CHARLES DARWİN’in TANRIYA İMAN ETMESİ
(Türlerin kökeni son sayfa)
Ustalikla yapilmis bütün o canli biçimlerin, çevremizde etkilerini sürdüreduran yasalarin ürünleri oldugunu düşünmek ilginçtir. Bu yasalar —genis bir anlamda— Ureme ve Büyüme; Soyaçekim (hemen hemen üremenin kapsaminda kalir); yasam kosullarinin, ve parçalarin kullanılıp kullanılmamasinin dogrudan ve dolaylı etkilerinin sonucu olan degiskenliktir; üreme öylesine hizlidir ki Yaşama Savaşına yol açar; ve bunun sonucu Iranin Iraksamasini ve az gelişmis biçimlerin tükenmesini zorunlu kilan Dogal Seçmedir. Böylece, doganin savaşindan, açliktan ve ölümden, düsünebil-digimiz en yüce erege, daha yukari hayvanlarin olusmasina varilir. TANRI’nın baglangiçta bütün özünü birkaç ya da bir biçime üfürdügü yaşami böyle anlayan ve bu gezegen çekimin degismez yasasina göre dönüp dururken, böylesine basit bir baslangiçtan en güzel, en olaganüstü biçimlerin türemis ve türemekte oldugunu kavrayan bu yasam görüsünde gergekten YÜCELİK vardir
Bilim, Dinin düşmanı değildi ama cehalet her ikisininde karşıtıydı...
En hızlı ya da en güçlü değil, en hızlı adapte olan hayatta kalır.
“Hayatta kalan ne en güçlü olandır ne de en zeki olan; hayatta kalan, değişime en iyi uyum sağlayandır''
Bir fikri öldürmenin en iyi yolu, onu yanlış savunmaktır.
İnsanın kökeninin asla bilinemeyeceği, güvenle ve sıklıkla öne sürülmüştür. Ama bilgisizlik, çoğu zaman bilgiden daha fazla özgüven yaratır: Bilimin şu veya bu sorunu asla çözemeyeceğini öne sürenler, çok bilenler değil az bilenlerdir.
Fark edilir miktarda çeşitliliğin ortaya çıkması için, organik varlıkların nesillerce yeni yaşam koşullarına maruz kalması gerektiği ve düzenlenimin, bir kez çeşitlenmeye başladı mı nesiller boyu çeşitlenmeyi sürdürdüğü oldukça açık görünüyor.