Terör Kuşu Nedir? Amerika'nın Devasa Avcıları Olan Terör Kuşları Nasıl Evrimleşti?
Terör kuşları (Phorusrhacidae) Güney ve Kuzey Amerika'da yaklaşık 62 milyon yıl ila 2.5 milyon yıl önce Senozoyik zamanda yaşamış bir grup büyük, uçamayan kuş ailesiydi. Devasa boyutları, keskin gagaları, uçamayan kanatları ve güçlü bacaklarıyla terör kuşları, zamanlarının apeks yırtıcılarıydı. Bu yazıda, bu büyüleyici kuşların evrimlerini, ekolojilerini ve nihai yok oluşlarını inceleyeceğiz. Hayranlık uyandıran bu canlıların fiziksel özelliklerinden avlanma stratejilerine kadar birçok özelliğini yakından inceleyelim.
Fosil Kayıtları ve Morfolojik Özellikleri Nasıldı?
İlk terör kuşu fosili "Arjantin Paleontolojisinin babası" olarak nitelendirilen ünlü Arjantinli paleontolog Florentino Ameghino tarafından 1887 yılında keşfedildi. Kalıntılar, Arjantin'in Santa Cruz Eyaletindeki çeşitli yerleşim yerlerinde bulundu. Bulunan fosil dişsiz bir çene kemiği parçasıydı ve bu holotip (ilk örnek) üzerinden Phorusrhacos longissimus türü tanımlandı. Başlangıçta fosilin otçul bir memeliye ait olduğu düşünüldü ve yeni bir dişsiz memeli ailesine atandı. Ameghino bu bulguyu, modern memeli soylarının Arjantin'de ortaya çıktığı ve daha sonra tüm dünyaya yayıldığı iddiası için bir kanıt olarak kullandı. Daha sonra, 1891'de, diğer fosillerin keşfi ile birlikte, ilk keşfin bir memeli değil, dev bir kuş olduğunu doğrulandı.[1], [2]
Yeni fosillerin keşfedilmesiyle beraber kuşun kafatasının şekli hakkında yeni bilgiler ortaya çıktı, örneğin uzun, kancalı bir gagaya sahip olduğu doğrulandı. Buna ek olarak son bulgular, kuşun muhtemelen ilk tahminlerden daha da hızlı olduğunu gösterdi.[3]
Terör kuşlarının uzunlukları türden türe değişen, genelde orta ila büyük boyuttaki kuşlardı. Phorusrhacos longissimus ve Kelenken guillermoi gibi bazı türler ~2.5 metre ve ~115 kg ağırlıkları ile oldukça büyük boyutlu kuşlardı. Patagornis marshi ve Andalgalornis steulleti gibi diğer türler boyut olarak daha küçüktü. Öte yandan bütün terör kuşları anatomik olarak uzun arka bacaklara, dar kalça kemiklerine, körelmiş kanatlara ve kıvrık gagalara sahiplerdi.
Terör kuşları, Senozoyik zamanın Güney Amerikasındaki en baskın yırtıcıları arasında oldukları düşünülmektedir. Yaşadıkları tarihler yaklaşık 23 milyon yıl ile 5 milyon yıl öncesine denk gelen Miyosen devresinde olduğu hesaplanmıştır. Söz konusu tarihlerde bölge otlaklar, çöller ve bozkırlardan oluşuyordu ve terör kuşları büyük olasılıkla otlakları ve ormanlık bölgeleri yaşam alanı olarak tercih ediyordu. Ancak bu süre zarfında Güney Amerika, az önce bahsettiğimiz gibi izole bir kıta haline gelmişti. Yani kıta, diğer kıtalardan okyanuslar gibi büyük su kütleleriyle ayrılmış ve diğer kara kütleleriyle bağlandığı herhangi bir kara köprüsü bulundurmamaktaydı. Bu izolasyon, Miyosen devresinde Güney Amerika'nın, terör kuşlarının varlığı da dahil olmak üzere kıtadaki özgün faunanın evrimleşmesine çok büyük katkıda bulundu. Çünkü izole bir coğrafyada türler göç edemezler ve farklı kıtalardaki diğer canlılarla etkileşime giremezler. Coğrafi izolasyonlar benzersiz flora ve fauna evriminin temelini oluşturmaktadır. Günümüzde, coğrafi izolasyonun bölge faunasını nasıl etkilediğini, Avustralya ve Madagaskar örneklerindeki gibi ayrıntılı olarak inceleyebiliyoruz. Örneğin dönemin yaygın otçul taksonomik takımları otoungulatlar ve litopternalar, Güney Amerika'da dağılıma sahipti.[4][5]
Terör Kuşları ile Birlikte Yaşamış Memeliler Hangileriydi?
Litopterna, yaklaşık 56 milyon ila 2 milyon yıl önce, Geç Eosen'den Pleyistosen devrelerine kadar Güney Amerika'da yaşayan soyu tükenmiş memeli takımıdır. Litopternalar genellikle uzun, ince bacaklar, kısa boyun ve özelleşmiş ayak bilekleri ile tanımlanmaktadırlar. En ünlü litopterna türlerinden bazıları, lama benzeri büyük bir otçul olan Macrauchenia patachonica ve tavşan benzeri küçük bir otçul olan Proterotherium cervioides'tir.
Notoungulatlar da litopternalar gibi, Senozoyik zaman boyunca Güney Amerika faunasının önemli bir üyesiydi. Sert bitkileri çiğnemek için özelleşmiş dişleri ve çene yapıları ile karakterize edilen bu canlıların en ünlü türlerinden bazıları, su aygırı benzeri büyük bir otobur olan Toxodon spp. ve gergedan benzeri bir otobur olan Pyrotherium romeroi'dir.
Otçul canlılara bir göz attıktan sonra bölgedeki diğer avcılara da bir göz atmamızda fayda var. Terör kuşları her ne kadar apeks avcılar olsa da elbette ki bölgede başka yırtıcılar da bulunuyordu. Bunlardan bazıları, günümüzde yaşayan soy hattı bulunmayan, Sparassodonta adı verilen günümüzdeki kurtların boyutlarına erişebilmiş üyeleri olan keseli memeliler takımıydı. Öte yandan Pliyosen devresine doğru, Thylacosmilus gibi kurttan daha iri, jaguar ölçülerine yakın birkaç cins de evrimleşmiştir.
Terör Kuşlarının Avlanma Davranışları Nasıldı?
Sinemadaki şöhretiyle bilinen terör kuşu türü Kelenken guillermoi, aynı zamanda terör kuşları arasında en büyük kafatasına sahip olandı. Ancak bacakları, bu kadar büyük bir kafa için nispeten ince görünüyordu. Diğer büyük terör kuşlarının pusu avcıları olduklarına yönelik düşünceler hakimdi; ancak bu canlıların bacaklarının kısa ve kalın olması ve bunun aksine Kelenken'de ince ve uzun olması, onun hızlı koşan bir yırtıcı olduğuna yönelik düşüncelere sebep oldu. Bu durum da bize farklı türlerin farkı koşullarda avlandıklarına dair ipuçları sundu.[6]
Tahmin edebileceğiniz üzere terör kuşlarının en tehlikeli silahları kıvrımlı gagalarıydı. Yapılan analizler sonucu, kafataslarının anatomisi bize gösteriyor ki bu canlılar gagalarını adeta bir çekiç gibi, avlarına keskin ve şiddetli darbeler indirmek için kullanıyordu. Sağlam gaga yapısı ve kafatasının şekli de kafalarının tekrar tekrar vurma kuvvetine dayanabileceğini gösteriyor ve bu düşünceyi destekliyordu. Bu çarpıcı yetenek, muhtemelen hızlı hareketlerle birleşince, terör kuşlarını etkili avcılar haline getirmekteydi. Gaga anatomilerine ek olarak, kafataslarında bulunan temporal kas izleri sayesinde farkına vardığımız, güçlü şakak kasları, terör kuşlarının güçlü bir ısırma gücüne sahip olduğu hipotezini güçlendirmektedir.[7]
Terör kuşları avlarını bütün olarak yutabilir ve günümüz kuşlardaki pelet atıklarında olduğu gibi tüy, kemik gibi sindirmesi zor parçaları kusabildikleri düşünülmektedir. Ayrıca beyin analizleri, terör kuşlarının keskin bir görüşe sahip olduğunu, ancak koku merkezlerinin günümüz avcı kuşlardaki gibi yüksek duyarlılığa olmadığını göstermektedir, bu da terör kuşlarının leş yiyicilerden ziyade aktif avcılar olduğunu göstermektedir. Öte yandan terör kuşları, örneğin Gliptodon spp. gibi zırhlı bir memeliyi avlarken zekasını ve problem çözme becerilerini kullanmış olmaları muhtemel. Gliptodonlar, armadillolar gibi zırhlı derileri sayesinde güçlü savunma özelliklerine sahip canlılardı. Bu canlıları avlarken problem çözme becerilerini kullanmış olmaları muhtemel. Çünkü vücut ölçeklerine oranla görece büyük beyinleri vardı. Gliptodon her ne kadar zırhlı derisine saklanmış da olsa terör kuşları bu canlıları bir şekilde ters çevirebileceklerini ve bu eylemin avlarını tamamen savunmasız bırakacağını anlamış olabilirlerdi.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Peki diğer memelileri nasıl avlıyorlardı? Yaklaşık 275 kg bir notounglat olan Homalodotherium, yaşayan akrabası olmayan bir toynaklı türüydü. Her ne kadar Kelenken bu toynaklıların yarısı kadar olsa da, terör kuşlarının da potansiyel avları arasında yer aldıkları düşünülmektedir. Yukarıda bahsettiğimiz üzere gagalarını çekiç gibi kullanmaları, kafataslarının arkasındaki sinirlere vurarak toynaklıları felç edebilecekleri düşünülmektedir. Av etkisiz hâle geldiği zaman, tıpkı günümüz avcı kuşlarında gördüğümüz keskin, kancalı gagalarıyla sert derileri ve etleri parçalayabiliyorlardı. Bu davranışı kartal, baykuş ve atmaca gibi günümüz yırtıcı kuşlarda da görmekteyizdir.[10]
Terör Kuşları Nasıl Sesler Çıkarıyordu?
Kelenken kafatası taramaları sonucunda, canlının kafatasının önünde büyük bir boşluk olduğunu anlaşıldı. Bunun nedenini hala tam olarak bilinmese de konu hakkındaki hipotezlerden biri boşluğun, kuşun çenesinin hareketi yoluyla ses üretmesine izin veren bir titreşim kaynağı olarak işlev görmesidir (pabuç gagalı leylek gibi bazı kuşlar bize bu davranış hakkında örnekler sunmaktadır). Fosil kayıtları bunun hakkında bize net bir kanıt sağlamasa da gagadaki boşluk sayesinde üretilen bu ses, bir üreme sinyali veya uyarı çağrısı işlevine sahip olabilir.[7], [8] Buna ek olarak ne yazık ki, terör kuşlarının tam olarak nasıl ses çıkardıklarını kesin olarak bilmek güncel bilgimiz dahilinde mümkün değildir. Çünkü ses üreten organlar (kuşlarda bu organa srinks [syrinx] adı verilir) çoğunlukla yumuşak dokudan oluşur ve nadiren fosilleşir. Bu konuda da şahinler ve tepeli devekuşları (cassowary) gibi bazı günümüz kuşları fikir verebilmektedir.
Yumuşak dokularının günümüze nadir ulaşmasına rağmen, kafatası içerisindeki beyin ya da iç kulak tarafından bırakılmış izler bize terör kuşlarının ne kadar iyi duyduğuna dair ipuçları sunmaktadır. Örneğin Llallawavis scagliai türünün iç kulağındaki analizler canlının düşük frekanslı seslere duyarlı olduğunu gösterdi. Bu canlıların 380 Hz ila 4.230 Hz arasındaki frekansları algılayabilecekleri hesaplanmıştır. Karşılaştırma olması adına insanlar, 20 Hz ile 20.000 Hz arasındaki sesleri algılayabilmektedirler. Bu durum nispeten dar bir işitme aralığı gibi gözükmesine rağmen, Lallawavis'in düşük frekanslı sesleri duymada çoğu modern kuştan başarılı olduğu anlamına gelmektedir. Aynı zamanda kuşun kendi seslerinin yanı sıra tercih ettiği avların çıkardıkları seslerin de düşük frekans aralıklarına sahip olduğunun güçlü bir kanıtıdır. Söz konusu bulgular Lallawavis'in işitme becerileri ve kuşun çevresindeki düşük frekanslı seslerin rolü hakkında değerli bilgiler sağlamaktadır.[9]
Günümüzdeki En Yakın Akrabaları Hangi Kuşlar?
Günümüz avcı kuşlara ek olarak devekuşları, emular ve seriamalar gibi, diğer bir takım kuş türleri de terör kuşlarının nasıl canlılar olduğunu anlamamıza yardımcı olmaktadır. Örneğin terör kuşları anatomik olarak devekuşları ve emu gibi uçamayan modern kuşlara benzer, ancak doğrudan ataları değillerdir. Günümüzde terör kuşlarının en yakın akrabaları Güney Amerika’da yaşayan Kariyamagiller (Cariamidae) olarak bilinmektedir. Kendileri terör kuşları ile aynı taksonomik takım olan Cariamiformes içerisinde sınıflandırılmaktadırlar.[11]
Büyük Amerika Biyotik Değişimi Nedir?
İngilizce Great American Biotic Interchange (GABI) olarak bilinen Amerika kıtalarındaki büyük fauna değişimini açıklamak üzere geliştirilmiş açıklamalar bütünüdür. Amerika faunasında yaklaşık 3 milyon yıl önce büyük bir göç olayı yaşandığı tahmin edilmektedir. Yaklaşık 15 milyon yıl önce Güney Amerika Levhası ile Karayip Levhasının çarpışması ile başlayıp yaklaşık 3 milyon yıl önce Panama Kıstağı’nın yükselmesi ile son bularak, Güney Amerika ve Kuzey Amerika arasında bir kara köprüsü meydana gelmiştir.[12]
Bu kara köprüsü, bir nevi coğrafi izolasyonu kaldırmış, Kuzey ve Güney Amerika arasında bitki ve hayvan göçüne izin vererek, her iki kıtanın biyolojik çeşitliliğinde çok önemli değişikliklere yol açmıştır. Bu süre zarfında terör kuşları da dahil bir çok hayvan türü iki kıta arasında göç etmiş ve dağılımını genişletmiştir. Son 65 milyon yılın en önemli biyolojik olaylarından biri olarak kabul edilen bu olay, Amerika'nın ekosisteminde geniş kapsamlı etkilere sahiptir.[13]
Panama Kıstağı aynı zamanda Atlantik ve Pasifik’i ayırmıştır. Bu nedenle Pasifik'ten Atlantik'e ılık su akışını bozarak dünyanın iklim modellerinde değişikliklere yol açmıştır. Keza Atlantik ve Pasifik sularındaki denizel popülasyonların da izole olmasını sağlamıştır. Atlantik ve Pasifik arasındaki okyanus akıntılarının akışının değişmesine yol açmıştır. Örneğin, kıstağın oluşumu tropik bölgelerden Kuzey Atlantik'e ılık su taşıyan Körfez Akıntısı’nın (Gulf Stream) güçlenmesine yardımcı olmuş olabilir.[14]
1961'den öncesindeki terör kuşu fosilleri yalnızca Güney Amerika'ya aitti. Bu sebeple bu canlıların sadece Güney Amerika kıtasında yaşadıkları düşünülüyordu. Ancak Florida'daki Santa Fe Nehri'nde Titanis walleri türünün 3 milyon yıl öncesine ait olduğu hesaplanan fosilleri bu argümanı çürüttü. Titanis, Kelenken'e oldukça benziyordu ancak daha kısa boyutlara sahipti ve daha çevik olduğu düşünülmektedir. Çünkü Kuzey Amerika'da yaygın memeliler olan atasal atları avlamak için hızlı olmak gerekiyordu.[15]
Titanis’in 3 milyon yıl önce oluşumunu tamamlamış Panama Kıstağı’ndan Teksas'a göç ettiği tahmin edilmekteydi. Ta ki Teksas'ta bulunan 5 milyon yaşında bir Titanis keşfedilene kadar. Çünkü bu keşif, kuşun daha önce tahmin edilenenden 2 milyon yıl önce kıtaya ulaşmış olması, belki de Panama Kıstağı'nı oluşturacak olan adalardan geçmiş olabileceği sorusunu doğurmaktadır.[16]
Öte yandan bu göç, kaçınılmaz olarak beraberinde rekabeti de getirmiştir. Güney Amerika'dayken bölgenin sayılı apeks yırtıcılarından terör kuşları Kuzey Amerika'ya göç edince kılıç dişli kediler (Smilodon spp.) ve büyük sürüler halinde avlanan kurtlar (Canis edwardii) ile karşı karşıya geldiler.
Terör Kuşlarının Nesilleri Neden Tükendi?
Terör kuşlarının nesillerinin tükenmesinin nedeni hakkında hâlâ birçok tartışma vardır ve sebebi kesin olarak bilinmemektedir. Bazı argümanlar, terör kuşlarının nesillerinin tükenmesinin sebebi olarak iklim ve bitki örtüsündeki değişikliklerin, terör kuşlarının başlıca besini olan büyük otçulların popülasyonlarında düşüşe neden olmasını öne sürmektedir. Diğer bir argüman, yukarıda bahsettiğimiz kurtlar ve kılıç dişli kediler gibi diğer apeks avcı göçünün terör kuşları ile rekabete etmesi nedeniyle nesillerinin azalmış olabileceğini öne sürmektedir.
Başka bir düşünce, insanların Güney Amerika'ya gelişinin, terör kuşlarının neslinin tükenmesinde önemli bir etkisi olduğu yönündedir. Ancak bu düşünce eskiden kabul görüyor olsa artık güncel popülaritesini yitirmiş durumdadır. Zira fosil kayıtları insanlar ve terör kuşlarının aynı zaman aralığında yaşamamış olduğunu göstermektedir. Sadece belki bazı türleri ile çok ufak bir zaman diliminde seyrek kesişimler yaşanmış olabilir. Çünkü Titanis’in modern insanların göç tarihinde nesillerinin tükendiği hesaplanmıştır.[17]
Her ne kadar nedeni konusunda kesin bir fikir birliği bulunmasa da yeni bulgular, sinemada sıkça karşımıza çıkan bu görkemli kuşlar hakkında hakkındaki bilgimizi daha da genişletecektir! Buna rağmen günümüzde kariyamalar gibi yakın akrabalarının hâlâ hayatta olduğunu düşünmek olağanüstü bir duygudur!
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 16
- 9
- 8
- 4
- 4
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ D. Khalil. Letters From Botswana: A Peace Corps Odyssey.
- ^ L. G. Marshall. (Dergi). The Terror Birds Of South America. Not: : Scientific American Special Edition; Mar2004 Special Edition, Vol. 14 Issue 2, p82-89, 8p, 5 Color.
- ^ F. J. Degrange, et al. (2019). New Skull Remains Of Phorusrhacos Longissimus (Aves, Cariamiformes) From The Miocene Of Argentina: Implications For The Morphology Of Phorusrhacidae. Journal of Paleontology, sf: 1221-1233. doi: 10.1017/jpa.2019.53. | Arşiv Bağlantısı
- D. A. Croft, et al. Notoungulata And Litopterna Of The Early Miocene Chucal Fauna, Northern Chile / Darin A. Croft --, John J. Flynn --, André R. Wyss --.. (11 Kasım 2011). Alındığı Tarih: 17 Şubat 2023. Alındığı Yer: Biodiversity Heritage Library doi: 10.5962/bhl.title.5228. | Arşiv Bağlantısı
- Field Museum of Natural History. (2014). Notoungulata And Litopterna Of The Early Miocene Chucal Fauna, Northern Chile. Field Museum of Natural History, sf: 1-52. doi: 10.3158/0096-2651(2004)50[1:NALOTE]2.0.CO;2. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. . Bertelli, et al. (2010). A New Phorusrhacid (Aves: Cariamae) From The Middle Miocene Of Patagonia, Argentina. Journal of Vertebrate Paleontology, sf: 409-419. doi: 10.1671/0272-4634(2007)27[409:ANPACF]2.0.CO;2. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b National Geographic. (Belgesel). National Geographic - Kelenken Prehistoric Predators.
- ^ Africafreak. What Does A Shoebill Stork Sound Like? Hint: It’s Quite Freaky. Alındığı Tarih: 17 Şubat 2023. Alındığı Yer: Africafreak | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. Black. The Call Of The Terror Bird. (13 Nisan 2015). Alındığı Tarih: 17 Şubat 2023. Alındığı Yer: National Geographic | Arşiv Bağlantısı
- ^ E. Yong. Float Like A Butterfly, Sting Like A Terror Bird. Alındığı Tarih: 17 Şubat 2023. Alındığı Yer: National Geographic | Arşiv Bağlantısı
- ^ F. J. Degrange, et al. (2015). A New Mesembriornithinae (Aves, Phorusrhacidae) Provides New Insights Into The Phylogeny And Sensory Capabilities Of Terror Birds. Journal of Vertebrate Paleontology, sf: e912656. doi: 10.1080/02724634.2014.912656. | Arşiv Bağlantısı
- ^ Texas A&M University. New Study Reaffirms Timeline On Formation Of Isthmus Of Panama. Alındığı Tarih: 17 Şubat 2023. Alındığı Yer: TEXAS A&M UNIVERSITY AT GALVESTON | Arşiv Bağlantısı
- ^ L. Domingo, et al. (2020). The Great American Biotic Interchange Revisited: A New Perspective From The Stable Isotope Record Of Argentine Pampas Fossil Mammals. Scientific Reports, sf: 1-10. doi: 10.1038/s41598-020-58575-6. | Arşiv Bağlantısı
- ^ Woods Hole Oceanographic Institution. How The Isthmus Of Panama Put Ice In The Arctic. Alındığı Tarih: 17 Şubat 2023. Alındığı Yer: Woods Hole Oceanographic Institution | Arşiv Bağlantısı
- ^ Florida Museum. Titanis Walleri. Alındığı Tarih: 17 Şubat 2023. Alındığı Yer: Florida Museum | Arşiv Bağlantısı
- ^ U. O. Florida. 'Terror Bird' Arrived In North America Before Land Bridge, Study Finds. (24 Ocak 2007). Alındığı Tarih: 17 Şubat 2023. Alındığı Yer: ScienceDaily | Arşiv Bağlantısı
- W. Jones, et al. (2018). The Last Terror Birds (Aves, Phorusrhacidae): New Evidence From The Late Pleistocene Of Uruguay. PalZ, sf: 365-372. doi: 10.1007/s12542-017-0388-y. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 16:40:03 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/13800
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.