Keseli Kılıç Dişli Nedir? Soyları Nasıl Tükenmiştir?
Kılıç dişli denildiğinde, genellikle uzun ve kıvrımlı dişlere sahip olan smilodonlar, yani kılıç dişli kediler akla gelir. Ancak, “kılıç diş” morfolojisi sadece Smilodon cinsine veya yakın akrabalarına özgü bir özellik değildir. Şaşırtıcı bir şekilde, bu özellik memeliler arasında tarih boyunca birden fazla kez evrimleşmiştir. Yani yakınsak evrim!
Karnivorlar arasında kılıç dişli üyelerin en az iki bağımsız evrimsel süreç geçirdiği tespit edilmiştir.[1] Kılıç dişlilere baktığımızda, Kedigiller yani Felidae ailesinde ve Nimravidae içerisinde (sahte kılıç dişliler olarak da bilinir) evrimleşmiştir. Ayrıca Kuzey Amerika'da yaşamış olan Hyaenodontidae ailesine ait etobur türler de, benzer bir şekilde kılıç dişlere sahip türler arasında sınıflandırılmaktadır.
Dahası, yazımızın ana konusu olan, Güney Amerika'da Üst Miyosen'den Geç Pliyosen'e kadar yaşamış, kılıç dişli keseliler olan Thylacosmilinae de kılıç dişli morfolojisinin farklı bir örneğini sunmaktadır. Bu durum, sadece memeliler içerisinde bile, kılıç diş morfolojisinin heyecan verici bir yakınsak evrim örneği olduğunu göstermektedir.
Keseli Kılıç Dişli Thylacosmilus Nedir?
Milyonlarca yıl boyunca (yaklaşık 50 ila 3 milyon yıl önce) Güney Amerika izole bir kıta hâlinde varlığını sürdürmekteydi. Yaklaşık 3 milyon yıl önce, Panama Kıstağı'nın oluşmasıyla birlikte, bu izole durum sona erdi ve kıta Kuzey Amerika ile birleşti. Bu süre zarfında, 47 milyon yıl boyunca izole kalan kıtada oldukça günümüzde aşina olduğumuz canlılardan farklı canlılar bulunmaktaydı.
3 metre boya kadar ulaşabilen dev tembel hayvanlar (Megatheriidae sp.), 2 ton ağırlığa kadar ulaşabilen zırhlı Glyptodon'lar bu canlılardan sadece bazılarıdır. Öte yandan kıtanın avcıları ise bir o kadar ilginçtir. Örneğin boyları 14.6 metreye kadar ulaşabilen Titanoboa'lar, dev timsahlar (Purussaurus, Mourasuchus, Gryposuchus...) ve dönemin uçamayan kuş avcıları olan terör kuşları o dönemde kıtadaki apeks yırtıcılardan bazılarıdır.
Ayıgiller, kedigiller ve köpekgiller gibi hayvanlar, yaklaşık bir milyon yıl öncesine kadar Güney Amerika'da bulunmuyordu. Bu dönemde, bahsedilen hayvanların ekolojik rollerini kısmen Sparassodonta takımı dolduruyordu. Sparassodonta takımı, büyük kedigillerle benzer özelliklere sahip olan ve Güney Amerika'ya özgü etobur keselileri içeren, artık soyu tükenmiş bir memeli takımıydı. Bu canlıların, keseli memelilere (Marsupialia spp.) ait olup olmadıkları hâlâ belirsizliğini korumaktadır. Ancak genellikle yavrularını kese içinde taşıdıkları düşünülen bir canlı takımıdır.
Bu avcılar, bağımsız bir şekilde evrimleşerek çakal, kurt ve Smilodon gibi canlılarla benzer bir çok özellik taşımaktaydı. Bu durumun en çarpıcı örneği, günümüz Arjantin'in çayırlarında, dokuz ila üç milyon yıl önce yaşamış olan, zaman zaman keseli kılıç dişli olarak da adlandırılan, Thylacosmilus atrox'tur.[2]
Vücut Yapıları ve Dişleri Nasıldı?
Tam vücut fosillerini henüz bulamadığımızdan ötürü, bu canlıların kesin boyutları tam olarak belirlenememektedir. Ancak elimizdeki kemiklerden yola çıkarak, çoğu bilim insanı bu canlıların, yaklaşık olarak 100 kilogramlık büyük bir puma kadar büyük olduğunu tahmin etmektedir. Bununla birlikte, bazı uzmanlar, bu canlının 150 kilograma kadar çıkabileceğini ve bir jaguar kadar büyük olabileceğini hesaplamışlardır.[3]
Ancak bu canlıların görünüşünü esas olarak ilginiç kılan şey dişleridir. Şimdiye kadar bulunmuş en uzun Thylacosmilus dişi 15 santimetre uzunluğundadır. Aynı zamanda bu durum, vücut büyüklüklerine göre Smilodon'lara nazaran daha uzun dişlere sahip olduklarını göstermektedir.
Thylacosmilus'un dişlerinin en ilginç yönlerinden biri, kemirgen dişlerine benzer şekilde, hayvanın yaşamı boyunca sürekli uzama özelliğine sahip olmalarıydı.[4] Bu özellik, onların diş yapısını diğer büyük etobur memelilerden ayırt edici bir özellik haline getiriyordu.
Dahası, Thylacosmilus'un dişleri, Smilodon'lardaki gibi yüzün her iki yanında görünür bir şekilde yer almıyordu. Bunun yerine, bu devasa dişler, hayvanın dudaklarına benzeyen uzantılar içinde, bir çeşit kılıf ya da kın gibi işlev gören yapılar içinde bulunuyordu. Bu yapının amacı, hayvanın ağzı kapalıyken uzun köpek dişlerini korumak ve muhtemelen avlanma sırasında zarar görmelerini önlemekti.[5]
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Yazının başında da bahsettiğimiz üzere bu morfoloji karnivorlar arasında birden fazla kez bağımsız olarak evrim geçirmiştir. Bu tip dişler, özellikle uzun ve keskin yapıları ile dikkat çeker ve avcıların genellikle sert derili büyük avları öldürmelerine veya etkili bir şekilde tüketmelerine olanak tanır.
İlginçtir ki, bu uzun dişli etoburların karşı karşıya geldiği bir mücadeleye tanık olamamıştır. Mesela Smilodonlar, Kuzey Amerika'da evrimleşmişlerdir ve Büyük Amerikan Biyotik Değişimi sırasında Güney Amerika'ya ulaştıklarında, Thylacosmilus zaten yok olmuştur.
Thylacosmilus'un Avlanma Davranışları ve Diyeti Nasıldı?
Thylacosmilus'ların av tecihleri esas olarak otçul hayvanları, özellikle de büyük otçulları içermekteydi. Dönemin karakteristik memelileri olan Notoungulat’lar, bazı türleri modern gergedanlara benzeyen ve en büyükleri üç bin kilogram kütleye ulaşabilen canlılardı. Bununla birlikte, Thylacosmilus'ların bu büyük ve zorlu avları nasıl avladığı konusunda farklı görüşler mevcuttur.
Bulunan Thylacosmilus dişlerindeki aşınma izleri, yumuşak et ile beslendiklerine ve kemik yemediklerine işaret eder. Bu durum, onların avlanma yöntemlerinin Smilodon gibi diğer büyük kedi benzeri yırtıcılardan daha farklı olduğunu gösterir. Thylacosmilus'un kafatası yapısı ve zayıf çene kasları, büyük avlarını öldürmek için gereken kuvveti uygulayamayacakları düşüncesini destekler. Smilodon'un güçlü çeneleri, avlarını boynundan veya başından ısırarak etkisiz hale getirme kapasitesine sahipken, Thylacosmilus'un daha zayıf çene yapısı ve kırılgan kafatası, bu tür bir avlanma stratejisi için uygun olmayabilir.
Thylacosmilus'un dişleri, Smilodon'un dişlerinden farklı olarak daha üçgen ve kıvrımlıydı. Bu, avını öldürme yöntemlerinde de farklılıklar olabileceğini göstermektedir. Öte yandan bazı araştırmalar, Thylacosmilus'un kafatası ve diş yapısının kemik kırmaya uygun olmadığını ve muhtemelen avının karnı deşerek daha yumuşak olan iç organlara odaklanan bir avcı olduğunu öne sürmektedir.[6] Bu durumu destekleyen bir diğer ilginç özellik ise, Thylacosmilus'un kesici ön dişlerinin (incisors) bulunmuyor oluşudur. Bu durum da, yine hayvanın eti kemikten ayırmak yerine, avının yumuşak organlarına odaklanmış olabileceğini düşündürmektedir. Sahip olduğu anatomik özellikler, Thylacosmilus'un beslenme stratejisini etkileyerek, onun ölü hayvanların karın bölgesini yırtıp iç organlarından beslenme ihtimalini epey bir güçlendirmektedir. En nihayetinde, Thylacosmilus'un aktif bir avcıdan çok, bir pusu avcısı ya da leşçil bir canlı olması kuvvetle muhtemeldir.[7]
Thylacosmilus'u ilginç kılan bir diğer özellik ise göz yapıları ve görüşleridir. Nesli tükenmiş canlıların görme yeteneklerini incelemek genellikle zordur çünkü gözler fosilleşmeye pek uygun değildir. Bunun yerine, bilim insanları göz yuvalarının (orbita) yönlenişine ve boyutuna bakarak gözlerin işlevi hakkında çıkarımlarda bulunurlar. İyi bir derinlik algısı, avcı memelilerde evrimleşmiştir, çünkü bu yetenek avcılara avlarının mesafesini ve hızını daha doğru tahmin etme imkanı verir. Hedefin konumunu ve hareketini doğru anlamak, avcılara etkili saldırı için doğru yaklaşımı belirleme fırsatı sunar. Ancak, Thylacosmilus bu bağlamda bir istisna teşkil eder.
Thylacosmilus, göz yuvaları bakımından diğer avcı memelilerden önemli ölçüde farklılık gösterir. Bu hayvanın kemiksel göz yuvaları, otçullar olan genellikle inek veya at gibi dışa doğru açılı bir yapıya sahiptir, bu da tipik avcı memelilerinkinden oldukça farklıdır. Göz yuvalarının birbirine olan yakınlığı yanı sıra, bu yuvaların yüzeydeki ve dikey konumlanmaları da hayvanın derinlik algısı için önem taşır.
Araştırmalar, Thylacosmilus'un göz yuvalarının, birbirine göreceli olarak daha az yakın olmasına rağmen, bu sınırlı yakınlığı dengeler bir biçimde ön yüze ve dikey olarak yerleştiğini gösteriyor. Bu yerleşim, hayvana sınırlı da olsa bir miktar derinlik algısı sağlayabilir. Bu ilginç adaptasyonun, Thylacosmilus'un diğer dikkat çekici özelliği olan büyük ve kökü olmayan köpek dişlerinin olağanüstü büyümesiyle ilişkili olabileceği düşünülüyor. Bu büyük dişler, hayvanın kafatası yapısını, dolayısıyla göz yuvalarının konumunu ve yönelimini etkileyerek, görsel algılama yeteneklerini değiştirmiş olabilir.
Nesilleri Neden Tükendi?
Thylacosmilus'un neslinin tükenmesi, Kuzey ve Güney Amerika arasındaki kara bağlantısının Pliyosen Dönemi'nin ortasında kurulmasının ardından gerçekleşmiştir. Bu türün neslinin tükenme sebepleri arasında ekolojik değişiklikler, av kaynaklarının azalması veya başka çevresel faktörler gibi olasılıklar üzerinde durulmaktadır. Fakat Thylacosmilus'un neslinin tükenme sebepleri hakkında kesin bir sonuca varılmamıştır ve bu konuda daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır.
Sonuç
Thylacosmilus gibi ilginç ama nesli tükenmiş canlılar hakkında kesin bilgilere ulaşmak gerçekten zordur, çünkü elimizdeki bilgiler büyük ölçüde sınırlı fosil kayıtlarına dayanmaktadır. Fosiller nesli tükenmiş canlıların hayatlarına dair sadece parçalı ve genellikle yorumlaması zor veriler sunar. Bu nedenle, Thylacosmilus'un davranışları, üreme alışkanlıkları ve gelişim süreçleri gibi konular hakkında net sonuçlara varmak oldukça güçtür.
Ancak, fosil kayıtlarının artmasıyla birlikte, Thylacosmilus'un yaşam tarzı ve ekolojik nişi hakkında daha ayrıntılı ve net bir resim elde etme şansımız artmaktadır. Her yeni fosil bulgusu, bu eski yırtıcıların biyolojisi ve ekosistemlerindeki rolleri hakkında daha fazla bilgi sağlar. Bu yüzden, gelecekte yapılacak fosil keşifleri ve araştırmalar, Thylacosmilus gibi gizemli türlerin anlaşılmasında önemli rol oynayacak ve paleontoloji/paleobiyoloji alanında yeni bilgilerin ortaya çıkmasına yardımcı olacaktır. Bu durum ise bilim dünyasının bu tür eski ve benzersiz canlıların gizemlerini çözme yolunda sürekli ilerlemesini sağlar.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 12
- 6
- 6
- 6
- 4
- 2
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- ^ P. Piras, et al. (2018). Evolution Of The Sabertooth Mandible: A Deadly Ecomorphological Specialization. Palaeogeography, Palaeoclimatology, Palaeoecology, sf: 166-174. doi: 10.1016/j.palaeo.2018.01.034. | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. M. Janis, et al. (2020). An Eye For A Tooth: Thylacosmilus Was Not A Marsupial “Saber-Tooth Predator”. PeerJ, sf: e9346. doi: 10.7717/peerj.9346. | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. Gaillard, et al. (2023). Seeing Through The Eyes Of The Sabertooth Thylacosmilus Atrox (Metatheria, Sparassodonta). Communications Biology, sf: 1-7. doi: 10.1038/s42003-023-04624-5. | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. H. Jheon, et al. (2012). From Molecules To Mastication: The Development And Evolution Of Teeth. Wiley, sf: 165-182. doi: 10.1002/wdev.63. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Kaplan. How A Saber-Tooth Marsupial Blinded Us With Its Bite. Alındığı Tarih: 2 Eylül 2023. Alındığı Yer: The New York Times | Arşiv Bağlantısı
- ^ N. Staff. Saber-Toothed Thylacosmilus Had Very Weak Bite, New Study Shows | Sci.news. (2 Temmuz 2013). Alındığı Tarih: 13 Kasım 2023. Alındığı Yer: Sci.News: Breaking Science News | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. M. Janis, et al. (2020). An Eye For A Tooth: Thylacosmilus Was Not A Marsupial “Saber-Tooth Predator”. PeerJ, sf: e9346. doi: 10.7717/peerj.9346. | Arşiv Bağlantısı
- EurekAlert!. How The "Marsupial Sabertooth" Thylacosmilus Saw Its World. Alındığı Tarih: 11 Kasım 2023. Alındığı Yer: EurekAlert! | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 14:30:52 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/15394
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.