Benzer bir olayı ilk ve en net yaşadığımda sanırım 22 yaşındaydım. Üniversitede final döneminin en civcivli zamanları, uykusuzluktan ve stresten beynim adeta bir tost makinesine dönmüş, sürekli hata veriyordu. Bir gece uykumdan uyandım ama tam uyanamadım. Yani bilincim yerindeydi, odamı görüyordum, pencereden sızan sokak lambasının o cılız ışığı gardırobun üzerine vuruyordu. Ama bir tuhaflık vardı. Vücudum benim değildi sanki. Ne kolumu oynatabiliyordum ne de bacağımı. Sanki tonlarca ağırlıkta bir yorgan üzerime örtülmüş gibiydi, göğsümün üzerinde inanılmaz bir basınç vardı, nefes almak bile zordu. Panik anında bağırmaya, en azından bir ses çıkarmaya çalıştım ama nafile işte. Sesim, zihnimin içinde bir çığlık olarak yankılanıyor ama dudaklarımdan dökülmüyordu. Tam bir sistem kilitlenmesi yani uygun tabiriyle.
Acayip kısım bundan sonra başladı. Odanın içinde, o sessizlikte, yüksek frekanslı, uğursuz bir vızıltı duymaya başladım. Eski bir monitörün can çekişme sesi gibiydi 🤣. Ve odanın en karanlık köşesinde, kapıyla dolabın birleştiği yerde bir silüet belirdi. Ama bildiğin insan gölgesi gibi değildi. Uzun boylu, incecikti ve sanki bozuk bir televizyon ekranındaki karıncalanmadan, parazitten yapılmış gibiydi. Hareketleri akıcı değildi, daha çok internetin yavaşladığında videonun takılması gibiydi. Bir an oradaydı, bir sonraki an bir adım daha yakındaydı. "Lag"lanarak yatağıma doğru yaklaşıyordu hahaha. Hafif de gülümsedim açıkçası. O an ne cin ne de karabasan aklıma geldi zaten inanmam. Aksine, beynimin grafik kartının ne kadar feci bir şekilde "artifacting" yaptığını, yani görüntü bozduğunu düşünüyordum. O parazitli silüet yatağa doğru her "frame" atladığında, içimden çok ciddiyim "Vay be, stres altındaki bir beyin ne kadar yaratıcı bir 'glitch art' üretebiliyormuş," diye geçiriyordum. Korku falan değil, daha çok sinir bozucu bir merak vardı. Sanki kendi donanımım bana oyun oynuyordu ve ben de log kayıtlarını inceler gibi olan biteni analiz etmeye çalışıyordum 😂.
Tam o bozuk pikseller yığını yatağın dibine geldiğinde, "Bakalım bu rendering hatasının bir sonraki adımı ne olacak?" diye düşünürken, aniden "Ctrl+Alt+Delete" çekmiş gibi bütün sistem yeniden başladı. Derin bir nefesle kendime geldim, vücudumun kontrolü tekrar bendeydi. Kalkıp ışığı açtım ama korkudan değil, merakımdan yine... Evet meraklıyım 🤣. Hemen bilgisayar başına oturup yaşadığım bu "bug"ın semptomlarını, görsel ve işitsel hatalarını not almaya başladım niye diye sormayın ben de böyle biriyim işte. Benim için o gece anlaşılan şuydu: En karmaşık sanal gerçeklik makinesi kafamızın içinde ve bazen sürücüleri çökebiliyor. Hani öyle uçtu kaçtı büyü müyü attı şeyleri bana sökmüyor bence asıl olay işlemcinin aşırı ısınması 🤣.