Gerçekliği Anlama Yolculuğu
Gerçeklik uzak mı?

- Blog Yazısı
Meditasyon genellikle spiritüalizmle ilişkilendirilen bir kavram olarak bilinir. Ancak bence bu, doğru bilinen büyük bir yanlıştır. Bunu, bizzat başıma gelen bir olay ve sonrasında kendim üzerinde uyguladığım bir deneyimle açıklamaya çalışacağım.
Yıllar önce, henüz çocukken çok korkutucu bir rüya görmüştüm. Bu tür rüyalar yüzünden sık sık uyanıyor ve tekrar uykuya dalmakta zorlanıyordum. O gecelerden birinde, rüyamın tamamını hatırlamıyorum ama aklımdan asla çıkmayan bir varlık vardı. Uzun siyah bir kıyafet giymiş, yüzü görünmeyen biriydi. Başının üzerinde garip çıngıraklar vardı ve her hareket ettiğinde bu çıngıraklar birbirine çarpıp ses çıkarıyordu. Bu ses beni titretiyor ve korkuya sürüklüyordu. Rüya hâlindeyken bile onun yanımda olduğunu hissediyordum. Elim battaniyenin dışında kalmıştı ve o, bileğimden tuttu. Hemen elimi battaniyenin altına çektim. Soğuk terler döküyordum, uyanıp ışığı açmaya çalışıyordum ama korkumdan hareket edemiyordum. Sonunda cesaretimi toplayıp ışığı açtım ve annemin odasına koşarak gidip onu uyandırdım. Rüyamı anlattım. Annem beni sakinleştirdi, yatağıma geri götürdü ve ben uyuyana kadar yanımda kaldı.
Ancak o gece, onu ikinci kez tekrar rüyamda gördüm. Ama bu sefer bana vahşi ve korkunç gelmiyordu. Belki de korkuyu daha önce yaşadığım içindi, bilmiyorum. Sabah uyandığımda bu rüya hakkında çok düşündüm. Ama o zamanlar çocuk olduğum için araştırma yapamıyordum. Yıllar geçti, ben değiştim, ilgi alanlarım değişti. Bir gün internette gezinirken "Karabasan" kelimesiyle karşılaştım. Okudukça anladım ki, çocukken gördüğüm rüya tamamen bu tanımla örtüşüyordu. Bunun üzerine daha fazla araştırma yaptım ve "Astral Seyahat", "Paralel Evrenler" gibi terimlerle karşılaştım. O zamana kadar bu kavramlardan tamamen uzak, sıradan bir genç kızdım. Ama merakım arttıkça okumaya devam ettim. Aynalar hakkında da ilginç bilgilere ulaştım—onların başka dünyalara açılan kapılar olduğu söyleniyordu.
Aklımda bir soru belirdi: "Neden bunları deneyerek doğruluğunu test etmeyeyim?"
Tek yapmam gereken sessiz bir oda bulup "Astral Seyahat" denemekti. Denedim ama ilk başlarda hiçbir şey olmuyordu. Ancak iki yıl sonra ilk astral seyahatimi gerçekleştirdim. Belki de beynimi o kadar çok inandırmıştım ki bana öyle geldi, bilmiyorum. Ama ben bu kavramlara inanıyorum ve inandığım için burada sizinle paylaşıyorum.
İlk astral seyahatim karanlıktı. Tamamen başka bir yerdeydim. Burası bir boşluk muydu, sonsuzluk muydu bilmiyorum. Bir an korkmaya başladım, çünkü bir daha uyanamamak mümkündü. O anda sanki yüksek bir yerden hızla aşağı düştüğümü hissettim. Bedenim, gerçekten bir yükseklikten yere çakılmış gibi ağırlaşmıştı. Canım yanmıyordu ama hareket edemiyordum. Gözlerimi bile açamıyordum. Bir süre sonra her şey sessizleşti ve sanırım bilincimi kaybettim. Çünkü bir şey hatırlamıyorum. Uyandığımda sabah olmuştu. Zamanın bu kadar hızlı akması bana çok garip geldi.
İkinci kez astral seyahate giriştiğimde her şeyi hatırladım. Ve hatırladığım ilk şey neydi biliyor musunuz?
"O!"
Evet, onu tekrar görmüştüm. İnanamıyordum. Bedenimi korku sarmıştı, sanki birileri beni gözlüyordu. Bütün gün stres altındaydım. Hayatımın en büyük şoklarından birini yaşıyordum. Kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum ama elimden bir şey gelmiyordu. Tek tutunduğum şey internetti. İşte o zaman meditasyon kavramıyla karşılaştım. Onu denemeye başladım.
Başlangıçta gerçekten işe yarıyordu. Hatta iki üç yıl boyunca bana iyi geldi, beni tamamen farklı birine dönüştürdü. Ama sonra meditasyona ara verdim ve neredeyse hiç yapmaz oldum.
Hayatımın stresli bir dönemine girmiştim ve meditasyona yeniden başlamam gerektiğine karar verdim. Tekrar başladım. Her tür meditasyonu deniyordum ama yalnızca birkaç saatlik veya bir günlük bir sakinlik sağlıyordu. Sonra her şey eski hâline dönüyordu. Hayat o kadar monoton görünmeye başlamıştı ki yaşamın anlamsızlığı üzerine düşünüyordum. Düşünün ki, öğrenmeye aç, hayal gücü geniş ve her zaman fantastik fikirlerle ilgilenen bir kız, ölüm düşünceleriyle yaşıyor.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Ama elbette, o karanlık deryadan kendimi yine ben çıkardım.
Ruhun ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Meditasyonla çakralarımı açıyordum. Ama meditasyonla farklı dünyalar keşfetmek mümkün değildi. Sadece varlığını, dünyadaki amacını hatırlatıyordu ya da sana bir amaç veriyordu.
Şu anda ruhumun bir dönüşüm sürecinde olduğunu hissediyorum. Karanlık düşüncelerden uzak olsam da bazen kendi düşüncelerimle kendimi üzmeyi başarıyorum. Zayıf olmayı seçebilirdim, ama benim bu dünyadaki amacım bu değildi. Ben savaşmak ve dünyayı değiştirmek için buradaydım. Çünkü "O" bana bunu söylemişti.
"Varlığın ötesinde başka bir sen daha var. Ve o, şu anki seni uzaklardan izliyor."
- 4
- 3
- 3
- 2
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 04/10/2025 11:26:08 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/19898
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.