Günaydın!
Gözlerini açıyorsun, uykunu almış, güzel dinlenmişsin. Ancak bir anda afallıyorsun, çünkü bu yatak, sana ait değil. Ne iki kişilik bu yatağı, ne de odadaki eşyaları tanıyorsun. Hâlâ rüyada olduğunu düşünüp yataktan kalkıyorsun.
YouTube, Evrim Ağacı tarafından hazırlanan içerikleri video yoluyla öğrenmenin en iyi yolu! Ayrıca kanalımızda birçok bilim insanıyla röportajlarımızı, çeşitli deney gösterilerini ve diğer bilim içeriklerimizi bulabilirsiniz.
Günaydın!
Gözlerini açıyorsun, uykunu almış, güzel dinlenmişsin. Ancak bir anda afallıyorsun, çünkü bu yatak, sana ait değil. Ne iki kişilik bu yatağı, ne de odadaki eşyaları tanıyorsun. Hâlâ rüyada olduğunu düşünüp yataktan kalkıyorsun.
Hücrenin normal fonksiyonlarını gerçekleştirebilmesi için gereken hareket, membran transportu ve makromoleküllerin sentezi gibi birçok olay enerji gerektirmektedir. Dolayısıyla, metabolik enerjinin üretimi ve kullanımı hücre biyolojisinin temelini oluşturur. Tüm hücreler, metabolik aktivitelerin gerçekleşmesi sırasında kullanılacak enerji kaynağı olarak Adenozin Trifosfat (ATP) kullanır.
Hücreler üç temel görev türü için kimyasal enerjiye ihtiyaç duyarlar: kimyasal iş, taşıma işi ve mekanik iş. Bu işleri kabaca açıklamak gerekirse kimyasal iş, monomerlerden polimerlerin sentezinde olduğu gibi kendiliğinden gerçekleşemeyecek endergonik tepkimelerin yürütülmesi, taşıma işi bileşiklerin zarlardan kendiliğinden geçiş yönünün ters yönünde pompalanması, mekanik iş ise sil hareketi, kas hücrelerinin kasılması ve hücre bölünmesi sırasında kromozomların hareketi gibi işlerdir.
Bu fotoğrafta gördüğünüz, Fin üreticisi Wärtsilä'nın Wärtsilä-Sulzer RTA96-C çift vuruşlu turbo dizel motorudur. Genellikle ağır akaryakıtlarla çalışan gemilerde itici motor olarak kullanılır. Motorun her bir vuruşu sırasında 1820 litrelik hacim yer değiştirir. Motor, dakikada 22-102 defa döner ve saatte ortalamada 5600 litreden fazla ağır akaryakıt yakar. Ortalamda 107.000 beygir (BHP) gücünde olan motorun en düşük gücü 46.680 beygir, en yükseği ise 108.920 beygir olarak ölçülmüştür. Bu devasa gücü sayesinde her biri 5.5 ton olan ve 6 metreyi bulan pistonlar, 300 tonluk bir krank milini döndürür.
Günümüzde halen dizel motorların kullanılıyor olma nedeni, genellikle basit üretim metotları, sağlam yapıları ve yakıt ekonomisidir. Burada gördüğünüz motorun termal verimliliği %50'yi aşabilir - ki ortalama bir arabanın motoru genellikle %40 verimlilikte çalışır. Bu motor öylesine güçlüdür ki, 15.000 küsür kişilik bir kasabaya elektrik sağlayabilir.
İki tür ahmak vardır: Biri, olmayan şeye inanan; diğeri ise gerçek olanı inkar eden.
Sivrisinek ısırıkları, yaz aylarında ortaya çıkan kırmızı ve kaşıntılı can sıkıcı bir durumdan çok daha fazlasıdır. Bu canlılar küçük olsa da taşıdıkları her yıl dünya çapında 700.000'den fazla insanın ölümüne neden olan hastalıklar son derece büyüktür. Dahası, birçok sivrisinek, aynı zamanda çevre ve sağlık açısından risk oluşturabilen sentetik böcek ilaçlarına karşı direnç geliştirmiştir.
Mikrobiyologlar, bu soruna bir çözüm olarak canlı organizmalardan elde edilen biyopestisitleri araştırıyor. Applied and Environmental Microbiology dergisinde yayınlanan bir araştırma, Akdeniz'deki Girit adasından toplanan bir bakteri izolatının, Culex pipiens molestus sivrisineklerine karşı böcek ilacı etkisi gösterdiğini ortaya koyuyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında şehrin yeraltı tren istasyonlarına sığınan insanları ısırdığı için "Londra Metrosu sivrisineği" olarak adlandırılan bu tür, Batı Nil Virüsü ve Rift Vadisi Ateşi Virüsü gibi tehlikeli patojenleri insanlara bulaştırabilir.
Büyük değişim yasasına hepimiz boyun eğmeliyiz. Doğanın en güçlü yasası budur.
Şu an önümde bir ağaç görüyorum ancak bundan ne kadar emin olabilirim? Gerçekten önümde bir ağaç olduğundan şüphe duymak ve sanrı görüyor olabileceğimi hesaplamak ne kadar ileriye götürülebilir bir anlayıştır? Bu pozisyonda takınacağımız şüpheci tavır doğru inançlarımızı gerekçelendirmiş olsak dahi makul müdür?
Önümde gerçekten bir ağaç olabilir ve hatalı bir şüphecilik içinde olabilirim, önümde ağaç olmayabilir ve doğru bir şüphecilik içinde olabilirim; aynı zamanda sanrı görüyor olabileceğimin de farkındayım. Bilgi olmasalar dahi temeli sanrılara dayanan gerekçelendirilmiş inançlara sahip olma olasılığımız hiç de düşük değilmiş gibi görünüyor.
Daha önceden bilim insanları arasındaki ateizm oranlarını buradaki yazımızda anlatmıştık. Bu yazımızda, evrimsel biyologlar arasındaki ateizm oranlarına bakış atacağız:
American Scientist tarafından yapılan bir araştırmada, evrimsel biyologların inançları araştırılmıştır. Gregory W. Griffin ve William B. Provine tarafından yürütülen ve 149 profesyonel evrimsel biyolog üzerinde yapılan araştırma, ilginç sonuçlar çıkarmıştır.[1] Bu bilim insanları toplamda 28 farklı saygın ulusal akademiye üyedirler. Deneklerin uzmanlıkları şu bilim dallarından en az birini içermektedir: evrim, filogenetik, popülasyon genetiği, paleontoloji, paleoekoloji, paleobiyoloji, sistematik, organizma düzeyinde adaptasyon veya uyum başarısı.
Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.
Umman’ın Dhofar bölgesindeki mağaraların taş yüzeylerinde ve kurumuş nehir yataklarının yüzeylerinde yılan gibi kıvrılarak kayanın üzerine işlenmiş neredeyse 2400 yıl öncesine ait yazılar bulunuyordu. "Zufar yazısı" olarak da bilinen bu yazının ne olduğu ise uzun yıllar boyunca bilim insanları için çözülemeyen bir bilmeceydi. Ancak uluslararası bir akademik dergide yayımlanmak üzere olan yeni bir çalışmanın yazarı, Zufar yazısının ana alt türünü deşifre ettiğini ve alfabenin Güney Arabistan'da ortaya çıkmadığına dair kanıtlar bulduğunu öne sürüyor.
Ohio State Üniversitesi'nden dilbilimci ve çalışmanın yazarı Ahmed el-Cellad, Zufar yazısının uzun süren gizeminin on yıllar boyunca akıllara pek çok olası açıklama getirdiğini belirtiyor. Bunlar arasında "bunların Kur'an'da adı geçen kayıp bir Arap kabilesi olan Âd kavminin yazıtları olduğu gibi pek olası olmayan fikirlerin de bulunduğunu söylüyor. Çalışmada yer almayan Pekin Üniversitesi'nden dilbilimci Giuliano Castagna, el-Cellad'ın yeni makalesinin bu konu üzerine yapılmış ilk güvenilir çalışma olduğunu ve "Arabistan tarihinin yepyeni bir sayfasını yazma potansiyeli taşıdığını" vurguluyor
Öncelikle başlıkta yer alan "Seks Yapmak, Spor Yerine Geçer mi?" sorusuna net bir cevap verelim: Hayır. Seks sırasında ortalama şiddette yapılan bir spora göre çok daha az kalori harcanır. Ancak seksin sağlığa sayısız katkısı yok değildir.
Yapılabileceği ortalama süre ve yaktığı kalori bakımından incelendiğinde, seksin anlamlı bir egzersiz türü olmadığı görülmektedir. Tabii ki her çiftin seks biçimi aynı olmayabilir ve bazı çiftler, tercih ettikleri tarzlar dolayısıyla ortalamanın üzerinde enerji tüketebilirler. Ancak söz edilmesi gereken, uç örneklerden ziyade, ortalamadır.
Neye ihtiyacınız var? Bir düşünün... Tam da şu anda, ihtiyacınız olan şey nedir? Daha fazla para mı? Bir sevgili mi? Başarı, mutluluk, huzur mu? İşyerinizde bir terfi veya bir sosyal medya hesabınızın belli bir takipçi sayısına ulaşması olabilir... Bunların hepsi, günümüz şartlarında oldukça makul ve beklendik ihtiyaçlar.
Ama bunlar arasında bir öncelik var mı? Mesela mutluluk olmadan para olabilir mi? Olabilir gibi... Sağlık olmadan yeni deneyimler kazanmak mümkün olabilir mi? Çok daha kısıtlı olurdu herhalde, örneğin sağlığınız yerinde değilse, Dünya'yı gezemezdiniz, eğitiminize odaklanamazdınız ve önceliğiniz sağlığınız olurdu. Daha temel düşünün: Su veya yemek olmadan yeni arkadaşlıklar kurabilir miydiniz? Neredeyse imkansız, çünkü hayatta kalamazdınız. Yani hemen şu anda ihtiyacımız olan şeyler arasında bir ilişki, adeta bir hiyerarşi, en azından bir öncelik sırası var gibi gözüküyor.
Derler ki…
Teslim olmayanlar içine girdiği savaşı kazanmayabilir fakat savaşı kazananlar bir tek teslim olmayanlardır.
Ya da daha politik bir ifade ile; her mücadele eden kazanmayabilir fakat kazananlar sadece mücadele edenlerdir.
Öğrenilmiş çaresizlik bir kader değildir. Sihir cümlenin ögelerinde, öğrenilmiş ifadesinde…
Bu da demektir ki aksi de öğrenilebilir ve öğrenilmelidir.
Hayır diyebilmek, basit bir itiraz ve korkulanın üstüne üstüne gitmek, gerisini çorap söküğü gibi getirir.
Hele ki yalnız olmadığımızı, çaresizliğimizin bize özgü olmadığını fark ettiğimiz an umut yeşermeye başlar.
Geriye sadece su vermek kalır direnerek ve biz gibilerle dayanışarak. O kadar çoklar ki, o kadar çokuz ki...Sevgiyle…
Evrim Ağacı'na katkı sağlamanın bir yolu, Agora Bilim Pazarı'na uğrayarak, burada bilimseverlerle buluşturduğumuz bilim kitapları, ders kitapları, hediyelik eşyalar ve diğer ürünlerden satın almak. Bir göz atın, hoşunuza giden bir şeyler bulacağınıza hiç kuşkumuz yok!
Evrim Ağacı'nda yayınladığımız bilim haberlerini anlık olarak Bundle üzerinden de okuyabileceğinizi biliyor muydunuz?
Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.