Gibongiller (Hylobatidae)
- Bilimsel Adı Hylobatidae
- Halk Arasındaki Türkçe Adı Gibongiller
- Halk Arasındaki İngilizce Adı Gibbon
- Alt Şube (Subphylum) Omurgalılar (Vertebrata)
- Aşağı Şube (Infraphylum) Gerçekçeneliler (Gnathostomata)
- Klad Teleostomi
- Klad Euteleostomi
- Klad Sarcopterygii
- Klad Dipnotetrapodomorpha
- Klad Tetrapodomorpha
- Klad Eotetrapodiformes
- Klad Elpistostegalia
- Klad Stegocephali
- Üst Sınıf (Superclass) Dört Bacaklılar (Tetrapoda)
- Klad Reptiliomorpha
- Klad Amniyot (Amniota)
- Klad Sinapsitler (Synapsida)
- Klad Eupelycosauria (Eupelycosauria)
- Klad Sphenacodontia (Sphenacodontia)
- Klad Sphenacodontoidea (Sphenacodontoidea)
- Klad Terapsitler (Therapsida)
- Klad Teriyodontlar (Theriodontia)
- Klad Eutheriodontia (Eutheriodontia)
- Klad Sinodontlar (Cynodontia)
- Klad Epicynodontia (Epicynodontia)
- Klad Eucynodontia (Eucynodontia)
- Klad Probainognatiyenler (Probainognathia)
- Klad Prozostrodontia (Prozostrodontia)
- Klad Mammaliamorpha (Mammaliamorpha)
- Klad Mammaliaformes (Mammaliaformes)
- Sınıf (Class) Memeliler (Mammalia)
- Üst Bölük (Superdivision) Theriimorpha (Theriimorpha)
- Alt Sınıf (Subclass) Theriiformes (Theriiformes)
- Üst Birlik (Superlegion) Trechnotheria (Trechnotheria)
- Birlik (Legion) Cladotheria (Cladotheria)
- Klad Tribosphenida (Tribosphenida)
- Alt Sınıf (Subclass) Doğuran Memeliler (Theria)
- Aşağı Sınıf (Infraclass) Eteneliler (Eutheria)
- Takım (Order) Primatlar (Primates)
- Alt Takım (Suborder) Kuru Burunlu Primatlar (Haplorhini)
- Aşağı Takım (Infraorder) Simiyenler (Simiiformes)
- Küçük Takım (Parvorder) Aşağı Burunlu Maymunlar (Catarrhini)
- Üst Aile (Superfamily) Kuyruksuz Maymunlar (Hominoidea)
- Aile (Family) Gibongiller (Hylobatidae)
- Bu içerik, Evrim Ağacı'nın tür gözlemleri ve türlere dair bilgileri barındıran Yaşam Ağacı projesinin bir parçası olarak hazırlanmıştır.
- Gözlem Ekle
Gibon, Hylobatidae ailesine mensup kuyruksuz maymunlardan biridir ve bu nedenle kimi zaman "hilobat" olarak da anılırlar. Gibonlar; insan, şempanze, bonobo, goril ve orangutanlardan oluşan büyük maymunlardan daha küçük oldukları için, "düşük insaymunlar" veya "küçük kuyruksuz maymunlar" olarak sınıflandırılırlar. Kendilerine "düşük insaymunlar" denmesinin sebebi, "yüksek insaymunlar"a göre küçük olmalarından, daha az cinsel çift-biçimli (seksüel dimorfizm) olmalarından, yuvalarının olmamasından ve bazı anatomik farklılıklardan kaynaklanmaktadır.
Tarihsel olarak tek bir cins altında, Hylobates olarak sınıflandırılan bu küçük kuyruksuz maymunlar, günümüzde, yaşadıkları yere ve fiziksel özelliklerine bağlı olarak yaşayan 4 farklı cins (Hylobates, Hoolock, Nomascus, Symphalangus), soyu tükenmiş 3 farklı cins (Bunopithecus, Junzi, Kapi) olmak üzere toplamda 7 cins ve 23 türe ayrılarak sınıflandırılmaktadır. Bunlar arasından en irisi siyamangdır.
Gibonlarda da, tıpkı kuyruksuz maymunlardaki gibi kuyruklar yoktur. Gibonlar ile büyük kuyruksuz maymunlar arasında bazı ortak yapılar olsa da, gibonların yüksel bilişsel yeteneklerinin ve öz farkındalıklarının kuyruksuz maymunlardan daha az olduğu görülmektedir. Ayrıca daha uzun kolları, yoğun kılları ve sesi yükseltmek için kullanılan boğaz keseleri ile kuyruksuz maymunlardan ayrılırlar.
Bir gibon cinsi olan Siyamanglar (Symphalangus), bölgesel çağrılarını güçlendirmek için şişirilebilir bir boğaz kesesine sahip olan tek gibon türüdür. Hem erkek hem dişinin boğazları altında karakteristik boğaz derileri/keseleri bulunur. Genelde kuşlara özgü bir adaptasyon olan bu kese gibonlarda da evrimleşmiştir. Simiyenlerdeki tek örneği gibbonlardır. Cinsel seçilime yönelik çiftleşme çağrıları için kullanırlar.
Hem erkek hem de dişiler, bölgelerinin savunmasına yardımcı olacak uzun köpek dişlerine sahiptir. Gibon sesleri yüksek, müzikal bir tondadır ve uzun mesafelere yayılır.
Türe ve cinsiyete göre kılları farklı renk varyasyonları gösterir. Koyu ve açık kahverenginden, siyah veya beyaz renge kadar görülebilirler. Tamamen beyaz olan gibonlar çok nadirdir. Kürklerinin rengi cinse göre değişkenlik gösterir; ancak genellikle siyah, gri veya kahverengidir. Kimi türde krem renkli kürklere de rastlanır.
Gibonlar arborealdır; yani ağaçlarda yaşarlar ve kollarından sallanarak (İng: "brachiation") daldan dala hızlı ve büyük bir çeviklikle hareket ederler. Yerdeyken ise kolları havada veya arkada tutularak dik şekilde yürürler.
Gibonlar, boyuta bağlı olarak çok az eşeysel dimorfizm gösterirler; yani aynı tür içindeki farklı cinsiyetlerin farklı karakteristiklere sahip olması durumu kısıtlıdır. Bununla birlikte, bazı türler, erkekler ve dişiler için farklı tüy rengi ve desenlerinin ifadesi olan cinsel dikromatizm (aynı türdeki farklı eşey gruplarının farklı renklere sahip olması durumu) sergiler.
Çoğu gibon türü yaklaşık 40-65 cm kadardır, ancak siyamanglar (Symphalangus syndactylus) 90 cm'ye kadar büyüyebilir. Daha küçük türler her iki cinsiyette de yaklaşık 5,5 kg ağırlığındadır; diğerleri, örneğin concolor gibonları, yaklaşık 7,5 kg ağırlığındadır. Siyamang, cinsiyetler arasında önemli bir boyut farkı olan tek gibon türüdür.
Diğer kuyruksuz maymunların aksine, gibonlar yuva yapmazlar. Tüm gibonların kalçalarında, ağaçlarda daha rahat oturmalarını sağlayan ischial callosities adı verilen kalınlaşmış deri alanları vardır. Kalçalarındaki sert yastıklar, onları, üzerinde bulundukları dalın kıvrımında rahat olmalarını sağlar.
Doğada, her gibon ailesi kendi bölgesinde yaşar. Genç gibonlar ebeveynleriyle birlikte büyürler ancak beş ila sekiz yaşları arasındayken gruptan uzaklaştırılırlar. Daha sonra kendi başlarına, yeni bir bölgede, başka bir uzaklaştırılmış gibonla yeni bir çift oluşturmaya devam ederler.
Evrimsel Tarih ve Taksonomi
Gibonlar yaklaşık 16.8 milyon yıl önce insan ve maymunların ortak atasından ayrılmışlardır. Gibonlar, kuyruksuz maymun soyağacında dış grup (İng: "outgroup") olarak yer alırlar. Bu, ortak atadan ayrılan ilk aile olmalarından kaynaklanmaktadır.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
İnsanlara %96 benzerlik gösteren bir genoma sahip olan gibonlar, Eski Dünya Maymunları ile kuyruksuz maymunlar arasında bir evrimsel köprü veya ara geçiş grubu görevi görür. Gibon ve insan genomundaki aynı kromozom üzerinde meydana gelen genlerin bozulmalarını haritalayan bir araştırmaya göre insanlar ve kuyruksuz maymunlar, gibonlarla aynı süper ailenin (Hominoidea) parçasıdır.
Kromozom sayılarına göre 4 cinse ve 18 türe ayrılırlar:
- hilobatlar (Hylobates),
- hulok gibonları (Hoolocks),
- sarı yanaklı şebekler (Nomascus) ve
- siyamang (Symphalangus).
Bu ayrılmaların yaklaşık 5 ila 7 milyon yıl önce gerçekleştiği düşünülmektedir.
Hilobatlar (Hylobates)
Hilobatlar, daha önceden tek bir cins olarak değerlendirilmekteydi. Günümüzde ise hilobatların alt cinsleri olan Hoolock (önceden Bunopithecus olarak bilinmekteydi), Nomascus ve Symphalangus kendi başlarına bir cins olarak tanımlanmıştır. Günümüzde hâlen bunları "alt cins" yerine "cins" olarak kabul eden taksonomlar da mevcuttur.
Hilobatlar, tür bakımından en zengin ve en yaygın gibon cinsidir. Çoğu tropik yağmur ormanlarını (birincil ova ve alt-montan yağmur ormanları, karışık yaprak döken bambu ormanı ve mevsimlik yaprak dökmeyen orman) tercih eder.
Hilobatlar 9’a ayrılır:
- Lar gibonu ya da beyaz elli gibon, H. lar
- Bornealı beyaz sakallı gibon, H. albibarbis
- Çevik gibon ya da siyah elli gibon, H. agilis
- Batı gri gibonu veya Abbott'un gri gibonu, H. abbotti
- Doğu gri gibonu veya kuzey gri gibonu, H. funereus
- Müller'in gibonu veya güney gri gibonu, H. muelleri
- Gümüş gibon, H. moloch
- Pileli gibon veya başlıklı gibon, H. pileatus
- Kloss'un gibonu, Mentawai gibonu, H. klossii
Nomascus
Başlangıçta, bu cins Hylobates'in bir alt cinsiydi ve tüm bireyler Hylobates concolor olarak tek bir tür olarak kabul edilmişti.
Nomascus içindeki türlerin karakterize özelliği 52 kromozomlu oluşlarıdır. Bazı türlerin tamamı siyahtır, bazıları belirgin siyah bir taç kürk tutamıyla açık renklidir ve bazılarında belirgin, açık renkli yanak lekeleri vardır. Nomascus, Güney Çin'den Güney Vietnam'a ve ayrıca Hainan Adası'nda bulunur. Bir tür, Doğu siyah tepeli gibonu, "dünyadaki en kritik tehlike altındaki maymun türü" olarak kabul edilmektedir.
Nomascus gibonları 7’ye ayrılırlar:
- Boz yanaklı kuzey gibonu, N. annamensis
- Concolor veya siyah tepeli gibon, N. concolor
- Doğu siyah tepeli gibon, N. nasutus
- Hainan siyah tepeli gibon, N. hainanus
- Kuzey beyaz yanaklı gibon, N. leucogenys
- Güney beyaz yanaklı gibon, N. siki
- Sarı yanaklı gibon, N. gabriellae
Hulok Gibonları (Hoolock)
"Hulok gibonları" olarak da bilinen Hoolock cinsi, siyamangdan sonra gibonların en büyüğüdür. 60 ila 80 cm büyüklüğe ulaşırlar ve 6 ila 9 kg ağırlığındadırlar. Cinsiyetler yaklaşık olarak aynı boyuttadır, ancak renk bakımından önemli ölçüde farklılık gösterirler. Genç huloklar, 7 aylık bir gebelikten sonra süt beyazı renkli kıllarla doğar. Yaklaşık 6 ay sonra erkeklerin kılları koyulaşıp siyaha dönerken, dişilerin kılları ömürleri boyunca krem renginde kalır. 8-9 yıl sonra tamamen olgunlaşırlar ve kürkleri son rengine ulaşırlar. Gözlerinin ve ağızlarının etrafındaki beyaz halkalar, yüzlerine maske benzeri bir görünüm verir.
Belirli bir bölgede, tek eşli çiftler halinde yaşarlar. Çağrıları, aile üyelerini bulmaya ve diğer gibonları kendi bölgelerinden uzak tutmaya yarar.
Hulok gibonları 3'e ayrılırlar:
- Batı hulok gibonu, H. hoolock
- Doğu hulok gibonu, H. leuconedys
- Skywalker hulok gibonu, H. tianxing
Siyamang (Symphalangus)
Symphalangus syndactylus, siyamanglar içindeki tek türdür. Endonezya, Malezya ve Tayland ormanlarına özgü, siyah kürklü bir gibondur. Erkeklerin genital bölgesinde uzun bir tutam kılları vardır.
Kolları, beyaz-yanaklı gibonların bacaklarından daha uzundur ve elleri ve ayakları daha geniştir. Kol uzunluğu vücut uzunluğunun iki buçuk katına ulaşabilir. Her iki cinsiyette de uzun köpek dişleri, karşıt başparmaklar ve diğer ayak parmaklarından derinden ayrılmış bir başparmak vardır. Her ayaktaki zarla birleşmiş ikinci ve üçüncü ayak parmakları, siyamangları diğer gibonlardan ayırır.
Siyamangların, vokalizasyon sırasında şişen grimsi veya pembemsi bir boğaz kesesi vardır. Boğaz kesesi bir greyfurt kadar büyüyebilir. Bu boğaz keseleri şişirilerek siyamangların, yüksek sesle, yankılanan çağrılar yapmasına izin verir. Siyamangı diğer gibonlardan ayıran özelliklerden bir diğeri de budur.
Siyamang gebelik süresi yaklaşık yedi buçuk aydır. Her iki veya üç yılda bir tek yavru doğar. Yavrular ilk üç-dört ay sürekli olarak annelerinin karınlarına yapışırlar. Yavru iki yaşına geldikten sonra sütten kesilir ve babalar bu noktada yavruları taşımaya başlayabilir. Siyamanglar altı yada yedi yaşında olgunluğa erişirler. Bir dişi, yaşamı boyunca nadiren ondan fazla yavru doğurur.
Ekolojik Dağılım ve Habitat
Gibonlar, Güneydoğu Asya'nın neredeyse tamamına yayılan geniş bir yelpazeye yayılmış durumdadırlar. Güneydoğu, Güney ve Doğu Asya'nın yağmur ormanlarında yaşarlar. Indo-Burma ve Sundaland alanlarının çoğuna yayılmışlardır. Bu iki bölge, dünyanın biyolojik açıdan en zengin ve tehlike altındaki karasal bölgelerindendir.
Hindistan, Myanmar, Bangladeş, Laos, Çin, Kamboçya, Vietnam, Tayland, Malezya ve Endonezya gibi tropikal ve subtropikal habitat ülkelerindeki farklı koşullara çok uyumludurlar.
Popülasyon ve Koruma Statüsü
Gibonlar, dünyadaki en çok tehlike altındaki primat grubudur. Biri hariç tüm gibon türleri, Uluslararası Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği tarafından tehlikede veya kritik derecede tehlikede olarak kabul edilmektedir. Kuzey Myanmar'ın doğu hulok gibonu (H. leuconedys) ise savunmasız bir tür (İng: "vulnerable species") olarak sınıflandırılmıştır. Dünyadaki en nadir primat türü, 30'dan az bireyin kaldığı Hainan tepeli gibonudur. Bu durum, oldukça endişe vericidir.
Bunun başlıca nedenleri habitat kaybı ve bozulması yiyecek ve yerel tıpta kullanmak üzere avlanma ve yasa dışı ticarettir. Güneydoğu Asya'nın yağmur ormanlarında ve muson ormanlarında hala buluyor olsalarda, habitatları yok edildiğinden giderek daha fazla tehdit altındadırlar. Bu yüzden tropikal ormanın korunması, gibonların hayatta kalması için zorunludur. Örneğin Çin'de gibonlar, yaşam alanlarının %99'unu çoktan kaybetmiş durumdadır.
Gibonların hayatını tehdit eden unsurlardan bir diğeri ise yasadışı evcil hayvan ticaretidir. Popüler bir "evcil hayvan" olan gibonları yakalamak için annesinin ağaç tepelerinden vurulması gerekir. Çoğu zaman bu süreçte hem anne hem de bebek öldürülür.
Davranış ve Etoloji
Gibonların en önemli özelliği, bilek eklemlerinin "yuvalı topuzlu eklem" (ball in socket) şeklinde olmasından dolayı bileklerini iki yönde de hareket ettirebilmeleridir. Kolları vücutlarına oranla en uzun olan maymunlardır.
Gibonlar, gerçek bir hareket ustasıdırlar ve çok hızlı bir şekilde ağaçtan ağaca ilerleyebilirler. Bunu, yerden 15 metre yükseklikte, saatte 56 kilometre hızla yapabilirler. Ayrıca 8 metreye kadar sıçrayabilirler. Üstelik gerekirse, yerde iki ayakları üzerinde yürüyebilirler (bipedalizm). Açık ara farkla, uçamayan memeliler arasındaki en hızlı hayvandırlar.
Gibonlar, son derece sosyal hayvanlardır ve alanlarına çok ciddi bir biçimde bağlıdırlar. Alanları ihlal edildiğinde, vahşi bir biçimde saldırabilir veya çığlıklarla saldırganı uzaklaştırabilirler. Sesleri, 1 kilometre uzaktan bile duyulabilmektedir. Ses çıkarma konusunda uzman bir hayvan olan Gibonlar için, çiftleşme sırasında da karşıt cinslerin yaptıkları düetler önem arz etmektedir. Çiftleşme sırasında genellikle erkekler şarkı söyleyerek dişileri etkilerler; ancak kimi zaman, beraber söyleyerek gibonlara göre en uyumluların seçildiği de görülmektedir.
Bipedal (İki Ayak Üzerinde) Hareket
Gibonlar dallarda ya da nadir zamanlarda yerde yürüdüklerinde bunu iki ayakları üzerinde gerçekleştirirler. İki ayak üzerinde dururlarken dengelerini korumak için kollarını başlarının üzerine kaldırırlar. İnsan olmayan primatlar arasında en rahat iki ayak üzerinde yürüyen türdür. Gibonlarla ilgili çalışmalar, genellikle ne tür evrimsel baskıların insanın yürümesine yol açmış olabileceğine dair ipuçlarını anlamaya yönelmiştir.
Gibonlar yalnızca dalların üzerinde yürümekle kalmaz, aynı zamanda dalların altında hızlı ve ekonomik bir şekilde hareket edebilirler, bu da onları diğer memelilere göre daha verimli toplayıcılar haline getirmektedir.
İletişim, Şarkılar ve Sentaks
Gibonlar, yüksek sesle ve uzun şarkı gösterileri (İng: "song bouts") üretirler. Gibonun türüne ve bağlamla ilişkili olarak, bu şarkıların ortalama süresi on ila otuz dakikadır. Fakat, Thomas Geissmann tarafından bir erkek Hylobates'in seksen altı dakikalık şarkısı kaydedilmiştir. Şarkılar, tercihen sabah erken saatlerde söylenir. Saatlerde, şafaktan önce, şafak vakti ve sonrasında olacak şekilde türe özgü değişiklikler olabilir.
Gibonlar, kompleks ve geniş bir repertuara sahip çağrılara sahip olmaları ile bilinir. Tayland’da bulunan Khao Yai Ulusal Parkı’nda Hylobates lar türü gibonlar üzerinde yapılan saha araştırmalarında araştırmacılar, bu türün iletişim sistemlerinin belirli bir sentaks (sözdizim kuralları) üzerinde şekillendiğini ve dahası, durumlara bağlı değişiklikler gösterebildiğini göstermişlerdir.
Gibonların ürettikleri sesler belli başlı notalardan oluşur. Bu notaların çeşitliliği ve sayısı, sahada saptanabildiği kadarıyla avcı karşısında üretilen seslerde ve normal durumlar altında çıkarılanlar arasında farklılık göstermemektedir. Fakat, daha çarpıcı olanı, notaların aynı sayı ve çeşitlilikte ses olmasına rağmen, kombinasyonlarında (bir araya getirilişleri) ve bunları belirleyen kurallarda temelde farklılık gözlenlenmiştir. Mesela, "düet şarkıları" olarak adlandırılan ve çift olan gibonlar ve komşu bireyler arasındaki iletişimi sağlayan çağrıda kullanılan aynı notalar, avcı tehlikesi karşısındakine göre farklı biçimlerde bir araya getirilmektedir. Bu da bize gibon şarkılarının aslında, insanda da bahsettiğimiz gibi, sınırlı sayıdaki anlam biriminden çok fazla sayıda yeni anlamlar üretebilmeyi sağlayan bir iletişim biçimi olduğunu gösteriyor.
Gibon şarkıları, duruma göre farklılık göstermesi ve şarkının yöneldiği kişiler olayı direkt olarak gözlemleyemeseler bile söylenmesi bakımından göndergesel (İng: "referential") ve ilettikleri durumla özgü olmaları açısından bağlama özgüdür. Hylobates üzerinde yapılan gözlemlere göre, insan dilini özel kılan bir unsur olarak düşünülen bu iki özellik, bu tür gibonlarda da mevcuttur. Özellikle bağlama özgü şarkıların var olması gödergeselliğin ön koşulu olarak düşünülmektedir. Göndergesellik ise iletişimde alıcı/dinleyici olan birey(ler)in kaynak bireyden (iletişimi başlatan birey) gelen ve o an orada bulunmayan bir şeye işaret eden sinyale odak verebilmelerini ifade eder. Örneğin, kaynak X, alıcı Y bireyine Y’nin görüş alanında ve duyabileceği bir yerde olmayan bir tehlikeyi (saldırgan birisi) anlatan bir sinyal iletir. Y sinyalin anlamını bilir ve ona göre ilgili tepkiyi verir.
Gibonlarda, ve birçok primat türünde de, gözlemlenen "hoo çağrısı" (İng: "hoo call") buna çok benzerdir. Hylobates cinsi gibonlar tehlike karşısında ve çiftler arası düet şarkılarında farklı notalarda hoo sinyallerini ileterek hem bağlam hakkında bilgi verirler hem de bunu göndergesel bir formda yaparlar. Bu durum, bize aslında insanda dilin evriminin bu yönünün Homo cinsine özgü değil de belki de primat evriminin daha erken bir döneminde gerçekleşmiş olabileceğini göstermektedir.
Aile Yaşamı
Gibonlar için aile son derece önemlidir: Hayatta kalmak için gruplarına güvenirler ve birbirlerini tımar ederek, oynayarak ve yiyecek paylaşarak zaman geçirmeyi severler.
Gibbonlar tek eşli bir sosyal yapıya sahiptir. Tek eşlilik memelilerde oldukça sıra dışıdır ve türlerin sadece yaklaşık %3'ünün sosyal bir özelliği olduğu öne sürülmüştür. Gibonlar, eşleriyle derin ve kalıcı bir bağ kurar ve birçoğu ömür boyu çifttir. Bu güçlü ilişki, yavrularının içinde büyümesi için güvenli bir grup oluşturur. Çoğu zaman, gruplar farklı yaşlarda bir ila üç gençten oluşan yetişkin bir çiftten oluşur - bununla ilgili birçok varyasyon vardır. Yavru, yaklaşık yedi aylık bir gebelikten sonra doğar ve olgunlaşması yedi yıl sürer.
Anneler genellikle bir seferde bir bebek doğurur; ancak bazen ikizleri olur. Genç gibonlar, bir eş bulmaya, yeni bir aile grubu oluşturmaya ve kendi bölgelerini kurmaya hazır olduklarında yaklaşık sekiz yaşına gelene kadar ebeveynleriyle birlikte kalırlar.
Sosyal Yapı ve Sosyal Davranış
Gibonlar, genel olarak eş-bağının (İng: "pair-bond") olduğu çekirdek ailelerde yaşadıkları öne sürülmektedir. Bu gruplar 2-7 kişiden oluşur ve çiftler ve yavrularından meydana gelirler. Yavrular yetişkinlik çağlarına gelince başka bir bölgeye aileleri tarafından sürülürler. Fakat, bazı yeni yaklaşımlar ve bulgu ışında aslında durumun bu kadar açık olmadığı öne sürülmektedir. Bu araştırma sonuçlarına göre aslında gibonların, çekirdek aile yapısına ek olarak, düşünülenden daha heterojen (çiftler ve yavruları hariç bireylerin de birlikte yaşadığı) şekilde yapılandıklarını ortaya konmuştur.
Khao Yai’de yapılan 18 seneye yayılan Hylobates türü gibonlar üzerindeki gözlemlere göre, gibon yavruları erişkinlik çağında değil ortalama 2 yıl sonra aileden ayrılmaktadır (İng: "dispersal") ve başka bölgelere ve gruplara dahil oluyor. Bu gösteriyor ki gibonlar düşünülenden ve diğer bazı bölgesel ve yer değiştiren primatlarda olduğu gibi cinsel erişkinliklerinde değil "geç kalmış" bir dönemde yer değiştirmektedir. Dahası, gittikleri yeni gruplara o grupta bulunan erişkin erkeğin yerini alarak yerleştikleri saptanmıştır. Carpenter, Kuzey Tayland'ta bulunan Hylobates türü gibonların grup oluşturmalarına yol açabilecek çeşitli yöntemler öne sürer. Bunlar:
- erişkinlik çağına yeni girmiş bireylerin çift olması ve yeni bir alana yerleşmeleri,
- grup üyelerinden birinin, dışarıdan gelen bir birey tarafından yerinden edilmesi ve
- aynı bölge içerisindeki erişkinlik çağına adım atmakta olan bir yavrunun, bir çiftin herhangi bir üyesiyle yer değiştirmesidir.
2. ve 3. metot, çekirdek-olmayan bir aile yapısıyla sonuçlanır. Bu ikisi, gibonların yaşadıkları habitatın doygun (İng: "saturated") olması sebebiyle en uygun strateji olarak gözükmektedir.
Habitat Doygunluğu Hipotezi (İng: "Habitat Saturation Hypothesis"), ortaklaşa yavru yetiştirmenin (İng: "cooperative breeding") görüldüğü memelilerde gözlemlenen aileden geç ayrılma veya filopatrinin (doğulan yer ve grupla yaşama davranışı) yaşanan bölgenin nüfus yoğunluğundan etkilendiğini öne sürmektedir. Bu hipoteze göre yoğunluk artarsa birlikte yaşayan birey sayısı artar. Hylobates özelinde de bu gözlemlenmiştir. Düşünülenin aksine gibonlar, çekirdek ailelerde değil, daha kalabalık gruplarda yaşamaktadırlar. Bu, diğer gibon türlerinde de gözlemlenmiştir. Yetişkin erkeklerin bu duruma tolerans göstermesinin sebepleri genelde sosyaldir: tımar davranışı, alanın ortaklaşa savunulması ve yavrulara ekstra bakım sağlanması, dolayısıyla uyum katsayısını artırmak. Bu durum, hem küçük yavrunun ebeveynleri için, hem de genlerini paylaşan abileri ve ablaları için geçerlidir.
Gibonların sosyal etkileşimleri ve davranışları üzerine yapılan gözlemler kısıtlıdır. Bunun en büyük nedeni pratik zorluklar ve metodolojik nedenlerdir. İnsana alışkın olan gibon grubu sayısı doğada görece azdır. Gözden kaçırılmaları kolay ve takibi zor hayvanlardır. Fakat, Khao Yai'de gözlemlendiği kadarıyla en yaygın davranışlar, karşılıklı tımar yapmak (İng: "grooming") ve yavrular arası oyun oynamaktır. Davranışların sayısı, mevsim ve kaynak bulunabilirlik koşullarına göre şekillenir. Sıcak ve kuru dönemlerde, yani bolluğun en fazla olduğu zamanlarda, sosyal aktivite en fazladır. Buna karşın, tercih edilen yiyeceklerin (örn. belirli meyveler) çok az bulunduğu, serin-kuru mevsimlerde ise sosyal davranış oranları en azdır.
Diyet ve Metabolizma
Gibonların diyetinin büyük bir kısmı meyvelerden oluşur. Bunun yanı sıra yaprakla da beslenirler. İncir, en sevdikleri meyvedir. Neredeyse tamamen bitkisel ve -çok nadir- etçil olan gibonlar, kimi zaman bazı böcekler ve kuş yumurtalarıyla da beslenirler. Başlıca besin kaynakları meyve olduğu için, mevsime göre hangi meyvelerin olgunlaştığını bilir ve bundan faydalanırlar.
Beslenme sürelerinin ortalama %60 toplam meyve yiyerek geçirdikleri bilinirken, bunu %28 ile yapraklar, %6 ile çiçekler ve %6 ile hayvanlar takip etmektedir.
Gibonlar büyük oranda meyveyle besleniyor olsalar da, tercih edilen meyvelerin bulunmadığı durumlarda diğer gıda kaynaklarına geçerek çeşitli iklim ve coğrafi değişkenlere, mevsimsel değişikliklere ve ormansızlaşma ve orman parçalanması gibi insan kaynaklı değişikliklere bir dereceye kadar uyum sağlayabilirler.
Etimoloji
"Gibon" sözcüğünün orijinal kaynağı net değildir; ancak Orang Asli dilindeki "kbɔɲ" kelimesinden türetilmiş olabileceği düşünülmektedir. Gibon kelimesi, 18. yüzyılın sonlarında Güneydoğu Asya'daki Fransız kolonilerinden Avrupa'ya gelmiştir. Bilimsel aile adları "Hylobates" ise, Yunancada "orman" anlamındaki "hūlē" (ὕλη) sözcüğü ile, "yürüyen/gezen" anlamındaki "bates" (βάτης) sözcüklerinin birleşiminden türetilmiştir ve "ormanda gezen" anlamına gelir.
Düzeltmeler: Kapak fotografını değiştirdim
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 3
- 3
- 2
- 2
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Britannica Encyclopedia. Gibbon. (1 Şubat 2022). Alındığı Yer: Britannica Encyclopedia | Arşiv Bağlantısı
- T. Q. Bartlett, et al. (2003). Intragroup And Intergroup Social Interactions In White-Handed Gibbons. International Journal of Primatology, sf: 239-259. | Arşiv Bağlantısı
- W. Y. Brockelman, et al. (1998). Dispersal, Pair Formation And Social Structure In Gibbons (Hylobates Lar). Behavioral Ecology And Sociobiology. Behavioral Ecology and Sociobiology, sf: 329-339. | Arşiv Bağlantısı
- E. Clarke, et al. (2006). The Syntax And Meaning Of Wild Gibbon Songs. PLOS ONE, sf: e73. doi: 10.1371/journal.pone.0000073. | Arşiv Bağlantısı
- E. Clarke, et al. (2015). Context-Specific Close-Range “Hoo” Calls In Wild Gibbons (Hylobates Lar). BMC Evolutionary Biology, sf: 1-11. doi: 10.1186/s12862-015-0332-2. | Arşiv Bağlantısı
- T. Geissmann. The Origins Of Music, Gibon Songs And Human Music From An Evolutionary Perspective. Yayınevi: The MIT Press.
- G. Skollar. Wild Gibbons’ Diet. (1 Ocak 2019). Alındığı Tarih: 3 Şubat 2022. Alındığı Yer: Square Space | Arşiv Bağlantısı
- K. R. Mcconkey, et al. (2002). Selection Of Fruit By Gibbons (Hylobates Muelleri × Agilis) In The Rain Forests Of Central Borneo. International Journal of Primatology. doi: 10.1023/A:1013253909046. | Arşiv Bağlantısı
- E. E. Vereecke. Primate Locomotion: Studying Captive Ape Locomotion: Past, Present, And Future. sf: 29-46.
- T. Lim. (2020). An Aslian Origin For The Word Gibbon. Lexis. doi: 10.4000/lexis.4291. | Arşiv Bağlantısı
- M. J. Benton. (2011). Vertebrate Paleontology. ISBN: 978-0-632-05637-8. Yayınevi: Wiley-Blackwell.
- Monkey Worlds. Gibbon. (7 Ocak 2020). Alındığı Tarih: 7 Ocak 2020. Alındığı Yer: Monkey Worlds | Arşiv Bağlantısı
- J. C. Schaul. Gibbon Conservation Center Working To Save South Asia’s Hoolock Gibbons & Other “Small Apes”. (3 Mart 2014). Alındığı Tarih: 7 Ocak 2020. Alındığı Yer: National Geographic | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 13:53:51 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/11437
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.