Flört şiddeti; bireylerin partnerleri tarafından, vücut bütünlüğüne, ruh bütünlüğüne veya sosyal anlamda hayatlarına etki eden şiddete maruz kalmalarıdır. Bu, dijital ortamlarda olabileceği gibi, gündelik yaşamda ve fiziki bağlamlar içerisinde de gerçekleşebilir. Heteroseksüel ilişkilerde görüldüğü kadar homoseksüel ilişkilerde de partnerlerin birbirlerine flört şiddeti uygulayabilir. Bu şiddet, çoğunlukla sözlü başlayıp, sonra fiziksel boyuta taşınabilmekte ve hatta taraflardan biri üzerinde cinsellik baskısına dönüşebilmektedir. Özellikle çocukluk çağında aile üyelerinden şiddet gören, travma ve istismar yaşayan bireylerin partner şiddetine eğilim gösterdiği bilinmektedir. Çocukluk yaşamında bu tip durumlarla karşılaşan bireyler, sadece flört şiddeti uygulayıcılığı rolünde değil, aynı zamanda maruz kalan rolünde de olabilmektedir.
Flört şiddetinin bir diğer etkeni, düşük benlik saygısı, bedene ve dünyaya ilişkin negatif biliş yapısı gibi durumlardır. Bilişsel anlamda negatif tutum ve davranışlar, kişilerin romantik ilişkilere karşı algılarını sağlıksız şekilde konumlandırmalarına neden olur. Böylelikle birey, "manipüle edildiğini", "kullanıldığını" ve esasında "araçsallaştırıldığını" fark edememektedir. Flört şiddetine maruz kalan ve duyguları istismar edilen birey, karşı tarafın uyguladığı baskıyı; "Beni seviyor.", "Beni kıskanıyor." şeklinde kanıksayabilir.