Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Ufuk Derin
Ufuk Derin
3.2M UP
Aktaran 18 Ağustos 3 dk.

Kuş olmayan dinozorlar dahil Dünya’daki türlerin yaklaşık %75’inin yok olmasından sorumlu olduğu düşünülen asteroit, sadece gezegende nadir görülen kitlesel yok oluş olaylarından birine sebep olmadı. Bu suçlu göktaşının kendisi de aynı zamanda evrende de nadir rastlanan bir cisimdi. Uluslararası bir araştırma ekibi, 15 Ağustos’ta AAAS dergisinde yayınladıkları bir çalışmada, K-Pg sınırı olarak da bilinen Kretase ve Paleojen dönemlerini birbirinden ayıran ünlü Chicxulub çarpma olayına neden olan asteroidin Jüpiter'in yörüngesinin ötesinden geldiğini ortaya koydu. Ekip, bu asteroidin evrende inanılmaz derecede nadir görülen bir karbonlu asteroit olduğunu vurguluyor.[1]

Dünya, yaşam süresi boyunca çeşitli boyutlarda yok oluş seviyesindeki olaylara ev sahipliği yapmıştır, ancak yalnızca "büyük beş yok oluş" gerçek anlamıyla "kitlesel yok oluş" durumu olarak nitelendirilebilir. Bu olayların her birinde iklimde, besin kaynaklarında veya bildiğimiz yaşam için gerekli olan diğer unsurlarda meydana gelen ciddi değişiklikler sonucunda deniz ve kara yaşamının en az yüzde 70'i ortadan kalkmıştır. İnsanlığın evrimine zemin hazırlayan en son kitlesel yok oluş, yaklaşık 66 milyon yıl önce, yaklaşık altı mil genişliğindeki bir asteroidin saatte yaklaşık 19 km hızla Dünya'ya çarpmasıyla gerçekleşti.

12
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Ayşe Sezin Keskin
11 dakika önce
tam cam kenarında şehrin ışıklarına doğru çıkan bir tünelin derinliğine dalıp gitmek. her iki büyük pencereden birinin üstünde çapraz açılabilecek şekilde yerleştirilmiş camlardan gelen serin ve temiz havayı hissetmek. 

hissetmek günü geceye bağlayan ışığın yokluğunda ihtişamla yükselmiş binaların parıltılı yansımalarını pencerenin tam kenarında. yol almak eve sokağa varlığa ya da yokluğa .

0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 2 Haziran 2011 40 dk.

İnsanların evriminin devam edip etmediği, evrimin mekanizmalarının insanlar üzerinde halen işleyip işlemediği, işliyorsa insanın ne çeşit bir evrimsel süreçten geçtiği, bu sürecin diğer hayvanlarla benzer mi yoksa farklı mı olduğu gibi sorular, evrimsel biyolojiye ilgi duyan insanların en sık sordukları sorular arasındadır. Bu makalemizde, konuya etraflıca bir bakış atacak ve insan evriminin günümüzdeki süreçlerine dair bilimin elindeki verileri sizlere aktarmaya çalışacağız.

İlk olarak, böyle bir sorunun neden akıllarımıza geldiğine dair temel bir gerçeği irdeleyerek başlayalım: Evrim tarihinde şimdiye kadar, bildiğimiz kadarıyla, evrimin kurallarını ve vahşi doğadaki normal işleyişini bozan veya en azından aksatan, ona çeşitli şekillerde bilinçli veya bilinçsiz olarak müdahale etmeyi başaran ve bunu yaparken kendi evrim hızına etki edebilen tek bir canlı evrimleşmiştir: İnsan (Homo sapiens). İnsanın bu sıradışı becerisinin temel kaynağında ise, yine evrimsel sürecin son derece kıymetli ve ilgi çekici ürünlerinden birisi olan beyin ve bir organ olarak beynin evrimleşmesi süreci sırasında birer yan ürün olarak ortaya çıkan algı, zeka, düşünce, bilinç, farkındalık gibi olgular yatmaktadır. Beynin evriminin detaylarını diğer makalelerimizde detaylıca işlemiştik; dolayısıyla burada tekrar değinmeyeceğiz. Lakin bilinmelidir ki, beynin yapısal özellikleri karmaşıklaşıp özelleştikçe, bizim genel olarak "zeka" diye tabir ettiğimiz üst düzey bilişsel fonksiyonların doğası da karmaşıklaşmakta ve özelleşmektedir. Bu bakımdan insanın (ve insan beyninin) evrimi son derece ilgi çekici olsa da, pek de "inanılmaz", "olağanüstü" ya da "akıl almaz" değildir.

126
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı
Çeviren 14 Aralık 2018 38 dk.

Egoizm tanımlayıcı veya normatif bir görüş olabilir. En bilinen tanımlayıcı görüş olan "psikolojik egoizm" her bireyin yalnızca bir nihai amacı olduğunu ve bunun kendi refahı olduğunu iddia eder. Egoizmin normatif formları, bireyin ne yaptığını tanımlamak yerine ne yapması gerektiği ile ilgili iddialarda bulunur. Etik egoizm bir eylemin ahlaki açıdan doğru olması için, rasyonel egoizm ise bir eylemin mantıklı olması için bireyin çıkarını en üst düzeye çıkarmasının gerekli ve yeterli olduğunu iddia eder.

Egoizmin bütün formları “çıkar” kelimesinin açıklanmasını gerektirir. Burada iki ana teori vardır: Tercih veya istek anlatımları, çıkarı bireyin kendi arzularının tatmini olarak tanımlar. Genelde ve en makul biçimiyle bu arzular bireyin kendisini ilgilendiren isteklerle sınırlıdır. Bir isteği bireyin kendisiyle ilgili yapan şey tartışmalıdır ama bazı net ve karşıt durumlar vardır. Bireyin kendi memnuniyeti için olan isteği bireyin kendisiyle ilgiliyken başkalarının refahı için olan isteği kendisiyle ilgili değildir. Objektif anlatımlar çıkarı arzu edilip edilmediğinden bağımsız olarak değerlendirilen durumla (örneğin erdem veya hakikatle) açıklar. Çıkarı bireyin memnuniyetiyle açıklayan hazcılık (hedonizm), bireyin isteklerinin haz olarak sayılıp sayılmayacağına bağlı olarak, ya bir tercih ya da objektif bir anlatımdır.

151
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Egehan Kılıç
Egehan Kılıç
100.0K UP
İnceleyen9 10 dakika önce
İnsanı cidden etkileyen bir kitap üst ve alt sınıf ayrımı olsun karakter gelişimi olsun insanı gerçekten düşündüren konuları olsun anlattığı hikaye olsun karakterler olsun finali olsun ve en önemlisi direkt martin karakteri gayet gayet güzeldi özellikle karakterlerle çok yakın bağlar kurup cidden kitabı yaşayarak okudum bazı yerlerinde gereksiz olarak gördüğüm bölümler ve finalinde insanın kafasında kalan birkaç soru haricinde cidden mükemmel bir kitap olduğunu söyleyebilirim zaten 1 puanıda bunlar yüzünden kırdım gerek karakter gelişimi gerekte karakterler arasında ki bağlar çok güzel işlenmiş hikaye boyunca her hareket nakış gibi dokunmuş çok severek ve beğenerek okudum bittiğine de üzüldüğüm bir kitap oldu gayet başarılı ve mutlaka okunması gereken bir kitap.
Kitap
9.9/10
(92 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sena Küçükkıvanç
Yazar&Editör 1 gün önce Sen de Cevap Ver

Benzer bir olayı ilk ve en net yaşadığımda sanırım 22 yaşındaydım. Üniversitede final döneminin en civcivli zamanları, uykusuzluktan ve stresten beynim adeta bir tost makinesine dönmüş, sürekli hata veriyordu. Bir gece uykumdan uyandım ama tam uyanamadım. Yani bilincim yerindeydi, odamı görüyordum, pencereden sızan sokak lambasının o cılız ışığı gardırobun üzerine vuruyordu. Ama bir tuhaflık vardı. Vücudum benim değildi sanki. Ne kolumu oynatabiliyordum ne de bacağımı. Sanki tonlarca ağırlıkta bir yorgan üzerime örtülmüş gibiydi, göğsümün üzerinde inanılmaz bir basınç vardı, nefes almak bile zordu. Panik anında bağırmaya, en azından bir ses çıkarmaya çalıştım ama nafile işte. Sesim, zihnimin içinde bir çığlık olarak yankılanıyor ama dudaklarımdan dökülmüyordu. Tam bir sistem kilitlenmesi yani uygun tabiriyle.

Acayip kısım bundan sonra başladı. Odanın içinde, o sessizlikte, yüksek frekanslı, uğursuz bir vızıltı duymaya başladım. Eski bir monitörün can çekişme sesi gibiydi 🤣. Ve odanın en karanlık köşesinde, kapıyla dolabın birleştiği yerde bir silüet belirdi. Ama bildiğin insan gölgesi gibi değildi. Uzun boylu, incecikti ve sanki bozuk bir televizyon ekranındaki karıncalanmadan, parazitten yapılmış gibiydi. Hareketleri akıcı değildi, daha çok internetin yavaşladığında videonun takılması gibiydi. Bir an oradaydı, bir sonraki an bir adım daha yakındaydı. "Lag"lanarak yatağıma doğru yaklaşıyordu hahaha. Hafif de gülümsedim açıkçası. O an ne cin ne de karabasan aklıma geldi zaten inanmam. Aksine, beynimin grafik kartının ne kadar feci bir şekilde "artifacting" yaptığını, yani görüntü bozduğunu düşünüyordum. O parazitli silüet yatağa doğru her "frame" atladığında, içimden çok ciddiyim "Vay be, stres altındaki bir beyin ne kadar yaratıcı bir 'glitch art' üretebiliyormuş," diye geçiriyordum. Korku falan değil, daha çok sinir bozucu bir merak vardı. Sanki kendi donanımım bana oyun oynuyordu ve ben de log kayıtlarını inceler gibi olan biteni analiz etmeye çalışıyordum 😂.

Tam o bozuk pikseller yığını yatağın dibine geldiğinde, "Bakalım bu rendering hatasının bir sonraki adımı ne olacak?" diye düşünürken, aniden "Ctrl+Alt+Delete" çekmiş gibi bütün sistem yeniden başladı. Derin bir nefesle kendime geldim, vücudumun kontrolü tekrar bendeydi. Kalkıp ışığı açtım ama korkudan değil, merakımdan yine... Evet meraklıyım 🤣. Hemen bilgisayar başına oturup yaşadığım bu "bug"ın semptomlarını, görsel ve işitsel hatalarını not almaya başladım niye diye sormayın ben de böyle biriyim işte. Benim için o gece anlaşılan şuydu: En karmaşık sanal gerçeklik makinesi kafamızın içinde ve bazen sürücüleri çökebiliyor. Hani öyle uçtu kaçtı büyü müyü attı şeyleri bana sökmüyor bence asıl olay işlemcinin aşırı ısınması 🤣.

Tüm Reklamları Kapat

9
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Sonya Demirboğa
Sonya Demirboğa
61.9K UP
Alıntıyı Ekleyen 1 gün önce
Yarın onu geri almanın bir yolunu düşüneceğim. Hem, yarın yepyeni bir gün.
Kaynak: Margaret Mitchell’ın 1936 yılında yayınlanan “ Rüzgar Gibi Geçti “ romanından alınmıştır. Roman Amerika iç savaşını çalkantılı bir aşk eşliğinde anlatıyor.
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Murat Bayar
Murat Bayar
4,634 UP
Yazar 14 Mayıs 2011 36 dk.

Yıldızlar, kendi kütleçekimleri sayesinde bir arada tutulan, parlak, küremsi, maddenin plazma hâlinde olan astronomik gök cisimleridir. Dünya'ya en yakın yıldız Güneş'tir. Dünya'ya Güneş'ten sonra en yakın yıldızsa, Dünya'dan 4.3 ışık yılı uzaktaki Alpha Centauri ikili yıldız sistemidir. Buradan da anlayacağımız üzere, yıldızlar kimi zaman Güneş gibi tek başlarına bulunmazlar; bazen ikili, hatta üçlü sistemler hâlinde bile bulunabilirler.

Güneş haricinde birçok yıldız geceleri gökyüzünde görünür; ancak geceleri gökyüzünde gördüğümüz yıldızların neredeyse hepsi, Samanyolu Galaksisi içinde bulunduğunu bildiğimiz 200-400 milyar yıldızın ufak bir kısmıdır. Gözlenebilir Evren'de, Samanyolu Galaksisi gibi yüz milyarlarca galaksi (ve her birinin içinde yüz milyarlarca yıldız) olduğu unutulmamalıdır. Dolayısıyla sadece Gözlenebilir Evren içerisinde 1022 ilâ 1024 arası yıldız bulunduğu düşünülmektedir; ne var ki bunların ezici çoğunluğu Dünya'dan çıplak gözle görülemeyecek kadar uzak ve/veya sönük yıldızlardır.

126
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sizden Gelenler
Evet, gerçekten gelismeme yardımcı oldunuz sizlere çok teşekkürlerimi iletiyorum evrim ağacı
Discord
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ayşe Yılmaz
Ayşe Yılmaz
83.3K UP
Gözlemi Yapan 4 gün önce Türkiye, Çankırı
Eldivan İlçesi Bülbül Pınarı Mesire Alanı'nda kaydedilmiştir. Latince tür adı "Berberis thunbergii", Türkçe adı "Bodur kadıntuzluğu" imiş..
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Ardil Yıldırım
Üye 3 gün önce 1 Cevap
Gerçekten bir kara deliğin içinde miyiz?
195 görüntülenme
2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close