Işıksız Dünyada Hayat: Karanlık Oksijenin Peşinde
Karanlık Oksijen: Okyanus Derinliklerinde Gizemli Bir Keşif

- Blog Yazısı
Oksijen, yaşamın temel yapı taşlarından biri olarak kabul edilir. Yeryüzündeki oksijenin büyük bir kısmı, fotosentetik organizmalar tarafından üretilir ve bu süreç, güneş ışığına bağlıdır. Ancak, son yıllarda bilim insanları, okyanusun derinliklerinde, ışığın ulaşamadığı bölgelerde bulunan ve "karanlık oksijen" olarak adlandırılan yeni bir olguyu keşfettiler. Bu makale, bu keşfin nasıl yapıldığını, karanlık oksijenin ne olduğunu, potansiyel mekanizmalarını ve bu bulgunun bilim dünyasındaki etkilerini incelemektedir.
Keşfin Arka Planı: Clarion-Clipperton Bölgesi
Pasifik Okyanusu'nun ortasında yer alan Clarion-Clipperton Bölgesi, Amerika kıyılarından yaklaşık 3000 kilometre uzakta bulunmaktadır. Bu bölge, okyanusun 4000 metre derinliğinde, güneş ışığının asla ulaşamadığı bir yerdir. Bölge, uzun yıllardır deniz tabanı ekolojisi ve maden araştırmaları için önemli bir odak noktası olmuştur. Ancak 2013 yılında, Profesör Andrew Sweetman liderliğindeki bir araştırma ekibi, burada daha önce hiç karşılaşmadıkları bir durumla karşılaştılar.
Ekip, deniz tabanındaki polimetalik nodülleri incelemek üzere bölgeye gitti. Bu nodüller, manganez, nikel, bakır ve kobalt gibi metaller açısından zengin olup, maden şirketlerinin ilgisini çeken yapılardır. Ancak bu sefer dikkat çeken, nodüller değil, oksijen sensörlerinden alınan anomaliler oldu.
Karanlık Oksijenin Keşfi
Sweetman ve ekibi, deniz tabanındaki oksijen seviyelerini ölçerken, beklenmedik bir sonuçla karşılaştılar. Normalde, okyanusun derinliklerinde oksijen seviyelerinin düşük olması beklenirken, sensörler beklenenden çok daha yüksek oksijen seviyeleri gösteriyordu. İlk başta sensörlerin arızalı olduğu düşünüldü ve tekrar kontrol edilmek üzere laboratuvara gönderildi. Ancak, sensörlerin düzgün çalıştığı tespit edildi ve bu durum araştırma ekibini şaşkına çevirdi.
Bu olaydan birkaç yıl sonra, 2021 ve 2022 yıllarında aynı bölgeye yapılan yeni seferlerde aynı anomaliler tekrar gözlemlendi. Bu sefer, ekip daha sistematik bir yaklaşım izleyerek farklı yöntemler kullanarak ölçümler yaptı, ancak sonuçlar değişmedi. Bu, okyanusun derinliklerinde bilinmeyen bir mekanizmanın oksijen ürettiğini gösteriyordu.
Olası Mekanizmalar: Polimetalik Nodüller ve Elektrokimyasal Süreçler
Araştırmacılar, bu anomalinin kaynağını anlamak için polimetalik nodüllere odaklandılar. Bu nodüller, okyanus tabanında milyonlarca yıl boyunca çok yavaş bir şekilde oluşan metalce zengin taşlardır. Ekip, bu nodüllerin bir şekilde oksijen üretimine katkıda bulunabileceğini düşündü.
Bu hipotez, okyanus suyunda çözünmüş metal iyonlarının, nodüllerin yüzeyindeki metallerle etkileşime girmesi sonucu sürekli bir elektron dağılımı yaratması fikrine dayanıyordu. Bu süreç, suyun elektrolizi ile oksijenin açığa çıkmasını sağlayabilir. Ancak bu elektrokimyasal sürecin tam olarak nasıl işlediği henüz tam olarak anlaşılamamıştır.
Buna rağmen, polimetalik nodüllerin bir batarya gibi davranabileceği ve okyanus suyunda düşük voltajla bile oksijen üretebileceği öne sürülmüştür. Fakat bu süreç, bilinen kimyasal mekanizmaların ötesinde olabilir ve daha fazla araştırma gerektirmektedir.
Bilimsel ve Ekolojik Sonuçlar
Karanlık oksijenin keşfi, okyanus bilimi ve ekosistemler üzerindeki potansiyel etkileri nedeniyle büyük önem taşımaktadır. Bu keşif, okyanusun derinliklerinde yaşamın varlığına dair bildiklerimizi değiştirebilir. Özellikle maden çıkarma faaliyetlerinin bu ekosistemler üzerindeki olası etkileri konusunda endişeler artmıştır.
Maden şirketleri, okyanus tabanındaki bu metalce zengin nodülleri çıkarmak için planlar yaparken, bilim insanları bu ekosistemlerin ne kadar kırılgan olabileceği konusunda uyarılarda bulunmaktadır. Çünkü bu bölgeler, beklenenden çok daha karmaşık biyolojik ve kimyasal süreçlere ev sahipliği yapıyor olabilir.
Karanlık Oksijenin Evrendeki Yaşama İlişkin Etkileri
Bu keşif, evrendeki yaşam arayışında da yeni bir perspektif sunabilir. Bugüne kadar, yaşamın temel unsurları olarak su ve güneş ışığına bağımlı olan oksijen üretimi düşünülmekteydi. Ancak, karanlık oksijenin varlığı, ışık olmadan da oksijenin ve dolayısıyla yaşamın var olabileceğini göstermektedir. Bu durum, başka gezegenlerde, ışığın ulaşamadığı derinlerde yaşamın var olabileceği olasılığını güçlendirmektedir.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Örneğin, Jüpiter’in uydusu Europa, yüzeyi buzla kaplı, Güneş’ten uzak bir gök cismi olmasına rağmen, yüzeyinin altında sıvı su bulundurabileceği düşünülmektedir. Karanlık oksijen keşfi, bu tür yerlerde yaşamın varlığına dair yeni ipuçları sunabilir.
Sonuç
Karanlık oksijen keşfi, okyanus bilimi ve evrendeki yaşam arayışında devrim niteliğinde bir buluştur. Bu keşif, ışığın olmadığı derinliklerde bile yaşamın var olabileceği gerçeğini gözler önüne sermektedir. Ancak bu bulgu, aynı zamanda çevresel sorumluluklarımızı da yeniden düşünmemizi gerektiriyor. Maden şirketlerinin bu bölgelerde yapacağı olası tahribatlar, dünya ekosistemleri üzerinde geri dönüşü olmayan etkiler bırakabilir. Bu nedenle, bu tür keşifler, bilimsel araştırmaların ve çevresel koruma önlemlerinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatmaktadır.
- 2
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- A. K. Sweetman, et al. (2024). Evidence Of Dark Oxygen Production At The Abyssal Seafloor. Nature Geoscience, sf: 737-739. doi: 10.1038/s41561-024-01480-8. | Arşiv Bağlantısı
- Barış Özcan. Karanlık Oksijen. Alındığı Tarih: 29 Ağustos 2024. Alındığı Yer: Barış Özcan | Arşiv Bağlantısı
- E. Ramirez-Llodra. (2020). Deep-Sea Ecosystems: Biodiversity And Anthropogenic Impacts. The Law of the Seabed, sf: 36-60. doi: 10.1163/9789004391567_004. | Arşiv Bağlantısı
- B. N. Orcutt, et al. (2011). Microbial Ecology Of The Dark Ocean Above, At, And Below The Seafloor. American Society for Microbiology, sf: 361-422. doi: 10.1128/MMBR.00039-10. | Arşiv Bağlantısı
- B. B. Jørgensen, et al. (2007). Feast And Famine — Microbial Life In The Deep-Sea Bed. Nature Reviews Microbiology, sf: 770-781. doi: 10.1038/nrmicro1745. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 05/07/2025 09:00:40 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/18486
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.