Hayvanlar ve Yaşama Hakkı
Türkiye'de Hayvanlar
Önceden belirtmeli ki açıklık ve akış açısından metin nereye götürürse oraya varmak hedefim; zira Goethe'nin de dediği gibi:
“Kendini kurallara göre eğiten bir insan da hiçbir zaman zevksiz ve kötü bir eser meydana getirmez; buna karşın her kural, doğanın gerçek duyumsayışını ve doğanın gerçek dışa vurumunu yok edecektir, bu hangi kural olursa olsun ve lehinde ne söylenirse söylensin!”[1]
Yanlış anlaşılmasın tabii ki en baştan bir rota var aklımda ancak bu akışa engel değildir sonuçta.
Türkiye'de Hayvanların Yaşam Ortamı ve Kanuni Yönü
Metnin derli ve toplu olması bakımından da uygun olan ile başlayalım, öncelikle Türkiye'de hayvanlar nasıl şartlarda yaşıyor ve bu şartlar gerçekten "yaşanabilir" mi? 2019 Komisyon raporundan edinebileceğimiz bilgilere göre öncelikle anayasa önünde hayvan dolaylı yoldan şöyle tanımlanır: "Türk Hukukunda hayvanın bir tanımı bulunmasa da mevzuatta geçen, “sahipsiz hayvan”, “güçten düşmüş hayvan”, “yaban hayvanı”, “ev ve süs hayvanı” “kontrollü hayvan”, “deney hayvanı”, “kesim hayvanı” gibi çeşitli hayvan tanımlamalarından yola çıkılarak bir hayvan tanımı yapılabilir. Buna göre hayvan, “herhangi bir sahip ya da koruyucunun kontrolü ya da doğrudan denetimi altında bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, insan tarafından kültüre alınmış ve eğitilmiş ya da doğada serbest yaşayan, evcilleştirilmemiş ve kültüre alınmamış; hisseden; kısmen de olsa bilinçli davranışlarda bulunan; omurgalı veya omurgasız; insan ve bitkiler haricindeki diğer canlılardır”." Ve hukuk önünde hayvanlar hak sahibi kişiler yani süje olarak sayılmazlar, hayvanlar hukukun konusudur. Çoğu ülkede hak sahibinin çıkarları doğrultusunda korunan nesneden öteye geçemezler; ve ikinci bir görüş olarak hayvanları hak sahibi hukukun konusu olarak görenler de vardır, onlara göre de canlının acı çekebiliyor olması haklardan yararlanması için gayet yeterlidir. Kanımca hukuk arkasın saklanılarak yapılan edimler sonuç olarak sadece kötü niyetin gizlenmesidir. Hayvanlar hukukun nesnesi ya da direkt sahip bir birey olsun ya da olmasın suç olan eylem suçtur.
Yaşam Ortamı ve Nüfus
Teknolojiye rağmen hâlâ da zor olan bir şey varsa o da hayvanlar için nüfus sayımlarıdır. En yakın zamanlı olarak köpekler için evrensel sayım 1990 yılında insan nüfusunun onda biri baz alınarak hesaplanmış ve sonuç olarak 500 milyon civarında olduğu bunun %75'ini de serbest yaşayan köpeklerin teşkil ettiği ortaya konmuştur. Bunun yanında Türkiye'de de bu civar tahmini 2.000.000 civarı olsa dahi bu kesin bir kaynağa henüz dayandırılmamıştır. Bu kadar hayvan dolaylı olarak şuna yol açıyor:
- Öncelikle başıboş hayvanlar asayişte ve güven ortamından uzaklaştırıyor.
- Sonrasında ise kısırlaştırma konusunda yetersiz bütçe sonucu aşırı üreme.
- Ve ses kirliliği gibi sonuçlar ortaya çıkıyor.
Sonuç olarak ne hayvanlar ne de insanlar rahat oldukları bir ortamda bulunmuyor.
Bilinen başka bir gerçek ise, yerel yönetimlerin sahipsiz hayvanların rehabilitasyonu ile ilgili yeterli bütçe ve personel ayıramadığı, eş zamanlı ve yeterli sayıda kısırlaştırma yapılamadığı ve bu nedenle hayvan sayısının sürekli artış gösterdiğidir. Serbest yaşayan hayvanların popülasyon kontrolü için yürürlükteki mevzuata uygun ve insancıl olan seçeneğin “kısırlaştırma” olduğu, konunun uzmanları tarafından bildirilmektedir.
O Halde Çözüm?
Çözüm öncelikle hayır, toplu bir katliam değil; zira kim ne derse desin Hayvan Hakları evrensel Beyannamesi bu konudaki en etkili metindir. Yaşayan bütün canlıların doğal haklara sahip olduğunu ve bu haktan yararlanması gerektiğini söyler. "Madde 1- Tüm hayvanlar eşit yaşam hakkına ve aynı varoluş haklarına sahip olarak doğarlar." Ve daha önemlisi ise böyle büyük bir kararı alma gücü bizde midir? Önümüzdeki geleceği düşünmeden böyle kısa vadeli ve anlık bir çözüm gerçekten bir çözücü müdür? Bunlar sadece merdiven altına bir süpürmedir, yaklaşık 30-40 yıldır olduğu gibi; şu halde artık daha gerçekçi ve sonuç-süreç dengeli çözümler yapmalı ve önümüzdeki insanlara da bir gelecek bırakacak kadar vefalı olmalıyız.
"Madde 2-2 Bir hayvan türü olarak insan, yok etme veya yok etme hakkını kendi üzerine alamaz. diğer hayvanları insanlık dışı bir şekilde sömürmek. Bilgisini toplumun refahı için kullanmak onun görevidir. hayvanlar."
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- J. W. V. Goethe. (2007). Genç Werther'in Acıları. ISBN: 9789750708299. Yayınevi: Can Yayınları. sf: 29.
- M. YEL. (PDF, 2019). Hayvanlarin Haklarinin Korunmasi İle Hayvanlara Ezi̇yet Ve Kötü Muameleleri̇n Önlenmesi̇ İçi̇n Alinmasi Gereken Tedbi̇rleri̇n Beli̇rlenmesi̇ Amaciyla Kurulan Mecli̇s Araştirmasi Komi̇syonu Raporu. Not: TBMM Komisyon Raporu.
- UNESCO. (PDF, 1978). Unesco Evrensel Hayvan Hakları Beyannamesi (Eng).
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 27/12/2024 01:24:08 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/18327
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.