Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Utku Derin
Utku Derin
351K UP
Aktaran 1 gün önce 3 dk.

Birisinin sizin hakkınızda konuşması ile sizi görmezden gelmesi arasında bir seçim yapsanız hangisini daha makul bulacağınız, Shakespeare'den bir soru olmasa da Mississippi Üniversitesi'nden bir profesörün öncülük ettiği araştırma ekibinin cevaplamaya çalıştığı bir konuydu. Uzun yıllardır dışlanma üzerine yapılan araştırmalar, bir yabancının sizi kısa bir süreliğine bile görmezden gelmesi gibi küçük şeylerin, kendimizi kötü ve değersiz hissetmemize neden olabileceğini gösteriyor. Mississippi Üniversitesi'nde psikoloji profesörü olan Andrew Hales şunları söylüyor:

İşin içine bir de dedikodu girince iş çok daha karmaşık bir psikolojik bilmeceye dönüşüyor. Hales şöyle devam ediyor:

5
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Ahmet Uğur Avcı
Yazar 1 gün önce 9 dk.

Aile içi sorunlar, ekonomik zorluklar, salgın hastalıklar, doğal afetler, toplumsal travmalar, okul ya da iş hayatındaki baskılar… Stres kaynakları hayatımızın her döneminde bir şekilde karşımıza çıkıyor. Bu zihinsel yük göz ardı edilmemeli; çünkü stres ister akut (hızlı ilerleyen veya kısa süreli), ister kronik (uzun süreli veya süreğen) olsun kalbimiz üzerinde önemli bir baskı oluşturuyor. Söz konusu baskı, özellikle risk altındaki kişiler için, kalp krizini (akut miyokard enfarktüsü) bile tetikleyebilecek kadar ciddi sonuçlar doğurabilir!

Stres birçok farklı yoldan kalp-damar (kardiyovasküler) sistemi sağlığını etkiler. Uzun vadede, halk arasında "damar sertliği" olarak bilinen, damarların daralıp tıkanmasına yol açan ateroskleroz gelişiminde rol oynar. Bu da zamanla koroner arter hastalıkları gibi ciddi rahatsızlıkların temelini oluşturur. Akut dönemde ise daha dramatik etkiler ortaya çıkabilir. Özellikle hali hazırda koroner arter hastalığı bulunan kişilerde, strese bağlı gelişen ani bir elektrofizyolojik sapma, ani kalp durmasına kadar varabilecek trajik sonuçlara neden olabilir. Bilimsel çalışmalar depremler, terör olayları ve hatta futbol maçlarının bile ani kardiyak olayları tetikleyebileceğini göstermektedir.

3
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eric Rose
Eric Rose
209K UP
Yazar 17 Temmuz 2018 11 dk.

20. yüzyıl bilimin yüzyılıydı. Bu yüzyılda bilim, insan toplumuna entegre olarak ilerliyor ve gelişiyordu. Albert Einstein’ın bu yüzyılda zihnini gelişime açması, bilimsel olguların derinlerini incelemesini ve merakı olan fiziğin bütün tanım, postulat ve teorilerinin temellerini sorgulamasının zorunlu olduğunu gösterdi. Bilgi neydi? Bilgiye erişim imkanı neydi ve fizik bilimi ne kadar doğanın gerçekliği üzerineydi? Tüm bu sorular Albert Einstein’ın büyük atılımı için temel bir bilim ve bilgi felsefesi merakının doğmasına sebep oldu. Albert Einstein’ın felsefe öncülleri oldukça basitti:

Bu üç basit felsefi argüman, Isaac Newton Klasik Fiziğine vurulan büyük darbenin öncülleriydi. Isaac Newton dönemine göre oldukça tutarlı ve güçlü bir bilimsel alan oluşturmuştu. 1686 tarihinde yayınlanan kitabı Philosophiæ Naturalis Principia Mathematica (Doğa Felsefesinin Matematiksel İlkeleri), klasik mekaniğin temelini atmıştır ve tarihin en önemli bilimsel kitaplarından biri olmuştur. Bu kitabın bilimsel önemi dışında altında yatan felsefi sunuşu da görmek oldukça kolaydır:[1]

104
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 7 Nisan 2014 14 dk.

Bir önceki yazımızda, diğer yazı dizilerimizde daha genel kapsamda ele aldığımız seçilim olgusunun daha akademik detaylarına girmiştik ve farklı sayıdaki lokus sayısıyla ifade edilen özelliklere göre geliştirilen farklı modellerin varlığından söz etmiştik. Ancak daha önemlisi, mutasyonların evrimin ana mekanizması olamayacağı gerçeğini matematiksel olarak ispatladıktan sonra, mutasyonların yarattığı varyasyonlar üzerine etki eden seçilimin ne kadar önemli bir evrimsel kuvvet olduğunu sözel olarak açıklamış, örnekler vermiştik. Şimdi ise bu konunun matematiğine girerek, mutasyonlara kıyasla seçilimin ne kadar hızlı bir şekilde evrimi tetikleyebileceğini göstereceğiz. Böylece matematik alet çantamıza yeni formüller ekleyerek, Hardy-Weinberg Dengesi'nin ikinci kuralı olan "Dengenin var olması için seçilim olmayacak." ilkesini bozsak bile popülasyonların evrimsel analizi nasıl yapabileceğimizi göreceğiz.

Öncelikle, herkesin genel hatlarıyla bildiği seçilim olgusunu sayısal bir düzleme oturtalım: Yine tek lokuslu (2 alelli) bir model kullanacağız, en basitini yani. Alellerimizin adı B1 ve B2 olsun bu defa. Tıpkı A ve a gibi; ancak farklı harflere ve isimlendirmelere de alışın diye böyle yapmayı uygun görüyoruz. Hemen bir başlangıç frekansı tanımlayalım:

85
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 3 Haziran 2012 6 dk.

Günümüzde üzerinde yaşadığımız kıtaları ve denizlerin üzerinde durduğu okyanus tabanlarını oluşturan, toplamda 12 civarında plaka bulunmaktadır. Bu plakalar, Dünya'nın en dış yüzeyini kaplarlar ve çukur kısımları sularla doludur (okyanuslar), yüksek kısımları ise kıtaları oluşturur. Yani plakalar sadece kıtalardan oluşmamaktadır.

Bu plakalar, yer kabuğunun altındaki magma hareketleriyle, daha sonra açıklayacağımız bir şekilde sürekli hareket ederler ve bu hareket sırasında üzerlerindeki kıtalar ve okyanuslar tabanları da, plakalarla birlikte doğal olarak hareket ederler. Bu hareketler kimi zaman yılda 1 santimetre kadar küçük olabildiği gibi, kimi zaman yılda 10 santimetre kadar hızlı olabilir. Aşağıda, bu plakaların 1 yıllık ortalama hareketlerini santimetre cinsinden verdik:

56
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Blog Yazısı
Enes Yüzüak
Enes Yüzüak
74K UP
Blog Yazarı 2 dk.

Makedonyalı Fatih Büyük İskender'in efsanesindeki önemli olaylardan biri olan Gordion düğümü, modern İngilizcenin söz kalıplarının içine girdi. Gordion düğümü, İskender sayesinde çözülemez ve karmaşık işler için kullanılan bir tabir haline aldı.

Gordion düğümü efsanesi, Anadolu'nun eski yerlilerinden olan Frigler'in meşhur kralı Midas'ın babası Gordios'a dayanıyor. Efsaneye göre, Gordios fakir bir Frigyalı köylüydü. Bir gün toprağını sürerken bir kartal gelir ve tüm gün boyunca sabanın boyunduruğuna konarak bekler. Gordios, telaşlanarak bunun ne anlama geldiğini öğrenmek ister ve Telmessoslu(Telmessos, Lykia'da bir şehir.[1]) kahinlere danışır. Telmessoslu bir bakireyi çeşmeden su çekiyordur. Gordios, kadına durumu anlatınca kadın, Gordios'a Zeus'a adak adamasını söyler ve birlikte tapınağa giderler. Gordios ve Telmessoslu kadın evlenir ve evliliklerinden Midas isimli oğulları dünyaya gelir. Çift, Telmessos'da yaşamaya başlarlar ve Midas yakışıklılığıyla ün salar.

6
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Serdar Ölez
Serdar Ölez
109K UP
Türü Ekleyen 1 Ocak 2022
Çok yıllık, odunsu, Ayaş yöresine endemik bir türdür. Yapraklar 6-14 cm; yaprakçıklar 1-6 mm boyutlarda, genişçe dikdörtgenimsi veya daire şeklinde, uç kısımları derin çentikli, yünsü tüylü, her yaprakta 30-40 çift; yaprak sapının dibinde çift olarak bulunan minik yapraklar (kulakçık) 8-14 mm, mızraksıdır ve ucu aniden sivrilir. Çiçeklenme dönemi Haziran-Temmuz aylarında; çiçek kümesi sapı 4-15 cm uzunlukta; çiçek durumu yoğun, yumurta/küremsi biçimli, 50-100 çiçekli başak formunda; brakte ~8 mm, şeritsi-mızraksı; çanak 8-12 mm, borumsu, seyrek olarak yumuşak tüylü; dişler 3-4 mm, şeritsi; taç yapraklar beyaz, açık mor veya eflatun renkte, üst dudak 12-14 mm'dir. Meyve baklamsı, gaga dik, ~12 mm boyda, yumurta biçimli, gaga kısmı ~2 mm ve diktir.
0
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 3 Aralık 2015 17 dk.

Yer çekimi, Dünya üzerindeki cisimlerin yere, yani Dünya'ya doğru düşme eğilimine verilen isimdir. Kütle çekimi (veya kısaca "kütleçekim") ise, uzay içindeki iki cismin birbirine doğru hareket etmeye meyilli olmasını ifade etmekte kullandığımız bir doğa yasasıdır.

Yer çekimi, kütleçekim yasasının Dünya özelindeki ismidir. "Yer çekimi", "kütle çekimi" ve "kütleçekim" gibi terimler arasında fiziksel olarak hiçbir fark bulunmamaktadır; sadece kütleçekim yasası ilk olarak Dünya'da fark edildiği için, Türkçede bu şekilde bir isim almıştır. Fakat yer çekimi tabiri, "Yer" (yani "Dünya") ile sınırlı olduğu için, kısıtlayıcı olabilir ve bu nedenle daha ziyade kütleçekim sözcüğü kullanılmaktadır.

201
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ateş Çemberinden Şeytan Boynuzları

Atlantik’te 10 Haziran’da çekilen bu gün doğumunu fotoğrafında, atmosferik kırılmaların güneş diskini basıklaştırıp onun görüntüsünü bozduğu görülüyor. ABD’nin doğu kıyısındaki New Jersey, Belmar’da kaydedilen bu görsel, yeni Ay evresinde gerçekleşen halkalı Güneş tutulmasını gösteriyor. Kısmi silueti görülen Ay, yükselen Güneş’e, bazılarına şeytanın boynuzlarını (ya da belki uçan bir kanoyu) hatırlatan bu hilal şeklini vermekte. Lakin tutulma sırasındaki Güneş, tam halka evresinde göklerdeki bir ateş çemberi gibi görünmektedir. Haziran ayında meydana gelen halkalı Güneş tutulması, Mayıs ayının sonundaki dolunay esnasında oluşan tam Ay tutulmasının hemen ardından geldi. Tabii ki, bu Ay tutulması dramatik bir kırmızı kanlı Ay tutulmasıydı.

18 Haziran 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı & Telif Hakkı: Madhup Rathi
Çeviren: Ege Can Karanfil
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Avc1 _
Avc1 _
80K UP
Konu hakkında bilgi sahibiyim 4 gün önce Sen de Cevap Ver

Merhaba,

Öncelikle soruya insan beyninin sinir bağlantıları arasındaki ilişkiyi anlatarak başlamak istiyorum. İnsan beyni, doğumdan itibaren beyninin farklı bölgelerinde belirli işleri yaparak özelleşmeye başlar. Örneğin prefrontal korteks; karar verme, mantık kurma, plan yapma gibi işlevlerin kazanıldığı bölgedir. Beynimizi güçlü kılmak, özellikle uç beyin konusunda yapabileceğimiz bir şeydir. Ancak beynimizin eğitimini etkileyen faktörler vardır: Kara maddedeki dopamin miktarı, her bir bölgeyi eğitirkenki odak süremiz, beynimizin yorulma ve enerji faktörleri, pekiştirme kaynağının somut mu soyut mu olduğu gibi. Bu tür faktörler, beynin gelişmesinde etkilidir.

Peki beyin nasıl gelişir? Beynin temel politikası: "Kullanmazsan kaybedersin." Eğer beynimiz bir bölgede belirli işlevleri kullanmazsa, aynı bölgede işlenen diğer kavramlar daha çok güç kazanır. Örnek: Parietal lob; 3 boyutlu uzay algısından ve santral sulkus ile parietal-oksipital sulkus arasında yer alan acı işleme merkezinden sorumludur diyebiliriz. Eğer birey, parietal lobunu uzay algısı veya dokunma gibi girdilerle uyarmazsa, beyinde o bölgenin yeri zamanla acıya kalır (kronik ağrılar için kötü bir durum).

Tüm Reklamları Kapat

Peki ders çalışmakta ustalaşmak isteyen biri, beyninin hangi bölgelerini nasıl geliştirebilir? Öncelik verilmesi gereken ilk konu okumadır. Bu kabiliyet, oksipital lob ve temporal lob arasında bir bölgede kazanılır. Kitap okuyarak ve bazen de sesli okuma yaparak (görme oksipital lobda işlenirken işitme temporal lobda işlenir; bu yüzden sesli okuma o bölgeyi aktif kılmada önemli rol oynar) o bölgeyi geliştirebilirsiniz. İkinci öncelik ise hafızadır. Hafıza için genellikle hafıza kartları önerilse de bana kalırsa, ders çalışan birinin bilgilerini kalıcı hafızaya geçirmekle hafızasını geliştirmesi daha uygun olur. Peki kalıcı hafızaya bilgiler ne koşullarda yerleşir? Öncelikle öğrenilen bilginin yarısı ilk saat içinde unutulur. Birey, bir bilgiyi kalıcı hafızaya yerleştirmek istiyorsa 1-3-7-15 gibi artan aralıklı gün metoduyla bilgilerini tekrar etmelidir. (2n+1 metodu hesaplamayı kolaylaştırır.) Bu şekilde bilgi daha uzun süre hafızada kalır.

Ayrıca satranç hakkındaki düşüncem, ders çalışan biri için pek olumlu olduğunu söyleyemem. Çünkü eğer işin içinde dopamin varsa evet, bu iş daha fazla kavranır. Ancak kavradığınız şey mantık yürütmeden çok satranç oynama arzusudur. Bu yüzden eğlenceli aktiviteler, ders çalışmaktan daha çok isteneceği için pek verimli değildir. (Dopamin detoksunun temel sebebi budur. Dopamin kaynakları bireyi farkında olmadan yönlendirir.)

Bu tür işleri yaptıktan sonra size en önemli tavsiyem: odaklanma ve az stres. Çünkü stres durumunda beyin, pekiştirme işlerini askıya alıp savaş ya da kaç durumuna giriyor. Bu nedenle kaygıyı azaltmalı ve yeterli uyku almalısınız. En püf noktaya gelirsek: odaklanma. Odaklanma, beynin diğer uyaranlardan soyutlanıp sadece tek işe yönlendirilmesidir. Bu sayede maksimum verimde işlem yapılır. Örneğin müzik dinlemek, eğer sözleri olan bir şarkıysa dikkati çok dağıtır ve verimi düşürür. Odak toplamak için en yaygın yöntem meditasyondur (dini bir eylem olarak yapılmasını söylemiyorum). 5-10 dakika arası zihni boşaltıp hiçbir şey düşünmemek bile odağınızı toparlamanızı sağlar.

4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Öne Çıkan EtkinlikKültürel Etkinlik
Evrim Ağacı Ankara Topluluğu
Etkinliği Ekleyen 1 hafta önce Ankara₺3.800,0017 Mayıs
Çatalhöyük/Konya, Taşkent Fosil Arazisi Gezisi
17 Mayıs 2025 06:30 tarihinden 18 Mayıs 2025 20:00 tarihine kadar.

Evrim Ağacı Ankara Topluluğu gezi serisinin ikinci gezisinde Çatalhöyük/Konya, Taşkent Fosil Arazisine gidiyoruz!

Çatalhöyük arkeolojik alanı günümüzden 8000 yıl öncesine tarihlendirilmekte ve insanlık tarihi açısından tarım devrimi, kent yaşamı ve hayvanların evcilleştirilmesi gibi konularda eşsiz sanatsal ve kültürel eserler barındırmaktadır.

Konya Arkeoloji Müzesinde Çatalhöyük ve Konya çevresinden ve Antik Roma dönemine ait eserler bulunmaktadır. 

Konya kent merkezi ise Selçuklu başkenti olması nedeni ile hem mimari hem de Anadolu kültürel bağlamında gezilecektir. 

Taşkent Fosil Arazisinde Permiyen döneminde, yaklaşık 252 milyon yıl önce yaşamın %95'inin silindiği Dünya'nın en büyük yok oluşunun izlerini görebileceğimiz Dünya'daki 10 noktadan biri olan Taşkent fosil yatağı yer almaktadır.



Bilim ve tarihi bir araya getiren bu gezimizde siz de kaşiflerimiz arasında yer alın.

Gezide, Dr. Babür Erdem ve Timuçin Alp Aslan, MA. hocalarımız bulunacaktır.

Evrim Ağacı Ortak Kurucusu olan Dr. Babür Erdem, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Biyolojik Bilimler Bölümü’nde doktorasını tamamlamıştır. Araştırma alanları davranış biyolojisi, hesaplamalı biyoloji ve evrimsel biyolojidir. Bu konularda yayımlanan çeşitli makaleleri vardır. Ayrıca TÜBİTAK destekli projelerde yürütücülük yapmış ve birçok projede yer almıştır. Şu anda ODTÜ Robotik ve Yapay Zekâ Merkezi’nde araştırmacı olarak çalışmaktadır.

Timuçin Alp Aslan, M.A., Orta Doğu Teknik Üniversitesi Tarih bölümünden lisans derecesini almıştır. Bologna Üniversitesi’nde Latince, Koç Üniversitesi Kapadokya Okulu, Nümizmatik okulu ve Çevresel Arkeoloji programları gibi uluslararası etkinliklerde yer almıştır. Ankara Çayyolu Höyük, Muğla – Milas Labraunda antik kutsal alanı ve Yunanistan’da Büyük İskender’in ilk başkenti Pella’da alan çalışmalarında bulunmuştur. Turist rehberliği alanında yüksek lisans derecesi vardır.

Devamını Göster
10
0 Yorum
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Enes Soylu
Enes Soylu
15K UP
İnceleyen9 2 gün önce
Bakış açınızı değiştirecek, insanlara daha anlayışlı davranmanızı sağlayacak bir kitap. Sosyal ilişkilerinizde rahat olmaya başlayabilirsiniz. Abartıyor da olabilirim ama ''Bu kitaptan önce'', ''Bu kitaptan sonra'' olarak iki kısıma ayırsam fark edeceğim şeylerden birisi bu olurdu. Alışveriş yapmadan önce ne alacağınızı düşünüp öyle gitmeye başlıyorsunuz, çoğu davranışınızın nedenini açıklamaya yaklaşıyor veya açıklıyorsunuz. Akışına bırakmak sandığınız kadar kötü olmuyor.
Kitap
9.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
Bilinçdışınız Davranışlarınızı Nasıl Yönetir?
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Aslıhan Niksarlı
Yazar 4 Ocak 2022 16 dk.

Orangutan (Pongo), Endonezya ve Malezya yağmur ormanlarına özgü bir kuyruksuz maymun cinsidir. Günümüzde sadece Borneo ve Sumatra'da bulunsalar da, Pleistosen Dönem'de, yani günümüzden 2.5 milyon yıl öncesine kadar olan dönemde, Güneydoğu Asya ve Güney Çin boyunca geniş bir alanda yaşamışlardır.

Orangutanlar cinsel olarak dimorfiktir, yani dişileri ve erkekleri arasında ciddi anlamda boyut ve şekil farkı vardır. En belirgin fark yüz morfolojilerinde görülür. Erkeklerin yanak yastıkları daha geniş ve yana doğru uzanırken, dişilerin yüz hatları daha sivridir. Erkek orangutanların bir diğer benzersiz özelliği ise daha da iri görünmelerine sebep olan uzun, kalın tüyleri ve vokalizasyon için kullandıkları boğaz keseleridir. Erkekler olgunlaştıkça boğaz keseleri de çok daha büyük hale gelir.

78
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Esma Bilal
2 gün önce
9. sınıf mATEMATİK SAYI KÜMELERİ TANIM


0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Pelin Yaşar
Pelin Yaşar
103K UP
Gözlemi Yapan 3 gün önce Türkiye, Adıyaman
Birey Adıyaman - Malatya sınırında dağlık bölgede ve yüksek rakımda gözlendi.
Beslenme şekli hepçildir fakat ağırlıklı olarak böcekçil beslenir. Aktif avcıdır, hareket eden avlara tepki verir.
Üreme şekli yumurtlayaraktır. Dişiler genelde ilkbaharda çiftleşir. yaz başında 6 - 16 kadar yumurta bırakır. Yumurtalar güneş göre, korunaklı, nemli toprağa bırakılır. Kuluçka süresi sıcaklığa bağlı olarak 40 - 60 gün olarak değişebilir. Ebeveyn bakımı yoktur. Bu gözlemdeki yavru da muhtemelen bu yıl doğmuş.
Derisinin dokusu ve renk deseniyle çevreye müthiş uyum sağlar. Tehdit ile karşılaştığında yandan kaçış yapar, zikzaklar çizerek koşar. İri bireylerde kuyruk sallama ve ağız açma gibi davranışlar görülebilir. Kuyruk koparma (ototomi) nadiren görülür ama bazı bireylerde savunma olarak kullanılır.
Soğukkanlı hayvanlardır. Vücut sıcaklığı çevreden etkilenir. Sabah saatlerinde güneşlenerek aktif hale gelir. Erkekler bölge sahibidir diğer erkekleri kovalayabilir. Genelde yalnız yaşarlar.
Gözlemlenen birey Anadolu kelerinin davranışlarına uygun şekilde taş altına saklanmıştı. Ektotermik yapısı nedeniyle sabah güneşi ile aktifleşmesi gözlemi doğruluyor. Yavru birey olması bu bölgede gerçekleşen başarılı bir üremenin göstergesidir.
2
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Discord
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close