Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
İnci Şardağ
Uyarlayan 25 Aralık 2020 22 dk.

HIV’in keşfinden çeyrek asır sonra bilim insanları, laboratuvar hayvanları üzerinde yüzlerce aday aşı geliştirmişti. Aşıların bir düzineden fazlası, insanlar üzerinde yapılan araştırmalarda en azından erken faz testlerinden başarıyla geçti. Ancak henüz hiçbirinin insanlarda HIV’e karşı yeterli koruma sağladığı tespit edilemedi. AIDSVAX’ın Amerika ve Tayland’daki ve Merck/STEP’in Amerikadaki klinik araştırmaları sonucunda karşılaşılan başarısızlıklar, bilim insanlarının önümüzdeki 10 yıl içerisinde aşı üretme umutlarını tamamen yitirmesine sebep oldu. 2008 yılının şubat ayında Amerikan Bilim İlerleme Derneği Başkanı David Baltimore bu durumu şu sözlerle özetledi:

Tayland'da son yayımlanan araştırmalarda, Sanofi Pasteur'ün ALVAC'ına güçlendirici AIDSVAX dozları eklendiğinde HIV vakalarında gözlemlenen %31'lik düşüş, basın tarafından bile şüpheyle karşılandı. Çünkü önceki denemelerde iki aşı adayı da birlikte veya ayrı ayrı koruyuculuk sağlayamamıştı. Bu yazıda, HIV aşısına ilişkin mevcut karamsarlığın yanlışlığına değinmek istiyoruz. Her ne kadar bilimsel engeller oldukça zorlu olsa da ekonomik engeller de onlarla aynı zorluk derecesindedir.

86
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Çağrı Mert Bakırcı
Uyarlayan 17 Kasım 2016 7 dk.

Muhtemelen ya siz, ya da tanıdıklarınızdan birisi vejetaryendir. Yani bu kişiler ya hiç hayvan ve hayvan ürünü yemezler, ya da hiç et yemezler ama yumurta gibi hayvan ürünlerini tüketirler. Peki, şöyle sıradışı bir senaryo üzerinde kafa yoracak olsak, neler olurdu: Ya Dünya üzerindeki herkes, bir anda vejetaryen olsaydı ve et yemeyi tamamen bıraksaydı? Yaşamlarımız ve gezegenimiz üzerinde ne tip etkileri olurdu?

Vejetaryenlik, günümüzde son derece nadir olarak görülen bir beslenme biçimidir. ABD'nin sadece %1.9-3.4 arası, Kuzey Amerika'daki insanların sadece %4-5 arası vejetaryendir. İneklerin kutsal sayıldığı ve et tüketiminin en az olduğu Hindistan'da bile vejetaryenlerin oranı %30'un üzerine çıkamamaktadır. Çin'de bu oran %4-5, Finlandiya'da %2-3, Fransa'da %3-5, İsveç'te %10, Rusya'da %3-4, Almanya'da %6-9, Hollanda'da %4.5, Norveç'te %2 civarındadır. 2018 yılında Dünya'nın %25'inin vejetaryen, vegan veya yarı-vejetaryen olduğu düşünülmektedir.

44
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Fatih Birinci
Yazar 23 Kasım 34 dk.

Kelime anlamı "uyanık olma, uyanmış olma" olan, kavramsal olaraksa "sosyal adalet konularında farkındalık sahibi ve duyarlı olmak" şeklinde özetlenebilecek olan "woke" terimi, ilk olarak Batı dünyasında siyahilere karşı uygulanan baskılara karşı "uyanık ve duyarlı olma" anlamıyla kullanılmaya başlanmış, bu daha dar bağlamda bile geniş çapta tartışmalara yol açarak, nihayetinde Türkiye de dâhil birçok coğrafyada ana akım kelime dağarcığımıza girmiştir. Bu kavram; sonradan, cinsiyet eşitliği, LGBTQİ+ hakları ve diğer sosyal adalet konularını savunan çeşitli grupları ve bu grupların görüşlerini bir bütün olarak tanımlamak ve yaftalamak için kullanılmaya başlanmıştır. Oxford English Dictionary, bu kelimeyi 2017 yılında sözlüğe dâhil ederek, anlamını "adaletsizliğe, sosyal ve ırksal ayrımcılığa karşı duyarlı olmak" olarak açıklamıştır.[1]

Günümüzde bu kavramın yaygın bir şekilde kullanıldığını görüyoruz. Amerika Birleşik Devletleri'nde ortaya çıkan bu kültürün etkilerinin küresel çapta giderek yaygınlaştığını ve Türkiye de dâhil olmak üzere tüm dünyayı, özellikle medya aracılığıyla etkilediğine şahit oluyoruz. Bu durum, küresel etkileşim ağının bir parçası olarak toplumsal kültürü çeşitli yönlerden etkilemektedir. Peki bu kavram nasıl ortaya çıktı ve yaygınlaştı? Ve neleri savunuyor? Neden eleştiriliyor? Bu yazımızda bunları ve çok daha fazlasını ele alacağız.

29
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Öne Çıkan EtkinlikKültürel Etkinlik
Evrim Ağacı Ankara Topluluğu
Etkinliği Ekleyen 1 hafta önce Ankara₺3.800,0017 Mayıs
Çatalhöyük/Konya, Taşkent Fosil Arazisi Gezisi
17 Mayıs 2025 06:30 tarihinden 18 Mayıs 2025 20:00 tarihine kadar.

Evrim Ağacı Ankara Topluluğu gezi serisinin ikinci gezisinde Çatalhöyük/Konya, Taşkent Fosil Arazisine gidiyoruz!

Çatalhöyük arkeolojik alanı günümüzden 8000 yıl öncesine tarihlendirilmekte ve insanlık tarihi açısından tarım devrimi, kent yaşamı ve hayvanların evcilleştirilmesi gibi konularda eşsiz sanatsal ve kültürel eserler barındırmaktadır.

Konya Arkeoloji Müzesinde Çatalhöyük ve Konya çevresinden ve Antik Roma dönemine ait eserler bulunmaktadır. 

Konya kent merkezi ise Selçuklu başkenti olması nedeni ile hem mimari hem de Anadolu kültürel bağlamında gezilecektir. 

Taşkent Fosil Arazisinde Permiyen döneminde, yaklaşık 252 milyon yıl önce yaşamın %95'inin silindiği Dünya'nın en büyük yok oluşunun izlerini görebileceğimiz Dünya'daki 10 noktadan biri olan Taşkent fosil yatağı yer almaktadır.



Bilim ve tarihi bir araya getiren bu gezimizde siz de kaşiflerimiz arasında yer alın.

Gezide, Dr. Babür Erdem ve Timuçin Alp Aslan, MA. hocalarımız bulunacaktır.

Evrim Ağacı Ortak Kurucusu olan Dr. Babür Erdem, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Biyolojik Bilimler Bölümü’nde doktorasını tamamlamıştır. Araştırma alanları davranış biyolojisi, hesaplamalı biyoloji ve evrimsel biyolojidir. Bu konularda yayımlanan çeşitli makaleleri vardır. Ayrıca TÜBİTAK destekli projelerde yürütücülük yapmış ve birçok projede yer almıştır. Şu anda ODTÜ Robotik ve Yapay Zekâ Merkezi’nde araştırmacı olarak çalışmaktadır.

Timuçin Alp Aslan, M.A., Orta Doğu Teknik Üniversitesi Tarih bölümünden lisans derecesini almıştır. Bologna Üniversitesi’nde Latince, Koç Üniversitesi Kapadokya Okulu, Nümizmatik okulu ve Çevresel Arkeoloji programları gibi uluslararası etkinliklerde yer almıştır. Ankara Çayyolu Höyük, Muğla – Milas Labraunda antik kutsal alanı ve Yunanistan’da Büyük İskender’in ilk başkenti Pella’da alan çalışmalarında bulunmuştur. Turist rehberliği alanında yüksek lisans derecesi vardır.

Devamını Göster
8
0 Yorum
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Berat Mutluhan Seferoğlu
Yazar 24 Ağustos 2019 1 sa.

Çağdaş felsefede ön planda olan iki felsefe geleneği olduğunu görüyoruz. Bu gelenekler analitik felsefe ve kıta felsefesi olarak adlandırılıyor. Bu yazıda iki gelenek hakkında bilgi vermek, bu gelenekleri karşılaştırmak ve analitik felsefe/kıta felsefesi ayrımına dair bazı noktaları açıklığa kavuşturmak istiyorum.

Başlamadan önce bir uyarı yapmam gerekiyor: Ben, analitik felsefe ve kıta felsefesi ekolleri arasından analitik felsefeye yakınım. Dolayısıyla söz konusu ekoller arasında yaptığım karşılaştırmanın ve yaptığım çıkarımların taraflı görünebileceğinin farkındayım. Bu ayrım, kişilerin felsefeye nasıl baktığıyla öyle yakından ilişkili ki, kamplardan herhangi birine yakınsanız, analitik felsefe ve kıta felsefesi karşılaştırmasını taraflardan birini ‘kayırmadan’ yapmanız pek mümkün değil. Bu nedenle konu hakkındaki taraflılığımla ilgili olarak okuyucuyu uyarma ihtiyacı hissediyorum.

164
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ahmet Uğur Avcı
Yazar 13 saat önce 9 dk.

Aile içi sorunlar, ekonomik zorluklar, salgın hastalıklar, doğal afetler, toplumsal travmalar, okul ya da iş hayatındaki baskılar… Stres kaynakları hayatımızın her döneminde bir şekilde karşımıza çıkıyor. Bu zihinsel yük göz ardı edilmemeli; çünkü stres ister akut (hızlı ilerleyen veya kısa süreli), ister kronik (uzun süreli veya süreğen) olsun kalbimiz üzerinde önemli bir baskı oluşturuyor. Söz konusu baskı, özellikle risk altındaki kişiler için, kalp krizini (akut miyokard enfarktüsü) bile tetikleyebilecek kadar ciddi sonuçlar doğurabilir!

Stres birçok farklı yoldan kalp-damar (kardiyovasküler) sistemi sağlığını etkiler. Uzun vadede, halk arasında "damar sertliği" olarak bilinen, damarların daralıp tıkanmasına yol açan ateroskleroz gelişiminde rol oynar. Bu da zamanla koroner arter hastalıkları gibi ciddi rahatsızlıkların temelini oluşturur. Akut dönemde ise daha dramatik etkiler ortaya çıkabilir. Özellikle hali hazırda koroner arter hastalığı bulunan kişilerde, strese bağlı gelişen ani bir elektrofizyolojik sapma, ani kalp durmasına kadar varabilecek trajik sonuçlara neden olabilir. Bilimsel çalışmalar depremler, terör olayları ve hatta futbol maçlarının bile ani kardiyak olayları tetikleyebileceğini göstermektedir.

1
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Doğancan Özgökçeler
5 gün önce
Kendi oyun projemdeki yerel halktan  olan ırkın ortalamsı bir tek uzun oldu aktarım yaparken biraz daha azalttım boyutu ama hala uzun görünüyorlar. Umarım görüntü olarak kötü durmuyorlardır.
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Aslıhan Niksarlı
Yazar 16 Aralık 2021 11 dk.

Bonobo (Pan paniscus), şempanzelerle birlikte Pan cinsini oluşturan iki türden biridir. Günümüzde şempanzelerden farklı bir tür olarak kategorize edilseler de, ilk keşfedildiklerinde fiziksel benzerliklerinden ötürü şempanzelerin (Pan troglodytes) bir alttürü olduklarına inanılmıştır.

Bonoboların vücutları ve suratları siyah kıllarla kaplıdır ancak yüzlerinde, kulaklarında, parmaklarında, ellerinin içleri ve ayaklarının altlarında kıl bulunmaz. İnce bir üst gövdeye, dar omuzlara, ince boyuna, uzun kollara, bacaklara ve büyük, uzun parmaklı ellere sahiptirler. Kolları bacaklarından daha uzun, esnek ve güçlüdür. Koyu renkli yüzleri, büyük pembe dudakları, geniş burun delikleri ve ortadan ayrılmış saçları, en önemli ayırt edici fiziksel özellikleridir. Erkekleri 34 ila 60 kg, dişileri ise ortalama 30 kg civarında olurlar.

96
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Evin Çiftçi
Evin Çiftçi
72K UP
İnceleyen 6 gün önce
Tek kelimeyle mükemmel bir filim . Nolan yine farkını ortaya koymuş , zaman algımızı yerle bir eden bir filim daha . ilk bakışta anlaması çok zor ama izledikçe taşlar yerine oturuyor . Kesinlikle izlemeye değerdir .
9.6/10
(71 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Poyraz Sıngın
fizik araştırmacısı 15 saat önce Sen de Cevap Ver

Merhabalar. bu derin sorunuzun farklı yorumlara göre birden fazla cevabı olabileceği için birkaç farklı yönden açıklama yapmaya çalışacağım. :)

İlk olarak ışığın bir hızı olduğunu hatırlayalım. bu hız saniyede 299.792.458 metredir. dolayısıyla her ne kadar dünya ölçeğinde ışık anlık seyahat ediyor gibi gözükse de devasa boyutlarda olan evrenimizde ışık bir yerden bir yere giderken hızından dolayı belirli miktarda zaman harcar. örneğin güneşten çıkan ışık dünyaya gelmek için yaklaşık 150 milyon kilometre yol kat etmelidir ve bunun için 8 buçuk dakikaya ihtiyaç duymaktadır. yani güneşe baktığımızda onun 8 buçuk dakika önceki halini görürüz çünkü 8 buçuk dakika önce yola çıkan ışık yeni gözümüze ulaşır. bu durumu kullanarak evrenin boyutları konusunda tahminde bulunabiliriz. çünkü ışığın ne kadar süre yolculuk ederse enerjisinden ne kadar kaybedeceğini ve ne forma dönüşeceğini matematiksel olarak biliyoruz.

elimizde bulunan en güçlü teleskobu evrenin en ucuna yani görüş alanının sonuna odaklarsak ve teleskopumuz mikrodalga bandındaki ışıkları algılayabiliyorsa kozmik mikrodalga arka plan ışınımını görürüz. teleskoplarımız bundan daha uzağı göremez zira oradan uzakta ışık yoktur. evrenimizin bir küre şeklindeki küçük bir nokta halinde başlayıp bir küre şeklinde genişlediğini varsayın. ilk baştaki noktanın dış yüzeyi git gide genişleyecek ve daima evrenin sınırını oluşturacaktır. çünkü o yüzey evrenin başından beri genişlemektedir. noktanın içinde genişlemeye bağlı oluşan yeni maddeler de genişleyecektir ama sınır daima ilk baştaki dış yüzey olacaktır. bu durumda noktada sonradan oluşmuş bir kümeden evrenin en dışına bakmaya çalışırsak noktanın dış yüzeyini (bizim durumda kozmik mikrodalga arka plan ışınımını) görürüz. bu ışınım nereden bakarsak bakalım gözükür ve evrenin sınırını oluşturur. ondan sonrası bizler için karanlıktır. (çünkü oralarda gözleyebileceğimiz bir ışık yoktur.) bu durumda kozmik mikrodalga arka plan ışınımının uzaklığını ölçtüğümüzde evrenin çapını yaklaşık 46 milyar ışık yılı (1 ışık yılı = 10 trilyon kilometre) ve evrenin büyüklüğünü yaklaşık 93[1] milyar ışık yılı buluruz. ancak evren bundan biraz daha büyüktür çünkü kozmik mikrodalga ışınımı evrenin oluşumundan 300.000 yıl sonra oluşmuştur fakat evren bu 300.000 yılda da genişlemiştir (ama buralarda ışık henüz oluşmadığı için biz göremeyiz).

Tüm Reklamları Kapat

tabii kozmik mikrodalga ışınımının sonunda da bizi bekleyen bir sonsuzluk olabilir. sonuçta evrenimiz sürekli oraya doğru genişlemektedir ve genişlemesi duracak gibi de gözükmemektedir. dolayısıyla gözlemlenebilir ve kısmen aşina olduğumuz evren sonlu ancak evrenin içinde genişlediği doku (şu anki bilgilere göre) sonsuz denilebilir.

bu konu hakkında daha fazla bilgi edinmek için profilimde yazmış olduğum ve evrenin oluşumunu, geleceğini ve özelliklerini anlattığım yazılara bakabilirsiniz :)

Kaynaklar

  1. bilimgenctubitakgovtr. Evrenin Büyüklüğü Ne Kadardır. Alındığı Tarih: 13 Mayıs 2025. Alındığı Yer: bilimgenctubitakgovtr | Arşiv Bağlantısı
2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

YouTube, Evrim Ağacı tarafından hazırlanan içerikleri video yoluyla öğrenmenin en iyi yolu! Ayrıca kanalımızda birçok bilim insanıyla röportajlarımızı, çeşitli deney gösterilerini ve diğer bilim içeriklerimizi bulabilirsiniz.

İnceleme
Mehmet Mert Demir
İnceleyen9 3 gün önce
Stanley Kubrick’in muhteşem bir eseri.Filmde oldukça rahatsız edici sahneler olsada aşılamak istediği suç-ceza düşüncesi oldukça iyi aktarılmış.Çok beğensemde ikinci defa izlemem.
9.8/10
(32 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : A Clockwork Orange
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Evrim Ağacı
Alıntıyı Ekleyen 18 Ocak 2019
Tam şu anda hayatın bence en üzücü tarafı, bilimin bilgiyi biriktirme hızının, toplumun bilgelik edinme hızından daha fazla olmasıdır.
Kaynak: Söz, Isaac Asimov ve Jason A. Shulman tarafından yazılan ve 1988 yılında yayınlanan "Isaac Asimov's Book of Science and Nature Quotations" kitabının 281. sayfasından alınmıştır. (Wikiquote)
Bu alıntı Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
28
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Ece Müker
Ece Müker
499K UP
5 gün önce
NASA’nın Mars Keşif Uydusu (Mars Reconnaissance Orbiter), Mars yüzeyinde “duvara damlayan boya” izlerini andıran dalgalı toprak desenleri tespit etti. Bu yapılar, Dünya’daki soğuk dağlık bölgelerde görülen ve donma-çözülme döngüleriyle oluşan soliflüksiyon loblarına benziyor.

Araştırmanın başyazarı JohnPaul Sleiman, bu desenlerin Mars’ın iklim geçmişine dair önemli ipuçları sunduğunu belirtiyor. Özellikle, bu izler Mars’ın yüksek enlemlerinde bulunuyor ve geçmişte donma-çözülme döngülerinin yaşandığını gösteriyor olabilir.

Dünya’da soliflüksiyon lobları, donmuş toprağın kısmen çözülmesiyle gevşeyip yamaçlardan aşağıya doğru kayması sonucu oluşur. Mars’ta gözlemlenen benzer yapılar, geçmişte yüzeyin altında buzun varlığına işaret edebilir.

Bu keşif, Mars’ın geçmişte su ve buz barındırdığına dair teorileri destekliyor ve gezegenin iklim tarihini daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
5
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Öne Çıkan İlanAraştırma Anketi
Mehmet Can Sevinçli
İlanı Ekleyen 6 gün önce ÇevrimiçiÜcretsiz8 Mayıs
Bu Oyuncu Kim? - Araştırma Anketi
Bu İlan sona ermiştir
Lütfen başvuruda bulunmaya çalışmayınız.
08 Mayıs 2025 12:00 tarihinden 20 Mayıs 2025 16:15 tarihine kadar.

MOBA türü oyunlarda diğer oyunculara yönelik algımızın nasıl şekillendiğini incelemek amacıyla “Bu Oyuncu Kim?” isimli yaklaşık 5 dakika süren bir araştırma yürütüyorum.

  • 18 yaş ve üzeri olan
  • League of Legends (LoL) ve/veya Defense of the Ancients 2 (Dota 2) oynamış veya aktif olarak oynayan herkes katılabilir. 
     

Bağlantı adresi: https://www.psytoolkit.org/c/3.6.2/survey?s=GNeFv 

Destekleriniz için şimdiden teşekkür ederim.

Devamını Göster
2
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Ömer Can Mutlu
Türü Ekleyen 2 gün önce
Harmochirina, Plexippini oymağına bağlı bir alt oymaktır. Oymağın 2 alt oymağından biridir.
2
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Öne Çıkan İlanPsikolojik Yardım ve Terapi
Cansu Cenik
Cansu Cenik
16K UP
İlanı Ekleyen 29 Şubat 2024 İstanbul & Çevrimiçi₺1.000,0013 Mayıs
Dinamik Psikoterapi - Cansu Cenik
13 Mayıs 2025 15:16 tarihinden 05 Temmuz 2025 00:37 tarihine kadar.

Ben Psikolog Cansu Cenik. 

Klinik Psikoloji alanında yüksek lisans yapmaktayım. Dinamik Psikoterapi yaklaşımı ile süpervizyon eşliğinde sembolik bir ücret ile online ve İstanbul'da yüz yüze danışan kabul etmekteyim. İnsan davranışlarının ve duygularının altında yatan bilinçdışı süreçleri derinlemesine inceleyen bir yaklaşımdır. 

Detaylı bilgi almak için e-posta ile iletişime geçebilirsiniz.

[email protected] 

Devamını Göster
11
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close