Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
İnceleme
Blog ~ Mek
Blog ~ Mek
50.8K UP
İnceleyen9 5 gün önce
Kürk Mantolu Madonna’da Neyi Severiz?

Kürk Mantolu Madonna Sabahattin Ali’nin en çok sevilen romanıdır desek herhalde yanlış olmaz. Günümüzde hâlâ kitap en çok satanlar listesinde yerini almaktadır. Bu kitabı bu kadar çok sevdiren ne, diye sorduğumuzda yazarın karakterlerin iç dünyasını şiirsel bir üslupla, başarılı bir şekilde yansıtması diyebiliriz. Öyle ki kitapta geçmişe yapılan geri dönüşle gençlik yılları anlatılan Raif’in içine düştüğü bunalımlar, yaşamı sorgulamaları, aşık olunca hissettiklerinde herkes kendinden bir parça bulabilir. Anlatılanlar oldukça gerçekçi ve samimidir.

Sabahattin Ali Kurtuluş Savaşı yıllarında yaşamış; buna rağmen yazdığı romanlarında o dönemi anlatmak yerine bireyin iç dünyasını anlatmayı tercih etmiştir. Kitaplarındaki karakterlerinde derin psikolojik tahlillere yer vermiştir. Küçük yaşta babasından aldığı uyarı onu gördükleri ve hissettiklerini yazma konusunda cesaretlendirmiştir. Bir yıl kadar Berlin’de yaşamış oradaki gözlemlerinin etkisiyle Kürk Mantolu Madonna’yı yazmıştır. Romanda tüm hisleriyle çırılçıplak karşımızda duran Raif Bey dışardan bakıldığında kimseyle pek münasebet kuramayan, içe dönük, etliye sütlüye karışmayan biridir. İçini döktüğü defteri olmasa, o ve hayatı hakkında kimsenin bir şey bileceği yoktur. Hâlbuki herkes gibi kafasının içinde dönüp duran türlü düşünceleriyle kendine has bir dünyası vardır. “Dünyanın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir!.. Niçin bunu anlamakta bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz?” Bu dünya aslına bakarsak çok da iç açıcı değildir. Raif her daim kendisini toplumdan soyutlanmış, yalnız hissetmekte, insanlarla yakınlık kurmaktan çekinmektedir. Kitabın sonlarına doğru yazar Raif’in aile yapısından söz ederek insan psikolojisinde içinde büyüdüğü aile ve çocukluk yaşantılarının ne kadar önemli olduğuna işaret etmiştir. Raif’in babası ailesiyle gerçek bir ilişki kuramayan, bir gölge gibi onların yanında duran –ne var ki Raif de ileride evlenip böyle bir baba olacaktır- oğlunda hiçbir güzel hatıra bırakamamış bir babadır. Raif onun öldüğünü duyduğunda bile pek bir şey hissedemez. Annesi ise pasif ve zavallı bir kadın olarak karşımızdadır. Ailesinde aradığını bulamayan bu genç bir türlü içindeki değersizlik hissinden kurtulamaz. O resminden hayran kaldığı, sonra tanışıp aşık olduğu Kürk Mantolu Madonna’ya (Maria) en yakın olduğu anda bile içindeki huzursuzluk devam eder. Terk edilmekten korkar. “Yalnız onun yanındayken içimi müthiş bir korku, onu kaybetmek korkusu sarardı.” Her an içinde bunun tedirginliği vardır. Nitekim bu tedirginliği kendini gerçekleştiren kehanet misali yaşadıkları güzel anlara rağmen çok sevdiği kadının ondan uzak durmayı istemesiyle neticelenecektir.

Maria ile beraberken hissettiği korkuyla karışık mutluluk yine de ona başka bir hayatın mümkün olduğunu sezdirir, bir ruhu olduğunu hatırlatır. Türkiye’ye döndüğünde yıllarca onunla yaşamak için hayal kurar, tüm acılarının onunla yaşarsa son bulacağına inanır. Ona kavuşamamanın verdiği ızdırapla yaşamına hep bir mutsuzluk ve hayal kırıklığı eşlik eder. Acaba hayal ettiği gibi Maria ile beraber yaşasa içindeki yalnızlık son bulacak ve aradığı huzuru bulabilecek midir? Bu sorunun cevabı bu romanda olmasa da ” İçimizdeki Şeytan” romanında verilmeye çalışılmıştır. Oradaki başkişi Ömer yine iç dünyası karanlık tereddütler içerisinde bir karakter olarak karşımıza çıkar. Bir tesadüf sonucu vapurda karşılaştığı Macide’ye aşık olan Ömer, uzun ve etkileyici konuşmalarıyla onun gönlünü alır ve kısa zamanda evlenirler. Ancak bu aşık genç maddi yükümlülüklerin de altında ezilerek zamanla değişmeye başlar. O beklediği huzura bir türlü kavuşamaz. İki gönül bir olunca samanlık seyran olmaz ve bu evlilik son bulur. Kürk Mantolu Madonna’da ise yazar her ne kadar Raif’in yaşadığı mutsuzluğun aşık olduğu kadına kavuşamadığı için olduğunu vurgulasa da gerçekleri bilir ve İçimizdeki Şeytan’da zaten bunu işlemiştir. İnsanın içindeki boşluğun kapanması bir başkasıyla hayatını birleştirerek olacak bir şey değildir. Daha derin, daha ulvi bir boşluktur. Yazar bunu İçimizdeki Şeytan’da şöyle ifade eder: “İnsan bu dünyaya yemek, içmek, koynuna birini alıp yatmak için gelmiş olamazdı. Daha büyük ve insanca bir sebep lazımdı.”

Romanlarında kişilerinin iç dünyasını yansıtmakta ve derin psikolojik gözlemlerle onların kafasındaki düşüncelere ışık tutmakta başarılı olan Sabahattin Ali, karakterlerini sadece iyi ya da kötü olarak değil her yönüyle romanlarında işlemiştir. İnsan bir yandan acizliği ve içine düştüğü bunalımlarla kendine kötülük ederken; diğer yandan sevince sevdiğinden hiçbir yardımı esirgemeyecek kadar merhametli de olabilmektedir. Ki Maria hastalanınca tutarsız davranışlarına rağmen Raif ona günlerce bakmıştır. Romanın sonunda Maria’nın bu tutarsız davranışlarının aslında bir sebebe bağlanması yine bu karaktere karşı içimizde bir merhamet duygusu uyandırır.

İnsan kendini tanıma arzusunda olan, başkalarının iç dünyasını da merak eden bir varlıktır. Aslında bu merak da yine kendini anlamaya yöneliktir. Öyle ki kitaplarda kendimizden bir şeyler buldukça ve hatırladıkça içimizi anlaşılmış olmanın huzuru kaplar. Ortaklıklar bulduğumuz karakterler bize yalnız olmadığımızı fısıldar. Sabahattin Ali Kürk Mantolu Madonna’da tam olarak bunu yapar. İçimizi okuyan bir dost gibi bize insanlık hallerimizi anlatır. Tüm eksikliklerimiz, acılarımız ve iyi ve kötü yanlarımızla insan…
9.7/10
(170 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
📢 Tokyo Tarım Üniversitesi ve PLOS ONE dergisinde yayınlanan araştırmaya göre, kediler sahiplerinin kokularını yabancılardan ayırt edebiliyor ve yabancı kokuları çok daha uzun süre kokluyor.

🧪 Deneyde 30 kedi, koltuk altı, kulak arkası ve ayak parmaklarından alınan koku örneklerini inceledi. Kediler, bu tüplere yüzlerini sürterek ciddi bir koku seçiciliği gösterdi.

🐱 Uzmanlar bu davranışı, kedilerin “tanıdık-yabancı” ayrımı yapabildiğine dair net bir kanıt olarak değerlendiriyor. Ancak, bireysel insanları tanıyıp tanımadıkları konusunda daha fazla araştırma gerektiğine dikkat çekiliyor

Aktaran: Utku Derin
Editör: Ufuk Derin

ℹ️ Bu içerik, Evrim Ağacı internet sitesinden derlenerek hazırlanmıştır. Derleme sırasında bazı önemli detaylar kaybolmuş olabilir. Konu hakkında eksiksiz bilgi almak ve kaynaklarımızı görmek için içeriği lütfen evrimagaci.org üzerinden okuyunuz.
Ege Can Karanfil
Ege Can Karanfil
133.8K UP
Çeviren 2 Temmuz 2020
Yaşlı Astronom’un Samanyolu, huzur verici gökyüzünde bir yay çiziyor. Soluk, dağınık yıldız parıltısına karşı, galaksinin çekirdeğinden uzanan kozmik toz bulutlarının karanlık açıklıklarını takip edebilirsiniz. Bunlar, ufkun üzerinde neredeyse güneydeki, görselde sağda bulunan parlak yıldız Antares’e doğru ilerliyorlar.  Alaca karanlıktaki en parlak ışık kaynağı ise Jüpiter. Kameranın bakış açısından, ön plandaki bir ağacın (bir elma ağacının) dalından sarkıyor gibi görünüyor. Bu sakin deniz manzarası, 16 Haziran’da Dover, Nova Scotia’da, takipli ve takipsiz pozlarla çekildi.
7
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
S. Buğra Baltacı
Yazar 8 Eylül 2020 11 dk.

Olayları, yerleri ve kişileri tüm detayları ile hatırlayamamak yaygın bir insan tecrübesidir. Yakın zamanda katıldığımız bir dersin genel içeriğini hatırlayabiliriz ancak konunun detaylarını dereceli olarak zamanla unuturuz. İlk bakışta bu olayın bellek kapasitemizin sınırlı olmasından kaynaklanabileceğini ve duyusal girdileri büyük bir kesinlik ve bütünlük ile kodlayabilen bir sinir sisteminin çok daha avantajlı olacağını düşünebiliriz. Açıkça, belleğimizin kapasitesi, depoladıklarımızdan çok daha yüksektir. Detayları hatırlayamamak bir yetersizlikten öte, adaptif bir özelliktir; yani unutmak, evrimsel süreçte avantajlı olduğu için özellikle seçilmiştir ve bu durum, güçlü bilimsel kanıtlar ile desteklenmiştir.

Pek çok koşul altında olayların detayları yerine, genelini hatırlamak daha faydalı olabilir. Kırsal bir arazide bir kayanın altında saklanan bir yılanın saldırısına maruz kaldığınızı hayal edin. Sinir sistemi bu olayda korku belleğini oluştururken sadece gerekli kısımları kodlamalıdır: Size hangi yılanın saldırdığı veya yılanın hangi kayanın altında saklandığı önemli değildir. Sinir sisteminin gelecek adına doğru davranışsal adaptasyonları sağlayabilmesi için, detayları ortadan kaldırarak daha sonraki olaylar için genel bir şema çıkarması gereklidir. "Genelleştirme" adı verilen bu fonksiyon bellek sistemlerinin önemli özelliklerindendir ancak kontrol atında tutulmadığı takdirde belirsiz anıların oluşturulmasına yol açar ve artık faydalı bir fonksiyon olmaktan çıkar. Bu nedenle beyin, genellik ve spesifiklik arasında bir denge kurmalıdır.

142
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ayşe Yılmaz
Ayşe Yılmaz
83.3K UP
Gözlemi Yapan 6 gün önce Türkiye, Çankırı
Çankırı merkezde, Sultan Süleyman Camii bahçesindeki birkaç asırlık çınar..
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Utku Derin
Utku Derin
396.6K UP
Aktaran 14 saat önce 3 dk.

Yapay zeka modelleri, dünyanın en önde gelen matematik yarışmalarından biri olan Uluslararası Matematik Olimpiyatları'nda (İng: "International Mathematical Olympiad", IMO) tarihte ilk kez altın madalya seviyesinde prestijli bir başarıya imza attı. Bu başarı, yapay zeka teknolojisinin en büyük destekçileri için inkar edilemez bir övünç hakkı olsa da şu anda, Google ve OpenAI'nin en gelişmiş yapay zeka programları bile hala son derece zeki bir genci geçebilmiş değil.

Her ne kadar kulağa tuhaf gelse de karmaşık matematik, yapay zekanın hâlâ en büyük engellerinden biri. Bunun neden böyle bir sorun olmaya devam ettiğine dair pek çok analiz mevcut, fakat genel olarak bu durum, yapay zeka teknolojinin çalışma prensiplerinden kaynaklanıyor. ChatGPT ve Google Gemini gibi yapay zekalar, bir komut aldığında kelimeleri ve harfleri "token" denilen küçük parçalara ayırıyor, sonra bunları analiz edip uygun bir cevap tahmin ediyor. Yapay zeka için bir cevap, sadece en olası token dizisi demek. Ancak biz insanlar; kelimeleri, cümleleri ve düşünceleri bir bütün olarak algılıyoruz.

5
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 6 Ekim 2015 31 dk.

Marslı; Andy Weir tarafından 2011'de roman olarak yayınlaşmış, Ridley Scott tarafından sinemaya uyarlanmış ve başrollerinde Matt Damon, Jessica Chastain, Kristen Wiig gibi isimlerin olduğu, 2 Ekim 2015'te Türkiye'de sinemalara girmiş olan, Hollywood'un köşe taşı kabul edilebilecek "bilim-gerçek" filmlerinden birisi. "Bilim-gerçek", son zamanlarda giderek yükselişte olan bir sinema çeşidi diyebiliriz. Bilimkurgu sözcüğüne ithafen geliştirilen bu sözcük, filmde "kurgu" elementlerinin olabildiğince azaltılıp, bilimsel gerçeklere en fazla miktarda dikkat ve önem vermeyi içeriyor. Dolayısıyla uzay patlamalarının uzay içerisinde duyulabilmesi veya farklı boyutlardaki gezegenlerdeki kütleçekimi gibi basit ve temel konulardan tutun da, karadeliklerin kütleçekim kilidi, uzak gezegenler arası iletişim gecikmeleri ve gezegenler etrafında yapılabilecek sapan manevrası gibi daha karmaşık konulara kadar geniş bir yelpazedeki konuları işlerken hayalgücüne dayalı kurgu unsurlarından olabildiğince arınmış, bilimsel gerçekleri birebir takip eden (ama elbette bunları dramatize ederek sanatsal içeriği koruyan) filmlerden söz ediyoruz... Buna yönelik girişimleri çok eski zamanlara kadar takip etmek mümkün; fakat yakın geçmişte bu film türü furyasını çok başarılı olmasa da başlatan Yerçekimi (Gravity) oldu, sonrasındaysa Yıldızlararası (Interstellar) filmi bu tür filmlerin bilimkurgunun gidişatına yön vereceğini net bir şekilde Dünya'ya ilan etti. Şimdiyse Marslı (Martian), bu filmlere bilimsel açıdan son derece başarılı ve tutarlı; ancak elbette incelenmeye değer bilimkurgu elementlerini de içeren harika bir eklenti yaptı. 

Gelin "Amerika Matt Damon'ı kurtarmaya ne çok para harcıyor! Önce Er Ryan'ı Kurtarmak, sonra Interstellar, şimdi de Marslı!" gibi geyiklere fazla girmeden, Interstellar'dan beri çekilmiş, bilimsel açıdan en değerli sinema filmlerinden birini delik deşik edelim ve bilimsel analizini yapalım. Hatırlayacak olursanız, aynısını Interstellar filmi için burada ve burada tüm detaylarıyla yapmıştık. Gravity filmini de, çok daha yüzeysel olsa da (tıpkı filmin kendisi gibi), buradaki yazımızda incelemiştik.

109
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 10 Eylül 2011 2 dk.

Huntington Hastalığı (Huntington's Disease: HD), nöro-dejeneratif, yani nöronların yapısını bozan ve bu sebeple kas koordinasyonunun yitirilmesine, algısal becerilerin kaybına ve zihinsel erken yaşlanmaya sebep olan, ölümcül bir genetik hastalıktır. Hastalığın eski adı "Huntington Koresi"dir. "Huntington", hastalığı 1872 yılında ilk kez tanımlayan Dr. George Huntington'ın soyadından gelir. "Kore" sözcüğü ise, Yunancada "dans etmek" anlamına gelir. Hastalar, istemsiz olarak kol ve bacaklarını aşırı miktarda hareket ettirdikleri için, çok eskiden bu şekilde tanımlanmıştır. Fakat sözcüğün küçük düşürücü olduğu düşünülerek artık bu şekilde anılmamakta, "Huntington Hastalığı" olarak bilinmektedir.

Hastalığın etkileri genellikle 35-44 yaş arasında gözükmeye başlar. Otozomal baskındır; yani 4. otozomal kromozomunuz üzerindeki ilgili genlerinizdeki iki setten sadece birinde bile Huntingtin isimli gen bulunursa hasta olursunuz ve yavrunuza da %50 ihtimalle bu geni aktarırsınız. Huntingtin geninden üretilen Huntingtin proteini, vücudun yabancı olduğu anormal bir proteindir ve henüz tam olarak anlaşılamayan bir sebeple beynin belirli bölgelerini yavaş yavaş öldürür.

23
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 4 Eylül 2018 7 dk.

Günümüzde tıp doktorluğunun en saygın dallarından birisi kuşkusuz cerrahlıktır. Öte yandan klasik halk zanaatinin en önemli parçalarından birisi berberliktir. Peki bundan birkaç asır önce, bu ikisinin aynı meslek olduğunu biliyor muydunuz?

Berber-cerrahlık, kökenleri 13. yüzyıla kadar takip edilebilen bir meslektir. Bu dönemde şehirler henüz oldukça küçüktü ve birçok "popülasyon merkezi"nin kendisine ait bir hekimi ve hamamı ("banyo evi") bulunuyordu. İşte berber-cerrahlar, bu mini-şehirlerde görevlerini icra eden, hem saç ve sakal kesip, peruk takımı gibi kozmetik prosedürleri uygulayan, hem de kırık-çıkık düzeltme, ot-temelli tedaviler uygulama, kanama durdurma, diş çekimi, katarakt temizleme, kangrenli uzuvlara ampütasyon gibi çeşitli cerrahi operasyonları gerçekleştiren uzmanlardı. Ayrıca kupalama ve sülük tedavisi gibi sahtebilim uygulamaları da bu dönemde berber-cerrahlar tarafından uygulanıyordu. Bu kişilere "uzman" diyoruz; çünkü berber-cerrah olmak için bir kişinin 7 yılı bulabilen süreler boyunca çıraklık yapması gerekiyordu. Bu, birçok diğer meslekten daha uzun bir eğitim dönemi demektir.

125
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Söz
Meryema Şermet
Meryema Şermet
105.2K UP
Alıntıyı Ekleyen 6 gün önce
Bunun nedeni insanlığımızın ötesindeki şeyleri algılayamamamız, dünyadaki diğer sıkıntıların yalnızca bizim standartlarımıza göre ölçüldüğünde somutlaşabildiğine inanmamız ya da kısaca ifade etmek istersek, dünyada sadece insanların yaşadığına inanmamız olabilir
Kaynak: Mağara
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

YouTube, Evrim Ağacı tarafından hazırlanan içerikleri video yoluyla öğrenmenin en iyi yolu! Ayrıca kanalımızda birçok bilim insanıyla röportajlarımızı, çeşitli deney gösterilerini ve diğer bilim içeriklerimizi bulabilirsiniz.

Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 30 Mart 2015 4 dk.

Işık hızıyla ilgili tartışmalarda birisi "Evren'de hiçbir şey ışıktan hızlı gidemez." dediğinde karşı tarafın (eğer birazcık bilgili ve heyecanlıysa) hızla savunmaya geçmesi halinde duyacağınız şey, "Takyonlar var, onlar gidebiliyorlar." olacaktır. Ne yazık ki çoğu zaman bu savunma/argüman, kuantum fiziğiyle ilgili bilgilerden temel almaz. Daha ziyade, Evren'deki hızın bir şeylerle sınırlı olması bazı insanlara rahatsız edici ve doğru değilmiş gibi gelir. Yani takyonlar gibi bir şeyin ışıktan hızlı gitmesi, "olamaz" denen başka şeylerin de mümkün olduğu telkininde bulunmuş olur. Bir nevi insanlar hayal güçlerini sınırlandırmaktan korktukları veya çekindikleri için takyonları kuantum fiziğinin temel ilkelerine karşı bir sığınak olarak görürler. Gelin şu takyonlar meselesini bir netleştirelim.

İlk olarak, en temel "darbe" ile başlayalım: takyonlar, var olduğu bilinen şeyler değildirler. Pratik olarak var değildirler; teorik olarak da sadece birkaç teorisyen tarafından kabul edilen, hipotetik (varsayımsal) olan ve varlıkları bugüne kadar hiçbir zaman ispatlanmamış atom altı parçacıklardır. Elbette var olabilirler ve fizik bilgilerimizi değiştirebilirler; ancak şu anda böyle bir parçacığın varlığına dair hiçbir ispat bulunmadığı gibi, uluslararası fizik camiasında takyonlarla ilgili genel geçer kabul görmüş hiçbir teori de bulunmamaktadır. Aksine, günümüz fizikçilerinin büyük bir kısmı takyonların var olmasını sadece "ışık hızını geçtiği iddiasından" ötürü değil, teorik bir perspektifte bildiğimiz ve gözlediğimiz birçok şeyle çelişen bir iddia olduğu için takyon fikrine karşı çıkmaktadır.

50
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Silinmiş Üye
Silinmiş Üye İnceleyen10 31 Ekim 2023
Mükemmel bir film. Kesinlikle izleyince ufkunuzu genişleteceğini düşünüyorum.
9.9/10
(788 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
20
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Bilim haberlerimizi ve diğer yazılarımızı Google Haberler'de görmek için bizi takip etmeyi unutmayın.

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

İnceleme
Samet Sayılır
Samet Sayılır
29.9K UP
İnceleyen10 15 Ocak 2022
Bilgi, tarih ve politika konularını içerisinde bulunduran bu kitap, Karl Popper’in düşünme mekanizmasını yansıtmaktadır.
10.0/10
(6 Kişi)
Puan Ver
Bilgi, Tarih ve Politika Üzerine
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close