Son dönemde haberlerde veya internette bolca adını duymuş olabileceğiniz "NFT", yani "Non-Fungible Tokens" kavramını Türkçeye Gayrı-Misli Jetonlar olarak çevirebiliriz. "Misli ürünler", yerine yenisini koyabileceğiniz ürünlerdir. Örneğin mutfağınızda 1 kilogram un varsa, bu un tükendiğinde markete gidip, onunla eşdeğer olan ("değer" bakımından özünde farklı olmayan) 1 kilogram daha un alabilirsiniz. Ama evinizde (veya müzenizde) Van Gogh'un Yıldızlı Gece'si varsa, bunu çaldırmanız halinde yerine değer olarak onunla aynı bir çizimi koymanız imkânsızdır. O üründen Dünya'da 1 tane vardır. İşte yerine yenisi konulamayacak ürünlere "misli-olmayan" anlamında "gayrı-misli" ürünler denir. Elbette bu iki ucun arasında gri bir bölge de vardır: Örneğin Porsche 916'nız varsa, teknik olarak yerini doldurabilirsiniz; ancak Dünya'da bu arabadan, tekrar üretilmemek üzere, sadece 11 tane üretilmiştir ve dolayısıyla kaybınızın yerini doldurmak epey zor olacaktır. Sonuç olarak, dijital sanat eserlerinin kriptoparalarla alınıp satılmasına dayalı olan NFT kültürü, "gayrı-misli ürünler" ile ilgilenmektedir. Yani bunlardan 1 tanesine sahipseniz, oldukça eşsiz bir ürüne sahipsiniz demektir.
Tanımın ikinci kısmı olan "jetonları" anlayabilmek için, blockchain ("blokzincir") teknolojisine kısaca bir bakış atmamız gerekir. Ancak bu teknik tarafa geçmeden önce, NFT dendiğinde ne düşünmeniz gerektiğini ve internette duymuş olabileceğiniz "1 tweet 2.5 milyon dolara satıldı." veya "1 dijital resim 69.3 milyon dolara satıldı." gibi haberlere nasıl anlam verebileceğinize yönelik hızlı bir bilgi verelim. Eğer vaktiniz yoksa, 1 dakikada işin özetini aşağıdaki videodan alabilirsiniz: