Arkadaş Seçimlerimizde Genetiğin Etkili Olabileceğini Biliyor Muydunuz? (GENETİK- KALITIM)

- Blog Yazısı
Beynimizin hızlı tepki vermesinden oluşan bilinçizlik anında ruh halimizi düzenleyen enzimlerdeki değişiklikler sosyal ilişkilerimizi de etkileyebiliyor. Bu sebeple kişiler genetik olarak kendisine benzeyen kişileri daha rahat arkadaş seçebiliyor. Genetik benzerlikten çıkaracağımız sonuç illa saç rengi, göz rengi ve diğer fiziksel özellikler değildir. Vereceğim örnek inanılmaz gelebilir ancak kişinin popülaritesinin sırrı genlerinde gizlidir. Harvard'lı bilim insanları bu sonuca vardılar. Bu genleri miras alan insanlar, akranları arasında popüler olan ve insanlar sıklıkla arkadaş olmak isteyen kişilerdir. Daha halktan örnekler verecek olursak da çocukların genelde huyları da aileye benzer. Bazı huylar anneden bazıları babadan geçer. Tabii kişisel tüm özelliklerde çevre faktörü de vardır. Kişi sosyalleştikçe değişebilir, kişisel gelişim alanıyla ilgilenip sevmediği huylarını değiştirebilir. Ama zaten o huyu değiştirme isteğiniz de genlerinizden geliyor olabilir. Yani aslında hayatımız ailemizden bize miras. Başka neler miras kalıyor gelin birlikte bakalım.
Kellik Anneden Gelir
Kellikte en büyük rol oyanayan sebeplerden biri X kromozomudur. Erkekler bu özelliği annelerinden miras alırlar. Fakat dökülen saçlarınız için onları suçlamak için acele etmeyin - burada rol oynayan diğer genlerden biri de babadır. Dahası, çevresel faktörler de saç dökülmesi üzerinde büyük bir etkiye sahiptir.
Dişçi Korkusu
Sosyalleşme korkularının kalıtımsal olduğu kanıtlandı ve dişçi korkusu da bu sınıfta yer alıyor. Yani eğer dişçiye gitmekten korkuyorsanız bu babanızdan taşınmış olabilir.
2012’de Uluslararası Pediatri Derneği’nin yaptığı bir araştırmaya göre aile büyükleri dişçi korkusu yaşayan kişilerin bunu genleriyle sonraki nesillere aktardıklarını ortaya çıkardı. Ayrıca çocukların duygusal davranış ipuçları için babalarını örnek almaları da daha olası görünüyor.
Mimikler
Saçımızın ve gözlerimizin rengini, kulak şeklimizi ve burnumuzu ailemizden genetik olarak taşıyoruz. Öte yandan yüzümüzdeki duygusal mimiklerimiz de kalıtımsal. 2006’da yapılan bir araştırmada görme engelli olarak doğan ve kardeşlerinden ayrı büyüyen gen yetişkinlerin aileleriyle aynı mimiklere sahip olduğunu belirledi.
Zeka
Araştırmacılara göre çocuğun ne kadar akıllı olacağını annenin genetiği belirliyor ve babanınki herhangi bir fark yaratmıyor. Kadınların zeka genlerini çocuklarına aktarması daha muhtemel çünkü bu genler X kromozomu üzerinde taşınıyor ve kadınlar bu kromozomdan iki tanesine sahipken erkeklerde sadece bir tane bulunuyor. Ancak bunun da ötesinde, bilim insanları artık babadan kalıtılan gelişmiş bilişsel işlevlerle ilgili genlerin doğrudan devre dışı bırakıldığını düşünüyor.
Genetiği değiştirilmiş fareler kullanan laboratuvar çalışmaları fazladan anne geni taşıyan farelerde daha büyük kafa ve beyin ancak daha küçük vücutlar geliştiğini gösterdi. Fazladan baba geni taşıyan farelerse daha küçük beyin ve daha büyük vücuda sahip oldu. Araştırmacılar, fare beyinlerindeki yeme alışkanlıklarından hafızaya farklı bilişsel işlevleri kontrol eden 6 farklı kısımda yalnızca anneden ya da babadan gelen genlerin etkin olduğu hücreler tespit etti. Babadan gelen genlerin etkin olduğu hücreler cinsellik, yiyecek ve saldırganlık gibi işlevleri kapsayan limbik sistem kısımlarında yoğunlaşıyor. Ancak araştırmacılar, anlamlandırma, düşünme, dil ve planlama gibi en gelişmiş bilişsel işlevlerin yer aldığı serebral kortekste (gri madde) babadan gelen hücreler bulamadı.
Sadakat
Aldatan kişinin hemen aileden gelen genleri suçlaması kolaya kaçmak olsa da genetik dizilimin sadakatsizliği etkileyebileceği ortaya kondu. Yapılan bir araştırmaya göre beyindeki vasopresin hormonunun işlenme şekli sadakatsizliğe yol açabiliyor. Ancak aldatma davranışını sadece genlerle açıklayamayız çünkü her şeye rağmen sadakat çevre ve kişiliğe bağlı olarak gelişen bir davranış biçimidir.
Uykusuzluk
Uyumakta zorlanmak veya çok erken uyanmak genetik olabilir. 2017’de insomnia üzerine yapılan bir araştırma uyku sorunlarının anneden gelen genlerden kaynaklanabileceğini belirledi. Insomnia çeken annelerin bebeklerinin de derin ve kesintisiz uykuya dalabilmekte zorlandığı dile getiriliyor. Genlerden gelen uyku bozukluklarının çevre ve yaşam koşullarıyla birlikte hareket ettiğini de ekleyelim. Ayrıca çocuklar uyku alışkanlıklarını annelerinden alıyorlar.
Ayrıca uyku konusunda yazdığım blog yazımda çalışma ve uyuma zamanlarımızın gündüz mü gece mi olacağı da genlerimizle aktarılıyor. Bu yazıda da ek bilgi olarak ekleyeyim istedim.
Araba Kullanma Becerisi
2009’da yapılan bir araştırma, her 10 kişiden 3’ünün araba kullanmada yetersiz olduğunu ortaya koyuyor. Yapılan bazı çalışmalarla bir araya getirildiğinde bilim insanları, beyinde fiziksel cevap veren mekanizmanın genetik olduğunu ortaya koydu. Bu yüzden bazı kişiler hatalarını düzeltmede ve yeni motor becerileri geliştirmekte zorlanabiliyor. Araba kullanma becerisi de bu bilgiyle öğreniliyor. Trafikte kaza yapma oranı yüksek olan kişilerin aile tarihlerinde de benzer bir oran yakalandığı öne sürülüyor.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Ağrı Eşiği
Ağrı, ölçümlenmesi ve karşılaştırılması en zor durumdur. Bir kişinin gözlerinden yaş getiren bir ağrı bir diğeri için üstesinden gelinebilir olabiliyor. Ağrıya dayanma eşiği kısmen de olsa genetik bir faktör. Bilim insanları acıyı algılamak için kullandığımız 4 geni izole edebildiler. Bu bilgi, ağrı tedavisinde olduğu kadar diğer tedavi yöntemlerinin kullanılmasında da son derece önem taşıyor.
Spor Merakı
Spor yapan kişiler, egzersiz sonrasında beyinde dopamin salgılarlar. Bu beyindeki ödül tepkisidir. 2015 yılında yapılan bir araştırmaya göre bazı kişilerde spor yaptıktan sonra dopamin üretimi çok az oluyor, bu durum beynin sporu bir ödül olarak görmemesinden kaynaklanıyor. Bu nedenle de bazı kişiler spor yapmaya meraklı ve hobi olarak spor yaparken bazılarının ilgisini çekmiyor.
Kafein Etkisi
Bazı insanlar güne kahve içmeden başlayamazlar ve çoğu zaman da bir bardakla kalmazlar. Bazı kişilerde ise kahve huzursuzluk verir, gece uyutmaz. 2010 yılında yapılan bir araştırmaya göre insan vücudunda kafeini metabolize etme derecesinde %36 ila %58 oranında fark bulunuyor. Beynin adenosin ve dopamin gibi kimyasalları işleme şekli uykusuzluk, kaygı gibi davranışları tetikliyor, ya da ortaya çıkmasını engelliyor.
Erteleme
Bazı insanlar için her şeyi ertelemek oldukça doğaldır; sonra yaparım! Ama bunu ailelerinden taşıyor olabilirler. 2014 yılında yapılan bir araştırmaya göre erteleme alışkanlığının neredeyse yarısı genetik dizilimle aktarılıyor. 2018’deki bir diğer araştırma ise erteleme alışkanlığının amigdala adı verilen ve beyinde duygu işleme merkezinden geldiğini ve bu merkezin kalıtımsal olduğunu ortaya koydu.
Ne Kadar Hızlı Yaşlanacaksınız?
Yaş kimileri için sadece sayıdır ve yaşamı etkilemez. Ne kadar yaşlı göründüğümüz ise genetiktir. 2010 yılında yapılan bir araştırma için yarım milyon kromozomu incelediler ve insanların yaşıtlarına göre 3-4 yaş daha yaşlı göründüğünü belirleyen dizilimler buldular.
Tat Duyusu - Tatlıya Düşkünlük - Keskin Tatları Sevmek
İnsanların tatlı ile tuzluya düşkünlüğü oldukça farklıdır, kimileri çikolatayı kimileri ise patates kızartmasını dayanılmaz bulur. Bu durum genetik sayılabilir. 2018’de Danimarka’da yapılan bir araştırma FGF21 adı verilen bir genin tatlıya aşırı düşkünlük yaratabildiğini ortaya koydu. Diğer insanlardan çok daha fazla şeker tüketip onlar kadar kilo almıyor olmaları da bu gene bağlanabiliyor. Ancak bu gen için bir kötü haber var; yüksek tansiyon hastalığına yakalanma olasılığınızı artırıyor.
Ayrıca tatlıya düşkünlüğü bir gen daha etkiliyor: GLUT2. Kanada Toronto Üniversitesi araştırmacıları, hücrelere glikozun alımını denetleyen ‘GLUT2 geni’nin bazı kişilerin şekerli gıdalara diğerlerinden daha fazla düşkün olmasına sebep olabileceğini belirtiyorlar.
Biri obezite belirtileri gösteren orta yaşlılardan, diğeri obezite belirtileri göstermeyen erişkin gençlerden oluşan 2 gruptan alınan kan örnekleriyle bu kişilerin DNA yapılanı incelendi. 2 grubun genetik yapısını ve beslenme alışkanlıkları da karşılaştırıldı. Sonuçta, şekerli gıdalara daha düşkün olan kişilerde, kilosu ne olursa olsun, GLUT2 geninin değişime uğramış olduğu görüldü.
Brüksel lahanası, bitter çikolata gibi keskin tada sahip besinleri sevmek çok kolay değildir, ancak bazıları çok seviyor. TAS2R38 adı verilen bir tat alma reseptörü geni, keskin tatlara olan tepkimizi belirliyor. Dünya nüfusunun neredeyse çeyreği için TAS2R38 geninin bir versiyonu, keskin tatlı yiyeceklere karşı aşırı derecede hassas.
Risk Alma
Ekstreme sporlardan keyif almak ile bir yerini kırmaktan endişelenerek risk almaktan uzak durmak genlerimizin taşıdığı özellikler olabilir. Yüksek risk içeren sporlara düşkün olan kişilerin aile geçmişinde de benzer risk alma davranışı gözlemlenebiliyor. Uzmanlara göre ekstrem sporlara merak ile beyinde dopamin işlenmesinin etkisi arasında bağlantı bulunuyor, bu kişilerde dopamin çok etkili şekilde salgılanmadığından keyif duygusunu alabilmek için daha fazla risk içeren davranışlar gösterebiliyorlar.
İyimserlik
Olaylara iyi tarafından bakabilmek ve iyimserlik genlerden geliyor olabilir. Yapılan araştırmalara göre oksitosin reseptörü genleri, beyinde sevgi hormonundan sorumlu olan genler, kişinin iyimserlik seviyesini belirliyor. Ayrıca bu durum kendi hayatını kontrol altında hissetmeyi de etkiliyor. Tek bir gen kodunun bu kadar büyük bir davranış biçimini kontrol etmesi %100 kesin olmasa da bulunan bağlantı son derece yüksek.
Empati
Oksitosin reseptörlerinin iyimserlik ile birlikte etkili olduğu bir davranış daha var; empati. Fedakarlık, toplum yanlısı davranışlar ve stresle başa çıkabilme becerisi, 3 belirli genle ilişkili. İyi haber; nüfusun yarısından fazlası, %51,5’i bu gen varyasyonuna sahip.
Güneşe Bakınca Hapşırmak
Güneş görünce hapşıranlardan mısınız? O halde, büyük ihtimalle Otozomal Dominant Zorlayıcı Helyoflorometik Patlama Sendromu (ACHOO)’dan mustaripsiniz. Bu aslında ışığa duyarlı hapşırma refleksi ve iyi huyludur. Güneş gibi parlak ışık yayan bir verici ile karşılaşıldığında hapşırma refleksi ortaya çıkar. Bilim insanları tam olarak buna neyin neden olduğunu çözememiş olsalar da fotik hapşırma adı verilen genetik bir etkiden kaynaklandığı düşünülüyor. Kalıtımsal olma olasılığı ise %50 olarak tahmin ediliyor.

Yüksek Kolesterol Seviyeleri
Birçok kişi yüksek kolesterol seviyelerinin yedikleriyle bağlantılı olduğuna inanıyor. Eğer uzun ve mutlu bir hayat yaşamak istiyorsanız, sebze ve meyve yemeniz ve bol egzersiz yapmanız gerekir. Ancak bazen yüksek kolestrol seviyeleri aslında yaşam biçimimize değil, genlerimize bağlıdır. Her 500 kişiden 1'inin, kanında kolesterol birikimine neden olan özel bir genetik mutasyon vardır. Bu insanlar, sebzeden başka bir şey yemeseler bile bu maddenin yüksek seviyelerine sahip olurlar.
Güven(sizlik)
Başkalarına güvenebilmek temelde çevresel bir durumdur, yaşanmış olayların etkisi kişilere güvenme seviyemizi belirler. Ancak bunun biyolojik olma ihtimali de söz konusu. Tek yumurta ikizlerinin çift yumurta ikizlerine göre güven seviyesinde çok daha yakın benzerlik bulunması da buna bir işaret olarak gösteriliyor.
Terleme
Herkes terler ancak insan nüfusunun %5’i aşırı terliyor. Bu duruma hiperhidroz adı veriliyor ve toplum içinde büyük rahatsızlık yaratabiliyor. Ailede aşırı terleme varsa, hissettiğiniz rahatsızlık da kalıtımsal olabilir. El ve ayakları aşırı terleyen kişilerin koltuk altı, yüz ve göğüsten terleyenlerin sırtından terlemesi ihtimali bulunuyor.
Akademik Başarı
Bir anne zayıf aldığı zaman çocuğunu azarlıyor ve eğer çalışırsa daha başarılı olacağını düşünüyor olabilir. Akademik başarı %55 genetik mirasa bağlıdır. Binlerce gen, okulda ne kadar iyi performans yaptığınızdan doğrudan sorumludur. Eğer aileniz okul günlerinde başarılı olmuşlarsa, siz de büyük bir potansiyele sahip olursunuz.
Müzik Yeteneği ve Müzik Zevki
Bazılarının sesi daha güzeldir, enstrüman çalmayı öğrenebilirler. Onlardan biri olmak istiyorsanız, müzik kurslarına servet dökmeden önce ailenizin geçmişine göz atmayı unutmayın. Müzik yeteneği genetik özellikler taşır. 2014 yılında yapılan bir araştırma, kişilerin ton-detone, ritm, ses algılarının daha hızlı çalıştığını gösterdi. Ve bu etkiyi yaratan da kromozom 4q’nun bir varyantı.
Ailemiz, hangi tür müzikten zevk aldığımızı da belirleyebilir. Sadece dinleme alışkanlığı da değil. Araştırmalar, müzik zevkimizin %50’sinin genetik yollardan belirlendiğini söylüyor. En ilginç olanı ise bu etkinin pop, klasik, dans müzikleri için çok yüksekken türkü ve folk müzik türlerinde geçerli olmaması. Bir diğer deyişle, Mozart sevginizi genetik olarak alıyoruz, Ege türkülerini sevmeyi ise çevremizden öğreniyoruz.
Agresiflik
Bebekler yürümeye başladıklarında tatlı birer çocuk olma yolunda da adım atarlar. Ancak yeni yürümeye başlayan çocukların dünyayı keşfetme ve irade kullanma becerisi kazanması durumuna “korkunç ikili” deniyor. Çünkü bu süreçte çocuk saldırgan ve agresif davranışlar gösterebiliyor. Tekmeleme, ısırma, vurma, kavga etme gibi olumsuz davranışların altında genlerin de rolü bulunuyor. İyi haber ise doğru yaklaşımla çocuğun bu davranışlarını kolayca bırakabiliyor olması.
Atletizm
Atletik becerilere sahip vücut yapısı, genetik ile çevrenin birleşimidir. Bunun anlamı, atletik yapıya sahip genlere sahip olmamızın yanı sıra spora yönlendirilmenin de önemi. Uzmanlara göre atletik becerilerin %30’undan %80’ine kadar genetik etkisi olabilir. Bu fark spor türüne göre değişiyor, maraton koşucularında genetik daha yüksek etkideyken kısa mesafelerde daha az genlere ihtiyaç duyuluyor.
Laktoz İntoleransı
Şaşırtıcı gelebilir, ancak yetişkinlerin %65'inin laktozu sindirme yeteneği düşüktür. Bunun için belirli bir gen sorumludur. Bir çocuk hala çok gençken ve hayatta kalmak için sütüne ihtiyaç duyarsa, vücut laktozu sindirmek için bir enzim oluşturur. Ancak, kişi büyüdükçe, süt ürünlerini emme kabiliyeti düşer. Sadece insanların bir kısmının laktoz toleransı için geni vardır.
Miyopluk
Bir kişinin yakın mesafeleri görme konusunda yakınması olasılığı kalıtsaldır. Her iki ebeveyn de bu sorunu yaşarsa, çocuğun gelişme riski %50 civarındadır. Bununla birlikte bilim insanları, burada her şeyi mutlaka genetik üzerine atamayacağımıza inanıyorlar. Bilgisayarın başında otururken daha az zaman harcamak ve gözlerini zorlamaktan kaçınmak, miyopluktan muzdarip olma ihtimali çok düşüktür.
Renk Körlüğü
Bazı renkleri ayırt etme yeteneği, bir kişinin genleri aracılığıyla miras aldığı bir şeydir. Bu genler genellikle kalıtsaldır ve annelerden çocuklara miras kalır. Renk körlüğüne sebep olan genleri çoğunlukla erkekler alır. Bunun nedeni genetik yapıdaki tek maternal X kromozomunun kusuru telafi edilemez, kadınlar ise babalarından "acil" bir X kromozomuna sahiptir.
Kalıtsal Hastalıkların Birkaçı
Komşunuz doğuştan kalp hastayım diyorsa, aile büyüklerinizin hepsi belli bir yaştan sonra Alzheimer (Alzaymır) oluyorsa ya da sizin kanının gerektiği gibi pıhtılaşmıyorsa bunların da sebebi genlerimiz.
Yukarıda aslında miyopluktan kolestrole birkaç hastalıktan bahsettim ama bir iki maddede de kalıtsal hastalıkları sıralamak isterim. En azından ailenizde varsa erken bir müdahale için siz de doktora görünmek istersiniz belki.
Akraba Evliliği Sonucu Oluşan Kalıtsal Hastalıklar
Talasemi, Kistik Fibrozis, Fenilketonüri, Orak Hücreli Anemi, Down Sendromu...
Genetik Yollar İle Ortaya Çıkan Kalıtsal Metabolik Hastalıklar
Albino, Renk Körlüğü, Hemofili, Balık Pulu, Hipertansiyon, Hıv, Lenfoma, Miyopati...
Kalıtsal Psikolojik Hastalıklar
Şizofreni, Bipolar Bozukluk, Otizm, Anksiyete, Fobi, Hiperaktivite Bozukluğu...
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Habertürk. Genlerle Gelen Özellikler. (3 Ağustos 2021). Alındığı Tarih: 1 Haziran 2023. Alındığı Yer: Habertürk | Arşiv Bağlantısı
- Tamamlayıcı Sağlık. Doğuştan Gelen Kalıtsal Hastalıklar Nelerdir? - Tamamlayicisaglik.com. Alındığı Tarih: 1 Haziran 2023. Alındığı Yer: Tamamlayıcı Sağlık | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/05/2025 14:20:47 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/14763
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.