Kant'ın Kategorik İmperatifi: Diğer İnsanların Davranmasını İstediğiniz Şekilde Davranın!
Kategorik imperatif (veya biraz daha Türkçe tabiriyle "koşulsuz buyruk"), "aynı zamanda evrensel bir yasa haline gelmesini isteyebileceğiniz bir maksime uygun olarak hareket etmeniz" gerektiğini ifade eden ahlaki bir ilkedir; yani belirli bir davranışta bulunacaksanız diğer herkesin bu davranışı göstermesine rıza vermelisiniz.
Örneğin ilişkiler konusunda kategorik imperatif, herkesin birbirine kaba davranmasını istemediğiniz sürece insanlara kaba davranmaktan kaçınmanız gerektiği anlamına gelir.
Kategorik imperatif, Alman filozof Immanuel Kant tarafından yazılan 1785 tarihli ve Ahlak Metafiziğinin Temellendirilmesi adlı kitapta ortaya atılmıştır.[1] Kant burada kategorik imperatifin mutlak bir ahlaki ilke olduğunu, yani tüm rasyonel varlıklar tarafından takip edilmesi ve takip edilmesinin başlı başına bir amaç olarak görülmesi gerektiğini savunmaktadır.
Kategorik imperatif, şimdiye kadar formüle edilmiş ahlaki ilkeler arasında en iyi bilinenlerden biridir ve birçok bağlamda fayda sağlayabilmesi sebebiyle anlamak önemlidir. Bu çerçevede makalemizde kategorik imperatife ve ilgili kavramlarına yönelik bilgiler edinecek, pratikte bu bilgileri nasıl kullanabileceğinizi göreceksiniz.
Kategorik İmperatif Örnekleri
Kategorik imperatifin bir örneği, şayet herkesin sözünü tutmasını istiyorsanız tutamayacağınız sözler vermemenizdir.
Kategorik imperatifin farklı kullanımına ilişkin örnekler farklı alanlarda karşımıza çıkmaktadır. Örneğin:
- İş dünyasında. Bir satış elemanı diğer bütün satış elemanlarının da müşterileri kandırmasını istemiyorsa müşterilerini kandırmamalıdır.
- Tıp dünyasında. Bir hemşire diğer herkesin düşük kaliteli bir tedavi almasını istemiyorsa hastalarına düşük kaliteli bir tedavi uygulamamalıdır.
- Çevre konusunda. Bir kimse diğer herkesin çevreyi kirletmesini istemiyorsa çevreyi kirletmemelidir.
Buna ek olarak, aşağıda kategorik imperatifin nasıl uygulanabileceğini gösteren ve Kant'ın önerdiği şekliyle arkasındaki mantığı açıklayan kapsamlı bir örnek yer almaktadır:[1]
Zor durumda kaldığımda, tutmama niyetiyle bir söz vermeyebilir miyim?
...Kendime soruyorum: Eğer benim maksimim (gerçek olmayan bir söz vererek utançtan kurtulma) evrensel bir yasa olarak (kendim için olduğu kadar başkaları için de) geçerli olsaydı, bundan memnuniyet duyar mıydım ve kendi kendime, herkesin başka hiçbir şekilde kurtulamayacağı bir sıkıntıya düştüğünde gerçek olmayan bir söz verebileceğini söyleyebilir miydim?
O zaman çok geçmeden bu söz yalanını iradeyle söyleyebileceğimi ama yalan söylemenin evrensel bir yasa olamayacağını fark ederim; çünkü böyle bir yasaya uygun olarak doğru dürüst söz verilemez. Gelecekteki eylemlerimle ilgili irademi, bu söze inanmayacak olanlara ya da düşüncesizce inanırlarsa yalan borcumu yalanla kapatacak olanlara açıklamak anlamsız olurdu; dolayısıyla benim maksimim evrensel bir yasa haline getirilir getirilmez kendi kendini yok ederdi.
Dolayısıyla, irademi ahlaki açıdan iyi kılmak için ne yapmam gerektiğini bilmek için çok bilgiç bir kurnazlığa ihtiyacım yoktur. Dünyanın gidişatı konusunda deneyimsiz olduğumdan, dünyada meydana gelebilecek tüm olaylara hazırlıklı olamadığımdan, kendime sadece şunu soruyorum: Siz de maksiminizin evrensel bir yasa haline gelmesini isteyebilir misiniz? Eğer isteyemezseniz yasanız menfurdur; sizin ya da bir başkasının yaşayacağı herhangi bir dezavantaj sebebiyle değil, olası bir evrensel yasaya bir ilke olarak uyamayacağı için menfurdur...
Evrim Ağacı'ndan MesajAslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Son olarak, kategorik zorunluluğun değerini gösteren ilgili bir kavram da ortak malların trajedisidir. Bu kavram, her biri bağımsız ve kendi çıkarları doğrultusunda hareket eden bireylerin kolektif eylemlerinin, genellikle paylaşılan bir kaynağı tüketerek ya da bozarak bireylerin tümüne zarar verdiği olguları tanımlamaktadır. Bunun yaygın bir örneği, her bir bireyin yakalayabildiği kadar çok balık yakalamaya çalıştığı ve bu nedenle tüm balık popülasyonunu tükettikleri ticari aşırı avlanma vakalarında görülmektedir. Böyle senaryolarda kategorik zorunluluğun uygulanması, bireylerin gerçekleştirdikleri eylemlerin kolektif ölçekte uygulanması takdirinde ne olacağını düşünmelerini sağlayarak ortak malların trajedisi sorununu aydınlatabilir.
Kategorik İmperatif Nasıl Kullanılır?
Kategorik imperatif düşüncesinden faydalanmak için belirli bir eylemde bulunmadan önce kendinize "Herkesin bu şekilde davranmasına rıza gösteriyor muyum?" sorusunu sorun ve eyleminizi bu sorunun yanıtı etrafında şekillendirin. Bunu düzgün bir şekilde yapabilmeniz için uygulayabileceğiniz bazı ek teknikler de vardır:
- Kendinize rehber sorular sorun. Örneğin kendinize "Bir başka kimsenin bu şekilde davrandığını görürsem neler hissederim?" diye sorabilirsiniz. Bunu yaparken aynı zamanda kendi kendine mesafelendirme yönteminden de faydalanabilir; böylelikle içinde bulunduğunuz durumu daha dürüst ve akılcı bir şekilde değerlendirebilirsiniz. Kendi kendine mesafelendirme yöntemi, ilgili rehber sorumuzu ikinci veya üçüncü tekil şahıs özneleriyle sormak, yani "Bir başka kimsenin bu şekilde davrandığını görürsem neler hissederim?" sorusu yerine "Bir başka kimsenin bu şekilde davrandığını görürsen neler hissedersin?" sorusunu sormaktır.
- Herkesin aynı şekilde davrandığını hayal edin. Örneğin bir kişiye yönelik belirli bir davranışınız olacaksa herkesin birbirine, özellikle size veya sevdiğiniz insanlara karşı o şekilde davrandığını hayal edin.
- Herkesin aynı şekilde davranmasının yaratacağı sonuçları düşünün. Hem kısa vadede, hem uzun vadede herkesin aynı şekilde davranmasının bütün olası sonuçlarını göz önünde bulundurmaya çalışın.
Başkaca tekniklerin de kategorik zorunluluğu içselleştirmenize ve uygulamanıza yardımcı olduğunu görebilirsiniz. Örneğin, bu ilke kapsamında başkaları için belirlediğiniz standartların sizin için de geçerli olduğunu düşünmeniz (yani, ben-öteki çifte standardından kaçınmanız) faydalı olabilir. Alternatif olarak, kategorik imperatifin altın kural ve iyi niyet ilkesi gibi diğer ahlaki ilkelerle genel veya belirli bağlamlarda nasıl bir ilişki içinde olduğunu düşünmek de faydalı olabilir.
Buna ek olarak, kategorik imperatifin ağırlıklı olarak gelecekteki eylemleri değerlendirmek amacıyla kullanılmasına karşın, geçmiş eylemleri değerlendirirken de kullanılabileceğini unutmamalısınız. Kategorik imperatifin bu şekilde geçmişe yönelik kullanımı, örneğin, geçmiş eylemlerinizin ahlaki açıdan doğru mu yanlış mı olduğuna karar vermek istediğinizde ve kendinizle ilgili neleri değiştirmek istediğinize karar vermek söz konusu olduğunda faydalı olabilir.
Çevrenizdeki İnsanları Kategorik İmperatif İlkesini Kullanmaya Teşvik Edin
Belirli durumlarda çevrenizdeki insanları bu ilkeyi kullanmaya teşvik etmeniz faydalı olabilir. Bu teşviki sağlamak için de aşağıdaki tekniklerin herhangi bir kombinasyonunu kullanabilirsiniz.
- Kategorik imperatifin ne olduğunu açıklayın.
- Kategorik imperatifin ardındaki mantığı açıklayın.
- Kategorik imperatifin kullanımını ve önemini vurgulayan, konuyla ilgili örnekler verin.
- "Bu ilkeyi göz önünde bulundurmalısın." gibi sözlerle kategorik imperatifin kullanımını doğrudan teşvik edin.
- Kategorik imperatif ilkesinin kullanılmasını sağlayacak sorular sorun. ("Herkes senin şimdi davranacağın gibi davransa kendini nasıl hissederdin?")
- Kategorik imperatifin kullanımını kolaylaştıran, diğer herkesin belirli bir şekilde davranmasını hayal etmek gibi, tekniklerin kullanımını sağlayın.
Kategorik İmperatifin Formülasyonları
Kant, kategorik imperatife üç ana formülasyon sunmuş ve birinci ve üçüncü formülasyonları daha sezgisel ve daha kolay uygulanabilir hale getirmek için bunlara ek birer varyant eklemiştir, dolayısıyla kategorik zorunluluğun toplam beş formülasyonu vardır.[1]
- Evrensel Yasa Formülü (FUL) olarak bilinen ilk formülasyon: "Yalnızca, aynı zamanda evrensel bir yasa haline gelmesini isteyebileceğiniz maksime uygun olarak hareket edin."
- İlk formülasyonun Doğa Yasası Formülü (FLN) olarak bilinen bir varyantı: "Eyleminizin maksimi sizin iradenizle evrensel bir doğa yasası haline gelecekmiş gibi hareket edin."
- Kendi Başına Bir Amaç Olarak İnsanlık Formülü (FH) olarak bilinen ikinci formülasyon: "İnsanlığı, kendinizde olduğu kadar diğer herkeste de, her zaman bir amaç olarak kullanacak ve asla sadece araç olarak kullanmayacak şekilde hareket edin."
- Özerklik Formülü (FA) olarak bilinen üçüncü formülasyon: "Her rasyonel varlığın iradesinin evrensel yasa koyan bir irade olduğu fikri" veya "Bir kişinin seçmiş bulunduğu maksimlerin evrensel yasanın istemleriyle uygun şekilde anlaşılabileceği yönde seçim yapmak."
- Amaçlar Âlemi Formülü (FRE) olarak bilinen ve bazen Amaçlar Krallığı Formülü olarak da adlandırılan üçüncü formülasyon varyantı: "Mümkün amaçlar aleminde evrensel yasama maksimlerine uygun şekilde yaşa."
Bu formülasyonlar arasında en bilineni ilk formülasyon olan Evrensel Yasa Formülüdür.[2]
Bütün bunlarla beraber bir kimsenin davranışlarına rehberlik etme konusunda bu formülasyonların bir arada ele alınması faydalı olabilir. Kant da konu hakkında şu ifadelerde bulunmuştur:[1]
...ahlaki yargıda her zaman katı yönteme göre hareket etmek ve kategorik imperatifin evrensel formülünü temel almak daha iyidir: Aynı zamanda kendisini evrensel bir yasa haline getirebilecek olan maksime uygun hareket edin. Ancak kişi aynı zamanda ahlak yasasına erişmek istiyorsa, o zaman aynı eylemi adı geçen üç kavram aracılığıyla ele almalı ve böylece yapılabildiği ölçüde eylemi sezgiye yaklaştırmalıdır.
Kategorik İmperatife Yöneltilmiş Eleştiriler
Kategorik imperatife bir bütün olarak kavramsal ve belirli yönlerine ilişkin sorunlar da dâhil olmak üzere çeşitli eleştiriler getirilmiştir. Bu eleştiriler arasında aşağıdakiler yer almaktadır:
- "Otorite ihtiyacı" eleştirisi. Alman filozof Arthur Schopenhauer tarafından öne sürülen bu eleştiri, "bir imperatif etiğinin... emirlerin verilebileceği bir 'otorite' gerektirdiğini, ancak bir insanın içinde kategorik zorunluluğun verilebileceği bir otorite yoksa, ancak 'insanın kendisine emir veren ve ona ödül ve ceza bildiren başka bir iradeye bağımlı olduğu ve bundan ayrılamayacağı ön kabulüne' dayanabileceğini" öne sürmektedir.[3] Schopenhauer buna ek olarak Kant'a, kategorik imperatifin merhamet tarafından yönlendirilmesi gerekirken egoizm tarafından yönlendirildiği gibi başka eleştiriler de getirmiştir.
- "Kötülükle baş edememe" eleştirisi. Bu eleştiri, kategorik imperatifin belirli çıkmaz durumlar karşısında güçsüzlük gibi sorunlara yol açtığını öne sürmektedir.[4] Örneğin Kant'ın, Fransız filozof Benjamin Constant'ın bir makalesine cevaben yazdığı "Özgeci Güdülerle Yalan Söyleme Hakkı Üzerine" başlıklı denemesinden bir örnekte bu tür sorunlar açıkça görülmektedir.[5] Bu örnekte Kant, bir katilin bir kimseye öldürmeyi planladığı masum bir kurbanın nerede olduğunu sorması halinde, yalan söylemek yanlış olduğu için katile yalan söylemenin ahlaken yanlış olacağını belirtmektedir.
John Stuart Mill ve Georg Wilhelm Friedrich Hegel gibi başka filozoflar tarafından da kategorik imperatife yönelik ek eleştiriler getirilmiştir.[6], [7]
Ancak bu eleştirilerle ilgili olarak dikkat edilmesi gereken iki önemli husus vardır. Birincisi, bu eleştirilerin birçoğu çeşitli şekillerde eleştirilmiş ve çürütülmüştür. İkincisi, bu eleştirilere rağmen kategorik imperatifin yine de yol gösterici bir ahlaki ilke olarak bazı değerlere sahip olduğu konusunda genel bir fikir birliği bulunmaktadır.[8]
Kategorik imperatif faydalı bir kavramdır. Ancak pratik bir bakış açısıyla ele alındığında bu eleştiriler de göz önünde bulundurularak dikkat ve özenle kullanılmalıdır.
Kategorik İmperatif ve Altın Kural
Altın kural, kendinize nasıl davranılmasını istiyorsanız başkalarına da öyle davranmanız gerektiğini ifade eden ahlaki bir ilkedir. Pek çok felsefe ve dinde önemli bir rol oynayan bu ilke, Kant'ın çalışmalarından çok daha öncesine dayanır ve kategorik imperatifle belirli yönlerde benzerliği bulunmaktadır. Bu çerçevede kategorik imperatife yönelik yaygın bir eleştiri, kategorik imperatifin altın kuralla aynı şey olduğu düşüncesidir.[9]
Ancak altın kural ve kategorik imperatifin benzer yönleri olsa da, bu iki ahlaki ilke birbirinden farklıdır. Zira altın kural başkalarına kendinize davranılmasını istediğiniz şekilde davranmanız gerektiğini öne sürer; kategorik imperatif herkesin davranmasını istediğiniz şekilde davranmanız gerektiğini öne sürer.
Dolayısıyla, bu iki ilke farklı sonuçlara yol açabilir. Örneğin kategorik imperatif çerçevesinde başkalarının da aynı şeyi yapmasını istemiyorsanız sokağa çöp atmaktan kaçınırsınız; ancak bu senaryoda davranışınız başka bir kişiye yönelik olmadığı için altın kuralın herhangi bir geçerliliği yoktur.
Kant'ın kendisi de iki ilke arasındaki ayrıma değinmiş ve ahlaki bir ilke olarak altın kurala yönelik kişinin kendisine yönelik ödevler sunmaması, kişisel zevklere ya da arzulara bağlı olması ve kişinin kesin olarak yükümlü olduğu ödevleri belirtmemesi olmak üzere üç temel itiraz dile getirmiştir.[9]
Bütün bunlarla beraber altın kural ve kategorik imperatif, insanların empati kabiliyetini ortaya çıkaran ilkelerdir. Bu çerçevede bu iki ilkeyi bir arada kullanmak, insanların daha yüksek bir empati sergilemesine aracı olarak eylemlerini daha verimli şekilde yönlendirmelerini sağlayabilir.
Ek Bilgiler
Maksim ve İmperatifler
Maksimler ve imperatif kavramları, Kant felsefesinde kategorik imperatif alanında önemli roller oynamaktadır.
Bu kavramlar, özellikle de maksim kavramı için çeşitli açıklamalar öne sürülmüştür.[10] Ancak bu makalede yalnızca Kant'ın konuyla ilgili olarak kendi ifadelerine odaklanılmaktadır:[1]
Maksim, iradenin öznel ilkesidir; nesnel ilke (yani akıl arzu yetisi üzerinde tam bir kontrole sahip olsaydı, tüm rasyonel varlıklara öznel olarak da pratik bir ilke olarak hizmet edecek olan) pratik yasadır.
Maksim, eylemin öznel ilkesidir ve nesnel ilkeden, yani pratik yasadan ayırt edilmelidir. İlki, aklın öznenin koşullarına (genellikle cehaletine veya eğilimlerine) uygun olarak belirlediği pratik kuralları içerir ve özne bu çerçevede bu kurallara uygun hareket eder; ancak yasa, her rasyonel varlık için geçerli olan nesnel ve uygun olarak hareket edilmesi gereken ilkedir, yani bir emirdir.
Nesnel bir ilkenin temsili, bir irade için zorunlu olduğu ölçüde, (aklın) 'buyruğu' olarak adlandırılır ve buyruğun formülü de imperatif olarak adlandırılır.
Tüm buyruklar bir gereklilik aracılığıyla ifade edilir ve böylece nesnel bir akıl yasasının öznel yapısında yasanın, (bir gereklilik tarafından) belirlenmesi zorunlu olmayan bir iradeyle ilişkisi açığa çıkar. Bir şeyi yapmak veya yapmaktan kaçınmak iyidir; ancak bu yargılar, sırf 'bu iyidir' diye temsil edildiği için bir eylemde bulunacak bir iradeye yönelik yapılmamaktadır.
Tüm Reklamları KapatBuna karşın pratik iyi, iradeyi öznel nedenler yerine nesnel olarak ve aklın temsilleri aracılığıyla, yani her rasyonel varlık için geçerli olan nedenler çerçevesinde belirleyen şeydir ve iradeyi yalnızca öznel nedenlerin etkileri ve şu veya bu kişinin hisleri çerçevesinde etkileyebilen, herkes için geçerli olan akıl ilkelerinden bağımsız, makbul olandan (İng: "agreeable") ayrılır.
Hipotetik ve Kategorik İmperatifler
Kategorik imperatifin anlaşılması bağlamında hipotetik ve kategorik imperatifler arasındaki farkların bilinmesi faydalıdır.[11] Kant bu ayrımları şu şekilde açıklar:
- Hipotetik imperatif bir koşula veya nihai bir amaca bağlı ahlak yasasıdır. Bunun bir örneği "Eğer başkalarının sana kabalık etmesini istemiyorsan kabalık etme." cümlesidir.
- Kategorik imperatif ise mutlak ve koşullardan bağımsız ahlak yasasıdır ve belirli bir nihai amaca dayanmaz. Bu imperatif de "kabalık etme" cümlesiyle özetlenebilir.
Bu çerçevede hipotetik ve kategorik imperatifler arasındaki temel ayrım hipotetik ayrımın bir koşula bağlı olması, kategorik imperatifin ise bir koşula bağlı olmamasıdır. Yani bu çerçevede hipotetik imperatifler belirli bir amaca ulaşmak için takip edilirken kategorik imperatifler amaçtan bağımsız olarak her durumda takip edilmektedir. Aynı şekilde "Hapse girmek istemiyorsan hırsızlık yapma." cümlesi hipotetik bir imperatif, "hırsızlık yapma" kategorik bir imperatif olarak değerlendirmektedir. Kant konu hakkında şunları söylemektedir:[1]
Tüm imperatifler hipotetik veya kategorik şekilde işlenmektedir. Hipotetik imperatif, kişinin istediği (ya da istemesi mümkün olan) başka bir şeye ulaşmak için bir araç olarak olası bir eylemin pratik gerekliliğini temsil eder. Kategorik imperatif ise bir başka amaca dayanmaksızın eylemi kendisi için objektif olarak gerekli kılan imperatiftir.
Tüm Reklamları KapatHer pratik yasa, olası bir eylemi iyi ve dolayısıyla akıl tarafından pratik olarak belirlenebilir bir özne için gerekli olarak temsil etmektedir. tüm imperatifler bir çerçevede iyi olan bir irade ilkesine uygun olarak gerekli eylemin belirlenmesinin formülleridir. Şimdi, eğer eylem yalnızca başka bir şeyin aracı olarak iyilik niteliği kazanıyorsa imperatif hipotetik; eğer kendi içinde akla uygun bir iradede iradenin ilkesi olarak kendi içinde iyi, dolayısıyla zorunlu olarak temsil edilirse kategoriktir.
Böylece imperatif, benim aracılığımla mümkün olan hangi eylemin iyi olacağını belirler ve bir eylemi doğrudan iyi olduğu için yapmayan bir iradeyle ilgili olarak pratik kuralı temsil eder; bunun da bir parçası öznenin eylemin iyi olduğunu her zaman bilememesi, bir diğer parçası da iyi olduğunu bilse bile imperatifin dikte ettiği maksimlerin pratik aklın nesnel mantığıyla çelişebilmesidir.
Son olarak, koşullu bir şekilde belirli bir süreç çerçevesinde elde edilecek başkaca bir hedefe dayanmaksızın eylemin doğrudan hayata geçmesini buyuran bir imperatif bulunmaktadır. Bu imperatif kategoriktir. Eylemin maddesi veya doğuracağı sonuçlardan bağımsız olarak doğuracağı sonucun biçim ve ilkelerine dayanmaktadır. Sonuç ne olursa olsun bu imperatifin iyiliğini teşkil eden unsur eğilimde yer almaktadır ve bu imperatife ahlaki imperatif denilebilir...
Dolayısıyla kategorik imperatif tektir ve şu şekilde özetlenir: "Yalnızca, aynı zamanda evrensel bir yasa haline gelmesini isteyebileceğiniz maksime uygun olarak hareket edin."
Tüm Reklamları Kapat
Not: Kant hipotetik ve kategorik imperatif kavramlarını öne sürdüğünde yalnızca bir kategorik imperatif olduğunu ifade etmiştir.
Ödev Türleri
Kategorik imperatif tartışmasında Kant, birkaç farklı ödev türü arasında ayrım yapmıştır.
İlk olarak, Kant mükemmel ve kusurlu ödevler arasında bir ayrım yapar.[12] Basitçe ifade etmek gerekirse mükemmel bir ödev, "hiçbir meyil vermediği" için uyulması gereken bir ödevdir; kusurlu bir ödev ise "yasa, kişinin ne şekilde hareket edeceğini ve sorumluluklarını ne denli yerine getireceğini tam olarak belirleyemediği" için bir miktar serbestliğe izin verir.[13]
Kant ayrıca olumlu ve olumsuz ödevler arasında da bir ayrıma gitmektedir.[14] Basitçe ifade etmek gerekirse olumlu bir ödev, bir kişinin yeteneklerini ilerletmesi gibi gerçekleştirmesi gereken bir eylemdir. Olumsuz bir ödev ise bir kişinin hırsızlık yapmak gibi kaçınması gereken bir eylemdir.[13]
Kant'ın ödevler konusunda yaptığı son ayrım ise kendimize karşı olan ödevlerimiz ve başkalarına karşı olan ödevlerimiz ayrımıdır.[15]
Diğer Felsefe Teorileriyle Kontrast
Kant'ın felsefi görüşleri Kantçılık olarak adlandırılan felsefi teori kapsamında incelenmektedir.[16] Genel olarak Kant etiği, özel olarak da kategorik imperatif kavramı deontolojiktir, yani eylemlerin sonuçlarından bağımsız şekilde bazı kurallara dayalı olarak doğası gereği doğru ya da yanlış (alternatif olarak izin verilebilir, gerekli ya da yasak) olabileceği fikrine dayanır.[11]
Deontoloji genellikle eylemlerin ahlakiliğinin sonuçlarına göre belirlendiğini öne süren sonuççuluk ile karşılaştırılır.[17] Bu düşünceye göre eylemler, sonuçları olumlu ise ahlaki olarak doğrudur. Buna ek olarak deontoloji, genellikle eylemlerin sonuçlarının herkes için olumlu olması durumunda ahlaki olarak doğru olduğunu öne süren bir sonuççuluk türü olan, eylemlerin en fazla sayıda insan için en fazla miktarda iyilik üretmesi gerektiğini öne süren faydacılık (İng: "utiliarianism") ile karşılaştırılır.[18], [19], [20], [21], [22]
Hem deontoloji hem de sonuçsalcılık, hangi eylemlerin doğru hangilerinin yanlış olduğunu ya da hangi eylemlere izin verilip hangilerinin yasaklanması gerektiğini belirlemeyi konu alan olan normatif etiğin türleridir.[23]
Özet ve Sonuçlar
- Kategorik imperatif, "yalnızca aynı zamanda evrensel bir yasa haline gelmesini isteyebileceğiniz maksime uygun olarak hareket etmeniz" gerektiğini belirten ahlaki bir ilkedir, yani yalnızca herkesin aynı eylemde bulunacağı bir senaryoya rıza gösteriyorsanız ve bunu kabul ediyorsanız bu eylemde bulunmalısınız
- Bunun bir örneği, diğer herkesin de aynı şekilde sözlerini tutmamalarını istemediğiniz sürece tutmayacağınız bir söz vermemeniz gerektiğidir.
- Kategorik imperatifi belirli bir şekilde davranmadan önce kendinize "herkesin aynı şekilde davranmasını ister miydim?" diye sorarak ve ardından eylemlerinizi bu soruya vereceğiniz cevaba göre belirleyerek hayatınızda uygulayabilirsiniz.
- Kategorik imperatifi kendinize yönlendirici sorular sormak (örneğin, "başka birinin de aynı şekilde davrandığını görseydiniz ne hissederdiniz?"), herkesin aynı şekilde davrandığını gözünüzde canlandırmak ve herkesin aynı şekilde davranmasının sonuçlarını düşünmek gibi ek teknikler kullanarak da uygulayabilirsiniz.
- Çevrenizdeki insanların kategorik zorunluluğu uygulamasına yardımcı olmak için kategorik imperatifin ne olduğunu açıklayabilir, kavramın kendisini ve önemini vurgulayan örnekler verebilir, rehber sorular sorabilir ve herkesin belirli bir şekilde hareket etmesinin sonuçlarını canlandırmak gibi diğer ilgili tekniklerin kullanımını teşvik edebilirsiniz.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 6
- 4
- 3
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ a b c d e f I. Kant. (2018). Groundwork For The Metaphysics Of Morals: With An Updated Translation, Introduction, And Notes (English Edition). Yayınevi: Yale University Press.
- P. Kitcher. (2004). Kant's Argument For The Categorical Imperative. Wiley, sf: 555-584. | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. Guyer. (2012). Schopenhauer, Kant And Compassion. Kantian Review, sf: 403-429. doi: 10.1017/S1369415412000155. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. CHOLBI. (2009). The Murderer At The Door: What Kant Should Have Said. Wiley, sf: 17-46. doi: 10.1111/j.1933-1592.2009.00265.x. | Arşiv Bağlantısı
- ^ C. M. Korsgaard. (1996). The Right To Lie: Kant On Dealing With Evil. Creating the Kingdom of Ends, sf: 133-158. doi: 10.1017/CBO9781139174503.006. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. Ebbinghaus. (1954). Interpretation And Misinterpretation Of The Categorical Imperative. The Philosophical Quarterly, sf: 97-108. doi: 10.2307/2216381. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. S. Sedgwick. (1996). Hegel's Critique Of Kant's Empiricism And The Categorical Imperative. Zeitschrift für philosophische Forschung, sf: 563-584. | Arşiv Bağlantısı
- ^ J. J. Kupperman. (2002). A Messy Derivation Of The Categorical Imperative. Philosophy, sf: 485-502. doi: 10.1017/S0031819102000426. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b J. A. Gould, et al. (2012). Kant’s Critique Of The Golden Rule. Philosophy Documentation Center, sf: 115-122. doi: 10.5840/newscholas198357139. | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. Kitcher. (2003). What Is A Maxim?. Philosophical Topics, sf: 215-243. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b A. Reath. Categorical Imperative. (2 Temmuz 2019). Alındığı Tarih: 12 Kasım 2022. Alındığı Yer: Wiley doi: 10.1002/9781444367072.wbiee612.pub2. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. E. Ohreen, et al. (2012). Imperfect Duties And Corporate Philanthropy: A Kantian Approach. Journal of Business Ethics, sf: 367-381. doi: 10.1007/s10551-011-1002-y. | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b M. D. White. (2004). Can Homo Economicus Follow Kant’s Categorical Imperative?. The Journal of Socio-Economics, sf: 89-106. doi: 10.1016/j.socec.2003.12.002. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Yudanin. (2015). Can Positive Duties Be Derived From Kant’s Categorical Imperative?. Ethical Theory and Moral Practice, sf: 595-614. doi: 10.1007/s10677-014-9546-4. | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Paton. (1990). A Reconsideration Of Kant’s Treatment Of Duties To Oneself. The Philosophical Quarterly, sf: 222-233. doi: 10.2307/2219813. | Arşiv Bağlantısı
- ^ T. E. Hill. Kantianism. (16 Şubat 2007). Alındığı Tarih: 12 Kasım 2022. Alındığı Yer: Wiley doi: 10.1111/b.9780631201199.1999.00016.x. | Arşiv Bağlantısı
- ^ D. McNaughton, et al. (2003). On Defending Deontology. Wiley, sf: 37-54. doi: 10.1111/1467-9329.00050. | Arşiv Bağlantısı
- ^ K. Gray, et al. (2012). Two Minds Vs. Two Philosophies: Mind Perception Defines Morality And Dissolves The Debate Between Deontology And Utilitarianism. Review of Philosophy and Psychology, sf: 405-423. doi: 10.1007/s13164-012-0112-5. | Arşiv Bağlantısı
- ^ I. V. Staveren. (2007). Beyond Utilitarianism And Deontology: Ethics In Economics. Review of Political Economy, sf: 21-35. doi: 10.1080/09538250601080776. | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. A. McCain. (2006). Deontology, Consequentialism, And Rationality. Review of Social Economy, sf: 168-195. doi: 10.1080/00346769100000015. | Arşiv Bağlantısı
- ^ P. Conway, et al. (2012). Deontological And Utilitarian Inclinations In Moral Decision Making: A Process Dissociation Approach.. American Psychological Association (APA), sf: 216-235. doi: 10.1037/a0031021. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. FREEMAN. (2006). Utilitarianism, Deontology, And The Priority Of Right. Wiley, sf: 313-349. doi: 10.1111/j.1088-4963.1994.tb00017.x. | Arşiv Bağlantısı
- ^ S. Kagan. (1992). The Structure Of Normative Ethics. Philosophical Perspectives, sf: 223-242. doi: 10.2307/2214246. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 18:59:59 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/13258
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.