Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Söz
Onur Türkmendag
Alıntıyı Ekleyen 6 gün önce
Türk enerjisi, ancak, planlaşmış, nizamlaşmış, inzibatlaşmış bir çarka takıldığı zaman mucizeler doğurur ve Allah gibi yaratır. Hiçbir tarafı yapılmamış olan bir vatanın bayrağı Kahire'ye dikilmek için havaya giden bu enerji, boş Anadolu'yu zengin ve ümranlı bir vatan yapmak için hiçbir vakit kullanılmadı. Türk, harpte kullanılmış, kıymetlendirilmiş, destanlaştırılmış, sulhta ise bırakılmıştır. ''En iyi çelikten yapılan, demiri et gibi kesen bu kılıç, sulh kılıfının içinde paslandırılmış, tekrar fırsat çıktığı zaman kanda yıkanmış ve ateşte parlatılmıştır.'' Şöyle bağıranlar: - Altın değer ormanlarımız işlemiyor. - Paha biçilmez madenlerimiz toprak altında yatıyor. - Dünya değer mahsullerimiz tekniksizlikten ölüyor. Haksızsınız: Biz, ormanlarımızı, madenlerimizi, mahsullerimizi ve sanayiimizi değil, biz Türk'ümüzü işletmiyoruz
Kaynak: ZEYTİNDAĞI (Sayfa 135-136)
Kitap
10.0/10
(4 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Tutulmaya Yakın Bir Uçuş

10 Haziran’da yeni Ay, Güneş’in önünden geçti. Yeröteye yani eliptik yörüngedeki en uzak noktaya ulaştıktan sadece iki gün sonra, Ay’ın nispeten küçük olan boyutu halkalı bir Güneş tutulması oluşturdu. Tutulmanın muhteşem halkalı evresi, bir ateş halkası şeklindeki parlak Güneş diskini gösteriyor. Dünya gezegeninin kuzeyindeki, dar gölge yolu boyunca izlenebilmiştir. ABD’nin doğu kıyısı boyunca, sabahın erken saatlerinde bulutlu olan gökyüzü, yine de görkemli bir parçalı tutulmaya ev sahipliği yaptı. Boston, Massachusetts’in güneyindeki Quincy plajından çekilen ve dijital olarak birleştirilen bir dizi ardışık görselde, Ay ve Güneş birlikte yükseliyor. Rastlantı sonucu elde edilen dizide yükselmekte olan Güneş ve Ay silueti ile birlikte, uçan bir kuşun izlediği dalgalı yol da görülüyor.

11 Haziran 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı & Telif Hakkı: Zev Hoover, Christian A. Lockwood ve Zoe Chakoian
Çeviren: Seda Baştürk
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Osman Öztürk
Osman Öztürk
139K UP
Çeviren 15 Haziran 2011 14 dk.

Çoğu insan için Evrim Teorisi'nin tartışmaya yer bırakmaz şekilde ortaya koyduğu türler arası kuzen-ata ilişkisi, anlaması güç kavramlardan birisidir. Halbuki sadece kendi ailelerimize bile bakarak bu evrimsel olguyu algılamamız mümkündür. Bu makalemizde, türler arası akrabalık ilişkilerinden ziyade, tür içerisindeki akrabalık ilişkilerine odaklanacağız. Bu makaleyi, buradaki makalemiz gibi bazı diğerleriyle birleştirerek analiz edecek olursanız, var olmuş, var olan ve var olacak tüm türlerin birbirleriyle nasıl akraba olduğunu anlamanız mümkün olacaktır. Gelin şimdi sizi soy hattınız içerisinde son derece ilginç bir yolculuğa çıkaralım. Bu süreçte, evrimsel biyoloji ile ilgili birçok kavramı analiz etme ve anlama fırsatı bulacağınızı umuyoruz. Hikayeyi birinci tekil şahıs olarak anlatacağız, çünkü bu hikaye Wait But Why isimli bilim sitesinin kurucusu Tim Urban'ın soy ağacı tarihine yaptığı bir yolculuğa dayanıyor. Ondan öğreneceğimiz çok şey var, dolayısıyla hemen başlayalım:

Büyüklerimden yalnız 89 yaşındaki babaannem hayatta: Nana...

63
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Burak Albayrak
Ekleyen 11 Eylül 2022 28 dk.

Obsesif-Kompulsif Kişilik Bozukluğu, aşırı düzenlilik ve titizlik ihtiyacı ile kendini gösteren bir C kümesi kişilik bozukluğudur. Semptomlar genellikle kişi yetişkinliğe ulaştığında ortaya çıkar ve çeşitli durumlarda görülebilir. Obsesif-Kompulsif Kişilik Bozukluğu'nun nedeninin, genetik ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonunu içerdiği düşünülmektedir.

Obsesif-Kompulsif Kişilik Bozukluğu, Obsesif-Kompulsif Bozukluktan (OKB) farklı bir bozukluktur. İki bozukluk arasındaki ilişki tartışmalıdır; bazı çalışmalar iki bozukluk arasında yüksek komorbidite oranları bulmuştur, ancak diğerleri çok az komorbidite göstermiştir. Her iki bozukluk da katı ve ritüel benzeri davranışlar gibi dış benzerlikleri paylaşabilir. Bu davranışlara yönelik tutumlar, herhangi bir bozukluktan etkilenen kişiler arasında farklılık gösterir.

95
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Blog Yazısı
29
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Eymen Şengül
Yazar 25 Ekim 44 dk.

Arılar, Hymenoptera takımının Apoidea üst familyasına ait, kanatlı, tüylü ve çoğunlukla sosyal böceklerdir. Bitkilerin tozlaşmasında kritik bir rol oynayarak hem doğal ekosistemlerin sürdürülebilirliğini hem de tarımsal üretimi desteklerler. Bu nedenle, arıların ekosisteme katkıları bal üretiminden ibaret değildir, biyolojik çeşitliliğin korunması ve insanlığın besin güvenliği için vazgeçilmez bir öneme sahiptirler.

Yaklaşık 100 milyon yıl önce çiçekli bitkilerin küresel olarak yaygınlaşması, günümüzde arı olarak bildiğimiz vejetaryen eşek arıları için yeni bir fırsatlar dünyası açtı. Bu adaptasyon radyasyonu, farklı çevreler, habitatlar ve çiçeklere uyum sağlayan farklı arı türlerinin evrimine yol açtı. Tahmini 20.000 arı türü, yedi ayrı aileye sınıflandırılır. Bu aileler, arıların hortumlarının ortalama uzunluğuna göre üç geniş gruba ayrılabilir:

9
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Çağatay Duruk
Gözlemi Yapan 3 gün önce Türkiye, Kırklareli
03.05.2025 tarihinde, Pınarhisar ilçesi, Yenice köyü, Mahyatepe mevkiinde, D565 karayoluna çok yakın bir yerde gözlemledim.
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Yusuf Yiğit Arslan
İnceleyen 5 Ağustos 2022
Çernobil Facia'sını konu alan bu kitabımızda olay farklı kişilerin ve farklı bakış açılarının yaşadıklarına göre anlatılıyor. Olayın öncesi, yaşanma anı ve sonrası kitap içinde anlatılmış.
Puan Ver
Geleceğin tarihi
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Arsel Berkat Acar
Yazar 2 Ocak 2017 38 dk.

Dünya’mızın düz değil de geoit (kutuplardan basık, ekvatordan şişkin) şekilde olduğu yüzyıllar boyunca bilinmesine karşın, günümüzde “Düz Dünyacılar” (İng.: Flat Earthers) denen bir kesim hâlen görülmektedir. Bu kişilerin bazıları Dünya’nın düz olduğuna inanmadıkları hâlde insanlarla alay etmek için bu tarz iddiaları yayabilirler; ancak bunların haricinde uzun yazılar, hesaplamalar ve videolar hazırlayıp, ortada bir “NASA komplosu” olduğuna inanıp sanki her birimiz aktör Jim Carrey’nin başrolde oynadığı The Truman Show (1998) filmindeki karaktermişiz gibi iddialarında ciddi olan insanlar da bulunmaktadır. İddialarını desteklemek amacıyla komplo teorilerine dikkat çekmeleri haricinde, bazılarının dinî referanslara da dayandıkları görülebilir. Yani kutsal görülen kitapların (Kitab-ı Mukaddes ve Kur’an-ı Kerim gibi) Dünya’nın düz olduğunu belirten ayetlere sahip olduklarını iddia ederler.

Daha rahat okunabilmesi için yazının devamında “Düz Dünya” için DD ve “Küresel Dünya” için KD kısaltmalarını kullanacağız. Öncelikle, DD iddialarını gündeme getiren ve güncel tutan çalışmalardan birine bakış atalım:

106
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
AMD Ryzen 5 5600 / ASUS Dual Radeon RX 6600 8GB / 16GB DDR4 / 500GB NVME M.2 SSD / AMD Radeon
0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Fatma Nur İnakçı
Yazar 2 gün önce 9 dk.

Sinirli Erkek Sendromu (İng: "Irritable Male Syndrome" , IMS) erkeklerde hormon seviyelerindeki dalgalanmalarla ilişkili olarak ortaya çıkan sinirlilik, depresif ruh hali, anksiyete ve genel huzursuzluk belirtileri ile karakterize edilen bir durumdur. Sendromun temelinde testosteron seviyelerindeki ani değişimler ve bu değişimlerin sinir sistemi üzerindeki etkileri yatmaktadır.

Testosteron seviyelerindeki dalgalanmaların erkek bireylerin psikolojik stres tepkileri üzerinde etkili olabileceğini gösteren çalışmalar bulunmaktadır.[34] Bu durum, testosteronla ilişkili semptomların yalnızca biyolojik değil, aynı zamanda psikososyal faktörlerle de bağlantılı olabileceğine işaret etmektedir. Jed Diamond, IMS'nin yalnızca biyolojik faktörlere değil, aynı zamanda psikososyal etkenlere de bağlı olduğunu şu sözlerle ifade ediyor:[25]

15
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Hatice Yetişkin
İnceleyen 3 hafta önce
'' Zorunlu askerlik hizmeti, emek, zaman ve kaynak israfıdır. Erlik, derhal bir meslek statüsü kazanmalı ve profesyonel ordunun bir parçası haline gelmelidir. Her üç ayda bir toplanan yüz binlerce genci askere dönüştürmek için harcanan çabanın onda biriyle ordunun işlevselliği on kat arttırılabilir. Sosyo-ekonomik açıdan geri bırakılmış toplumun zorunlu askerlik hizmeti yoluyla olumlu anlamda biçimlendiği düşüncesi asla geçerli değildir. Bunun kanıtı, nesillerdir askerlik hizmetini tamamlamış erkeklerin yönlendirdiği günümüz toplumunun mevcut düzeyidir. Askerliğin insanı adam ettiğine ilişkin inanç, bütünüyle temelsizdir. On dokuz yaşına kadar cahil bırakılmış genç erkekleri dayatma yoluyla, 460 gün boyunca izmarit toplayarak mıntıka temizliği yapmış olanla, kanalizasyonu denize akıtan aynı kişidir. Dolayısıyla, 460 gün boyunca vatan sevgisi aşılanan insanla, devletine kazık atan aynı kişidir. Dolayısıyla,, 460 gün boyunca vatandaşını adam etmek için uğraşanla, insani gelişmişlik endeksinde dünya 84' üncüsü olan aynı ülkedir. Ordu, zorunlu katılımlara ihtiyaç duymayacak kadar ciddi bir kurumdur. Aldığımız eğitimin süresi on haftadır. Çağdaş hiçbir ordu on haftalık erlere güvenerek varlığını sürdüremez. Kahramanlık şiirleri okuyan ve komando üniforması giymiş beş yaşındaki çocuklar kadar asker olan bizler, bu vatan için öleceğiz. Çünkü ne savaşmayı biliyoruz ne de hayata dair bir umudumuz var!''
Kitap
10.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
1
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ebru Tuba Ölçücü
4 gün önce
Bugün Dünya Arı Günü! 🐝 Çoğu zaman sadece bal üreticisi olarak gördüğümüz arılar, aslında ekosistemin görünmeyen mühendisleri. Bitkilerin çok büyük bir bölümü üremek için tozlayıcılara ihtiyaç duyar ve bu işin en büyük yükünü arılar üstlenir. Anadolu’da “arı gibi çalışkan” deyimi boşuna söylenmez; onların emeği hem toprağı hem kültürü besler. Ancak habitat kaybı, pestisitler ve iklim krizi arı popülasyonlarını tehdit ediyor. Arıyı korumak, yaşamı korumaktır. 
9
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

İbrahim Uzun
Seslendiren 3 Ağustos 2022 19:16
Psikolojik yansıtma, (İng: "psychological projection"), kişinin genellikle kendisiyle ilgili olumsuz ve kabul edilemez duygularını, dürtülerini veya özelliklerini...
Bionluk Logo sponsorluğunda seslendirildi.
75
Eser
Ece Müker
Ece Müker
505K UP
Eseri Ekleyen 2 gün önce Film
10.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Mission: Impossible - The Final Reckoning
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
Söz
Zəhra Əzizova
Alıntıyı Ekleyen 3 gün önce
Bütün savaşlar, insanın içindeki savaşı örtmek içindir.
Kaynak: Düşüş kitabından
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Simay Aladağ
Çeviren 30 Eylül 2023 3 dk.

Dünyanın her yerinden uzmanlardan oluşan bir grup, biyobilgisayarların artık bilim kurgu eserlerine özgü olmadığını, dolayısıyla bu teknolojinin ve getireceği sorumlulukların araştırılmasının zamanının geldiğini söylüyor.

DishBrain'in geliştiricileri, Biotechnology Advances'da yayınlanan bir makalede söz konusu sorunun tanımlanmasına ve çözülmesine yardımcı olmayı hedefleyen bir çerçevenin haritasını çıkarmak üzere biyoetik uzmanları ve tıbbi araştırmacılar ile birlikte çalıştı. Biyoteknoloji odaklı bir start-up olan Cortical Lab'ın bilimsel sorumlusu ve makalenin baş yazarı olan Dr. Brett Kagan, konu hakkında şunları söylüyor:

42
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ulaş Şaroğlu
Etkinliği Ekleyen 1 gün önce IstanbulÜcretsiz31 Mayıs
Uluslararası İTÜ Bilim ve Mühendislik Zirvesi (İngilizce)
31 Mayıs 2025 10:00 tarihinden 02 Haziran 2025 16:00 tarihine kadar.

📅 31 Mayıs – 2 Haziran 2025 tarihlerinde, İTÜ Maçka Kampüsü Mustafa Kemal Amfisi'nde düzenleyeceğimiz International ITU Science and Engineering Summit (SES 2025) etkinliğimiz sizlerledir.

📌 Etkinliğimizin programı ve konuşmacı listesine aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz:

🔗 https://indico.itu.edu.tr/event/5

📌 Bu ve bu tarz etkinliklerimizden haberdar olmak için kulübümüzün İnstagram sayfasını takip edebilirsiniz:

🔗 https://www.instagram.com/itufmk/

Devamını Göster
1
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 21 Ocak 2019
Evren'in merkezi olmamamız bir yana, hiçbir özel yaratılışa sahip olmayışımız bizim için bir şoktur. Bir çeşit kilden yola çıkıp, şu anki maymun mertebesine ulaştık. Bu gerçek hoşumuza gitmiyor.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
21
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ebru Tuba Ölçücü
Gözlemi Yapan 15 Ağustos Türkiye, İstanbul
Yetişkinler 40-45 mm olup göğüs (toraks) ve karın erkeklerde mavi, dişilerde sarımsı-gri kahverengidir. Karın nispeten basıktır, her segmentte belirgin noktalar vardır. Kanatlar şeffaf olup sarı veya soluk kahverengi pterostigma vardır. Kanat açıklığı 66-70 mm'ye ulaşabilir.
10
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Efe Kızıltuğ
Öğrenci 18 Ocak 2024 Sen de Cevap Ver

Dünya'nın ay gibi başka bir uydusu daha olsaydı, bu durum Dünya'nın iklimi, biyosfer ve jeolojik yapısı üzerinde önemli değişikliklere neden olurdu.

İklim

İki uydunun gelgit etkisi, tek bir uydunun etkisinden çok daha güçlü olurdu. Bu da deniz seviyesinde daha yüksek gelgitler, daha güçlü rüzgarlar ve daha ılıman bir iklime neden olurdu.

Ay, Dünya'nın eksen eğikliğini stabilize etmeye yardımcı olur. İkinci bir uydunun varlığı, eksen eğikliğinin daha fazla dalgalanmasına neden olabilirdi. Bu da daha şiddetli mevsimler ve daha değişken bir iklime neden olurdu.

Tüm Reklamları Kapat

Biyosferde

İki uydunun varlığı, Dünya'nın biyosferini de etkileyebilir. Daha yüksek gelgitler, kıyı bölgelerinde yeni habitatların oluşmasına neden olabilirdi. Daha ılıman iklim, daha geniş bir bitki örtüsünün gelişmesine izin verebilirdi.

Romantik :)

Bu sayede Dünya ekvatorun, yani göbeğinin üzerine devrilmiyor; ekvator buz tutarken kutuplar tropik bölgelere dönüşmüyor ve sert buzul çağlarından ziyade ılıman mevsimlerimiz oluyor. Kısacası Ay biz insanların yumuşak bir iklimde yaşamasını, yazın iç denizlerde büyük fırtınalarla pek karşılaşmadan denize girmemizi ve elbette Ay ışığı sayesinde romantik akşamlar geçirmemizi sağlıyor. :D[1]

Jeolojik yapı

İki uydunun varlığı, Dünya'nın jeolojik yapısını da etkileyebilir. Daha güçlü gelgitler, kıyı bölgelerinde erozyonu artırabilirdi. Daha istikrarsız bir eksen eğikliği, volkanik aktiviteyi artırabilirdi.

Özellikle dikkat edilmesi gereken bazı değişiklikler şunlardır:

Tüm Reklamları Kapat

  1. Geceleri karanlık daha az olurdu. İki uydunun da Dünya'ya ışık yansıtması nedeniyle, geceleri gökyüzü daha parlak olurdu.
  2. Gelgitler daha güçlü olurdu. İki uydunun da gelgit etkisine sahip olması nedeniyle, deniz seviyesindeki dalgalanmalar daha şiddetli olurdu. Bu da kıyı bölgelerinde daha fazla erozyona ve su baskınlarına neden olabilirdi.
  3. Dünya'nın eksen eğikliği daha değişken olurdu. İkinci bir uydunun varlığı, Dünya'nın eksen eğikliğinin daha fazla dalgalanmasına neden olabilirdi. Bu da mevsimlerin daha şiddetli olmasına ve kutuplarda daha fazla buzul erimesine neden olabilirdi.
  4. Tsunamiler ve Depremler Artar: Özetle kıyı erozyonu artacak ki bu da hem balık yuvalarını hem de kıyıdaki mendirekler ve dolgu alanlarını yıpratacak. Dahası gelgitler sadece okyanusları çekmiyor; yeryüzü ve yeraltındaki her şeyi çekiyor. Öyle ki Dünya’nın iç kesimlerinin, gelgite bağlı esneme-büzülme kaynaklı sürtünme sebebiyle daha çok ısınacağını ve bu nedenle volkanizma faaliyetlerinin güçleneceğini de söyleyebiliriz.

Sonuç olarak, Dünya'nın ay gibi başka bir uydusu daha olsaydı, bu durum Dünya'nın üzerinde çok önemli değişikliklere neden olurdu. Bu değişikliklerin olumlu veya olumsuz etkileri, uyduların kütleleri, yörüngeleri ve konumları gibi faktörlere bağlı olarak değişebilirdi.

BONUS: DÜNYA’NIN HİÇ UYDUSU OLMASA?

Dünya’nın iki uydusu olmasının pek de iyi bir fikir olmadığını gördük. Peki ya Dünya’nın hiç uydusu olmasaydı? Bunun yol açacağı olumsuz sonuçların kısa bir özetini yazının başında paylaştım. Oysa bir de Dünya’da hayatın ortaya çıkmasının, belki de evrende çok az görülen bazı şanslı rastlantılara borçlu olduğumuzu söyleyen Nadir Dünya hipotezi var.

Öyleyse bu sorunun yanıtını daha detaylı olarak inceleyelim. Hiç uydusu olmayan bir Dünya hayal edelim: Öncelikle Ay gelgitleri ortadan kalkar ve geriye sadece Güneş gelgitleri kalırdı. Bu da gelgit gücünün yüzde 60 azalmasına yol açardı. Ayrıca gelgitler her gün öğle vakti görülürdü.

Kaynaklar

  1. Kozan Demircan. Dünya’nın İki Uydusu Olsa Ne Olurdu? » Kozan Demircan. (6 Kasım 2019). Alındığı Tarih: 18 Ocak 2024. Alındığı Yer: Kozan Demircan | Arşiv Bağlantısı
5
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close