Demokrasilerin en temel sorunu zaten bu.Halk kendi kendini yönetiyorsa ve "kendi kendimi yönetmek istemiyorum" derse ne olur?Burada hem bir kelime oyunu hem de bir paradoks var. Tüm Reklamları Kapat Demokrasi halka, kendi kendini yönetme yetkisi vermek midir yoksa kendi kendini yönetmesini dayatmak mıdır? Halk, kendini yönetmek istemiyorsa ne olur? Demokrasiyle yönetilen bir halkın, monarşiyi yani elinde bulunan kendini yönetme hakkını başkasına vermeyi istemesi hakkı mıdır?Bu şartlarda hemen herkes... Daha fazla göster
Demokrasilerin en temel sorunu zaten bu.
Halk kendi kendini yönetiyorsa ve "kendi kendimi yönetmek istemiyorum" derse ne olur?
Burada hem bir kelime oyunu hem de bir paradoks var.
Demokrasi halka, kendi kendini yönetme yetkisi vermek midir yoksa kendi kendini yönetmesini dayatmak mıdır? Halk, kendini yönetmek istemiyorsa ne olur? Demokrasiyle yönetilen bir halkın, monarşiyi yani elinde bulunan kendini yönetme hakkını başkasına vermeyi istemesi hakkı mıdır?
Bu şartlarda hemen herkes konuyu, kendi politik görüşü ve desteklediği partinin politikaları kapsamında değerlendirir.
Benim yorumum şöyle: Konu, "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ifadesindeki millet kelimesinde düğümleniyor. Bir topluluğu millet kılan şey nedir? Belirli ortaklıklara sahip olması ve bu ortaklıkları resmi bir organizasyonla tescillemesi ve bu organizasyon altında, belirlediği ortaklıkların peşinden gitmesi. Bu organizasyon ne? Ülke ve devlet. Bir ülke ve devlet kurmuş topluluklara millet demek mantıklı.
E bizim örneğimizde bu ülke hangisi? Türkiye Cumhuriyeti. Devlet hangisi? Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti. Bu ülke ve devlet, kurulurken demiş ki "Bu 4 madde bu ülkenin ve devletin temelidir". İşte siz, bu 4 maddeyi değiştirir iseniz zaten o ülkeyi ve devleti kimine göre yıkmış, kimine göre dağıtmış ama her şekilde bir anlamda sonlandırmış olursunuz. Bizim örneğimiz bağlamında Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin, bir ülke olarak Türkiye'nin temeli olan bu 4 maddeyi değiştirir ya da kaldırırsanız ortada bu devlet ve ülke kalmaz. Bunlar kalmaz ise de bu sınırlar içerisinde yaşayan topluluğa da (yukarıda yaptığımız millet tanımına göre) millet denemez. E bu durumda da "Egemenlik kayıtsız şartız milletindir" ifadesindeki millet de orada olmayacağı için egemenlik de milletin olmuş olamaz zaten. Çünkü millet, kendisini yok etmiş, dağıtmış, millet özelliğinden çıkarmış olur.
O nedenle bu 4 madde, "Egemenlik kayıtsız şartız milletindir" ifadesindeki milletin de teminatıdır. O nedenle değiştirilemez zaten.
Benim yorumum ve görüşüm bu. Ki zaten bana göre bir filozof olan Mustafa Kemal, bizim bugün anlamaya çalışıp büyük çoğunluğumuzun başaramadığı bu pek temel ve Dünya'ya dahi ışık tutan esasları yazarken elbette tüm bunları, farkında olarak yazmış ve tescillemiştir. Elbette biz bugün ve her zaman her şeyi yine tartışalım, yine eleştirelim, sorun yok ama incelenirse görülür ki ulu önder zaten çok ikna edici bir yapı kurmuş. Aksini gösterebilen olmadı bugüne kadar. Umuyorum ki ve gerçekten sadece daha iyisi icat olduğunda bu prensipleri yenileri ile değiştireceğiz.
Umarım açıklayıcı olmuştur. Sağlıcakla.