Kadın ve Çevre Arasındaki İlişkiyi Vurgulayan Ekolojik Bir Felsefe: Ekofeminizm
Birleşmiş Milletler Çevre Programı, dünyanın her yerinde etkisi olan çevresel faktörlerin halihazırda hayatlarımızda yer edinmiş cinsiyet eşitsizliğinin yanında kadınları erkeklere göre daha fazla etkilediğini bildirmektedir.[1] Cinsiyet rolleri çevre ile etkileşimde etkili olmakla beraber, her cinsiyete göre çevre ve insan arasındaki ilişki farklı bir şekilde biçimlenmektedir.
Cinsiyet perspektifinden bakıldığı zaman çevresel sorunlara ve iklim değişikliğine feminizm üzerinden parmak basan bir düşünce ekolü var: Ekofeminizm.
Ekofeminizm Nedir?
1974 yılında Fransız feminist Françoise d’Eaubonne tarafından öne sürülen ekofeminist yaklaşım, ekolojik tahribat ve toplumsal cinsiyet sorunu arasında bir bağlantı kurarak bu problemlere çözüm bulma arayışındadır.[2]
1792 yılında doğa ve kadın arasındaki ilişkiyi vurgulamak isteyen İngiliz yazar ve filozof Mary Wollstonecraft, Kadın Haklarının Gerekçelendirilmesi (Vindication of the Rights of Women) adlı kitabını yazarak, bu konu üzerine büyük ses getirmiştir fakat ‘ekofeminizm’ kavramı 1970’li yıllarda ortaya atılmıştır.
Bu perspektif, kadın ve doğa sorunlarının temel kaynağının ataerkil toplumlar ve erkek egemenliği olduğunu düşünmekte ve bu nedenle patriyarkal sistemin ve onun bir uzantısı olan kapitalizmin önüne geçmek için kadınların örgütlenmesi gerektiğini savunmaktadır.
Ekofeminist ekol, çevrecilik, post-kolonyal teori (sömürgeciliğin sebep olduğu sorunlara çözüm arayan bir felsefik görüş), bilim felsefesi, anti-kapitalizm, queer teori (LGBT tanımlarını politik, felsefik, kültürel, sosyolojik ve tarihsel açılardan açıklayan bir görüş) ve sosyalizm gibi bir çok akımla beraber çalışarak kadınlar ve doğa üzerindeki sınırlandırmaları çözmeye çalışma eğilimindedir.
Ataerkil sistem yüzünden ortaya çıkmış hiyerarşik ikicilik (binarism) mekanizması kültürleri ve erkeği merkeze yerleştirirken kadın ve ‘çevre’ kelimesi ile aşağılanan doğayı ikincil olarak konumlandırmaktadır. Ekofeministler, binarism mekanizmasına sesini yükseltmektedir fakat tarih boyunca toplumsal cinsiyet tartışmalarında ağırlıklarını koyamayan ekofeministler günümüzde yeni yeni tanınmaya başlamışlardır. Ülkemizde ise ekofeminizme dair ilgi 1990’lı yıllarda artmış olmasına rağmen herhangi bir dergide ya da gazete kupüründe bu ekole dair bir yazıyla karşılaşmamaktayız çünkü bu akım önyargı oluşturacak şekilde bile Türkiye’de değer görememekte.
Bu ekolü desteklemek üzere Rudolf Bahro, Murray Boockhin, Andre Gorz, Mary Mellor ve Vandana Shiva gibi bazı çevreci düşünürler ekofeminizmi açıklayan belli başlı kitaplar ve makaleler sunmuştur.
Ekofeminist görüşün temel olarak iki ilkesi vardır: Birincisi, bu perspektif kadın ve doğanın tarihsel olarak birbirine çok yakın ve benzer olduğunu savunmaktadır. İkinci ilke ise ataerkil kapitalist sistemin kadınlar ve doğa üzerinde olumsuz etkiler yarattığını iddia ederek bu sistemin yıkılması gerektiğini söylemektedir.[3]
Ekofeminizm, sunduğu iki temel ilke doğrultusunda dört ana kola ayrılmaktadır: Kültürel, sosyalist, liberal ve toplumsal ekofeminizm. Ekofeminist aktivist Ynestra King’in bu ekolü destekleyen şöyle bir sözü vardır:[3]
Dünyanın ve üzerindeki varlıkların kurumsal savaşçılar tarafından tahrip edilmesini, askeri savaşçılar tarafından nükleer yok edilme tehdidini feminist kaygılar olarak görüyoruz. Bu, bizim kendi vücudumuz ve cinselliğimiz hakkındaki kararlarımızı elimizden alan ve bunu yapmak için de birden çok tahakküm ve devlet gücüne ihtiyaç duyan maskülenist zihniyettir.
Ekofeminist Ekolün Ses Getiren Bazı Örnekleri
Bu düşünce her ne kadar çok fazla dergilere ya da makalelere konu olamamış olsa da tarihsel süreçte güçlerini ve direnişlerini göstermek isteyen kadınlar bazı eylemler ile ses getirmiştir.[4]
Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.
Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.
Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.
Chipko Hareketi veya Chipko Andolan, 1970’lerde Hindistan’ın kuzeyinde bulunan Uttarakhand eyaletinde başlamıştır. Bu hareketi başlatan çevreci aktivist Sunderlal Bahuguna, eylemin fikrini eşi olan Vimla Bahuguna’dan edinmiştir ve ormanların korunmasına dair bu hareketi tüm dünyaya duyurmuştur. Her ne kadar bu tür hareketlerin tarihini Hindistan'da 18. yüzyıla kadar takip etmek mümkün olsa da bu hareket, Hindistan'da şiddet kullanmayan çevre direnişlerine (pasif çevre direnişlerine) öncülük etmiş ve o tarihten sonraki birçok benzer protestoya ilham kaynağı olmuştur.[5] Omurgasını kadınların oluşturduğu ama birçok lideri erkek olan hareket, o gün bugündür gelişmeye devam ederek tam bir ekofeminizm hareketine evrimleşmiştir.[6]
Bir diğer büyük hareket ise Kenya’nın Nairobi kentine mensup insanlar -çoğu kadın- tarafından Yeşil Kuşak Hareketi isimli sivil toplum örgütünün kurulmasıdır. Bu örgütün öncüsü olan çevreci ve siyasi eylemci Profesör Wangari Maathai, 1977 yılında örgütün kurulmasına dair gerekli olan ilk adımı Kenya Ulusal Kadınlar Konseyi’nin yardımıyla atmıştır. Bu örgüt, geçim kaynaklarının iyileştirilmesi, toplumun güçlendirilmesi ve daha iyi bir çevre yönetimi için çalışmaktadır.[7]
Elbette her felsefi akım gibi, ekofeminizm de bolca eleştiriyle karşılanmıştır. Örneğin anti-özcü feminizm akımları, ekofeminizmin özcü bir felsefeyi savunmakla, dolayısıyla erkek egemenliği güçlendiren bir akım olarak eleştirmiştir.[8] Bu eleştirinin özünde yer alan argüüman, ekofeminizmin kadın ve erkek arasında keskin bir ikilem ("dikotomi") olduğunu varsayması bulunmaktadır. Bu dualist yönün, kadın ve erkekler arasındaki farklara çok fazla odaklandığı ileri sürülmüştür.[9]
Ayrıca ekofeminizmin var olan sosyal yapılara katılım konusunda diğer birçok feminist felsefesinden ayrıldığı da düşünülmöektedir. Örneğin radikal veya özgürlük temelli feminist akımlar, var olan hegomonik sosyal yapı içerisinde kadınlara eşit haklar tanınmasına odaklanırken, ekofeministler bu tür alanlarda kadınların yer almasına uğraşmanın hata olduğu, bu yapıların ortadan kaldırılması gerektiğini savunmaktadır - bu nedenle ana akım feminist akımlarca eleştiriye maruz kalmaktadır.[10]
Son olarak ekofeminizm, Janet Biehl gibi sosyal ekologlar tarafından, fazlasıyla "mistik" olmakla ve doğayla kadın arasındaki "mistik" bir bağlantıya gereğinden fazla odaklanmakla suçlanmaktadır. Ona göre bu doğaüstücü yaklaşım, kadınların gerçek sorunlarını çözmeyi zorlaştırmaktadır. Biehl, ayrıca, ekofeminizmi ilerici bir teori olmaktansa, gelişim karşıtı ("gerici") bir teori olmakla da suçlamaktadır.[11] Rosemary Radford Ruether de ekofeminizmdeki abartılı mistisizm vurgusunu tehlikeli bulmakta; feminizm ile mistisizmin daha etkili bir kombinasyonunun mümkün olduğunu savunmaktadır.[12]
Bu eleştirilere üretilen yanıtlar ve süregelen felsefi tartışmalar ile, ekofeminizm de diğer felsefeler gibi kendisini geliştirmeye, dönüşmeye ve yayılmaya devam etmektedir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 9
- 7
- 5
- 3
- 3
- 2
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ United Nations. Womenwatch: Women, Gender Equality And Climate Change. (19 Eylül 2010). Alındığı Tarih: 19 Eylül 2020. Alındığı Yer: United Nations | Arşiv Bağlantısı
- ^ M. Demir. Ekofeminizm. (15 Ocak 2018). Alındığı Tarih: 15 Eylül 2020. Alındığı Yer: Eğitim Araştırma | Arşiv Bağlantısı
- ^ a b J. Thorpe. What Exactly Is Ecofeminism?. (22 Nisan 2016). Alındığı Tarih: 15 Eylül 2020. Alındığı Yer: Bustle | Arşiv Bağlantısı
- ^ E. W. Desk. What Is The Chipko Movement?. (26 Mart 2018). Alındığı Tarih: 19 Eylül 2020. Alındığı Yer: The Indian Express | Arşiv Bağlantısı
- ^ United Nations Environment Programme. Geo Year Book 2004-2005. (22 Ekim 2008). Alındığı Tarih: 19 Eylül 2020. Alındığı Yer: United Nations Environment Programme | Arşiv Bağlantısı
- ^ V. Shiva. (1989). Staying Alive: Women, Ecology And Development. ISBN: 9780862328238. Yayınevi: Zed Books.
- ^ The Green Belt Movement. Who We Are. (15 Eylül 2020). Alındığı Tarih: 15 Eylül 2020. Alındığı Yer: The Green Belt Movement | Arşiv Bağlantısı
- ^ G. Gaard. (2011). Ecofeminism Revisited: Rejecting Essentialism And Re-Placing Species In A Material Feminist Environmentalism. Feminist Formations, sf: 26-53. doi: 10.1353/ff.2011.0017. | Arşiv Bağlantısı
- ^ The Green Fuse. Ecofeminism Critique On The Green Fuse. Alındığı Tarih: 19 Eylül 2020. Alındığı Yer: The Green Fuse | Arşiv Bağlantısı
- ^ N. Michiels. (Dergi, 2013). Social Movements And Feminism. Not: Women & Environments International Magazine.
- ^ J. Biehl. (1998). Rethinking Eco Feminist Politics. ISBN: 9780896083929. Yayınevi: South End Press.
- ^ H. Eaton. (2003). Ecofeminism And Globalization: Exploring Culture, Context, And Religion. ISBN: 9780742526976. Yayınevi: Rowman & Littlefield Publishers.
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 17/11/2024 16:26:42 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/9344
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.