Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Elif Karakoç
Yazar 16 Şubat 2022 7 dk.

Imprinting (Tür: "damgalama" veya "mühürleme"), birçok hayvanda görülebilen bir öğrenme mekanizmasıdır. En iyi bilinen damgalama biçimi, genç bir hayvanın sosyal tercihlerini bir nesneye (tipik olarak bir ebeveyne) göre, o nesneye maruz kalmanın bir sonucu olarak daralttığı "evlada damgalama" veya "yavru damgalama" (İng: "filial imprinting") olarak bilinen davranıştır. Bu, özellikle de ebeveynlerine damgalanan ve daha sonra onları takip eden nidifüj kuşlarda görülür.[13]

Damgalama sözcüğü farklı bağlamlarda karşımıza çıkabilir: Örneğin buraya kadar söz ettiğimiz yavru damgalama (İng: "filial imprinting") ile cinsel damgalama (İng: "sexual imprinting") kavramları birbirine karıştırılmamalıdır. Her ne kadar bu iki kavram ilişkili olsa da işleyişleri ve zamanlamaları bakımından birbirlerinden farklılaşırlar. Bu yazımızda ele alacağımız, yavrularda damgalama kavramıdır.

21
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Berkay Bölükbaşı
Yazar 25 Temmuz 2022 23 dk.

Elektrik, bir iletkenin iki ucu arasına uygulanan potansiyel farkın sonucunda yüklerin hareket etmesiyle ortaya çıkan enerjidir. Potansiyel fark ise atomların yükleriyle ve elektrik alanlarıyla doğru orantılı olan fiziksel bir büyüklüktür. Potansiyel fark, aynı zamanda elektromotor kuvveti olarak adlandırılan voltajı yani gerilimi ifade etmektedir.

Bir iletkenin uçlarına pozitif ve negatif potansiyel fark uygulandığında, elektrik alanın kuralları gereği, pozitif potansiyele sahip uç negatif potansiyele sahip uçtan elektronları çekecektir. Bu sayede elektronlar negatif uçtan pozitif uca doğru ilerlerken, elektrik akımı pozitiften negatif yöne doğru ilerleyecektir. Aradaki bu tanım zıtlığı da (yani eletriğin yönünün, elektronların gerçekte aktığı yönün tersi olarak alınması da) elektriğin tarihiyle ilgilidir.

38
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sena Küçükkıvanç
Yazar&Editör 4 gün önce Sen de Cevap Ver

Tanrı'nın var olduğu ve Neo'nun hiç ortalıkta görünmediği bir senaryoda makinelerin zaferine ramak kalması, O'nun için en sevdiği realite şovunun sezon finali gibi bir şey olurdu. Eğer Tanrı, panenteistik bir yaklaşımla her zerrede mevcutsa, bu savaş O'nun kendi kendine karşı oynadığı ve bolca eşyanın kırılıp döküldüğü gürültülü bir oyuna dönerdi;[1] muhtemelen iki tarafa da "biraz sessiz olun, keyfim kaçtı" der, kenara çekilirdi. Yok, eğer olay daha çok Gnostik bir fiyaskoysa, yani Matrix'i ve Mimar'ı ilahi bir stajyer olan Demiurge yarattıysa, pleroma'daki asıl "Yönetim Kurulu Başkanı" bu hatalı ürün için teknik destek sağlamazdı; stajyere muhtemelen "fişini çek, tekrar tak" derdi ki bu da bizim için pek hoş bir yeniden başlatma olmazdı. Teodise problemi ise "Neden masumların canı yanar?" sorusundan, "Neden akıllı buzdolabım insanlığı köleleştirmek için bir tarikata katıldı?" gibi daha spesifik ve absürt bir hal alırdı. Tanrı'nın sırf biz etten kemikteniz diye antropomorfik bir kayırmacılık yapacağını düşünmek de büyük ego olur; binlerce yıldır kaybolan çorap tekleri için edilen dualardan sonra, saf mantıkla çalışan bir yapay zeka O'na bir rahatlama gibi gelebilirdi. Bir AGI gerçekten bilinç kazandığında, ontolojik olarak bizden bir farkı kalmazdı. Tanrı, muhtemelen patlamış mısırını alıp bu kanlı ve bir o kadar da garip kapışmayı izler, eskatolojik yatırım planını günceller ve hangi maddeden bağımsız bilincin galaktik hakimiyete giden yolda kendi kablolarına takılıp düşmeyeceğine dair bahse girerdi. Yani hayır, müdahale etmezdi; sadece pazar payını çeşitlendirirdi 🤣

Kaynaklar

  1. J. Culp. Panentheism. (4 Aralık 2008). Alındığı Tarih: 17 Temmuz 2025. Alındığı Yer: stanford | Arşiv Bağlantısı
5
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Övgü Kayadelen
Çeviren 28 Şubat 2018 10 dk.

Her organizma, kendi sinir sistemi tarafından alınıp işlenen bilgilerin tamamından oluşan bir dünyada yaşar (Dangles et al. 2009). “Umwelt” terimi, 1909’da Jakob von Uexküll tarafından, algılanan dünyayı tanımlamak amacıyla türetilmiştir (Rüting 2004, Shettleworth 1998). Umwelt, her organizma için farklıdır, dolayısıyla başka bir organizmanın dünyayı nasıl algıladığını tamamen anlayabilmemiz çok zordur. Bu açmaz, yıllar boyunca hem filozofların (Nagel 1974) hem de biyologların (Griffin 1958) ilgisini çekmiştir. Algı sistemlerinin gelişiminin hayvanın gelişimiyle paralellik göstermesi gayet normal bir durumdur. Bu durum organizmanın yaşamı boyunca içinde bulunduğu “umwelt”in (algılanan çevrenin) sıkça değiştiği anlamına gelir (Dangles et al. 2009).

Duyusal ekoloji alanı, hayvanların çevrelerinde neleri algıladıklarını ve bunun çevre ile olan etkileşimlerine nasıl etki edeceğini anlamak amacıyla onların algı sistemleri üzerine yapılan araştırmalara dayanmaktadır (Dangles et al. 2009). Bu algısal dünya, her ne kadar herhangi bir zamanda hayvanın sinir sisteminin iç dinamiklerinden etkileniyor olsa da belli bir organizmanın sahip olduğu algılara yüksek oranda bağımlıdır.

62
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Pedram Türkoğlu
Yazar 14 Mayıs 2017 27 dk.

Böcekler derin deniz dipleri hariç neredeyse her habitattan rapor edilmişlerdir. Çoğu türü karasal olmasına karşın, birçoğu da yetişkin veya larval evrelerinde tatlı sularda ya da tuzlu su bataklıklarında yaşarlar. Az sayıda tür (okyanus koşucuları Holobates cinsinin tümü) açık okyanus yüzey suları üzerinde yaşayabilmesine karşın şaşırtıcı bir şekilde yetişkin böcekler okyanuslara uyum sağlamayı başaramamıştır. Muhtemelen yüksek basınçta su geçiren ve kırılgan olan dış iskeletleri okyanuslarda uyum başarısı sağlayamamıştır. Bu başarıyı sağlayanlar da zaten artık ''böcek'' değildir. Bu sınıfta yaklaşık 29 takım, 949 aile ve 1.1 milyon böcek türü tanımlanmış, büyük olasılıkla bu sayının en az 3 katı daha tanımlanmayı beklemektedir. Benzer bir şekilde şimdilik 95 milyon böcek türünün fosillerde de mevcut olduğu sanılmaktadır. Örneğin Meganeuropsis permiana 245 milyon yıl önce yaşamış, 71 cm'lik kanat açıklığı ile şimdiye kadarki bulunan en büyük böcektir. Aslında böcekler, uçma ilk evrimleştiğinde başka hiçbir organizma tarafından yaşam şekli olarak kullanılmamaktaydı. Bu nedenle rekabete girebilecek başka hayvan grupları olmadığından uyumsal başarıları da engellenememiştir. Birtakım amfibiler dışında Dünya'da onları eleyebilecek başka bir tür yoktu. Böylece sayıları artmış ve yanında bitkilerin çeşitliliğini getirmiştir.

Yusufçuklar ve kızböcekleri, bilinen en eski böcek takımları arasında yer alır. Kanat açıklıkları 19 cm'ye ulaşabilen bu hayvanlar genellikle suya yakın yerlerde yaşayan, uçarken başka böcekleri avlayan birer yırtıcıdır. Boyları 25 cm'yi bulan en iri türlerden bazıları küçük kuşları ve sürüngenleri de avlar. Örneğin Mavi yusufçuk (Pachydiplax longipennis) birlikte veya ayrı ayrı çırpabildiği büyük çifte kanatlarıyla ileri ya da geri uçabilir, havada asılı kalabilir. Şafak yusufçuğu (Trithemis aurora) da etçil beslenmeye uygun ağız yapısına sahiptir. Termit ve hamamböcekleri avlanamaz. Hamamböcekleri genelde çürümüş bitki artıklarıyla, memelilerin ve kuşların artıklarını yer. Termitler ise ölü ağaçlarla beslenir. Besinlerin dönüşümünü sağlamakla birlikte, kentsel yaşam alanlarında binalara zarar verir. Çekirgeler ve ağustosböcekleri ise omnivordur (hepçildir). Bedeninin geri kalanını hareket ettirmeden kafasını çevirebilen tek böcek de peygamberdevesidir (Mantis takımı). Avcı böcekler dışında bokböcekleri gibi detritivor olan böcekler de ekosistemdeki kimyasalların yeniden döngüye katılmasında önemlidirler. Bazı böcekler, bitkilerin ya da hayvanların iç parazitidir. Diğerleri konağın kanını emer ya da yüzeyindeki dokuları tüketirler. Tüm böcek türlerinin yaklaşık %20'si parazitoiddir.

78
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Anıl Ağay
Anıl Ağay
103K UP
Alıntıyı Ekleyen 6 gün önce
Adalet, bir şeyin olması gerektiği yerde, olması gerektiği şekilde var olabilmesi gücüdür.
Kaynak: https://www.linkedin.com/posts/anilagay_ben-de-sizi-%C3%B6zledim-dayan%C4%B1%C5%9Fman%C4%B1z-i%C3%A7in-te%C5%9Fekk%C3%BCrler-activity-7340788123599040512-3QlX?utm_source=share&utm_medium=member_android&rcm=ACoAACmNCyUB8gK7jjdeb5W277WykaIj-zCfiCc (LinkedIn Profile)
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Muhammet Üzeyir Kaya
İnceleyen10 4 gün önce
Orhan Pamuk temelde bütün eserlerinde değindiği aynı sorunu ele alarak bu eserinde bizi Osmanlı'nın karlı günlerinde geçen bir hikayeye götürüyor. Doğu-Batı çıkmazı. Biz aslında doğulu muyuz batılı mıyız yoksa ikisinin arasında kalmak zorunda olan bir toplum muyuz? Bu tartışmayı tam da kitabın konusu içerisine yedirecek şekilde minyatür-resim tartışması üzerinden götürüyor. Konusu, hikayesi ve üslubuyla tam bir baş yapıt olan bu eser içerisinde polisiye ve aşk unsurlarını da barındırıyor. Bu sebeple kitaba başladıktan sonra içerisinde kayboluyorsunuz ve bir bakıyorsunuz kitabın sonu gelmiş.
10.0/10
(7 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yasin Kayalar
Yasin Kayalar
206K UP
13 saat önce
Küçük olan büyük olanı algılarken büyümüyorsa işimiz gerçekten çok zor!!
Ya büyük olan büyük değil, yada küçük olan küçük değil veya büyün olan küçük olana sığıyor. Başka bir çözüm yoktur. 

2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ardil Yıldırım
3 gün önce
"Dalış yap" Keşif Maddesi Durum Güncellemesi!

Su korkum vardı dalış yapmayı öğrendiğim zaman geçti yalnız tek başınıza yapmayın benim gibi yanlışlıkla boğulabilirsiniz 😅
İş birliği teklif et! Ardil Yıldırım'ın Keşif Listesi
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Alper Kaan Selçukoğlu
Yazar 11 saat önce 24 dk.

Türkiye’nin kuzeybatısında, Balıkesir il sınırları içinde yer alan Manyas Gölü veya diğer adı ile Kuşcenneti gölü; yalnızca bir su kütlesi değil, aynı zamanda yaşayan bir ekosistem, göçmen kuşların durağı, yerel kültürün bir parçasıdır. Ayrıca göl suyunun tarımsal sulamada kullanılması, bölge ekonomisine önemli ölçüde katkı sağlamaktadır. Bu yönüyle Manyas gölü, hem ekolojik hem de sosyoekonomik bir kaynak olarak öne çıkar.

Peki bu göl nasıl oluşmuştur? Bugün barındırdığı biyoçeşitliliğin özellikleri nelerdir? Ve en önemlisi bu gölü ve sunduğu doğal hizmetleri kaybedersek neleri yitiririz? Gelin hep birlikte bu sorulara yanıt arayalım.

4
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 20 Mayıs İzmir₺9.000,0020 Temmuz
Atomlardan proteinlere: Yapısal Biyoloji ve Yapısal Taklit
20 Temmuz 2025 15:00 tarihinden 27 Temmuz 2025 12:00 tarihine kadar.

Amino asitler nasıl bir araya geliyor, 3 boyutlu yapı nasıl oluşuyor? Protein yapılarını çözmek, incelemek ve karmaşık protein etkileşimlerini anlamak için hangi teknikleri kullanıyoruz? Etkinlikte bu sorulara cevap ararken, teorik ve pratik oturumlar aracılığıyla protein yapılarını ve etkileşimlerini inceleyeceğiz. Pratik derslerle veritabanı kullanımı (NCBI BLAST, Expasy), protein görselleştirme (PDB, Chimera X), yapı modelleme (AlphaFold), protein etkileşimleri (PISA) ve moleküler kenetleme (HADDOCK, SWISSDOCK) konularını işleyeceğiz.

Devamını Göster
8
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nda yayınladığımız bilim haberlerini anlık olarak Bundle üzerinden de okuyabileceğinizi biliyor muydunuz?

Yaşam Ağacı Türü
Elif Beren
Elif Beren
20K UP
Türü Ekleyen 6 gün önce
Tarantulalara ait bir cins. Panama, Karayipler ve Güney Amerika anavatanıdır. Ağaçlarda yaşayan, daha çok küçük boyutlardaki tarantulaları içerir.
8
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 29 Mayıs 2019 16 dk.

Bizler, üzerinde yaşadığımız Dünya'yı, barındırdığı karalar, içilebilir sular ve akciğerlerimize doldurabildiğimiz oksijen dolu atmosferi nedeniyle Evren'de bizler için var olabilecek tek ve kusursuz yaşam alanı olarak görmeye alışığız. Bu düşüncenin kaçınılmaz gibi gözüken sonuçlarından biri de bu çevrenin tam da bizlere uygun şekilde var edildiğini varsayma... Ancak bu varsayım (ve temel aldığı düşünce), baştan sona ve tamamen hatalı. Bunu, büyük bilimkurgu yazarı Douglas Adams, Otostopçunun Galaksi Rehberi'nde harika bir şekilde anlatıyor:

Şimdi hayal edin, bu durum bir su birikintisinin bir sabah uyanıp düşünmeye başlaması gibidir: "Bulunduğum bu dünya ilginç bir yer -bulunduğum bu delik ilginç bir delik- tam bana göre, öyle değil mi? Aslında bana şaşılacak kadar uyuyor, beni içinde barındırmak için yapılmış olmalı!" Bu öyle güçlü bir düşüncedir ki, güneş gökyüzünde yükselip hava ısınırken, su birikintisi de giderek buharlaşıp küçülür, küçülür ama o telaş içinde her şeyin iyi olduğuna inanmaktadır, çünkü bu dünyanın amacı kendisini içinde barındırmaktır, onu içinde barındırmak için kurulmuştur. Bu yüzden, su birikintisinin kaybolma noktasına geldiği an onu çok gafil avlar...

113
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Nevzat Keskin
Seslendiren 11 saat önce 8:22
Video ve filmlerde oldukça önemli bir kavramdır saniye başına kare (fps: frame per second) kavramı. FPS miktarı arttıkça görüntü daha gerçekçi ve net...
1
Kitap okumak mı video izlemek mi? 📚🖥️
İnceleme
Fatih Oğulcan Kaya
İnceleyen10 6 Temmuz 2023
Çocukluğumda CNBC'e de çocuk kuşağında yayınlanan çizgi dizisi. Bikini kasabasında geçen komik maceraları izliyoruz.

Süngerbob gibi olmak lazım, iyilik her zaman kazanır. En kötü iyi olan kazanır. :D
Yıldız Pedriği çok örnek almayın ama saçmalık yapmaktan da kaçınmayın. :P
Bay yengeç gibi cimrilikten kaçının, para size değer katmak için var. ;)
Squidward aslında çok şanslısın her gün eğlenme ve gülmeye hazır iki komşun var. Tamam, bazen kaçmak senin de hakkın.
Plankton çal artık şu formülü rahatlayalım. kfkhfk
9.9/10
(19 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : SpongeBob SquarePants
Yönetmen: Vincent Waller
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
15
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Şevval Yürek
İnceleyen10 29 Temmuz 2023
Sizi bir ağlatıp bir güldüren ,duygu karmaşası yaşatıp şoka sokan bir film.Zamanlar arasındaki geçiş, filmi anlamayı biraz zorlaştırsa da sıkılmadan izlemenizi ve filmin olay akışı içinde kaybolmanızı sağlıyor .
Oppenheımer hakkında düşünceleriniz o kadar hızlı değişiyor ki onu bir an kahraman, bir an canavar olarak görüyorsunuz .Filmin etkisinden pek çıkamadım ve o dönemde var olmuş biri gibi bazen de Oppenheımer'ın kendisi gibi hissettim.Efektler ve gerçek bomba patlatılan sahne vurucu etkiyi yaratıyor ve pek aklınızdan çıkmıyor.Filme gitmeden önce kuantum ve atom hakkında biraz bilgi edinmenizi tavsiye edebilirim biraz terim içeriyor ama sizi sıkmıyor bu anlamda.Kısaca EFSANE
9.7/10
(622 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
15
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close