Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Nazan Bilgin
Nazan Bilgin
3,415 UP
Çeviren 14 Ağustos 2018 18 dk.

Bizim en yakın kuzenlerimiz olan Neandertaller, taştan aletler yapmada ve hayvanları avlamada başarılı olmuş, birçok buzul çağın zor şartlarında hayatta kalmışlardır. Peki, neden 27.000 yıl önce yok oldular?

Neandertaller en az 200.000 yıl boyunca Avrupa ve Batı Asya’da yaşamış ve yaklaşık 27.000 yıl önce yok olmuş bir hominin türüdür. Bu süre içerisinde bu bölgelerde bilinen en soğuk iklim şartlarından bazılarına şahitlik etmişlerdir. Fıçı göğüs, daha kısa uzuv, daha büyük beyin gibi fiziksel özelliklerinin birçoğu onların soğuğa adapte olduklarını ve ısıyı tutmaya adapte olmuş bir vücut biçimine sahip olduklarını gösterir. Hayvan avlamada ve taştan karmaşık aletler yapmada üstün olan Neandertallerin kemikleri son derece kaslı ve güçlü olduklarını, ama sık sık yaralandıklarını ve bu nedenle zor bir hayat sürdürdüklerini ortaya koyar. Şüphesiz Neandertaller 200 bin yılı aşkın bir süre boyunca çevresine başarılı bir şekilde adapte olmuş zeki türlerdir. Peki, onlar ne kadar “insanlardı”? İnsanlara özgü olduğunu düşündüğümüz dil, müzik, sanat ve din gibi davranışlar sergilediler mi? Ve neden modern insanlar Avrupa’ya göç ettikten kısa bir süre sonra ortadan kayboldular?

82
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Okan Nurettin Okur
Aktaran 13 Kasım 2023 3 dk.

Yapay yaşam formları oluşturmak, bilimde ve edebiyatta sürekli işlenen bir temadır. Bu temalar kötücül, balçıktan meydana gelen sürüngen yaratıkları veya son derece sevimli evcil hayvanları çağrıştırabilir. Aynı zamanda şu soruyu akıllara getirir: Doğada oluşan bütün yaşam formlarının biyolojik süreç içerisinde bir rolünün bulunduğu Dünya'da, yapay yaşam nasıl bir rol oynamalıdır?

Güney Danimarka Üniversitesi Fizik, Kimya ve Eczacılık Bölümünden Doçent Chenguang Lou, Kent State Üniversitesinden Profesör Hanbin Mao ile birlikte özel yapay yaşam formlarının oluşturulmasını sağlayan yapay hibrit bir molekül geliştirdi. Molekülün geliştirilmesi hakkındaki çalışmalarını Cell Reports Physical Science dergisinde yayınladılar. On yıldan az süredir bilenen bu çalışma alanı, hibrit peptit-DNA nanoyapıları olarak adlandırılıyor. Lou'nun amacı viral aşılar ve hastalıkların teşhis ve tedavisinde kullanılabilecek yapay yaşam formları geliştirmek. Lou, konu hakkında şunları söylüyor:

31
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 2 Ekim 2020 31 dk.

Daha önceden detaylıca izah ettiğimiz gibi (aşağıdaki videodan da izleyebilirsiniz), insanlar, kuyruksuz maymunlar olarak bilinen bir taksonomik gruba üye bir hayvan türüdür. Kuyruksuz maymunlar, tıpkı "memeli hayvanlar" veya "omurgalı hayvanlar" gibi, çok sayıda türü barındıran bir taksonomik gruptur. Kuyruksuz maymunlar, kuyrukları olan maymunlarla (genel hatlarıyla, Yeni Dünya Maymunları ve Eski Dünya Maymunları olarak iki diğer grup ile) bir araya gelerek "Maymunlar" (Simiiformes infratakımını) oluşturur. Maymunlar da, ön maymunlar ile bir araya gelerek Primatlar takımını oluşturur.

Yani maymun, primat, kuyruksuz maymun, hayvan gibi sözcükler, aşağılama sözcükleri değildir; bilimsel terimlerin halk arasındaki karşılıklarından ibarettir. Bu sözcükler, türleri kategorize etmemize yardımcı olan çatı terimlerdir. Aynı zamanda, kimi zaman o gruptaki canlılara dair önemli bilgiler verebilirler. Örneğin "omurgalılar" (Vertebrata) altşubesinden olan bir hayvandan söz ediyorsanız, o canlının sırt ekseni boyunca uzanan bir omurgası olduğundan emin olabilirsiniz. "Memeliler" sınıfından olan bir hayvandan söz ediyorsanız, memeleri ve süt bezleri olduğundan ve yavrusunu süt ile beslediğinden emin olabilirsiniz. İşte "kuyruksuz maymunlardan" söz ederken, yani kuyruksuz maymunlar süperailesine mensup bir türden söz ederken de emin olduğumuz şey, diğer maymunların aksine, bu maymunların kuyruğunu yitirmiş canlılar olmasıdır.

175
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Seda Baştürk
Seda Baştürk
194K UP
Çeviren 20 Haziran 2021
Güneş bugün, gezegenimiz Dünya‘nın göklerinde en kuzeydeki noktasına ulaşıyor. Birçok kültür gündönümü olarak isimlendirilen bu tarihi, mevsim değişikliği olarak işaretliyor. Bu tarih, Dünya’nın kuzey yarım küresinde ilkbahardan yaza ve güney yarım küresinde sonbahardan kışa kadar olan zamandır. Tam olarak gün dönümü, yeryüzünün bazı bölgeleri için bugün gerçekleşirken diğer yerleri için ise yarın gerçekleşecek. Paylaşılan görsel, Birleşik Krallık’taki Stonehenge‘de 2008 yılında yaz gün dönümü haftasında çekildi. Sis, ağaçlar, bulutlar, yaklaşık 4500 yıl önce yerleştirilmiş taşlar ile beraber 4.5 milyar yaşındaki büyük, parıldayan, yaşlı bir küre tablo gibi bir görüntü sunmakta. Dünya’nın dönme ekseninin bin yıl içerisindeki yalpalaması göz önüne alındığında bile, Güneş astronomik açıdan önemli bir şekilde Stonehenge’den yükselmeye devam ediyor.
4
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Uyarlayan 22 Aralık 2014 7 dk.

Charles Darwin'in Türlerin Kökeni'nin ilk baskısı daha yayınlandığı gün tükendiyse bile, kitabın ortaya koyduğu gerçeklerin etkisi ilk birkaç ay/yıl boyunca pek fazla hissedilmedi, üzerinde çok fazla durulmadı. Ancak aradan 1-2 sene geçtikten sonra, bilim camiasında müthiş bir patlamaya neden oldu ve kısa sürede en çok tartışılan konu haline geldi. Aradan 10 sene geçmemişti ki, Dünya çapındaki tüm bilim insanlarının ezici bir çoğunluğu, doğadaki evrim yasasını ve bunu izah eden Darwin'in Evrim Teorisi'ni, canlılığın çeşitliliğini ve değişimini açıklayan tek teori olarak kabul etmişlerdi.

Sonradan, 1900 yılında Hugo de Vries tarafından Mendel Genetiği'nin yeniden keşfiyle bilim insanları kısa bir süreliğine Biyometriciler ve Mutasyoncular olarak ikiye bölündülerse de, kısa bir süre sonra Thomas Morgan Hunt, Sergei Chetverikov, Theodosius Dobzhansky, Ledyard Stebbins, George Gaylord Simpson, Ronald Fisher, JBS Haldane ve Ernst Mayr gibi büyük evrimsel biyologların araştırmaları sayesinde bu kutuplar ortak bir paydada bir araya getirilerek Modern Sentez inşa edildi. Bu sentez, Mendel Genetiği'nin, Darwin'in Evrim Teorisi'ni birebir desteklediğini ve bütünlediğini tüm Dünya'ya ispatlamış oldu. Bu birliktelikten doğan popülasyon genetiği, modern bilimin en güçlü sahalarından biri olarak çalışmalarını sürdürmekte ve biz de dahil olmak üzere tüm türlerin nereden geldiğini, nasıl geldiğini ve şu anda nasıl değiştiğini açıklamayı başarmaktadır.

216
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 2 Temmuz 2017 29 dk.

Bilim camiası içerisinde sıklıkla duymanız mümkündür: türlerin genetik haritalarına bakarak evrimsel geçmişlerinin çıkarılması ve birbirleriyle olan akrabalık ilişkilerinin belirlenmesi... Şempanzelerle genlerimizin %98 benzer olması ama bir pirinç bitkisiyle bu oranın %60'lara kadar düşmesi, bir bakteriyle ise %2-3 arasına kadar gerilemesi. Bunlar uydurma sayılar değil, üzerinde sayısız farklı araştırma grubunun çalıştığı ve milyonlarca nükleotitin bilgisayar programları aracılığıyla taranması ve haftalar süren analizleri sonucunda ortaya konulan gerçeklerdir. Üstelik evrimsel biyolojinin gücü, bu analizlerde saklıdır: genlere bakmaksızın, başka yöntemlerle (morfolojik analizler, fosil kayıtları, fizyolojik incelemeler, vs.) geliştirdiğimiz evrim ağaçları, genetik analizlerle kontrol edildiğinde %100'e yakın bir başarıyla evrimsel biyolojinin doğru sonuçlar verdiğini görürüz. Yani evrim bir gerçektir ve bu gerçek, genlerimizde de net bir şekilde görülmektedir.

Türler arası genetik benzerlikten bahsederken, gerçek bir "benzerlik"ten söz ederiz. Genlerimizin kodladığı ve bizi "biz" yapan bütün özelliklerimizi kazandıran proteinlere ve onların yapıtaşı olan aminoasitlere baktığımızda, sadece 5 nükleotitin (adenin, timin, guanin, sitozin ve urasil) bütün genetik özelliklerimizi belirlediğini görürüz. Aslında teorik olarak bundan çok daha fazlası mümkündür. Üstelik yapılan incelemeler, canlıların genetik haritalarının birbirinden tamamen farklı olmasının onlar için mutlak bir avantaj sağlayacağını göstermektedir. Çünkü örneğin eğer ki şempanzelerle bizlerin genetik kodları bu kadar benzer olmasaydı, onların sahip olduğı SIV (maymun bağışıklık yetmezliği virüsü) bize bulaşarak AIDS'e neden olan HIV (insan bağışıklık yetmezliği virüsü) evrimleşemeyecekti. Peki madem ki mantıklı bir canlılık tasarımında alternatif genetik planlar olması gerekirken, türlerin her birinin (istisnasız olarak her birinin) genetik kodları birbiriyle aynı temele dayanır ve bu kadar benzerdir?

115
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Alper Kaan Selçukoğlu
Yazar 19 Ocak 12 dk.

Bilinen tüm yaşam formları homokiral yapıdadır. DNA ve RNA "sağ elli" nükleotitlerden, proteinler ise "sol elli" aminoasitlerden oluşur. Ancak bilim insanları bu yapının tam tersi olan "ayna görüntüsü" biyomoleküllerinden oluşan yaşam formları yaratmayı hedefleyen çalışmalar yürütmektedir. Ayna yaşam (İng: "mirror life") olarak adlandırılan bu organizmalar, bilinen yaşamdan radikal bir kopuş anlamına gelir ve bu teknolojinin geliştirilmesi ciddi teknik zorluklar ile büyük yatırımlar gerektirmektedir. Ayna yaşam oluşturma kapasitesinin hayata geçmesi muhtemelen onlarca yıl uzaktadır. Ancak bu süre, hem teknik engellerin aşılması hem de doğabilecek risklerin öngörülerek önlemler alınması açısından bir fırsat sunuyor. Bugün bilim insanları, bu sıra dışı yaşam formunu yaratmanın zorluklarını ve potansiyel tehlikelerini daha derinlemesine anlamak için yoğun çaba sarf ediyor. Bu çabanın bir parçası olarak, araştırma grupları ayna yaşamın ilk adımı olarak “ayna bakteriler” üzerinde çalışmalar yürütüyor.[1]

Ayna yaşam fikri geçmişte tartışılmış olsa da, bu teknolojinin potansiyel riskleri bugüne kadar kapsamlı bir şekilde analiz edilmemişti. Ancak son yıllarda, ayna yaşam formlarının yaratılmasını mümkün kılacak teknolojilerin hızla gelişmesi, bu tür bir değerlendirme ihtiyacını daha da önemli hale getirdi.[2] Uzmanlardan oluşan bir araştırma grubu, özellikle ayna bakterilerin yaratılabilirliği ve beraberinde getirebileceği riskler üzerine yoğunlaştı.[1] Çalışma; bu bakterilerin insan, hayvan ve bitki bağışıklık sistemleri üzerindeki etkilerini, çevresel yayılma kapasitelerini ve olası kontrol yöntemlerinin etkinliğini kapsamlı bir şekilde inceledi.

27
3
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Ayşenaz Subaşı
İnceleyen7 3 gün önce
Sıkı bir korku filmi hayranı olarak Son Durak serisi gerilimi seven herkes tarafından kesinlikle izlenmesi gereken, çoğu korku/gerilim filmine kıyasla somut değil soyut bir antagoniste sahip olan harika bir seridir.
Serinin son filmi "Kan Bağı", çoğu soruya cevap sunmuş bence. Özellikle John Bludworth (RIP Tony Todd ♡) karakterinin hikayesini sonunda öğrenebilmek beni çok mutlu etti. Filmin geçmişe dokunması, ölümün ne kadar kararlı olduğunu göstermesi, ve ana karakterlerden biri olan Iris'in hikayesi gerçekten etkileyiciydi.
Geçmiş filmlere bakıldığında oyuncu performansı çoğu zaman zayıf olan bu serinin son filminde oyuncular gayet güzel oynamış. Efektler, müzikler, sahne ve karakter tasarımları da gayet tatmin ediciydi.
7.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Final Destination: Bloodlines
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Halis Gönül
Alıntıyı Ekleyen 6 gün önce
Kaplanlar yiyecek için öldürürler, biz ise birbirimizi bir cümle veya paragraf için parçalıyoruz.
Kaynak: Medya ve Demokrasi
8
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nda yayınladığımız bilim haberlerini anlık olarak Bundle üzerinden de okuyabileceğinizi biliyor muydunuz?

Davut Tekin
Davut Tekin
20K UP
Üye 3 Ocak 2023 1 Cevap
287 görüntülenme
3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Emre Çalışan
6 gün önce
❤️🧡Efendiler ❤️🧡

Bugün saat 19:00'da Şampiyonluğumuzu ilan edeceğiz...

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Aramızda olmasan da, her başarımızda, sevincimizde, hüznümüzde yanımızdasın Atam.
Sevgi ve özlemle...



1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Evrim Ağacı Akademi

Evrim Ağacı Akademi'yi kullanarak kendini Felsefe konusunda geliştirebilirsin.

Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close