Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

HAYINLARIN EN GÜZELİ

Gökyüzü, kurşun bir battaniye gibi şehrin üzerine çökmüştü.

4 dakika
2
HAYINLARIN EN GÜZELİ Mersin Gazetesi
  • Blog Yazısı
Mersin Gazetesindeki '' HAYINLARIN EN GÜZELİ '' İsimli köşe Yazımın başlık resmidir
Blog Yazısı
Tüm Reklamları Kapat

[1] Ne bir yıldız ne bir umut kırıntısı. Sokak lambalarının sönük ışıkları, kaldırımlarda yorgun adımlarla yürüyen gölgeleri yutuyordu.

Bu şehir, bir vakitler masalların kucağında uyuyan bir çocukken, şimdi koca bir canavara dönüşmüştü. Beton yığınlarının arasında, camdan gözlerle birbirine bakan insanlar ne kendilerini ne de diğerlerini tanıyordu. Herkes farklı bir yabancıydı, herkes bir aynanın en küçük kırık parçası. Ve ben, bu hayın şehirde, insan olduğuma utanır olmuştum bir zaman sonra.

Adım Şafak. Ne bir kahramanım ne de bir mağlup yenilmişzade. Sadece bu şehrin pörsümüş, zifiri damarlarında kaybolmuş bir damla kanım. Sabahları, uykunun sığ sularından zorla çekilip çıkarırım allı yüzümü. Alarmın çığlığı, bir celladın kılıcı gibi iner ruhuma inceden ve derinden. Pencereden bakarım: Karşı apartmanın soğuk yüzü, sanki bana sırıtıyor isteksizce. Apartmanlar kadınlar gibi bu şehirde. Dışı muhteşem içi kusmuk kokan, her yeni gelen kiracıyla bir öncekini aldatan.

Tüm Reklamları Kapat

Balkonlarda sarkan çamaşırlar, bu şehrin teslim bayrakları. Her biri, birilerinin hayallerinin ipe asılmış kanlı cesetleri.

Sokaklara adım atar atmaz, şehrin nabzı beni yutar. İnsan seli, bir nehir gibi çağlar içime ve hüznümün en ücra köşelerine. Kiminin gözlerinde hırs, kiminde yorgunluk, kiminde ise bomboş bir çöl. Metro vagonları, ruhların sıkıştığı teneke kutular gibi karşılar bu şehrin çelimsiz heybetini. Nefesler birbirine karışır, ama kimse kimsenin sıcaklığını hissetmez. Kulaklıklar, bu kalabalığın içinde bir sığınak. Ama müzik bile, bu şehrin uğultusunu bastıramıyor. Her nota, beton duvarlara çarpıp geri dönüyor, bir çığlık gibi. Sadece duyanlara has bir iniltidir aslında bu çığlık.

Bu şehir, bir zamanlar küçükken, sokaklarında top oynadığımız, komşuların birbirine ekmek uzattığı bir yerdi. Şimdi ise her köşesi, bir bıçağın keskin yanı. Market kuyruklarında, otobüs duraklarında, banka sıralarında, insanlar birbirine diş biliyor. Kimse kimsenin gözüne bakmıyor. Baksa da orada bir insan değil, bir rakip görüyor. Bu şehir, hepimizi birer gladyatöre çevirdi. Arenası sokaklar, seyircisi ise gökdelenlerin cam gözleri.

Bir gün, elimde bir bavul, içinde başka şehirlerin ve sevdiklerimin özlemi, caddenin ortasında duradurdum. Etrafımda koşuşturan insanları izledim. Her biri, bir saatin zembereği gibi, durmaksızın dönüyordu. Ama nereye? Kimse bilmiyordu. Belki bir toplantıya, belki bir borcun peşine, belki de sadece bir anlığına bu şehrin pençesinden kaçmaya. O an, kahve bardağımın plastik kapağına bakarken, kendimi gördüm. O kapak, benim gibiydi: Tek kullanımlık, işlevsel, ama sonunda çöpe atılacak. Bu şehir, hepimizi böyle bir şeye çevirmişti. Kullan, tüket, at.

Tüm Reklamları Kapat

Evde, dört duvar arasında, yalnızlık bir misafir değil, ev sahibi. Televizyonun sesi, bu sessizliği örtmeye yetmiyor. Pencereden sızan neon ışıkları, odanın duvarlarında dans ediyor. Sanki şehir, içeri girmek, ruhumu tamamen ele geçirmek istiyor. Gece yatakta, gözlerimi tavana dikip düşünüyorum: Bu şehir, neden bu kadar hayın?

Neden her güzel şeyi yutuyor? Çocukluğumun sokakları, naber’lerin samimiyeti, komşunun gülüşü… Hepsi, bu beton canavarın midesinde eridi ama gitmedi, görüyorum ama dokunamıyorum, çekip çıkaramıyorum onu o kristal vazonun içinden.

Bazen rüyalarımda, bu şehir bir ormana dönüşüyor. Betonlar ağaç, gökdelenler dallar oluyor.

Ama dallarda kuşlar değil, insanların gölgeleri tünüyor. Her biri, bir diğerini gagalamaya hazır. Uyandığımda, yastığım terden sırılsıklam. Gerçek miydi, rüya mı, bilmiyorum. Ama bu şehir, rüyaları bile zehirliyor.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Bir akşam, sahile indim. Deniz, bu şehrin tek dürüst parçası. O bile, dalgalarıyla fısıldıyor: “Kaç, Şafak. Kaç, yoksa seni de yutarım.” Ama nereye kaçayım? Bu şehir, bir örümcek ağı. Her sokağı, her köşesi, bir iplik parçası en dikdörtgen cinsinden. Ne kadar çırpınırsan, o kadar dolanıyorsun. Sahilde, bir banka oturdum. Yanımda, yaşlı bir adam. Elinde tespih, gözleri denize dalmış. “Bu şehir,” dedi, “bir vakitler bizimdi. Şimdi o bizim sahibimiz.” Gülümsedim, ama içimde bir şey kırıldı. Haklıydı. Bu şehir, hepimizi esir almıştı.

Gece, eve dönerken, bir sokakta durdum. Duvarda, bir sokak sanatçısının eseri: Kırık bir ayna, içinde bir çift göz. O gözler, benim gözlerimdi. Sanki şehir, benimle konuşuyordu: “Sen busun, Şafak. Kırık, eksik, kaybolmuş.” O an, içimde bir fırtına koptu. Bu şehir, sadece binalardan, yollardan ibaret değildi. Bu şehir, bizim korkularımızdı, hırslarımızdı, yalnızlığımızdı. Biz, bu şehri böyle yapmıştık. Ve o, şimdi bizi yiyordu ve bir şehirin sevilme oranı içinde barındırdığı sevdiklerimizle doğru orantılıdır.

Eve vardığımda, aynaya baktım. Yüzüm, bu şehrin haritası gibiydi. Gözaltlarımda sokaklar, alnımda gökdelenler. Ve gözlerim…

Onlar, bu hayın şehrin en derin çukurları. O gece, bir karar verdim. Bu şehirden kaçmayacaktım. Ama ona teslim de olmayacaktım. Belki bir gün, bu beton ormanda bir çiçek açtırabilirdim. Belki bir gülüş, bir merhaba, bu şehrin soluk ve bulanık yüzüne bir renk katabilirdi.

Ama şimdilik, sadece bir gölgeyim. Bu hayın şehirde, insan olduğuma utanarak, ama hâlâ umutla, yürüyorum. Çünkü bu şehir, benim şehrim. Ve ben, onun hayınlığına rağmen, hâlâ insanım.

Sizlere Gelecekte Görüşmek üzerine Meydan Okuyorum.

Tüm Reklamları Kapat

Orada Görüşelim…

Okundu Olarak İşaretle
0
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Raporla
Mantık Hatası Bildir
Yukarı Zıpla
Bu Blog Yazısı Sana Ne Hissettirdi?
  • Muhteşem! 0
  • Tebrikler! 0
  • Bilim Budur! 0
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 0
  • Güldürdü 0
  • İnanılmaz 0
  • Umut Verici! 0
  • Merak Uyandırıcı! 0
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 23/11/2025 01:44:15 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/21719

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Geçmiş ve Notlar
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
İşaretle
Göz Attım
Site Ayarları

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.

[Site ayalarına git...]
Bu Yazıdaki Hareketleri
Daha Fazla göster
Tüm Okuma Geçmişin
Daha Fazla göster
0/10000
Kaydet
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close