Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 20 Mart 2014 13 dk.

Evrimden söz ederken aklımızda bulundurmamız gereken en önemli şey, bireylerin değil popülasyonların evrimleştiği gerçeğidir. Dolayısıyla evrimsel bir analizin ilk adımı, popülasyonları anlamak ve analiz etmekten geçer. İşte bu yazımızda, popülasyonları anlamak adına ufak bazı adımlar atacağız. Umuyoruz ki faydalı olacaktır.

İlk olarak bazı soru işaretlerini giderip, bazı gerçeklerden bahsedelim: hiçbir türün tekil birey evrimleşmez. Yani siz ya da ben asla evrimleşmeyeceğiz. Biz neysek, oyuz. Ömrümüz boyunca değiştik ve değişiyoruz, değişeceğiz de... Ancak bunların hiçbiri evrimsel değişimler değildir. Bunlar, ömrümüz içerisinde geçirdiğimiz gelişimsel değişimlerdir. Bu değişimlerin doğrudan evrimsel bir anlamı yoktur. Elbette dolaylı yoldan evrimsel gidişatı etkileyebilir; örneğin kas yapıyor olmanız, vahşi doğada hayatta kalma şansınızı kısmen arttırabilirdi. Ancak bu kaslı yapınız, evrimsel bir anlam taşımaz; çünkü neredeyse hiç kalıtsal değildir (epigenetik faktörleri şimdilik göz ardı ediyoruz). Dolayısıyla sizin kaslı olmanız, yavrularınızın da kaslı olacağı anlamına gelmez. İşte bireyin ömrü içerisinde geçici olarak edindiği bu değişimlere modifikasyon, bu modifikasyonların toplamında meydana gelen değişime ise gelişim denir. Modifikasyon, genellikle sonradan kazanılan ve geçici olan özellikler için kullanılır: kas yapma bir örnektir, diğer tipik örneği ise ten renginin güneş altında bronzlaşmasıdır. Bunlar, bu değişimlere neden olan faktörler ortadan kalkarsa zaman içerisinde yok olurlar: eğer ki güneş altında durmazsanız, teniniz eski rengine dönecektir. Kas yapmayı bırakırsanız, kaslarınız eski haline dönecektir. Ancak gelişimsel her değişim geri dönmez: ömrünüz boyunca boyunuz uzar, bilgileriniz artar, dişleriniz değişir, vs. Bunların hiçbiri zaman içerisinde geri dönmez. Fakat yine de bu değişimler evrimsel anlam ifade etmez, çünkü bu değişimler kalıtsal değildirler.

80
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Çeviren 24 Haziran 2020 34 dk.

İnsanların refahı, ekonomik gelişimi ve fakirliğin azalması için, enerjiye erişim kritik öneme sahiptir. Herkesin enerjiye yeterince erişim sağlayabilmesini mümkün kılmak, küresel gelişim çabalarının önünde süregelen ve giderek daha önemli hale gelen bir zorluktur.

Ne var ki, aynı zamanda enerji sistemlerimizin çevresel etkileri de büyük öneme sahiptir. Tarihsel olarak ve günümüzdeki enerji sistemleri fosil yakıtlara (kömür, petrol ve gaz) dayanmaktadır. Bunlar, karbondioksit ve diğer sera gazlarını üretmektedir - ki bunlar da, küresel iklim değişikliğinin ana itici gücüdür. Eğer küresel iklim hedeflerini tutturmak ve iklim değişiminin tehlikelerinden kaçınmak istiyorsak, dünyanın enerji kaynaklarını köklü ve küresel olarak gözden geçirmesi gerekmektedir.

114
3
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Buse Çakmak
Buse Çakmak
132K UP
Yazar 3 gün önce 9 dk.

Kalp, sadece bir pompa olmadığı gibi, sandığımız kadar da yalnız değildir! Kalp ve beyin kendi aralarında sürekli ve sessiz bir iletişim halindedir. Bu iletişim bazen kalbin atışını hızlandıran bir heyecan, bazense yavaşlatan bir huzurda kendini gösterir. İşte bu sessiz ve bizim bihaber olduğumuz diyalogların mimarı vagus siniridir.[1]

Onuncu kraniyal sinir olan vagus, vücudun en uzun siniri olup Latince "gezgin" anlamına gelir ve bu adı vücut boyunca yalnızca kalbi değil birçok organı etkileyen geniş yayılımdan alır.[1] Aynı zamanda vagus, iç organlarımızdan gelen sinyalleri taşıyan en önemli iletim yollarından biridir. Bu sayede kalp atışlarımızı, solunum ritimlerimizi, mide ve bağırsaktaki gerilmeleri algılar ve bir "bedensel farkındalık" inşa eder. "İntersepsiyon" olarak adlandırılan bu mekanizma öznel anlamda kişide bedende var olma deneyimini mümkün kılarak öznel olarak "yaşıyorum" hissini sağlar.[2]

21
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Poyraz Savaş
Yazar 29 Ekim 3 dk.

Crocoduck, evrim karşıtlarının ortaya attığı, İngilizce "crocodile" (Tr: "timsah") ve "duck" (Tr: "ördek") kelimelerinin birleşiminden oluşan, timsah kafası ve ördek gövdesi olan hayali bir hayvandır (bu terimi Türkçeye "timdak" şeklinde uyarlayabiliriz). Bu kavram, evrim karşıtlarının evrime dair hatalı beklentilerinin ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Bu yazıda, Crocoduck'ın nereden ortaya çıktığından, "geçiş formu" kavramındaki yanlış anlaşılmalardan ve bu kavramın ne anlama geldiği üzerinde duracağız.

Crocoduck terimi, ünlü Genç Dünya Yaratılışçıları olan Kirk Cameron ve Ray Comfort tarafından popüler hale getirilmiştir. Bu iki isim, katıldıkları bir televizyon tartışma programında evrim teorisine karşı Crocoduck'ı öne sürmüştür: Eğer evrim doğru olsaydı, bir timsah ile bir ördeğin birleşimi olan "Crocoduck" gibi tuhaf geçiş formlarının var olması gerekmez miydi?

25
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Ece Müker
Ece Müker
522K UP
1 gün önce
İsrail'in bugüne kadar ürettiği en gelişmiş iletişim uydusu olan Dror-1, Elon Musk'ın şirketi SpaceX'e ait bir Falcon 9 roketiyle ABD'deki Cape Canaveral üssünden başarıyla fırlatıldı.

Israel Aerospace Industries (IAI) tarafından geliştirilen 4,5 ton ağırlığındaki uydu, İsrail'in önümüzdeki 15 yıllık iletişim ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlandı. Fırlatmanın ardından ilk sinyallerin alındığı ve uydunun düzgün çalıştığı bildirildi.

Dror-1'in, Dünya etrafındaki yörüngesini tamamlayıp yaklaşık 36.000 kilometre yükseklikteki sabit konumuna ulaşmasının iki hafta sürmesi bekleniyor. Bu başarılı fırlatma, İsrail'in ulusal ve stratejik uydu iletişim kabiliyetini koruma yolunda attığı önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Günümüz Ukrayna’sında, Dinyester Nehri kıyısında keşfedilen tarih öncesi yerleşim kalıntıları, bu dönemde yaşayan insanların ateşi ustalıkla kontrol ettiğini gösteriyor.

“Geoarchaeology” dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, farklı amaçlar için tasarlanmış ocaklarda ana yakıt olarak özellikle ladin ağacı kullanılmış ve bazı ateşlerin 600°C’nin üzerinde sıcaklıklara ulaştığı tespit edilmiştir.

Araştırmacılar, bu ocakların mevsime ve ihtiyaca göre farklı tiplerde inşa edildiğini ve muhtemelen hayvan yağı ve kemiklerinin de yakıt olarak değerlendirildiğini belirtiyor. Bu bulgular, buzul çağı koşullarında hayatta kalabilmek için atalarımızın piroteknik konusunda ileri düzeyde bilgiye sahip olduğunu kanıtlıyor.

💻 Aktaran: Utku Derin 📝
📝Editör: Ufuk Derin

ℹ️ Bu içerik, Evrim Ağacı internet sitesinden derlenerek hazırlanmıştır. Derleme sırasında bazı önemli detaylar kaybolmuş olabilir. Konu hakkında eksiksiz bilgi almak ve kaynaklarımızı görmek için içeriği lütfen evrimagaci.org üzerinden okuyunuz.
Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 1 ay önce İzmir₺9.000,0020 Temmuz
Atomlardan proteinlere: Yapısal Biyoloji ve Yapısal Taklit
20 Temmuz 2025 15:00 tarihinden 27 Temmuz 2025 12:00 tarihine kadar.

Amino asitler nasıl bir araya geliyor, 3 boyutlu yapı nasıl oluşuyor? Protein yapılarını çözmek, incelemek ve karmaşık protein etkileşimlerini anlamak için hangi teknikleri kullanıyoruz? Etkinlikte bu sorulara cevap ararken, teorik ve pratik oturumlar aracılığıyla protein yapılarını ve etkileşimlerini inceleyeceğiz. Pratik derslerle veritabanı kullanımı (NCBI BLAST, Expasy), protein görselleştirme (PDB, Chimera X), yapı modelleme (AlphaFold), protein etkileşimleri (PISA) ve moleküler kenetleme (HADDOCK, SWISSDOCK) konularını işleyeceğiz.

Devamını Göster
5
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Utku Derin
Utku Derin
387K UP
Aktaran 3 gün önce 3 dk.

Sivrisinek ısırıkları, yaz aylarında ortaya çıkan kırmızı ve kaşıntılı can sıkıcı bir durumdan çok daha fazlasıdır. Bu canlılar küçük olsa da taşıdıkları her yıl dünya çapında 700.000'den fazla insanın ölümüne neden olan hastalıklar son derece büyüktür. Dahası, birçok sivrisinek, aynı zamanda çevre ve sağlık açısından risk oluşturabilen sentetik böcek ilaçlarına karşı direnç geliştirmiştir.

Mikrobiyologlar, bu soruna bir çözüm olarak canlı organizmalardan elde edilen biyopestisitleri araştırıyor. Applied and Environmental Microbiology dergisinde yayınlanan bir araştırma, Akdeniz'deki Girit adasından toplanan bir bakteri izolatının, Culex pipiens molestus sivrisineklerine karşı böcek ilacı etkisi gösterdiğini ortaya koyuyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında şehrin yeraltı tren istasyonlarına sığınan insanları ısırdığı için "Londra Metrosu sivrisineği" olarak adlandırılan bu tür, Batı Nil Virüsü ve Rift Vadisi Ateşi Virüsü gibi tehlikeli patojenleri insanlara bulaştırabilir.

12
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ögetay Kayalı
Çeviren 26 Mayıs 2020
Himalayalar’dan daha yüksek olan nedir? Her ne kadar Himalayalar, Dünya üzerindeki en yüksek dağlar olsa da Samanyolu ile kıyaslanmaları mümkün değil. Zirveleri karla kaplı dağların üzerinde kendini belli eden, galaksimiz Samanyolu’nun merkez bölgesi. Merkez düzleminin hemen üzerinde yer alan aşırı parlak nokta ise Jüpiter gezegeni. Bir diğer dikkat çekici parlak nokta ise sağ üst köşede turuncu bir şekilde kendini gösteriyor, o da Antares yıldızı. Bu fotoğrafı çeken astrofotoğrafçı, neredeyse 4000 metre yükseklikte sıfır derecenin altındaki soğuklarla mücadele ederken bir yandan bu fotoğrafı oluşturan kareleri yakalıyor. Gördüğünüz görsel aslında gün batımından hemen sonra, aynı yerden, toplamda üç saatten fazla süre boyunca çekilmiş 8 fotoğraf karesinin birleşiminden oluşuyor. Çekim Bimtang Gölü yakınları, Nepal‘de Nisan 2019’da yapılmış.
6
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ece Müker
Ece Müker
522K UP
19 saat önce
NASA’nın Mariner 4 uzay aracı, 14 Temmuz 1965’te Mars’ın yanından geçerek ilk kez Kızıl Gezegen’in yakın plan görüntülerini Dünya’ya iletti. Bu tarihi görev, bilim insanlarının ve halkın Mars’a dair hayal gücünü alt üst etti ve gezegenin gerçek yüzünü ortaya çıkardı.

19. ve 20. yüzyılda Percival Lowell gibi astronomlar, Mars’ın yüzeyinde devasa kanallar olduğuna ve bu yapıların akıllı bir uygarlık tarafından inşa edildiğine inanıyordu. Ancak Mariner 4’ün gönderdiği düşük çözünürlüklü 22 siyah-beyaz fotoğraf, bu romantik görüşleri yıkarak Mars’ın ay benzeri, kraterlerle dolu ve kuru bir çöl olduğunu kanıtladı. Atmosferinin Dünya’nın binde biri yoğunlukta olduğu da netleşti.

Mariner 4’ün başarısı, NASA'nın Jet Propulsion Laboratory (JPL) ve Caltech’ten bilim insanlarının önderliğinde, teknolojik sınırlamalara rağmen gerçekleştirildi. Görevde kullanılan Vidicon tüplü kamera, uzay ortamında dayanabilecek şekilde özel olarak geliştirildi ve Mariner 4’ün asıl başarısı, Mars’ı yalnızca bir bilimsel hedef değil, aynı zamanda kamuoyu için görsel olarak erişilebilir bir gezegen haline getirmesiydi.

Görev öncesi Mariner 3 fırlatmasında yaşanan teknik bir arızayla başarısız olan ikiz uzay aracının ardından, Mariner 4 28 Kasım 1964’te fırlatıldı ve yedi aylık yolculuk sonunda Mars'a yaklaştı. O dönemlerde yıldız takibi gibi temel navigasyon teknolojileri bile emekleme aşamasındaydı.

Mariner 4, sadece Mars’ın yüzeyini fotoğraflamakla kalmadı; kozmik ışınlar, manyetik alanlar ve atmosfer yoğunluğu gibi birçok konuda da veri sağladı. Görev, 1967’de sona erene kadar Güneş Sistemi’nin boşluklarında dolaşmaya ve bilgi göndermeye devam etti.

Bugün hâlâ Perseverance ve Curiosity gibi robotlar Mars’ta görev yaparken, bu başarıların öncüsü olan Mariner 4, Mars araştırmalarının dönüm noktası olarak anılıyor. 1965’teki bu görev, Mars'ın bir zamanlar yaşam barındırmış olabileceğine dair bugünkü araştırmaların yolunu açtı.

4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Fazilet Toros
Alıntıyı Ekleyen 2 gün önce
Zaten Siz Hepiniz Böylesiniz

Yürüyen merdivenlerde katır kutur
dikenli bir dal gibi gülsüz
adımlarımın ahı var ve biriktirdiğim bir nehir

inanmak zorunda değilsiniz
-ey inan edenler! özgür değilsiniz.

tomruklar yoruldu akmaktan garul gurul
ferhat sizlere ömür, romeo hırtlamba kavga etmekten
doksanağustosotuzbir doğdu komada alabarda
ciğerleri rutubetten Akdeniz olmuştur, gülümseyiniz

dinlemek zorunda değilsiniz
-ey tulumba kafalar! froyd değilsiniz
.
döşümde cenaze bitmiyor harul hurul
bin kürek bin kazma bir çukur: mezarlık otuzüçşehir
yasinlerden yasin beğendi, toprak direndi
açılmaz yaralar üstünde çeper
ne papatya ne kasımpatı ne sümbül, ballı çiçek birdir
dışarıda ayaz içeride yokluktur

anlatmak zorunda değilsiniz
-ey ima edenler! meddah değilsiniz.
Kaynak: Cite De Pera Dergi/internet sitesi
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ayşe Yılmaz
Ayşe Yılmaz
59K UP
Gözlemi Yapan 1 gün önce Türkiye, Çankırı
Yapraklı ilçe girişinde gözlemlenmiştir. Tür adı "Polyommatus ossmar", namıdiğer "Çokgözlü Anadolu Çillisi".
2
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı Akademi

Evrim Ağacı Akademi'yi kullanarak kendini Yapay Zeka konusunda geliştirebilirsin.

Evrim Ağacı
Yazar 21 Mart 2019 2 dk.

Evrim Ağacı Akademi (ya da kısaca EA Akademi), 2010 yılından beri ürettiğimiz makalelerden oluşan bir çevirim içi eğitim girişimidir.

Evrim Ağacı olarak bu akademiyi başlatmaktaki hedefimiz, klasik eğitim sistemine alternatif ve tamamlayıcı olmanın yanı sıra; her yaş, eğitim düzeyi ve ilgi alanından insanın kendisini özgürce ve tamamen ücretsiz bir şekilde eğitebileceği, geliştirebileceği ve ufkunu genişletebileceği bir araç sunabilmektir.

314
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 1 ay önce İzmir₺9.000,0013 Temmuz
Fiziğin Felsefesi (İngilizce)
13 Temmuz 2025 15:00 tarihinden 20 Temmuz 2025 12:00 tarihine kadar.

The main objective of this event is to clarify the relationship between physics and philosophy. Another aim is to uncover the philosophical foundations of physical theories, introduce conceptual problems, and develop discussion skills on these topics. Therefore, philosophical theories proposed in areas such as space, time, quantum mechanics, matter-energy, the mathematical structure of nature, and the nature of physical laws will be addressed from both historical and contemporary perspectives.

Devamını Göster
4
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Blog Yazısı
Dılbaz Yenisoy
Blog Yazarı 1 dk.

Evrimi yeni öğrenmeye başlayan insanlar genelde köpeklerin yapay seçilim yolu ile evrimleştiğini sanmaktadır. Bu hem doğru hem de yanlıştır. Köpeklerin bundan 12.000 - 14.000 yıl önce evrimleştiği düşünülmektedir. İlk zamanlarda insanlar yerleşik hayata yeni geçtiği dönemlerde dağdan inen kurt sürüleri yavaş yavaş insanların yanına yaklaşmaya başlamıştır bu kurtlardan bazıları uysal bazıları ise saldırgan hareketler sergilemekteydi. Saldırgan hareketler sergileyenler insanlar tarafından öldürüldü fakat daha uysal olanlar insanlarla beraber daha kolay yaşayabildi. İnsanlarla beraber avlandılar, barındılar hatta yeri geldiğinde insanları korudular insanlar da buna karşı kurtlar ile yemeklerini paylaştılar. Şimdi buraya kadar az çok köpeklerin nasıl evrimleşmeye başladığını anladık. Sıra bunun neden yapay seçilim olmadığından bahsetmeye geldi. Bunun yapay seçilim olmama sebebi bilinçli bir süreç olmamasıydı. Evet insanlar bilinçli canlılar fakat insanlar bunu bilinçli bir şekilde yapmadı yaparken farkında değillerdi. Yani yapay seçilim bilinçli canlıların yaptığı evrimleştirme yöntemi değil bilinçli bir şekilde yapılan evcilleştirme yöntemidir. Yapay Seçilim yolu ile evrimleştirilen köpekler bundan 100 - 200 yıl önce evrimleştirilmişlerdir Umarım bu blog yazısı sayesinde doğru sandığınız bu yanlışı düzeltebilmişimdir

14
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'na Destek Ol
İnceleme
The Gorgor
İnceleyen10 21 saat önce
İki senedir doğru düzgün kitap okumuyordum. Hatta kitap okumanın boş bir alışkanlık olduğunu düşünüyordum. Bu kitabı okuduktan sonra fikrim tamamen değişti. Yaklaşık 1,5 ay önce okumuştum. Okuduktan sonra bir daha kitap okumayı bırakmayacağıma söz verdim. Bu kitap bana okuma alışkanlığımı geri kazandırdı. En sevdiğim kitap oldu. Kitap hakkında şunları söylemek istiyorum, bu kitapta betimlemeler sıklıkla yer alıyor. Karakterlerin ruh halleri oldukça detaylı bir şekilde açıklanıyor. Ayrıca psikolojik de bir roman ve türünün de en iyi örneklerinden. Diyalogları oldukça kaliteli ve düşünülmüş. Benim eksik olarak tek gördüğüm şey son kısımdan yeterince bahsedilmemesiydi. Raskolvnikov'un Sonya'yla olan diyaloğunu tam anlayamadım. Aslında anlayamam benim sorunumdu çünkü öğretmenim anladı ve onun yorumunu dinledim. Ek olarak şunu söylemek istiyorum: Kitabı okurken detayları kaçırmayın, dikkatli okuyun.
Kitap
9.4/10
(18 Kişi)
Puan Ver
Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi XLV (45) - Rusça Aslından Çeviren: Mazlum Beyhan
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close