Adet Ağrılarını, Sebeplerini ve Çözüm Yollarını Araştırmanın Vakti Geldi de Geçiyor!
Bu içerik tıp ve sağlık ile ilişkilidir. Sadece bilgi amaçlı olarak hazırlanmıştır. Bireysel bir tıbbi tavsiye olarak görülmemelidir. Evrim Ağacı'ndaki hiçbir içerik; profesyonel bir hekim tarafından verilen tıbbi tavsiyelerin, konulan bir teşhisin veya önerilen bir tedavinin yerini alacak biçimde kullanılmamalıdır.
Size çok basit ve net bir soru soracağız: Adet ağrıları, "kalp krizi geçiren birinin hissettiği acı kadar kötü" olmasına rağmen, bu ağrıyı dindirme yollarını neden araştırmıyoruz? Bize kalırsa, bunun vakti geldi de geçiyor! Gelin bu konuyu açıklığa kavuşturalım:
Ergenlik çağına gelmiş ve menopoza girmemiş her kadın, her ay vajinal kanama yaşar. Adet kanamaları hayatın en temel gerçeklerinden biridir. İnsanlar adet gören tek hayvan türü değildir; ancak adeti bu kadar şiddetli geçen nadir hayvan türlerinden birisidir. Adet dönemindeki çoğu kadın, ızdırap içinde kıvranıp sessizce acı çekerken, bu konudan (sırf içinde kan var diye) tiksinti duymak hem gülünç hem de toplumsal olarak zararlıdır.
Evet, ızdırap! Sızı, rahatsızlık veya huzursuzluk değil; çok şiddetli bir ağrı. Amerikan Aile Hekimleri Akademisi’ne göre dismenore, yani ağrılı adet görme, her beş kadından birinin günlük hayatını kısıtlamaktadır. Fakat yine de, uzmanlar bu konuda çok az araştırma yapıldığını ve çoğu hekimin bu belirtilerle gelen hastalara önemsemez bir tavır sergilediğini söylemektedirler.
Northshore Üniversitesi Sağlık Sistemi’ndeki jinekolojik ağrı direktörü Frank Tu’ya göre, çoğu hekime ibuprofenin “bu iş için yeterli olacağı” öğretilmektedir. Ne var ki böylesine şiddetli bir ağrı için bu kadar sıradan bir ağrı kesici yeterli değil.
Adet Ağrıları Ne Kadar Şiddetli?
Londra Üniversitesi Akademisi’ndeki üreme sağlığı profesörü John Guillebaud hastalarının kramp ağrısını neredeyse “kalp krizi geçirmek kadar kötü bir ağrı” olarak tanımladıklarını söylemektedir.
Sadece kalp krizi de değil... Adet sırasında hissedilen kramplar, fıtık hastalığında görülen kadar şiddetli ve acı verici olabilmektedir. Öyle ki, daha önceden fıtık geçirmiş kadınlar, tekrardan buna benzer bir ağrıyla doktora gittiklerinde yeniden fıtık oldukları düşünülerek MRI bile istenebilmektedir! Birçok kadın, her ayın bir haftası boyunca ağrıdan yerlerinden hareket edemeyecek kadar şiddetli acılar ve ızdıraplar çekmektedir. Adet nedeniyle hissedilen bu acılar öylesine şiddetli olabilir ki, alt karın ve sırt kaslarının kasılması sonucu kadınlar ayağa kalktıklarında vücutları S şeklinde kıvrılabilir; hatta uzun vadede bu şekil bozukluğunu düzeltmek için kısa-dönem fizik tedavi bile gerekebilir!
Hekimler, Kadınların Adet Sancısının Şiddetinden Bihaber Olabilir!
İşin kötü tarafı, kadınlar doktora gidip de ağrılarının adet döngüleriyle örtüştüğünü söylemelerine rağmen, doktorlar buna aldırmayıp MRI taramaları ile fıtık aramaya devam etmektedirler. MRI sonuçları temiz geldiğinde, doktorlar halen adet ağrısının şiddetinin bu kadar ızdıraba neden olabileceğine inanmadığı için, adet üzerinde durmak yerine sinir iltihaplanması gibi çok daha nadir problemlere odaklanmaktadır. Yani birçok hekim, kadınların adet ağrısının şiddet düzeyinden bihaberdir; çünkü tıp fakültelerinde bunun üzerine özel bir eğitim bulunmaz. Bu da normaldir; çünkü adet sancılarına yönelik araştırma sayısı çok azdır. Araştırma yoksa, eğitim de olamaz.
Adet sancısı çeken kadınların jinekologla görüşmesi sonucunda aldıkları tavsiye de neredeyse evrensel olarak aynıdır: Doğum kontrol hapları. Bu haplar, kadınların adet döngülerini durdurarak, ağrı hissetmemelerine neden olur. Tabii yan etkileri arasında özellikle 40 yaş üstü kadınlarda, sigara içenlerde, komorbid hastalık gibi risk faktörü bulunanlarda kan pıhtılaşmasını arttırma ve her sekiz kadından birinde görülen meme kanseri riskini arttırma gibi şeyler bulunmaktadır.
Daha da fenası, doğum kontrol haplarını sürekli alacak olursanız, bir noktadan sonra sancılar üzerindeki etkisi oldukça azalmaktadır. Bazı hekimler, kadınların bu konuda uzun dönem sorun çekmesi halinde onlara reçeteli bir antidepresan olan Prozac vermektedir!
Prozac, aslen adet-öncesi (premenstrüal) sendromun psikolojik etkilerini dengelemek için reçete edilmektedir. Ancak bu ilaç, aynı zamanda bir çeşit steroid hormonu olan progesteron hormonunun metabolizmasıyla ilişkili bir enzimi baskılamaktadır. Adet öncesinde progesteron 10 kat kadar yükselip, sonradan birden çakılır. Bu sırada, allopregnanolon adı verilen güçlü bir acı baskılayıcının üretimi de durdurulmuş olur. Bu sedatif kimyasalın üretilmemesi, acının daha şiddetli hissedilmesine neden olur. Prozac, bu süreci olumlu yönde etkilemektedir; ancak acıların kalıcı ve etkili bir tedavisi değildir. Bu konuda daha fazla bilgiyi buradan alabilirsiniz.
Adet Sancılarının Ardındaki Tıp
Adet ağrılarının iki ana nedeni vardır: Primer dismenore ve Endometriozis.
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
İlki belli bir tıbbi açıklaması olmayan ama adet kanaması başladığında hemen kendini gösteren ağrılı adet görmedir. Dismenoreli kadınların birçoğunda henüz tanı konulmamış endometriozis de olabileceğinden iki durum arasındaki ayrım çok belirgin değildir. ABD’deki üreme çağında bulunan kadınların %20’sinde dismenore, %10 kadarında da endometriozis olduğu ve doğru bir tanı konulmasının ortalama 10 yıl aldığı tahmin edilmektedir.
Endometriozis, rahmin içini döşeyen dokuya benzer bir dokunun, çoğunlukla karın boşluğu içerisinde, dölyatağı borusu ve yumurtalıklar gibi diğer bölgelerde de oluşmasıdır. Bu doku mesane ve bağırsaklarda, nadir durumlarda da akciğer ve beyinde bile görülmüştür. Vücut bu doku fazlalığına iltihapla cevap verir ve bölgeyi yara dokusuyla kaplamaya çalışır; en yaygın belirtilerinden biri de şiddetli adet kramplarıdır. Tedavi edilmezse kısırlığa neden olabilir. Fakat yine de, endometriozisin nedenleri, neden bazı kadınların bu duruma maruz kaldıkları ve bir genetik bileşen söz konusu olup olmadığı gibi konularda tam olarak bir anlaşma sağlanamamıştır.
Bu arada, primer dismenorenin tıbbi nedenleri de büyük ölçüde bilinmezliğini korumaktadır. Guillebaud, ağrıya kısmen rahim kramplarının neden olduğunu söylerken, Tu’ya göre duyusal işlem, lokal rahim iltihaplanmaları ve rahimden kan akışı gibi sorunlar işin içine girmektedir. Neden bazı insanların diğerlerinden daha fazla sorun yaşadığının ayrıntıları tam olarak anlaşılamamıştır. Penn Eyalet Koleji Tıp Bölümü doktorlarından Richard Legro’ya göre bu, “henüz tam olarak cevaplayamadığımız on puanlık bir uzman sorusudur.”
Mevcut Tedaviler ve Araştırma Eksikliği
Şiddetli kramplar yaşayan çok sayıda kadın olmasına karşın mevcut tedaviler oldukça sınırlı. Hastalar, endometriozis ve dismenorenin her ikisi için de ibuprofen gibi ağrı kesiciler alarak, adet kanamalarını azaltmaya yarayan gebelik önleyici haplar veya Mirena gibi rahim içi sistemler kullanarak belirtileri hafifletebilirler.
Eğer endometriozis kısırlık problemlerine neden oluyorsa, tekrarlama olasılığı olsa da, hastalar fazla dokunun alınması için ameliyat olabilirler. Belirtiler hastadan hastaya çok değişir; eğer girişimsel olmayan tedaviler sonuç sağlamazsa, histerektomi (rahmin alınması) diğer bir seçenek olarak düşünülebilir. Guillebaud, bu seçeneğin çoğu kadın tarafından fazla abartılı bulunduğunu, fakat son çare olarak düşünülebileceğini; bazı kişilerin ise yaptırmak zorunda kaldığını söylüyor. Ancak bazen histerektomi bile tam bir iyileşme sağlayamamakta ve ağrı hâlâ devam edebilmektedir.
Endometriozis doğurganlığı olumsuz yönde etkileyebileceğinden, bu hastalık hakkında primer dismenoreden daha çok araştırma yapılmıştır; yine de her ikisiyle ilgili de araştırma bolluğu olduğu söylenemez. Her iki durum için de hastalığı neyin tetiklediği, en doğru tedavi olasılıkları ve neden bazı kadınların bu hastalığa yakalanıp diğerlerinin yakalanmadıkları hakkında doktorlar net bir şey söyleyememektedirler.
Legro’nun bu konudaki deneyi yol gösterici olmuştur. Daha önce aldıkları bir araştırma bursu sayesinde o ve araştırmacı meslektaşları, Viagra olarak da bilinen ‘sildenafil’in dismenore tedavisinde kullanılabileceğini buldular. Legro’nun sözleri şöyle:
Sonuçlarımızı önemli bir doğum/jinekoloji dergisinde yayınladık ve klinik doktorlarının her zaman kullanabilecekleri tedavi yöntemine büyük bir katkıda bulunduğumuzu hissediyoruz.
Bununla birlikte, bu yöntem bir tedavi olarak onaylanana kadar daha fazla araştırılmalıdır. Örneğin Legro uygun doz, vajinal veya ağızdan alınması, birden çok adet döngüsü süresince alınmasının sonuçları gibi sildenafilin tedavi olarak kullanım ayrıntılarını incelemek istiyor. Ancak hiç kimse araştırma için para kaynağı sağlamıyor. Legro, bu konuda şunları söylüyor:
Üç veya dört kere başvurdum ama her seferinde de reddedildi. Sanırım gerçek şu ki, hiç kimse adet kramplarının önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu düşünmüyor.
Sessizlik, Kabullenmektir!
Açıkça belli ki, tedavi seçenekleri olması gerekenden çok uzakta duruyor. Fakat adet dönemi sadece kadınları etkileyen bir durum olduğundan hak ettiği önemi göremiyor. Guillebaud şunları söylüyor:
Erkekler meseleyi anlamıyor ve bu konu olması gereken yere, yani odak noktamıza bir türlü gelmiyor. Tıbbın diğer herhangi bir konusu gibi bunun da dikkate alınması gereken bir konu olduğuna inanıyorum. Ayrıca doğum yaptıktan sonra belirtiler hafifleyebilir (yine hiç kimse tam olarak neden böyle olduğunu bilmese de). ‘Tabiat ana’ problemi çözebileceğinden ‘ad yapmak isteyen’ araştırmacılar belki de bu konunun yeterince önemli bir alan olmadığını düşünüyorlardır.
Bu ilgisizlik, adet ağrısı sorunlarını ciddiye almaya zaten gönüllü olmayan klinik doktorlarına da yayılabilir. Guillebaud sözlerine şöyle devam ediyor:
Sanırım bu, her iki cinsiyetten de doktora olabilen bir şey. Erkekler bu ağrıyı çekmedikleri için bazı kadınların yaşadığı veya yaşayabileceği ağrı şiddetini hafife alıyorlar. Fakat sanırım bazı kadın doktorlar da ya kendileri bu ağrıyı yaşamadıklarından veya yaşıyorlarsa da ‘Ben bununla yaşayabiliyorsam, hastam da yaşayabilir!’ diye düşündüklerinden biraz anlayışsız olabiliyorlar.
Belki bu durum hayati bir risk taşımıyor, ama adet ağrıları günlük hayatı kısıtlayıcı ızdıraplı bir durumdur. Hal böyleyken, neden tıp kurumları tarafından bu kadar yaygın bir şekilde ihmal edilmekte?
Bu Konuyu Gündeme Almak Şart!
Lergo, araştırma ihtiyacını destekleyen bir lobi faaliyeti olmadan araştırmacıların bu hastalıklara daha fazla ilgi göstermeyeceklerini söylüyor. Adet ağrısının halka açık ortamlarda tartışılmasının genellikle susturulduğunu belirtiyor. Lergo’nun söylediğine göre, örneğin ABD’deki birçok haber kanalı “vajina” veya “adet kanaması” ifadelerini kullanmaktan kaçınıyor ki bu da ağrılı adet görme hakkında tartışmayı pratik olarak imkânsız hale getiriyor. Legro şöyle söylüyor:
Seks, kürtaj, embriyo ve tüm o ‘kötü’ şeyleri düşünmemize neden olduğu için, bu hastalıklarla karşı karşıya gelmek istemeyen bir ülkede yaşıyoruz.
Dünya genelindeki tedavi seçenekleri ve tıp bilgisine bakarsak diğer ülkelerden de daha akla uygun bir tepki beklenemez. Legro sözlerine şöyle devam ediyor:
Adet ağrıları çeken kadınlar için tek çözüm, tuvaletten dışarı çıkmaktır. Adet ağrıları milyonlarca kadını etkiliyor, artık bu konuda konuşmamız lazım. Bunu ulusal TV kanallarında konuşmalıyız. Bu utanılacak bir şey değildir, yaygın bir hastalıktır ve görmezden gelinmemelidir.
O nedenle, adet döneminiz ağrılı geçiyorsa kıvranarak buna katlanmaya çalışmayın. Doktorunuza, arkadaşlarınıza, meslektaşlarınıza söyleyin. Doktorların en sonunda bu konuda bir şeyler yapmasını sağlamak için adet ağrıları hakkında uzun uzun ve yüksek sesle konuşmamız gerekiyor.
Bunların Hiçbiri Doktorları Dinlememek İçin Bahane Değil!
Kadınların adet sancılarına yönelik deneyimleriyle ilgili konularda çok ciddi eksikler olduğu bir gerçek; buna şüphe yok. Zaten bu konudaki eksikler, hekimler arasında da gizli saklı olan sırlar değil; hekimler bu konunun bir "tabu" olduğunu, çok az araştırıldığını ve eğitimleri sırasınca kendilerine çok az bilgi verildiğini açıkça söylüyorlar. Öyle ki, bu alandaki "en kapsamlı" sayılan çalışmalardan birisi, sadece 5000 Avustralyalı kadın üzerinde, 3 aylık bir periyot boyunca, 2018 yılında yapıldı.
Ancak bu demek değil ki hekimlerin deneyim ve bilgilerini hiçe sayarak, doğru olduğunu sandığımız her bilgi kırıntısını doktorların yönergelerinin önüne geçirmek için kullanmalıyız. Tam tersine, doktorunuzla açık bir iletişim kanalı tutarak, kendi endişe ve fikirlerinizi aktarabilmeli; fakat mutlaka hekiminizin yönlendirmelerine kulak verin, önerdiği test ve tetkikleri görmezden gelmeyin, gereksiz olduklarını düşünmeyin. Herkes elbette hata yapabilir; ancak hekimlerin ek olarak istedikleri tetkikler çoğu zaman diğer potansiyel hastalıkları elemek için yapılmaktadır. Sırf adet sancısından ötürü bir sorun yaşadığınıza inanıyor olmanızdan ötürü, aslen acılarınıza neden olan çok daha büyük bir problemi gözden kaçırmayı istemezsiniz, öyle değil mi?
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 51
- 17
- 10
- 9
- 7
- 6
- 5
- 3
- 1
- 0
- 0
- 0
- Türev İçerik Kaynağı: Quartz | Arşiv Bağlantısı
- TJOD. Dismenore Sancılı Adet Görme. (29 Nisan 2019). Alındığı Tarih: 29 Nisan 2019. Alındığı Yer: TJOD | Arşiv Bağlantısı
- T. C. Sağlık Bakanlığı. Anormal Rahim Kanamaları. (29 Nisan 2019). Alındığı Tarih: 29 Nisan 2019. Alındığı Yer: T. C. Sağlık Bakanlığı | Arşiv Bağlantısı
- T. Seçkin. Do You Suffer From Debilitating Period Pain?. (27 Mart 2018). Alındığı Tarih: 29 Nisan 2019. Alındığı Yer: The Well | Arşiv Bağlantısı
- R. Sanghani. Period Pain Can Feel 'As Bad As A Heart Attack' - So Why Is It Being Ignored?. (6 Eylül 2017). Alındığı Tarih: 29 Nisan 2019. Alındığı Yer: The Telegraph | Arşiv Bağlantısı
- K. Calderwood. World's Largest Study Into Period Pain To Help Women Understand What Is Normal. (23 Şubat 2018). Alındığı Tarih: 29 Nisan 2019. Alındığı Yer: ABC News | Arşiv Bağlantısı
- C. X. Chen, et al. (2018). What Women Say About Their Dysmenorrhea: A Qualitative Thematic Analysis. BMC Womens Health, sf: 47. | Arşiv Bağlantısı
- G. Grandi. (2012). Prevalence Of Menstrual Pain In Young Women: What Is Dysmenorrhea?. Journal of Pain Research, sf: 169-174. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 20:00:24 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/4308
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.