Çinli Araştırmacılar Tardigrad Genlerini Kullanarak "Süper Askerler" Üretmenin Peşinde Olabilir!
Süper askerler… Bu başlık nedendir bilinmez, kulağa her daim yolunda gitmeyen bir senaryoyu ve o senaryo içerisinde atılmış tartışmalı adımları beraberinde getiriyor gibi hissettiriyor. Öyle ki en son bu kavram ile karşılaşıldığında, dünya devi milletlerin birbirleriyle kıyasıya rekabetinden doğan, etik değerlerin alt üst edildiği tartışmalı çalışmaları hatırlıyoruz. O dönemlerde daha güçlü, daha zeki, daha dayanıklı yani kısaca daha üstün asker "üretme" fikri oldukça yaygın bir talepti. Konu ile alakalı filmler, kitaplar yazılmış olsa da genetik mükemmellik arayışını en iyi işleyen filmlerden biri olan Gattaca filminden bahsetmezsek olmaz.
Gattaca filminde karşımıza çıkan "mükemmel toplum" arayışı öjeni felsefesine ışık tutarak birçok anlamda üstün insana olan merakın her dönem etkin bir anlayış ve arayış olacağını belirten, geleceğe dair distopik bir projeksiyon sundu. Filmdeki anlayışa benzer bir yaklaşım geçtiğimiz aylarda Pekin Military Medical Sciences dergisinde yayınlanan bir makale ile yeniden gün yüzüne çıktı.
Çin'de gerçekleştirilen çalışmada tardigradların dayanıklılığının önemli bir parçası olduğu düşünülen Dsup proteinin insan embriyonik kök hücrelerine aktarımı gerçekleştirildi. Bu çalışma ile birlikte gelecekteki bireylerin radyasyona karşı daha dayanıklı olması sağlanacaktı. Öyle ki daha önce birçok çalışmada tardigradların sahip olduğu dayanıklılık ile ilgili gen bölgeleri farklı canlı türlerinde kullanılmış ve başarılı sonuçlar elde edilmişti. South China Morning Post çalışmayı şöyle yorumluyor:
Çinli ekip, şu anda çoğu biyolojik laboratuvarda bulunan bir gen düzenleme aracı olan CRISPR/Cas9'u kullanarak tardigradlardaki ilgili geni insan embriyonik kök hücrelerinin DNA'sına yerleştirmenin bir yolunu bulduklarını söyledi. Pekin Askeri Bilimler Akademisi radyasyon biyoteknolojisi laboratuvarından Profesör Yue Wen liderliğindeki ekip, tardigradların ilgili gen bölgesine sahip olan insan embriyonik hücrelerini X-ışını radyasyonuna maruz bıraktı. Deneyin sonucunda maruz bırakılan embriyonik kök hücre kültürünün neredeyse %90'ı, ölümcül maruz kalmadan sağ kurtuldu.
Çalışmadan elde edilen bilimsel bulgulardan sonra konu ile ilgilenen tüm araştırmacıların merak konusu Çin Askeri Endüstrisi oldu. Gerçekleştirilen çalışma ilk bakışta daha önceki birçok çalışmaya benzetilse de -2016 senesinde Japon bilim insanları tardigradlardaki Dsup proteinini insan böbrek hücre kültürüne aktarmıştı- bu çalışmanın gerçekleştirildiği yerin askeri bir kurum olması Çin'in "süper asker" üretmeye çalıştığına dair dedikoduların oluşmasına sebep oldu. Öyle ki konu ile ilgili yapılan bir diğer açıklamada, X-ışını radyasyonundan sağ çıkmayı başaran embriyonik kök hücrelerin olası bir nükleer savaşta askerlerin nükleer silahlardan ve nükleer serpintiden sağ kurtulabilen süper askerlere dönüştürülmesine yol açabileceğinden bahsedildi.
Her ne kadar X-ışınına karşı anlamlı bir koruma sağlansa da insan kök hücrelerine nakledilen Dsup proteinine olan bağışıklık tepkisinin süreç içerisinde nasıl olacağının bilinmediği ve bunun güvenlik sorunlarına yol açabileceği söylendi. Endişeler bu yöndeyken gerçekleştirilen çalışmadaki sonuçlar aksini gösteriyordu. Araştırma sonucunda kök hücre kromozomlarında herhangi bir mutasyona rastlanmadığı ve hücrelerin normal şekilde görev yaptığı bildirildi. Ayrıca genetiği değiştirilen kök hücrelerin belirli gelişim aşamalarında sıradan kök hücrelerden daha hızlı büyüdükleri de gözlemlendi. Konuyla ilgili olarak İspanya'da Güvenlik ve Savunma Uzmanı olan Lucas Martín, Çin'in niyetinin bu tür özelliklere sahip süper askerler geliştirmek olup olmadığını yorumlarken dikkatli olunması yönünde çağrıda bulunarak şunları söylüyor:
Ben şahsen, iddia edildiği kadar ileri giden bilim insanlarının bulunduğuna dair bazı şüphelere sahibim. Belki de ordudaki insanların yaralarını daha hızlı iyileştirmesini veya acıya daha fazla direnç göstermesini sağlayacak deneyler yapılıyor. Ancak süper asker konusunda emin değilim.
Deneyin başarısının ardından araştırma ekibi, "araştırmanın bu bulgulara göre bir sonraki aşamaya geçebileceğini" bildirdi. Bir sonraki aşamaları ise dolaşım sistemindeki en önemli elemanlar olan kırmızı kan hücreleri, beyaz kan hücreleri ve trombositlere tardigrad genini aktarmak.
Ekip bunu başarabilirse askeri harekatlar sırasında meydana gelebilecek olan nükleer kazalara ve nükleer silahların etkilerine karşı ortaya çıkabilen, yüksek dozda radyasyonun sebep olduğu çeşitli organ ve dokulara zarar veren Akut Radyasyon Sendromu'nun (ARS), üstesinden gelmenin bir yolunu bulmuş olacak. Yani kemik iliğine yerleştirilen tardigrad genli hücrelerin nakledilmesi ile radyasyona dirençli yeni kan hücrelerinin üretilmesi mümkün olacak.
Ayrıca tardigradlar üzerinde yapılan birçok çalışma tardigrad genlerinin insan genetik materyaline eklenmesiyle kanser, yaşlanma, diyabet, inflamasyon, Parkinson hastalığı gibi birçok hastalığın gelişiminde rol oynayan oksidatif strese karşı hücrelerin DNA'sının korunmasında rol oynayabileceğini düşünüyor.
Yazar Görüşü
Evrim Ağacı çatısı altında tardigradlar ile ilgili birçok makaleyi sizlerle buluşturmuş olsak da kaleme aldığımız bu makalede diğerlerine nazaran birçok spekülasyon yer almaktadır. Yaklaşık 1.500 türe ev sahipliği yapan Tardigrada taksonu içerisindeki özellikle bazı türler radyasyona karşı dayanıklılığı ile bilinmektedir.
Sahip oldukları dayanıklılık nedeniyle Dsup, CAHS, MAHS gibi tardigradlara özgü protein ailelerinin birçok canlı türüne aktarımı gerçekleştirilmiştir. Çoğu çalışmada başarıya ulaşılmış olsa da gerçekleştirilen genetik modifikasyonun canlının gelişim sürecine etkisi ve jenerasyonlar atlanması halinde meydana gelebilecek olan etkiler henüz yeteri kadar çalışma gerçekleştirilmediği için net değildir.
Öyle ki farelerin sinir hücrelerinin modifiye edilerek Dsup proteini üretilmesi istenildiğinde nörotoksisite tetiklenip ilgili hücrelerin yok edilmesine sebep olmuştur.[5] Bu doğrultuda genetik materyalin in-vitro ortamda insan hücrelerine aktarımının gerçekleşmesi insanın gelişim aşamalarında ne gibi sonuçlarla karşılaşılabileceğini ön görmemiz için yeterli değildir. Bu nedenle tardigradların genleri "süper askerler" fikrine hizmet edebilecek bir potansiyele sahip olsa da düşünülmesi gereken pek çok parametre ve gerçekleştirilmesi gereken pek çok çalışma bizleri bekliyor.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 4
- 3
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- R. D. Escarcega, et al. (2023). The Tardigrade Damage Suppressor Protein Dsup Promotes Dna Damage In Neurons. Elsevier BV, sf: 103826. doi: 10.1016/j.mcn.2023.103826. | Arşiv Bağlantısı
- Military Medical Sciences. (2023). Biological Effects Of Damage Suppressor Gene (Dsup) Expression On Human Embryonic Stem Cells. Military Medical Sciences, sf: 326-333. doi: 10.7644/j.issn.1674-9960.2023.05.002. | Arşiv Bağlantısı
- GIGAZINE. A Chinese Military Research Team Carries Out A Genetic Experiment To Insert The Gene Of The Strongest Organism ``Tardigrade'' Into Human Stem Cells, To Develop A ``Super Soldier'' Resistant To Nuclear Attack Radiation. (5 Nisan 2023). Alındığı Tarih: 15 Mayıs 2024. Alındığı Yer: GIGAZINE | Arşiv Bağlantısı
- S. Chen. Team Behind Extreme Animal Gene Experiment Eyes Human Nuclear Resistance. (29 Mart 2023). Alındığı Tarih: 15 Mayıs 2024. Alındığı Yer: South China Morning Post | Arşiv Bağlantısı
- ^ R. D. Escarcega, et al. (2023). The Tardigrade Damage Suppressor Protein Dsup Promotes Dna Damage In Neurons. Elsevier BV, sf: 103826. doi: 10.1016/j.mcn.2023.103826. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/11/2024 13:51:51 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/17591
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.