Herhangi bir sorunu bilimin asla çözemeyeceğini ileri sürenler çok bilenler değil az bilenlerdir.
Fark edilir miktarda çeşitliliğin ortaya çıkması için, organik varlıkların nesillerce yeni yaşam koşullarına maruz kalması gerektiği ve düzenlenimin, bir kez çeşitlenmeye başladı mı nesiller boyu çeşitlenmeyi sürdürdüğü oldukça açık görünüyor.
Yine de bence, şu gerçeği kabullenmeli insan: Evet, insanların asil yönleri çoktur. En zora düşmüş insana bile sempati duyabiliriz. İnsan, sadece diğer insanlara değil, en sıradan canlılara bile yardım elini uzatır. Tanrısal zekâsıyla, Güneş Sistemi'nin yapısını ve hareketlerini de idrak edebilmiştir. Tüm bu yüce güçlere sahip insan, buna rağmen vücudunda düşük kökenlerinin silinmez izini bir damga gibi taşımaktadır.
Bilgisizliğin verdiği cesareti bilgi hiç bir zaman verememiştir.
Batıl inançlara zaman zaman kafa yormak faydalıdır, çünkü bunlar aklımızın gelişmesine, bilime ve bilgi birikimimize ne kadar çok şey borçlu olduğumuzu ortaya koyar.
İnsan kibirle kendini müthiş bir başarı olarak görür, ilahi bir varlığa layık gibi. Ancak bence kendisinin hayvanlardan geldiğini kabul etmek daha saygıya değer bir şey.
Her yeni keşif matematiksel formdadır, çünkü sahip olabileceğimiz başka bir rehber yoktur.