Her Şey Politiktir: Neden Politikaya İhtiyaç Duyarız?
Her Şey Politiktir.

- Blog Yazısı
Temel Sorularla Politika
Antik Yunan Medeniyetinin hiç kuşkusuz en önde gelen düşünürlerinden Aristoteles, politikayı "İnsan mutluluğunu gerçekleştirme sanatı." olarak tanımlanmış ve çağdaşı düşünürlerce de kavram, bu tanımlama bağlamında incelenmiştir. Etimolojik köken olarak Eski Yunanca, toplumların yönetimi anlamına gelen ifade aynı zamanda yapısı ve içeriği gereği modern tarihi şekillendiren bir numaralı sosyal bilim dalı olarak da öne çıkmaktadır. Peki politikaya neden ihtiyaç duyarız? Kimler politika yapmalı veya yapmamalı? Sosyal bilimsiz bir dünya mümkün mü? Gelin sizlerle bu soruların cevaplarını bulmak için kısa bir yolculuğa çıkalım.
Her Şey Politiktir.
Modern insanın günlük yaşantısında karşılaştığı eğitimden sağlığa, makroekonomiden azınlık haklarına ve kadın erkek eşitliğine kadar gündemi süsleyen neredeyse her türlü konu, öyle ya da böyle içinde bulunulan toplumun politik tercihlerinden ve yine içinde bulunulan toplumun kurumları ve liderlerinin karar alma mekanizmalarından derinlemesine etkilenmektedir. Bugün, meşru bir hükûmet ve egemen bir devletin ulusal sınırları içerisinde yaşayan her bir yurttaşın ülkenin güncel politik ve dolayısıyla ekonomik atmosferinden etkilenmemesi mümkün değildir. Bu noktada biraz daha somut konuşmak gerekirse işe veya okula gitmek için kalktığınız saatin düzenlenmesinden tutun, orada kaç saat vakit geçireceğinize veya eve dönmeden önce uğradığınız marketteki meyve-sebzelerin fiyatlarının belirlenmesine değin pratik yaşamda da politika dediğimiz olgudan bağımsız yaşamak gerçekçi bir eylem değildir. Bu bağlamda siz veya çevreniz kendinizi apolitik olarak tanımlıyorsanız, maalesef sizle sınırlı kalmayan bu düşünce çoğu üçüncü dünya ülkesinde de teslimiyetçiliğe hatta vurdumduymazlığa varan neticeler doğurmaktadır. Politik açıdan bilinçli vatandaş yetiştirmek çok boyutlu kalkınmaya giden yolda bahsi geçen ülkelerin izlemesi gereken yegâne patikadır.
Politikayı Kimlere Emanet Etmemeliyiz?
Bir hükûmeti hükûmet, ve onu barındıran devleti devlet yapan bazı temel olgular vardır. Bu temel olgular tamamen teorik ve sosyal bilimler sahasında bulunan üç temel başlık altında incelenir. "Meşruiyet, Egemenlik ve Otorite" Bu kavramlardan başka bir yazıda derinlemesine bahsedilebilir zira söz konusu üç başlık, başlı başına bir araştırma sahası ve ayrıca incelenmeyi hak eden birer tarihsel olgudur. Bu bölümde bahsini açacağımız ana madde ise bu kavramları idare eden gücün nereden, kimlerle ve nasıl gelebileceği yahut gelmemesi gerektiğidir.
Düşünce ve İfade Özgürlüğü
Hangi görüşten ve neyi savunuyor olursa olsun 21. yüzyılda her bireyin özgür düşünce ve bu düşüncelerini özgürce ifade edebilme hakkını tartışma konusu yapmak şüphesiz politik fikir yoksunluğunun bir ürünüdür ve politik açıdan aşırı otoriter, temel insani haklara yöneltilen eleştiri merkezli bir dünya görüşünü işaret eder. Bu görüşteki insanlar, politik rakiplerinin veya seçmenlerin bir bölümünün düşüncesine bırakın kulak vermeyi asgarî derecede saygı duymayı bile çok gören, istemedikleri bir fikir dolaşıma sokulduğunda onu acımasızca bastırmaya çalışan ve şiddet yanlısı eylemleri el altından veya âlenen destekleyen hizip, dernek veya partilerde mevki edinirler. Göründüğü üzere bu insanların aktif politikada yer almaları hem kendilerine hem de içinde yaşadıkları topluma zarar, yıkım ve savaştan başka bir şey getirmeyecektir.

Şöhret Peşinde Koşanlar
Geniş halk kitlelerini yönetmek, politika üretmek ve yaymak. Bunları çeşitli mecralarda savunmak gerçekten ömrünü bir ideale adamayı göze alan bireylerin toplumsal görevlerindendir. Bilhassa sosyal medyanın gündelik hayatımızda böylesine geniş yer kapladığı günümüzde birtakım sanal şöhret ve maddi getiri kaygısıyla bu işlerden herhangi birine soyunanlar, çok geçmeden yılacak veya kötü niyetli olmasalar da içinden çıktıkları insanları kandırmak durumunda olacaklardır. Politikayı kendilerinin veya sosyal gruplarının bir çeşit reklam mecrası olarak gören bireylerin muhtarlıktan cumhurbaşkanlığına kadar çeşitli yönetici mevkilerine gelmeleri sakıncalıdır.
Sosyal Bilim ve Fen Bilimleri
Bildiğimiz anlamda Batı Medeniyeti olarak adlandırdığımız Avrupa'yı Orta Çağ karanlığından çekip çıkaran ve 21. yüzyılda bilim ve sanatın merkezi ve onların küresel anlamda en büyük dağıtımcısı haline getiren temel olgu hiç şüphesiz bilimdir. Tarih, aklın ve bilimin referans alındığı medeniyetlerin zaferleriyle doludur. Lâkin bilim dendiği zaman aklımıza gelen fizik ve kimya gibi doğa bilimleri hiçbir koşul ve zamanda bir uygarlığın yükselişine tek başına önayak olmamışlardır. Aksine üçüncü dünya ülkeleri olarak tabir edilen yarı gelişmiş veya gelişmemiş çoğu ülkenin eğitimdeki temel sorunu sosyal bilim alanlarına fen bilimlerinin gerisinde bir konum biçmeleridir. Zira toplumun ortak belleği yeni bilgi üretim ve paylaşımına açık olmadığı müddetçe -ki bu ancak gelişmiş sosyal bilim çalışmalarıyla mümkündür- fen alanında da ancak belli bir seviyeye kadar ilerlenebilir. Ayrıca Avrupa tarihini kökünden değiştiren Martin Luther'in bir düşünür, "özgür dünyanın" temellerini atan görüşleriyle yakın dünya tarihine damga vurmuş Adam Smith'in ise bir iktisatçı olduğunu unutmamak gerekir. Sosyal bilimlerle aydınlatılmamış bir toplumu fenin ufuk açıcı ortak hafızası ve metodları da maalesef çağdaşı toplumlarının ötesine taşımaya yetmeyecektir.
Kapanış
Politika, hayatın her alanında bulunmakla kalmaz bizzat hayatın kendisini şekillendirir. Bu süreçte yasa yapanlar, kurum yapanlar ve yürütmecileri seçenler olarak halk, yüksek bir bilince sahip olmak zorundadır. Aksi takdirde müreffeh bir devlet ve sonrasında bir dünyadan söz edilemez.
Dünyayı anlamak, ancak bilimle ve akılla mümkündür. Sezgileriyle yola çıkanlar onları ateşleyen ilhamın ötesine geçemeden başarısız olmaya mahkûmlardır. Bu bağlamda içinde yaşanılan toplumun politik atmosferinden bihaber yaşayan nesiller, maalesef gelecekte toplumlarını geriye götürecek birer lokomotif olacaklardır. Ekonomik, kültürel, ilmî ve nihayetinde toplumsal kalkınma ancak sosyal bilimlerin toplumun yeniden inşasındaki önemini kavrayabilen nesiller tarafından gerçekleştirilebilecek birer düştür. Farkındalık, en büyük aydınlıktır.
- 2
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 29/04/2025 14:32:33 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/19308
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.