Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat

Adet Ağrılarını, Sebeplerini ve Çözüm Yollarını Araştırmanın Vakti Geldi de Geçiyor!

9 dakika
26,134
Adet Ağrılarını, Sebeplerini ve Çözüm Yollarını Araştırmanın Vakti Geldi de Geçiyor! Smart Parents
Tıbbi İçerik Uyarısı

Bu içerik tıp ve sağlık ile ilişkilidir. Sadece bilgi amaçlı olarak hazırlanmıştır. Bireysel bir tıbbi tavsiye olarak görülmemelidir. Evrim Ağacı'ndaki hiçbir içerik; profesyonel bir hekim tarafından verilen tıbbi tavsiyelerin, konulan bir teşhisin veya önerilen bir tedavinin yerini alacak biçimde kullanılmamalıdır.

Daha Fazla Bilgi Al
Tüm Reklamları Kapat

Size çok basit ve net bir soru soracağız: Adet ağrıları, "kalp krizi geçiren birinin hissettiği acı kadar kötü" olmasına rağmen, bu ağrıyı dindirme yollarını neden araştırmıyoruz? Bize kalırsa, bunun vakti geldi de geçiyor! Gelin bu konuyu açıklığa kavuşturalım:

Ergenlik çağına gelmiş ve menopoza girmemiş her kadın, her ay vajinal kanama yaşar. Adet kanamaları hayatın en temel gerçeklerinden biridir. İnsanlar adet gören tek hayvan türü değildir; ancak adeti bu kadar şiddetli geçen nadir hayvan türlerinden birisidir. Adet dönemindeki çoğu kadın, ızdırap içinde kıvranıp sessizce acı çekerken, bu konudan (sırf içinde kan var diye) tiksinti duymak hem gülünç hem de toplumsal olarak zararlıdır.

Evet, ızdırap! Sızı, rahatsızlık veya huzursuzluk değil; çok şiddetli bir ağrı. Amerikan Aile Hekimleri Akademisi’ne göre dismenore, yani ağrılı adet görme, her beş kadından birinin günlük hayatını kısıtlamaktadır. Fakat yine de, uzmanlar bu konuda çok az araştırma yapıldığını ve çoğu hekimin bu belirtilerle gelen hastalara önemsemez bir tavır sergilediğini söylemektedirler.

Tüm Reklamları Kapat

Northshore Üniversitesi Sağlık Sistemi’ndeki jinekolojik ağrı direktörü Frank Tu’ya göre, çoğu hekime ibuprofenin “bu iş için yeterli olacağı” öğretilmektedir. Ne var ki böylesine şiddetli bir ağrı için bu kadar sıradan bir ağrı kesici yeterli değil.

Adet Ağrıları Ne Kadar Şiddetli?

Londra Üniversitesi Akademisi’ndeki üreme sağlığı profesörü John Guillebaud hastalarının kramp ağrısını neredeyse “kalp krizi geçirmek kadar kötü bir ağrı” olarak tanımladıklarını söylemektedir.

Sadece kalp krizi de değil... Adet sırasında hissedilen kramplar, fıtık hastalığında görülen kadar şiddetli ve acı verici olabilmektedir. Öyle ki, daha önceden fıtık geçirmiş kadınlar, tekrardan buna benzer bir ağrıyla doktora gittiklerinde yeniden fıtık oldukları düşünülerek MRI bile istenebilmektedir! Birçok kadın, her ayın bir haftası boyunca ağrıdan yerlerinden hareket edemeyecek kadar şiddetli acılar ve ızdıraplar çekmektedir. Adet nedeniyle hissedilen bu acılar öylesine şiddetli olabilir ki, alt karın ve sırt kaslarının kasılması sonucu kadınlar ayağa kalktıklarında vücutları S şeklinde kıvrılabilir; hatta uzun vadede bu şekil bozukluğunu düzeltmek için kısa-dönem fizik tedavi bile gerekebilir!

Hekimler, Kadınların Adet Sancısının Şiddetinden Bihaber Olabilir!

İşin kötü tarafı, kadınlar doktora gidip de ağrılarının adet döngüleriyle örtüştüğünü söylemelerine rağmen, doktorlar buna aldırmayıp MRI taramaları ile fıtık aramaya devam etmektedirler. MRI sonuçları temiz geldiğinde, doktorlar halen adet ağrısının şiddetinin bu kadar ızdıraba neden olabileceğine inanmadığı için, adet üzerinde durmak yerine sinir iltihaplanması gibi çok daha nadir problemlere odaklanmaktadır. Yani birçok hekim, kadınların adet ağrısının şiddet düzeyinden bihaberdir; çünkü tıp fakültelerinde bunun üzerine özel bir eğitim bulunmaz. Bu da normaldir; çünkü adet sancılarına yönelik araştırma sayısı çok azdır. Araştırma yoksa, eğitim de olamaz.

Tüm Reklamları Kapat

Adet sancısı çeken kadınların jinekologla görüşmesi sonucunda aldıkları tavsiye de neredeyse evrensel olarak aynıdır: Doğum kontrol hapları. Bu haplar, kadınların adet döngülerini durdurarak, ağrı hissetmemelerine neden olur. Tabii yan etkileri arasında özellikle 40 yaş üstü kadınlarda, sigara içenlerde, komorbid hastalık gibi risk faktörü bulunanlarda kan pıhtılaşmasını arttırma ve her sekiz kadından birinde görülen meme kanseri riskini arttırma gibi şeyler bulunmaktadır.

Daha da fenası, doğum kontrol haplarını sürekli alacak olursanız, bir noktadan sonra sancılar üzerindeki etkisi oldukça azalmaktadır. Bazı hekimler, kadınların bu konuda uzun dönem sorun çekmesi halinde onlara reçeteli bir antidepresan olan Prozac vermektedir!

Prozac, aslen adet-öncesi (premenstrüal) sendromun psikolojik etkilerini dengelemek için reçete edilmektedir. Ancak bu ilaç, aynı zamanda bir çeşit steroid hormonu olan progesteron hormonunun metabolizmasıyla ilişkili bir enzimi baskılamaktadır. Adet öncesinde progesteron 10 kat kadar yükselip, sonradan birden çakılır. Bu sırada, allopregnanolon adı verilen güçlü bir acı baskılayıcının üretimi de durdurulmuş olur. Bu sedatif kimyasalın üretilmemesi, acının daha şiddetli hissedilmesine neden olur. Prozac, bu süreci olumlu yönde etkilemektedir; ancak acıların kalıcı ve etkili bir tedavisi değildir. Bu konuda daha fazla bilgiyi buradan alabilirsiniz.

Adet Sancılarının Ardındaki Tıp

Adet ağrılarının iki ana nedeni vardır: Primer dismenore ve Endometriozis.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

İlki belli bir tıbbi açıklaması olmayan ama adet kanaması başladığında hemen kendini gösteren ağrılı adet görmedir. Dismenoreli kadınların birçoğunda henüz tanı konulmamış endometriozis de olabileceğinden iki durum arasındaki ayrım çok belirgin değildir. ABD’deki üreme çağında bulunan kadınların %20’sinde dismenore, %10 kadarında da endometriozis olduğu ve doğru bir tanı konulmasının ortalama 10 yıl aldığı tahmin edilmektedir.

Endometriozis, rahmin içini döşeyen dokuya benzer bir dokunun, çoğunlukla karın boşluğu içerisinde, dölyatağı borusu ve yumurtalıklar gibi diğer bölgelerde de oluşmasıdır. Bu doku mesane ve bağırsaklarda, nadir durumlarda da akciğer ve beyinde bile görülmüştür. Vücut bu doku fazlalığına iltihapla cevap verir ve bölgeyi yara dokusuyla kaplamaya çalışır; en yaygın belirtilerinden biri de şiddetli adet kramplarıdır. Tedavi edilmezse kısırlığa neden olabilir. Fakat yine de, endometriozisin nedenleri, neden bazı kadınların bu duruma maruz kaldıkları ve bir genetik bileşen söz konusu olup olmadığı gibi konularda tam olarak bir anlaşma sağlanamamıştır.

Bu arada, primer dismenorenin tıbbi nedenleri de büyük ölçüde bilinmezliğini korumaktadır. Guillebaud, ağrıya kısmen rahim kramplarının neden olduğunu söylerken, Tu’ya göre duyusal işlem, lokal rahim iltihaplanmaları ve rahimden kan akışı gibi sorunlar işin içine girmektedir. Neden bazı insanların diğerlerinden daha fazla sorun yaşadığının ayrıntıları tam olarak anlaşılamamıştır. Penn Eyalet Koleji Tıp Bölümü doktorlarından Richard Legro’ya göre bu, “henüz tam olarak cevaplayamadığımız on puanlık bir uzman sorusudur.”

Mevcut Tedaviler ve Araştırma Eksikliği

Şiddetli kramplar yaşayan çok sayıda kadın olmasına karşın mevcut tedaviler oldukça sınırlı. Hastalar, endometriozis ve dismenorenin her ikisi için de ibuprofen gibi ağrı kesiciler alarak, adet kanamalarını azaltmaya yarayan gebelik önleyici haplar veya Mirena gibi rahim içi sistemler kullanarak belirtileri hafifletebilirler.

Eğer endometriozis kısırlık problemlerine neden oluyorsa, tekrarlama olasılığı olsa da, hastalar fazla dokunun alınması için ameliyat olabilirler. Belirtiler hastadan hastaya çok değişir; eğer girişimsel olmayan tedaviler sonuç sağlamazsa, histerektomi (rahmin alınması) diğer bir seçenek olarak düşünülebilir. Guillebaud, bu seçeneğin çoğu kadın tarafından fazla abartılı bulunduğunu, fakat son çare olarak düşünülebileceğini; bazı kişilerin ise yaptırmak zorunda kaldığını söylüyor. Ancak bazen histerektomi bile tam bir iyileşme sağlayamamakta ve ağrı hâlâ devam edebilmektedir.

Endometriozis doğurganlığı olumsuz yönde etkileyebileceğinden, bu hastalık hakkında primer dismenoreden daha çok araştırma yapılmıştır; yine de her ikisiyle ilgili de araştırma bolluğu olduğu söylenemez. Her iki durum için de hastalığı neyin tetiklediği, en doğru tedavi olasılıkları ve neden bazı kadınların bu hastalığa yakalanıp diğerlerinin yakalanmadıkları hakkında doktorlar net bir şey söyleyememektedirler.

Tüm Reklamları Kapat

Legro’nun bu konudaki deneyi yol gösterici olmuştur. Daha önce aldıkları bir araştırma bursu sayesinde o ve araştırmacı meslektaşları, Viagra olarak da bilinen ‘sildenafil’in dismenore tedavisinde kullanılabileceğini buldular. Legro’nun sözleri şöyle:

Sonuçlarımızı önemli bir doğum/jinekoloji dergisinde yayınladık ve klinik doktorlarının her zaman kullanabilecekleri tedavi yöntemine büyük bir katkıda bulunduğumuzu hissediyoruz.

Bununla birlikte, bu yöntem bir tedavi olarak onaylanana kadar daha fazla araştırılmalıdır. Örneğin Legro uygun doz, vajinal veya ağızdan alınması, birden çok adet döngüsü süresince alınmasının sonuçları gibi sildenafilin tedavi olarak kullanım ayrıntılarını incelemek istiyor. Ancak hiç kimse araştırma için para kaynağı sağlamıyor. Legro, bu konuda şunları söylüyor:

Üç veya dört kere başvurdum ama her seferinde de reddedildi. Sanırım gerçek şu ki, hiç kimse adet kramplarının önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu düşünmüyor.

Sessizlik, Kabullenmektir!

Açıkça belli ki, tedavi seçenekleri olması gerekenden çok uzakta duruyor. Fakat adet dönemi sadece kadınları etkileyen bir durum olduğundan hak ettiği önemi göremiyor. Guillebaud şunları söylüyor:

Tüm Reklamları Kapat

Erkekler meseleyi anlamıyor ve bu konu olması gereken yere, yani odak noktamıza bir türlü gelmiyor. Tıbbın diğer herhangi bir konusu gibi bunun da dikkate alınması gereken bir konu olduğuna inanıyorum. Ayrıca doğum yaptıktan sonra belirtiler hafifleyebilir (yine hiç kimse tam olarak neden böyle olduğunu bilmese de). ‘Tabiat ana’ problemi çözebileceğinden ‘ad yapmak isteyen’ araştırmacılar belki de bu konunun yeterince önemli bir alan olmadığını düşünüyorlardır.

Bu ilgisizlik, adet ağrısı sorunlarını ciddiye almaya zaten gönüllü olmayan klinik doktorlarına da yayılabilir. Guillebaud sözlerine şöyle devam ediyor:

Sanırım bu, her iki cinsiyetten de doktora olabilen bir şey. Erkekler bu ağrıyı çekmedikleri için bazı kadınların yaşadığı veya yaşayabileceği ağrı şiddetini hafife alıyorlar. Fakat sanırım bazı kadın doktorlar da ya kendileri bu ağrıyı yaşamadıklarından veya yaşıyorlarsa da ‘Ben bununla yaşayabiliyorsam, hastam da yaşayabilir!’ diye düşündüklerinden biraz anlayışsız olabiliyorlar.

Belki bu durum hayati bir risk taşımıyor, ama adet ağrıları günlük hayatı kısıtlayıcı ızdıraplı bir durumdur. Hal böyleyken, neden tıp kurumları tarafından bu kadar yaygın bir şekilde ihmal edilmekte?

Bu Konuyu Gündeme Almak Şart!

Lergo, araştırma ihtiyacını destekleyen bir lobi faaliyeti olmadan araştırmacıların bu hastalıklara daha fazla ilgi göstermeyeceklerini söylüyor. Adet ağrısının halka açık ortamlarda tartışılmasının genellikle susturulduğunu belirtiyor. Lergo’nun söylediğine göre, örneğin ABD’deki birçok haber kanalı “vajina” veya “adet kanaması” ifadelerini kullanmaktan kaçınıyor ki bu da ağrılı adet görme hakkında tartışmayı pratik olarak imkânsız hale getiriyor. Legro şöyle söylüyor:

Seks, kürtaj, embriyo ve tüm o ‘kötü’ şeyleri düşünmemize neden olduğu için, bu hastalıklarla karşı karşıya gelmek istemeyen bir ülkede yaşıyoruz.

Dünya genelindeki tedavi seçenekleri ve tıp bilgisine bakarsak diğer ülkelerden de daha akla uygun bir tepki beklenemez. Legro sözlerine şöyle devam ediyor:

Tüm Reklamları Kapat

Agora Bilim Pazarı
The Battle of Life (Charles Dickens)

The Battle of Life is an 1846 novel by Charles Dickens. It is the fourth of his five “Christmas Books”, coming after The Cricket on the Hearth and followed by The Haunted Man and the Ghost’s Bargain.

The setting is an English village that stands on the site of an historic battle. Some characters refer to the battle as a metaphor for the struggles of life, hence the title.

Battle is the only one of the five Christmas Books that has no supernatural or explicitly religious elements. (One scene takes place at Christmas time, but it is not the final scene.) The story bears some resemblance to The Cricket on the Hearth in two respects: it has a non-urban setting, and it is resolved with a romantic twist. It is even less of a social novel than is Cricket. As is typical with Dickens, the ending is a happy one.

It is one of Dickens’s lesser-known works and has never attained any high level of popularity – a trait it shares with The Haunted Man, in contrast to the other of his Christmas Books.

Warning: Unlike most of the books in our store, this book is in English.
Uyarı: Agora Bilim Pazarı’ndaki diğer birçok kitabın aksine, bu kitap İngilizcedir.

Devamını Göster
₺120.00
The Battle of Life (Charles Dickens)
  • Dış Sitelerde Paylaş

Adet ağrıları çeken kadınlar için tek çözüm, tuvaletten dışarı çıkmaktır. Adet ağrıları milyonlarca kadını etkiliyor, artık bu konuda konuşmamız lazım. Bunu ulusal TV kanallarında konuşmalıyız. Bu utanılacak bir şey değildir, yaygın bir hastalıktır ve görmezden gelinmemelidir.

O nedenle, adet döneminiz ağrılı geçiyorsa kıvranarak buna katlanmaya çalışmayın. Doktorunuza, arkadaşlarınıza, meslektaşlarınıza söyleyin. Doktorların en sonunda bu konuda bir şeyler yapmasını sağlamak için adet ağrıları hakkında uzun uzun ve yüksek sesle konuşmamız gerekiyor.

Bunların Hiçbiri Doktorları Dinlememek İçin Bahane Değil!

Kadınların adet sancılarına yönelik deneyimleriyle ilgili konularda çok ciddi eksikler olduğu bir gerçek; buna şüphe yok. Zaten bu konudaki eksikler, hekimler arasında da gizli saklı olan sırlar değil; hekimler bu konunun bir "tabu" olduğunu, çok az araştırıldığını ve eğitimleri sırasınca kendilerine çok az bilgi verildiğini açıkça söylüyorlar. Öyle ki, bu alandaki "en kapsamlı" sayılan çalışmalardan birisi, sadece 5000 Avustralyalı kadın üzerinde, 3 aylık bir periyot boyunca, 2018 yılında yapıldı.

Ancak bu demek değil ki hekimlerin deneyim ve bilgilerini hiçe sayarak, doğru olduğunu sandığımız her bilgi kırıntısını doktorların yönergelerinin önüne geçirmek için kullanmalıyız. Tam tersine, doktorunuzla açık bir iletişim kanalı tutarak, kendi endişe ve fikirlerinizi aktarabilmeli; fakat mutlaka hekiminizin yönlendirmelerine kulak verin, önerdiği test ve tetkikleri görmezden gelmeyin, gereksiz olduklarını düşünmeyin. Herkes elbette hata yapabilir; ancak hekimlerin ek olarak istedikleri tetkikler çoğu zaman diğer potansiyel hastalıkları elemek için yapılmaktadır. Sırf adet sancısından ötürü bir sorun yaşadığınıza inanıyor olmanızdan ötürü, aslen acılarınıza neden olan çok daha büyük bir problemi gözden kaçırmayı istemezsiniz, öyle değil mi?

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
43
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Tebrikler! 51
  • Üzücü! 17
  • Muhteşem! 10
  • Umut Verici! 9
  • Merak Uyandırıcı! 7
  • Bilim Budur! 6
  • İnanılmaz 5
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 3
  • Güldürdü 1
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
  1. Türev İçerik Kaynağı: Quartz | Arşiv Bağlantısı
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 20:00:24 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/4308

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Araştırmacılar
İspat Yükü
Irk
Diş Hastalıkları
Kedigiller
Neandertal
Uzun
Doktor
Göğüs Hastalığı
Yayılım
Google
Beslenme
Tehlike
Risk
Aslan
Obezite
Radyasyon
Büyük Patlama
Işık Hızı
Genel Halk
Kuantum Fiziği
Bilimkurgu
Evren
Fosil
İklim
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
O. Goldhill, et al. Adet Ağrılarını, Sebeplerini ve Çözüm Yollarını Araştırmanın Vakti Geldi de Geçiyor!. (10 Nisan 2016). Alındığı Tarih: 21 Aralık 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/4308
Goldhill, O., Ölez, Ş., Öztürk, O. (2016, April 10). Adet Ağrılarını, Sebeplerini ve Çözüm Yollarını Araştırmanın Vakti Geldi de Geçiyor!. Evrim Ağacı. Retrieved December 21, 2024. from https://evrimagaci.org/s/4308
O. Goldhill, et al. “Adet Ağrılarını, Sebeplerini ve Çözüm Yollarını Araştırmanın Vakti Geldi de Geçiyor!.” Edited by Osman Öztürk. Evrim Ağacı, 10 Apr. 2016, https://evrimagaci.org/s/4308.
Goldhill, Olivia. Ölez, Şule. Öztürk, Osman. “Adet Ağrılarını, Sebeplerini ve Çözüm Yollarını Araştırmanın Vakti Geldi de Geçiyor!.” Edited by Osman Öztürk. Evrim Ağacı, April 10, 2016. https://evrimagaci.org/s/4308.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close