Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
İnceleme
Hatice Kutbay
Hatice Kutbay
111.1K UP
İnceleyen 6 gün önce
Binbir Gece Masalları, yalnızca masal anlatan bir derleme değil; iktidar, korku, arzu, bilgi ve hikâyenin dönüştürücü gücü üzerine kurulmuş çok katmanlı bir kültürel metindir. Masalların çerçevesini oluşturan Şehrazat–Şehriyar anlatısı, sözün ve anlatının ölüm karşısındaki en güçlü direniş biçimi olduğunu gösterir.

Eserin temel fikri daha ilk çerçeve anlatıda ortaya konur. Şehriyar’ın her gece evlendiği kadını sabah öldürtmesi karşısında Şehrazat’ın seçtiği tek silah hikâyedir. Şehrazat’ın konumu açık bir şekilde dile getirilir:

“Bana bu geceyi bağışla ey hükümdar; sana öyle bir hikâye anlatacağım ki, eğer Allah dilerse sabaha kadar canımı kurtarır.”

Bu cümle, Binbir Gece Masalları’nın özünü özetler. Anlatmak hayatta kalmaktır. Hikâye burada estetik bir zevkten çok, varoluşsal bir stratejidir.

Masallar ilerledikçe farklı toplumsal katmanlardan insanlar, tüccarlar, köleler, kadınlar, cinler ve hükümdarlar söz alır. Bu çok seslilik, iktidarın tek merkezden bakışını kırar. Özellikle hükümdar figürlerinin sık sık yanıldığı, aldatıldığı ya da cezalandırıldığı masallarda şu tür ifadelerle karşılaşırız:

“Zalimlik edenin sonu pişmanlıktır.”

Bu tür cümleler, masalların eğlencelik değil; ahlaki ve siyasal bir eleştiri alanı olduğunu gösterir. Mutlak gücün sorgulanabildiği nadir geleneksel anlatılardan biridir Binbir Gece.

Kadın anlatıcı olarak Şehrazat’ın konumu özellikle dikkat çekicidir. Şehrazat yalnızca masal anlatmaz; masallar aracılığıyla Şehriyar’ı dönüştürür. Onu yavaş yavaş intikamdan merhamete taşır. Bir noktadan sonra anlatının hedefi netleşir:

“Hikâyeler uzadıkça hükümdarın öfkesi azalıyordu.”

Bu ifade, bilginin ve anlatının şeffaf bir iktidar eleştirisi sunduğunu gösterir. Şehrazat, gücü doğrudan karşısına almaz; onu dönüştürerek etkisizleştirir.

Binbir Gece Masalları’nda kader de merkezi bir temadır. Ancak bu kader edilgen değildir; akıl ve cesaretle yönlendirilebilir. Sıkça tekrarlanan şu ifade bunu açık eder:

“Tedbir insandan, takdir Allah’tandır.”

Bu anlayış, insan iradesini yok saymaz; aksine onu ahlaki sorumluluğun merkezine yerleştirir. Masallar bu yönüyle fatalist değil, pratik bilgelik taşır.

Sonuç olarak Binbir Gece Masalları, masal formu altında hayat, iktidar ve özgürlük üzerine derin bir felsefe barındırır. Şehrazat’ın anlattığı her hikâye, yalnızca bir geceyi değil, bir zihniyeti kurtarır. Masallar bittiğinde Şehriyar yalnızca eğlenmiş değil, değişmiş bir insandır. Ve eser şu düşünceyle kapanır: Anlatı, insanı öldürmez; susturulan anlatı öldürür.

Bu yüzden Binbir Gece Masalları, yalnızca geçmişin bir masal kitabı değil; bugün hâlâ sözün, aklın ve anlatının şiddete karşı en güçlü direniş biçimi olduğunu hatırlatan evrensel bir metindir.
8.5/10
(2 Kişi)
Puan Ver
Cilt 1/1
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Dilara Aydın
Dilara Aydın
71.6K UP
Yazar 31 Aralık 2021 19 dk.

Her organizmanın kendine özgü bir vücut yapısı vardır. Kollar ve bacaklar gibi özel vücut yapıları genel görünüm açısından benzer olsa da (nihayetinde her ikisi de kas ve kemikten yapılmıştır), şekilleri ve detayları farklıdır. Bir embriyo büyürken, vücudun farklı bölümlerinde yapıların nasıl geliştiğini belirleyen, "homeotik genler" adı verilen özel bir gen grubunun yaptığı işler sayesinde, kollar ve bacaklar farklı şekilde gelişir.

Bu "homeotik genler"in en meşhur ve önemlilerinden olan HOX geni, birbirinden farklı organizmaların normal embriyolojik gelişmelerini tamamlayabilmesi için gereken bilgiyi kodlayan, yüksek organizasyonlu canlılarda vücut şekillenmesi, organların oluşumu ve bunların vücut planı içinde olmaları gereken yerde bulunabilmelerini sağlayan, düzenleyici işlevde bir gen ailesidir. HOX genleri ("Hox genleri" olarak da yazılır), diğer genlere bağlanan transkripsiyonel düzenleyici (DNA'dan RNA'ya genetik bilgi aktarımı) faktörleri kodlamakta ve böylelikle hücre gelişmesine önemli katkı sağlamaktadır.[1] Örneğin bir böceğin HOX genleri, o böceğin belli bir segmentinde hangi uzuvların oluşacağını (kol mu, anten mi, bacak mı, kanat mı, vb.) belirlemektedir.

112
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Fatih Birinci
Fatih Birinci
400.5K UP
Çeviren 10 Ağustos 2019 31 dk.

Sigmund Freud, 1938'de, son âna kadar Viyana'dan çıkmadı. Alman Ordusu şehre girdikten ancak üç ay sonra, 4 Haziran’da Doğu Ekspresi ile ülkeden ayrıldı. Viyanalı Yahudilere karşı yapılan zulmün hemen başlamasına (Almanlar vardığında CBS Radyo için Viyana’da çalışan Edward R. Murrow, Yahudi evlerinin tarumar edilerek aranmasına şahit olmuştu) ve arkadaşlarının kaçması için neredeyse yalvarmasına rağmen, Freud buna ayak diremişti. Kızı Anna tutuklanıp Gestapo tarafından sorgulandıktan sonra, fikrini değiştirdi. Ailesinin bir kısmını ülkeden dışarı çıkarabilmişti; ancak dört kız kardeşi çıkamadı. Bunlardan birisi Theresienstadt'da açlıktan, diğerleri de muhtemelen Auschwitz ve Treblinka'da gazlanarak katledildi.

Freud, Londra'ya iltica etti. Arkadaşları onu, şu anda Freud Müzesi olan, Hampstead'deki büyük bir eve yerleştirdi. 28 Şubat 1939'da Virginia ve Leonard Woolf, çaya geldiler. Hogarth Yayıncılık'ın kurucuları ve sahibi olan Woolf ailesi, 1924’den itibaren Freud'un Britanyalı yayıncıları olmuştu. Hogarth daha sonra, "Standart Baskı" (İng: "Standard Edition") olarak da bilinen, Freud’un çalışmalarının 24 ciltlik çevirisini, Anna Freud ve James Strachey editörlüğünde yayınlayacaktı.

230
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Burak Albayrak
Burak Albayrak
355.7K UP
Ekleyen 7 Ocak 2023 42 dk.

Respiratuvar Sinsityal Virüs (kısaca RSV), dünya çapında çocukları enfekte eden en yaygın virüslerden biridir ve yetişkinlerde, özellikle yaşlılarda giderek artan bir şekilde önemli bir patojen olarak tanınmaktadır. RSV enfeksiyonunda karşılaşılan en yaygın klinik senaryo bir üst solunum yolu enfeksiyonudur; ancak RSV genellikle küçük çocuklarda bir alt solunum yolu hastalığı olan bronşiyolit olarak ortaya çıkar ve nadiren pnömoni, solunum yetmezliği, apne ve ölüme ilerleyebilir.

RSV tedavisi üç kategoriye ayrılır:

54
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Esat Kudret
Esat Kudret
726.5K UP
18 saat önce
Bugün ana temamız sağlık oldu hadi hayırlısı. Ne de olsa her şeyin başı...
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 25 Ocak 2019
Her şey hareket eder ve hiçbir şey sabit değildir.
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
25
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Emre Akman, Hüseyin Atala, Begüm Sönmez
Emre Akman, Hüseyin Atala, Begüm Sönmez Seslendiren 1 ay önce 28:55
Maküla Dejenerasyonu Olan Hastalara Biyoteknolojik Çözüm, Yatkınlık Genlerinin Hastalık Yapma Olasılığı, Yaşla Beraber Değişen Kahvaltı Rutini ve Vücudumuza...
8
İnceleme
Hatice Kutbay
Hatice Kutbay
111.1K UP
İnceleyen 6 gün önce
Fakir Baykurt – Yarım Ekmek, yoksulluğu romantize etmeden, onu gündelik hayatın sessiz ama sürekli bir gerilimi olarak anlatan; toplumsal eşitsizliğin insan ruhunda bıraktığı izleri sade ama sarsıcı bir dille görünür kılan bir kitaptır. Baykurt bu eserde büyük olaylardan çok küçük eksikliklerin –yarım kalan bir ekmek, tamamlanamayan bir hayat– etrafında örülen bir gerçekliği merkezine alır.

Kitabın temel izleği, yoksulluğun yalnızca maddi bir yetersizlik değil, insanın onurunu, ilişkilerini ve hayallerini aşındıran yapısal bir sorun olduğudur. “Yarım ekmek” metaforu, hayatta kalmaya yeten ama insanı doyurmayan bir düzeni simgeler. Karakterler aç değildir; fakat hiçbir zaman tam da doymamışlardır. Bu arada kalmışlık hâli, Baykurt’un toplumcu gerçekçi edebiyatının en güçlü yanlarından biridir.

Fakir Baykurt’un anlatımı didaktik olmaktan bilinçli biçimde kaçınır. Yoksulluğu anlatırken ajitasyona başvurmaz; sistemin adaletsizliğini karakterlerin sessiz kabullenişleri, küçük isyanları ve iç kırılmaları üzerinden gösterir. Bu yönüyle Yarım Ekmek, yoksulluğu bir “kader” olarak değil, normalleştirilmiş bir eşitsizlik olarak ele alır. Okuyucuya sürekli şu soruyu sordurur: Bir toplumda bazı insanlar neden hep yarım yaşar?

Eserde dikkat çeken bir diğer tema, alışılmış yoksulluğun yarattığı duyarsızlıktır. Karakterler, yoksunluğa öylesine alışmıştır ki, eksikliği artık sorgulamaz hale gelmişlerdir. Bu psikolojik boyut, Baykurt’un sadece sosyolojik değil, aynı zamanda derin bir insan gözlemcisi olduğunu da gösterir. Yoksulluk, yalnızca dış koşulların değil, iç dünyaların da bir parçası hâline gelmiştir.

Dil ve üslup açısından Baykurt, yalın ama güçlü bir gerçekçilik kurar. Köy edebiyatı geleneğinden beslenen anlatı, gündelik konuşma diliyle şekillenir; bu da metne hem sahicilik hem de duygusal yoğunluk kazandırır. Ancak bu dil, yerelliğe hapsolmaz; tam tersine, anlatılan yoksulluk deneyimi evrensel bir yankı üretir.

Sonuç olarak Yarım Ekmek, yoksulluğu büyük sloganlarla değil, küçük paylarla anlatan bir romandır. Fakir Baykurt, okuyucuyu acımaya değil, düşünmeye ve rahatsız olmaya çağırır. Bu kitap, toplumcu gerçekçi edebiyatın yalnızca geçmişin bir tanığı olmadığını; bugün hâlâ güncelliğini koruyan bir adalet ve eşitlik çağrısı olduğunu hatırlatır.
Kitap
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %100 reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.

Kreosus

Kreosus'ta her 50₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.

Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.

Patreon

Patreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.

Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.

YouTube

YouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra 24-72 saat alabilmektedir.

Diğer Platformlar

Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.

Giriş yapmayı unutmayın!

Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.

Gencay Kaan Polat
Uyarlayan 13 Aralık 2020 11 dk.

Volkanik aktivite, gezegenimizin büyüleyici, korkutucu ve kesinlikle gerekli bir özelliğidir. Volkanlar, Afrika'daki bir çölden Antarktika'nın soğuk iklimlerine, Pasifik'teki adalara ve tüm kıtalara kadar her yere dağılmış durumdadır. Her gün, bir yerlerde bir volkan patlamaktadır. Bali'deki son derece aktif Agung Dağı, İzlanda'daki Bárðarbunga, Hawaii'deki Kilauea ve Meksika'daki Colima gibi yanardağların isimlerine çoğumuz aşinayız.

Bununla birlikte, Güneş Sistemi boyunca gök cisimlerine yayılmış volkanlar vardır. Örneğin Jüpiter'in ayı Io'yu ele alalım. Oldukça volkaniktir ve yüzeyinin altından kükürtlü lav fışkırtır. Dünya'nın küçük bir modeli olan bu uydunun, malzemeyi iç kısımdan yüzeye ve ötesine getiren yoğun bir volkanik aktivitesi vardır ve bu faaliyet nedeniyle milyonlarca yıldır Io'nun adeta "içinin dışına çıktığı" düşünülüyor.

45
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Alper Kaan Selçukoğlu
Yazar 22 Kasım 2023 14 dk.

Davranışların incelenmesi, bize organizmaların çevrelerine nasıl yanıt verdiği ve bu yanıtların evrimsel kökenleri hakkında derinlemesine bilgiler sunar. İnsanlar söz konusu olduğunda, psikoloji ve sosyoloji gibi bilimler davranışın temel bileşenlerini ve bu davranışların bireyler ve toplumlar üzerindeki etkilerini anlamamıza yardımcı olur. Öte yandan etoloji ise, insan harici hayvanlar aleminin davranışsal dinamiklerini ve bu davranışların ekolojik ve evrimsel bağlamlarını inceler. Bu disiplinler, hayvanların ve insanların dünyalarını daha iyi anlamamız ve birbirimizle ve doğal dünya ile olan ilişkilerimizi daha iyi yönetmemiz için önemli araçlar sağlar.

Nesli tükenmiş hayvanlar söz konusu olduğunda, onların davranışları hakkındaki bilgilerimiz sınırlıdır çünkü bu hayvanları doğal ortamlarında doğrudan gözlemleme fırsatımız yoktur. Fakat gözlem şansı olmasa da epey kapsamlı tahminler mevcuttur. Kalıntıları bulunan ve Kik adı verilen yünlü mamut bireyi, Buzul Çağı'ndan kalan ve hikayesi bilinen ender memeli hayvanlardan biridir. Kik, yaklaşık 17.100 yıl önce, Alaska'nın iç kesimlerinde, kuzeyde Brooks Sıradağları ve güneyde Alaska Sıradağları arasında dünyaya gelmiştir. O dönemde, bu bölge, Bering kara köprüsü üzerinden Sibirya'ya ve Batı Avrupa'ya kadar uzanan soğuk ve kuru bir çayırlık olarak karşımıza çıkar. Bu geniş bölgeye, bölgenin en ikonik hayvanlarından dolayı "mamut stepleri" adı verilmiştir.[1]

68
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Zeynep Ada Coşkun
İnceleyen 18 Mayıs 2024
Sevdiğim bir twitch yayıncısı kanalını inceleye bilirsiniz
Youtube Kanalı
8.2/10
(38 Kişi)
Puan Ver
@Elraenn
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
12
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Discord
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Beste Kesmen
Beste Kesmen
52.1K UP
Çeviren 5 gün önce 3 dk.

Bu soruyu cevaplamadan önce, başka bir soru üzerine düşünmemiz gerekiyor: "Sanat nedir?" Sanat, insanların fikirlerini ve duygularını paylaşmak için yarattığı bir şeydir. Başkalarının da bir şeyler düşünmesini veya hissetmesini sağlayabilir. Sanat; müzik, hikâye, resim veya çizim dahil olmak üzere birçok şey olabilir.

Mağara resimleri genellikle "üretilen ilk sanat eserleri" olarak adlandırılır. Ancak bu resimleri yaratan insanların, onları gizemli ve güçlü bulmuş olmaları muhtemeldir; bu da bizim bugünkü düşündüğümüz sanattan oldukça farklıdır.

11
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı Akademi

Evrim Ağacı Akademi'yi kullanarak kendini Felsefe konusunda geliştirebilirsin.

Söz
Yasin Erkmen
Alıntıyı Ekleyen 3 saat önce
Kapitalist bir dünyada yaşıyoruz. Sahip olduğu iktidar, karşı konulamaz gibi geliyor. Bir zamanlar kralların ilahi kudreti de öyle görünüyordu. Oysa her türlü insan iktidarı, insanlar tarafından direnilebilir ve değiştirilebilirdir.
Kaynak: Ursula K. Le Guin, "Ursula K. Le Guin's Speech at National Book Awards: 'Books Aren'tjust Commodities,"' Guardian, 20 Kasım 20 14
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Sena Küçükkıvanç
İnceleyen10 21 Kasım 2024
Melodysheep kanalı "Evren nasıl biter?" gibi insanı hop oturup hop kaldıran soruları, adeta Netflix dizisi gibi dramatize ederek sunuyor. John D. Boswell, görselleriyle gözlere, müzikleriyle kulaklara bayram ettirirken, beynimizi ise "bu evren neymiş arkadaş" diye isyana sürüklüyor. Tanıtım videosunda da gördüğünüz üzere resmen evrenin kıyamet senaryosunu "kara delikler bile ağladı" modunda servis etmiş. Kanalın içerikleri o kadar etkileyici ki izlerken "Kara delik çağı ne zaman geliyor, ben nasıl katılırım?" diye düşündürüyor insanı 😂. Bilim, sanat ve VFX'in "Power Rangers" tadında bir araya geldiği bu kanal sizi hem uzaya çıkarıyor hem de filozof gibi düşündürüyor. İzlemeden ölmek, kara deliğe yanlışlıkla düşmek kadar büyük bir kayıp olur... (Kanalın sahibi bu kadar övmemiştir kendi kanalını 😅 ama hak edilesi bir övgü)
Youtube Kanalı
9.9/10
(12 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
20
4 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Tüm Reklamları Kapat
Eymen Gerboğa
Üye 19 saat önce Henüz cevap yok.
bir kaç yerde okuduğuma göre 20 dakikalık uyumayarak yapılan  ve uyurken alınan 3 4 saatlik dopamin desteği verdiğini duydum ama bunun üzerine pek kanıtlanmış bulamadım. bilenler varsa bu konu hakkında yetkinliği bulunan biri beni aydınlatırsa çok sevinirim.?
2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Dılbaz Yenisoy
Dılbaz Yenisoy
204.9K UP
Öğrenci 14 Şubat 2023 Sen de Cevap Ver
Köpeklerin kafatasının bu şekilde evrimleşmesinin nedenleri nelerdir?
Köpeklerin kafatasının bu şekilde evrimleşmesinin nedenleri nelerdir?

Bu durum Evcilleştirme Sendromu adlı bir evrimsel sürecin sonucudur. Aynı şekilde köpeklerde kulak sarkması da meydana gelmiştir. Bunların sebebinin büyük bir çoğunluğu doğadan koparılmalarıdır diyebiliriz. Doğadan koparılma ve arkadaş canlılığı üzerinden uygulanan bir seçilim baskısıyla beraber zaman içerisinde dişler ve çene zaman içerisinde körelmiştir.

Bununla ilglili yazdığım bir blog yazım var onu okursanız bu durumu daha iyi anlayabilirsiniz. Yazıya buradan ulaşabilirsiniz.

Not: Evrim Ağacındaki blog yazılarının doğruluğu garanti altında değildir bu yüzden yazıdaki kaynakları kontrol etmenizi tavsiye ederim

Tüm Reklamları Kapat

Kaynaklar

  1. Christina Hansen Wheat, et al. (2019). Behavioural Correlations Of The Domestication Syndrome Are Decoupled In Modern Dog Breeds. Nature. | Arşiv Bağlantısı
3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Pictures From Italy (Charles Dickens)

Pictures from Italy is a travelogue by Charles Dickens, written in 1846. The book reveals the concerns of its author as he presents, according to Kate Flint, the country “like a chaotic magic-lantern show, fascinated both by the spectacle it offers, and by himself as spectator”.

In 1844, Dickens took a respite from writing novels and for several months traveled through France and Italy with his family. They visited the most famous sights: Genoa, Rome, Naples (with Vesuvius still smouldering), Florence and Venice. In his travelogue the author portrays a nation of great contrasts: grandiose buildings and urban desolation, and everyday life beside ancient monuments. But it is his encounters with Italy’s colorful street life that capture the imagination. Dickens is particularly drawn to the costumes, cross-dressing, and sheer exuberance of the Roman carnival. From the book we learn that Dickens was an early riser and walker, and that he enjoyed touring the major attractions on foot.

Warning: Unlike most of the books in our store, this book is in English.
Uyarı: Agora Bilim Pazarı’ndaki diğer birçok kitabın aksine, bu kitap İngilizcedir.

Devamını Göster
₺250.00
Pictures From Italy (Charles Dickens)
3
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close