Yüreğiyle Düşünen Yazar: Dostoyevski
Bir edebiyat dehası; Fyodor Dostoyevski

- Blog Yazısı
Muhtemelen Dostoyevski dendiğinde aklımıza direkt; karamsarlık, alkolik ve suçlu karakterler, karanlık bir dünya geliyor. Ancak Dostoyevski her ne kadar karamsar ve varoluşçu bir yazar olarak görülse de, yalnızca tek bir şeyi anlatıyor: İnsanın iç dünyası...
Öncelikle Dostoyevski'nin hayatından kısaca bahsedelim:
Dostoyevski 1821 yılında, Moskova'da, yoksul bir ailenin çocuğu olarak, yoksul bir evde doğdu. Bu yoksulluk, Dostoyevski'nin peşini hiçbir zaman bırakmayacaktı. Babası bir doktordu. Oldukça sinirli ve alkolik bir adamdı. Annesi hastalıklar ile boğuşuyordu. Altı çocuklu bir ailede ikinci çocuktu.
Dostoyevski genç yaşta iken annesini tüberküloz hastalığı yüzünden kaybetti. Bu olaydan sonra Dostoyevski, sert kuralları ve disiplini ile ün salmış olan Petersburg Mühendis Okuluna gönderildi. Burada eğitimine devam ederken, pek sevmediği babasının ölüm haberini aldı. Daha sonra babasının ölümünü istediği için bu konuda vicdan azabı duyacaktı. Okulunu bitirdikten sonra istihkam müdürlüğüne girdi ve buradan 1 yıl sonra istifa ederek ayrıldı. Bu arada bir ömür yakasını bırakmayacak olan sara hastalığı da yavaş yavaş kendini göstermeye başlamıştı.

Daha sonra askere gitti ve ordudan ayrıldıktan sonra 1846 yılında henüz 25 yaşında iken insancıklar kitabını yazdı. İnsancıklardan bir örneği şair Nikolay Neksarov'a okuttu. Kitabı okuyan Neksarov, kısa bir süre sonra, o zamanlarda Rusya'nın en ünlü eleştirmenlerinden biri olan Belinski'ye Dostoyevski hakkında; "Yeni bir Gogol yetişiyor!" sözlerini sarfetti. Bunun üzerine bu yazıya öfkelenen Belinski; "Bu zamanlarda Gogollar da mantar gibi yetişiyor." dedi. Tabi bunu söylediğine daha sonra pişman olacaktı.
Daha sonra ki yıllarda Dostoyevski kitap yazmaya devam etti ise de bu kitaplar o zamanlarda pek ilgi görmedi. Yazdığı öteki, ev sahibesi, Polzunkov, dürüst hırsız, beyaz geceler gibi kitaplar şimdilerde değerli eserler olsa da o dönemin Rus edebiyatında pek iyi karşılandığı söylenemez. Hatta öteki kitabı hakkında oldukça fazla eleştiriye mağruz kaldığı bile söylenebilir.
Dostoyevski 1849 yılında ilk büyük roman denemesi olan Netoçka Nezvanova kitabını yazdığı sıralarda, sosyalist düşünceleri olduğu ve o zamanlarda kötü bir anlayış olarak "Özgür düşünceli" olduğu şüphesi ile, bir gece Çar askerleri tarafından Dostoyevski'nin kapısı çalındı. Dostoyevski kapıyı açtığında askerler tarafından suçunun ne olduğunu bile anlamadan götürüldü ve zindana atıldı. Tam 10 ay boyunca suçunu ve neden tutulduğunu bilmeden zindanda kaldı. 10 ayın sonunda nihayet zindandan çıkarılıp hakkında verilen hüküm açıkladığında ise bu karar Dostoyevski'nin hayatını karartacaktı. Bu hüküm Kalbine bıçak gibi saplanmıştı. Hakkında verilen karar; İdamdı.

9 arkadaşı ile beraber, idam gömleğini giydi ve meydana çıkarıldı. Askerlerin o soğukkanlı yüzü ve ellerinde Dostoyevski'nin hayatına son verecek olan tüfekleri ona bakıp adeta sırıtıyordu. Askerler tarafından bir direğe bağlandı ve uzaktan kafasına o korkunç tüfek doğrultuldu. İdama saatler, dakikalar ve en sonunda saniyeler kalmıştı. Tam Tüfekler ateşlenecek iken, bir anda emri verecek olan subay elini kaldırdı ve ölüm cezasının hapis cezasına çevrildiği kararı okudu. 4 yıl kürek ve 4 yıl adî hapis yatmasına karar verilmişti.
Sibirya da bir hapishaneye gönderildi ve orada cezasını çekmeye başladı. Bu hapishanede yazmak yasaktı ve yalnızca İncil okumasına izin vardı. Bu acılı günlerin ardından, 1859 yılında Petersburg'a döndü.
Artık edebiyat dünyasında ismi unutulmuştu. 1862 yılında Sibirya da yaşadıklarından yola çıkarak "Ölüler evinden anılar" kitabını yazdı. Kitap o kadar ünlendi ki Rus çarına kadar ulaştı. Rus Çarı kitabı hıçkırıklar içinde okudu. Dostoyevski bu kitap ile yeniden şöhret elde etmeye başlamıştı.
Ancak Dostoyevski yine de iyi bir hayat sürmedi. Bu kitaptan kısa süre sonra kurduğu gazete yasaklandı. Yakınlarını kaybetti, ve birçok acı çekti. Yaşadığı parasal sorunlardan ve hayatını mahveden sara hastalığından çok bunalmıştı. Kendini kumara verdi. Dostoyevski iflah olmaz bir kumarbazdı. Kumar yüzünden borca battı ve bu onun hayatını mahvetti.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Yaşadığı dönemde hiçbir popüler ve çağdaş yazar ile neredeyse karşılaşmadı. Fakirlik ve unutulmuşluğun içinde yine de bir umut, roman yazmaya devam etti.
1880 yılında yazdığı "Karamazov Kardeşler" kitabı ile şöhreti iyice arttı ve yazarlığın neredeyse zirvesine ulaştı. 1881 yılında Puşkin hakkında yapılan bir toplantıda konuşma yaptı ve herkes bu konuşmadan çok etkilendi. Dostoyevski artık parasal konuda ve yazarlık konusunda üne kavuşmuştu. Ancak bu fazla uzun sürmedi. 1881 yılında, 60 yaşında, ününün zirvesinde iken hayata gözlerini yumdu.

Cenazesine 30000 kişi katıldı. Dostoyevski gerçekten çok önemli bir yazardı. Dünya edebiyatına büyük katkılar yaptı. Nietsche, Albert Camus gibi isyankar filozoflara, Franz Kafka, Stefan Zweig, Oğuz Atay gibi edebiyatın zirve yazarlarına, çağdaşlarına ve daha birçoğuna ilham oldu. Dostoyevski'yi özel yapan belki de eşsiz yazarlığı veya hikayeleri değildi. Dostoyevski'yi özel yapan; insanlığı yazmış olması idi...
Dostoyevski edebiyata yaptığı katkıların yanı sıra, psikolojiye de büyük katkılar yapmıştır. Dostoyevski'nin romanlarında, yoğun bir psikolojik analiz ve iç çatışma görebilirsiniz. İnsan doğasını anlamak konusunda Dostoyevski kesinlikle herkesin tecrübe etmesi gereken yazarlardan birisidir.
- 3
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 18/05/2025 06:11:20 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/17444
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.