 11 gibi sayısız uydu, devasa mesafeler boyunca açıklanamayan bir şekilde hızlanmışlardır. Bu durum her zaman Dünya'nın kütleçekiminin etkili olamayacağı kadar uzak bir mesafede meydana gelmiştir. Araştırmacılar bu durumu "sanki bilinmeyen bir evrensel kuvvet araçların gaz pedalına basıyor" diyerek özetlemektedirler.

Bu anormallik ilk olarak 1980 yılında keşfedildi ve bilim, o zamandan beridir bu soru işaretini çözmek için fazladan mesai harcıyor. Bilim insanları, bu durumu açıklamak için bilinen her türlü kuvveti gözden geçirdiler. Şimdiye kadarsa bu durumu tam olarak izah edebilecek bir teori geliştirilemedi. Yapılan incelemeler ise, buna her ne neden oluyorsa, cisimlere 9 x 10^-10 m/s² gibi çok küçük ama yine de gözlenebilir bir ivme kazandırdığını ortaya koyuyor.