BORSA İSTANBUL GÜNLÜKLERİ 3
TUNÇ ŞATIROĞLU HOCA NEDEN KARAMSAR? TÜRK BORSASINDAKİ EN UZUN VADELİ TEMALAR NELER OLABİLİR?
- Blog Yazısı
Sayın Tunç Şatıroğlu hocamız Türkiyemizdeki insanlarla bilgisini ücretsiz şekilde paylaşan önemli lisanslı borsa-yatırım uzmanlarından. Popülerliği ve bilinirliği yüksek bir sosyal medya yayıncısı. Uzun yıllar profesyonel şekilde mesleği yaptıktan sonra sosyal medya ve diğer internet yayıncılığı aracılığıyla hem insanlara yardımcı olup hem de buradan profesyonel bir kariyer çizmekten daha mutlu olduğunu da daha önceden twitter sosyal medya sitesinden kendisinin ifadeleri ile okuduğumu hatırlıyorum...
Tunç hocamızın bilgisi tartışılmaz; sorgulayacak halimiz yok. Ama bu bilgi yığınını sıradan vatandaşlar kendi dünyasına tercüme ederek nasıl uyarlayabilir ona değinmek önemli olacaktır diye düşünüyorum.
Türkiyemizde ekonominin büyümesi, faiz ve enflasyona farklı yaklaşımlar olduğu hepimizin mağlumudur. Tunç hocamız enflasyon yaratan bir büyümenin karşısında olarak faizin '' yeterince'' yüksek tutulması gerektiğini savunan ekonomistlerden. Bu yeterince bir çok kişiye göre değişmekte malumunuz olduğu üzere; enflasyondan yüksek olsun diyen de var ve de mevcut seviyelerden daha yüksek olsun diyenler de. Bir de karşıt görüşler mevcut; enflasyonu frenlemek pahasına faizlerin yeteri kadar yükselmesinin kabul edilemeyeceğini çünkü bu durumun büyük işsizlik yaratacağını düşünenler. Aslında bu iki farklı görüş bence nüans farklarından ibaret; Türkiyemiz kalkınma aşamasını nasıl bir serencama erdirecek tercihinin içtimai hayata yansımalarıdır bu iki karşıt görüş bence. O yüzden faiz artsın ya da insin tartışmaları bence yersiz ya da tali bir tartışma. Ülkemizde arz eden daha makro durumlar üzerine tefekkür etmekte yarar var diye düşünüyorum. Tabi bunu çok ciddi aydınlar konuşmalıdır ama bir vatandaş gözünden ve vatandaş yararına bir iki tespit bağlamında kısaca değinmek gerekirse: ülkemiz bireyi önceleyici, onun hürriyeti ve mülkiyetini ve kendini gerçekleştirmesini sağlayıcı bir kalkınma yolunu mu seçecek? Ki faiz artsa da inse de kilit nokta burasıdır; çünkü faiz oranları vadeye göre değişecek sonuçlar yaratacak olsa da kalkınma yolunun tercihinin sonuçlarını uzun değiştiremeyeceği düşünülebilir. Bir diğer seçenek Türkiyemiz Osmanlı ve devamında seyreden Cumhuriyetimizin ilk yıllarında mecburen de öyle olmak zorunda olan daha toptan yaklaşımları, toptancı kurumları ve onların faaliyetlerinin ve de diğer bütün başka toptancı Çin-Sovyet benzeri -ki özellikle belirtmek gerekir ki bu iki seçenek de belli süreçlerde belli koşullarda kısmen başarılıdırlar diye bile düşünülebilir- kalkınma modellerini andıran, bireyciliği önemsemeyen modeller üzerinden mi yürüyecek. Aynı zamanda altını çizmekte fayda vardır ki bu modeller ülkemize uygun olmadığı gibi bir de sürekli palyatif tedbirlere ihtiyaç duyulmasına neden olmaktadır. Türk milleti gibi dinamik ve potansiyeli yüksek olan bir toplumun ekonomik hayatı mezkur modellerin Türk toplum yapısına uymamasından ötürü, yine o modellerin icap ettirdiği uygulamaların sonuçları olarak; kura müdahaleler gibi, '' faizin yapay bir yönlendirme amacıyla düşüş ya da yükseliş trendinde'' olması gibi mütemadiyen yapay müdahalelere ihtiyaç duymaktadır. Ama Türk toplumunun yapına uygun olmayan bu kalkınma arayışları yüzünden devletimiz sürekli piyasaya müdahale etmektedir ve de bu müdahalelerin mütemadiyen uygulanmasının getirdiği verimsizlik kalkınmanın önüne geçmektedir. Türkiyemizin ihtiyaç duyduğu ordoliberalist bir kalkınma felsefesidir. Vatandaşı öncelediği; koruyup kolladığı gibi, yine onu önceleyecek ekonomiyi uçuracak liberal bir felsefe. Çünkü devletimizin bürokrasisi güçlü olduğu gibi dinamik milletimizin de karakterine hürriyet ve sürekli kendini gerçekleştirebilmek uymaktadır. Çalışkan ve dinamik bir millet olduğumuz vakıası su götürmez bir gerçektir; sadece ilgili yazılımın eksikliği içtimai hayatta resmen bir kaosa sebep olmaktadır. Rahmetli Özal'ın ömrü vefa etmediği için bir şeyler yarım kalmıştır, tabi ki tarih böyle okunmaz ama eğer ki ömrü vefa etseydi bence belki de işçilerin sosyal hakları çok daha kuvvetli olduğu halde Türkiye liberteryen bir içtimai hayat dahilinde daha liberal ve de böylece bu içtimai hayat karakterine uyduğu için Türk milleti daha refah ve zenginlik içinde olabilirdi. Ki rahmetli Özal'ın en çok eleştirildiği nokta olsa gerek işçi hakları; iyi de Türk içtimai hayatı birden hızlı bir dönüşüme girip bir de Özal'ın liderliği akamete uğrayınca bu serencam nasıl iyi bir sonuca bağlanabilirdi? Sonuca bağlanabildi mi ki? Daha Rahmetli Cumhurbaşkanımız sn. Turgut Özal'ın fırsatını bulup; aksiyona geçerek başlattığı dönüşümün sürecinin tamamlanması gerekliliğinden bile bi haberdir Türk entelijansiyası.. Ya da popüler bir konu olarak ele alınmamaktadır... Ülkemizin yapısal karakteristik özelliklerinin sonuçlarıdır velhasıl faiz oranları-dolar kuru vb. müdahaleleri ve tartışmaları...
Ülkemiz nasıl bir yol izleyecek; dolar adil değerine birden mi gelecek ki bu işsizlik rakamlarının fırlamasına neden olacak ve birden büyük bir yıkım olacaktır; ya da toplum yüksek bir enflasyona mı maruz kalacaktır ve '' yavaşça'' bir çürüme mi bizi bekleyecektir. Demem o ki Türk kalkınmasının izleyeceği yöne göre vatandaş her tercihte kötü sonuçlara maruz kalmak zorunda olmayabilir diye düşünmek istiyorum, sadece Türk ekonomisinin ihtiyaç duyduğu doğru yazılımı toplumca birlikte kurmalıyız diye düşünüyorum!...
Bu bahsettiklerim bağlamında ise Tunç hocamızın karamsar olmasını anlayabiliyorum: Dolarda '' Şahap Kavcıoğlu formasyonu'' olarak adlandırdığı bir süreç işliyor yine; bu süreci hepimizi artık yakından tanıyoruz: dövize yapay müdahaleler ile sabit bir grafik oluşturma çabası. Bu yavaş bir çürümeye sebep olmakta. Bir de dövizin hak ettiği yere birden gelmesi durumu alternatifi var; ben şahsen 33 yıllık yoksul biri olarak 2001 krizini de çok iyi hatırlayan birisi olarak bu tercihin de vatandaşın yararına olabileceğini düşünmüyorum. Ancak bu korkunç ikiliklerden sıyrılabilecek bir aksiyonu toplumca inşa edebileceğimizi de düşünüyorum...
Şimdi Tunç hocamızın son yayınına dair birkaç tespit ile vatandaşın yararına çıkarımlar yapmaya çalışalım. Tunç hocamız dünyadaki spekülatörler ve yatırımcıların hareketlerinden; ve de yatırımcı grubun Türkiye'yi tercih etmeyeceğinden, spekülatör-kısa vadeci para hareketlerinin Türkiyemizi tercih edeceğinden bahsetti. Bu pek istenmeyecek vakanın en genel sebeplerine ise az önce değinmiştik: '' Ülkeye uymayan büyük makro cereyanların sebep olduğu küçük ama yıkıcı yapay müdahale çıktıları...''. Bu noktada vatandaş ve küçük yatırımcının dikkat etmesi gereken noktalar şunlar olacaktır diye düşünüyorum: Çok uzun vadeli bir tema olarak eğer ki Türkiyemizde ordoliberal bir felsefe ile Türk kalkınmasını inşa edecek bir cereyan olur ise Türk borsasında uzun vadeli umut verici Türk kalkınması ile korelasyon içinde yukarı yönlü bir genel bir trend takip edilebilecektir diye düşünülebilir. Bu trendde daha özel bir ayrıntı olarak Türk içtimai hayatı daha fazla fırsat eşitliği içereceği için '' Özal sanayicisi'' ya da o karakteri taşıyan küçük şirket ve holdinglerin daha da hızlı büyüyebileceği bir ekonomik hayat tahayyül edilebilir. Aksi takdirde Çin-Sovyet benzeri bir yol ile ezici kurumlar ve Türk milletinin yapısına uymayan başka aksiyonlar dahilinde uzun vadeli değil kısa ve orta vadeli ve de bu mezkur '' kalkınma'' modelinin en çok işleyen şirketlerine ve diğer en büyük holdinglerine ve belki de onların şirketlerine yatırımlar ön plana daha çok çıkabilecektir. Türk borsasında ve tabi ki bu senaryoda uzun vadeli düşünmek zarar getirebilecektir. Bu görüşümün ispatı Tunç hocamızın Türk borsasında neden uzun vadeli düşünülmeyeceğine dair yayınında mevcuttur. Türk borsası, bugüne kadar, çok özel hisselerin haricinde uzun vade için kazançlı olmamıştır. Bu bağlamda çok ince teknik şekilde yorumlamaya ve özel hisse tercihlerine ihtiyaç duymaktadır kazanç getirecek bir portföy...
Anlaşılacağı üzere vatandaş faiz ve kur kavgalarını bir taraftar gibi izlemektense daha makro yaklaşmalıdır; öncelikle yapıcı bir aksiyon dahilinde sağlıklı bir kalkınma talep etmelidir. Ayrıca mezkur iki senaryo dahilinde ya da başka alternatif yaklaşımlarla ama sonuç itibariyle daha makro ve boyutlu yaklaşımlarla yatırım tercihlerini yapmalıdır diye düşünüyorum...
Amatör Borsa Yatırımcısı Mehmet Dağlı.
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 17/12/2025 12:45:26 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/15261
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.