İnsan neden bazı soruları cevaplayamıyor?
Big bangden önce ne vardı, Tanrıyı kim yarattı gibi sorular neden cevapsız?

- Blog Yazısı
En temelinde beynimiz diğer tüm hayvanlarda olduğu gibi hayatta kalmamızla soyumuzu devam ettirmek için evrimleşen bir organ. 5 temel duyudan gidersek gözümüzün görebildiği ışık spektrumu sınırlı, diğer ışık boylarının olduğunu bile görece yeni öğrendik. Diğerlerinin olmadığını veya olduğunu da kesin olarak bilemeyiz. Evrenle ilgili göremediğimizden veya anlayamadığımızdan dolayı da anlamadığımız birçok şey var. Dünyayı bizden çok farklı gören hayvanlar var. Koku almamız sınırlı, bizden çok daha iyi kokuları algılayan hayvanlar var. Duyma kapasitemiz sınırlı, yine bizden çok daha iyi duyan hayvanlar var. Çok uzatmayayım dokunma, tatma duyuları da aynı mantıkta. Bunları söylememin ve tanrıyla olan ilişkisi basit. Canlıların beyinleri hayatta kalmalarına, üremelerine yardım ettiği kadar gelişir. Gereğinden fazlası gereksiz enerji tüketimidir. Sadece biyolojik amaçlar için gerektiği kadar evrimleşen bir beyinden evrenin sırlarını, Tanrıyı, Big bangi açıklamasını nasıl bekleyebiliriz? İnsan beyni günümüz hacmine ~300.000 yıl önce ulaştı ama hacim çok az anlam ifade ettiğinden günümüz karmaşıklığına da ~50.000 yıl önce ulaştı. Yaptığımız felsefeler, bilim yerleşik hayata geçtiğimizden sonra çok daha hızlı gelişti ve bunun sebebi yerleşik hayatta (soyun devamıyla ilgili olan) öne çıkmanın ve dominant olmanın yollarından biri bunları yapmaktı, eskinin güç gösterisi değil. Ayrıca bir üreme rekabeti olmaksızın felsefenin birçok alt başlığı insanlarla ve sosyal yaşamla ilgili olduğundan bunlarda daha iyi bilgi sahibi olmak sosyalliğin yani insanların devamı yani hayatta kalmak anlamındaydı. Sosyallik olmadan insanların hayatat kalması zor, etik diye bir şey de bundan yok mu zaten? Eğer beynimizi biyolojik amaçlarda hiç kullanmasaydık bugünki insanlığa ulaşabilir miydik? Eğer bilim ve felsefe içinde bir rekabet olmasaydı bunlar günümüz gelişmişliğine erişebilir miydi? Bilim, felsefe içinde rekabet de yine biyolojik amaçlarımızdan üremeyle yani topluluğumuzun veya kabilemizin (ne derseniz) daha iyi bir durumda ve refahta olmasıyla ilgili. Çoğu canlı üremek için rekabet içerisindedir, insanlar da. Ama insanların üreme rekabeti yılanlarınki gibi kim diğerinden uzun dik dayanacak değil; daha gelişmiş, daha refah toplumlar inşa etmektir. Bu da bilim ve felsefeyle oluyor. Tanrıyla big bangle biyolojik amaçların ne alakası var? Big bangden önce ne vardı, uzay keşifleri veya Tanrıyı kim yarattı gibi sorularımız eski insanların yaptığı davranışlarla ilişkilendirilebilir. Eski insanlar besin yetersizliğinden olsun daha uygun bir yer bulmak için olsun bir eş bulmak için olsun farklı yerleri merak ederdi. Big bangden öncesi veya başka gezegenler, galaksiler hakkında hiçbir fikrimiz olmamasından yine belki bizim için daha iyi bir yaşam koşulu sağlayacak diye düşünüyor olabiliriz bilinçaltımızda. Yani bu kadar aklımızın ermediği bir konuya bile yine ilkel düşünceler ve güdülerle, biyolojik amaçlarımızın dürtüleriyle yaklaşıyoruz. Bilinçaltımızda her zaman daha rahat, daha çok üreyebileceğimiz yerler arama peşindeyiz diğer tüm canlılar gibi. Beynin işleyişi açısından tek farkımız uzayda üreyemeyeceğimizi biliyor olmak farkımız olmayan şeyse beynimizin hala bu motivasyonla çalışması. Dünyada ilk canlı ~3.7 milyar yıl önce oluştu, insanlar yaklaşık ~50.000 yıl önce günümüzdeki kadar gelişmiş beyne sahip oldu. Bu 50.000 yıl 3.7 milyarın sadece ~0.001%i. Tanrıyı veya big bangden öncesinin cevaplarını bulmak için çok daha uzun bir süre geçmesinin gerektiğine ve çok sayıda ve çok uzun süreler boyunca mutasyonlar gerçekleşmesi gerektiğine inanıyorum. Ayrıca beynimizin ileride sadece biyolojik amaçları doğrultusunda değil olaylara farklı bir bakış açısı getirmesi gerektiğini de düşünüyorum. Her şey kendi beynimizin içinde oluşuyor, gerçekliğimiz onun üretebildiğiyle sınırlı. Bu sınırların dışına çıkmamız gerekiyor.
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 11/05/2025 14:08:11 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/15733
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.