Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Üzeyir Yazıcı
Yazar 5 gün önce 24 dk.

Diferansiyel denklemler, doğada ve insan yapımı sistemlerde meydana gelen sürekli değişimleri matematiksel olarak ifade eden denklemlerdir. Isaac Newton[1] ve Gottfried Wilhelm Leibniz'in 17. yüzyıldaki katkılarıyla ortaya çıkan bu alan, fiziksel olayları modellemekten mühendislik sistemlerini analiz etmeye kadar birçok alanda kullanılmaktadır. Diferansiyel denklemler sayesinde bir sistemin zamana veya bir başka değişkene bağlı davranışı öngörülebilir ve çözülebilir hâle gelir.

Modern dünyada mühendislik ve bilim dallarının büyük bir kısmı, diferansiyel denklemlerle ifade edilen süreçleri anlamaya dayanır. Hareket eden bir nesnenin konumunun belirlenmesinden, elektrik devrelerindeki akımların analizine kadar pek çok problem, bu denklemler yardımıyla çözülmektedir.

13
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 3 hafta önce İzmir₺9.000,0022 Haziran
Dağıtık Sistemler, Güvenlik Problemleri ve Dayanıklılık
22 Haziran 2025 15:00 tarihinden 29 Haziran 2025 12:00 tarihine kadar.

Kritik bilgi altyapıları ve siber-fiziksel sistemler, sağlık ve finansal veriler, uydular ve enerji şebekesi gibi hassas varlıkları korur. Bu tür sistemlerin saldırılara ve arızalara karşı dayanıklı olmasını, kesintiye uğramadan ayakta kalmasını ve çalışmasını sağlamak kritik onem tasmaktadir.

Bu etkinlik suresinde modüler, dağıtılmış ve gömülü bilgi işlemde sağlamlık ve dayanıklılık ilgili temel kavramlari sistemler teorisi çerçevesinde tartisacagiz ve uygulama alanlarini gözden geçireceğiz.

Devamını Göster
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Fatma Nur İnakçı
Ekleyen 1 gün önce 24 dk.

Retrograd amnezi, bireyin geçmişteki anılarını kaybetmesiyle karakterize edilen bir tür bellek bozukluğudur. Bu durum kişinin otobiyografik anılarının yanı sıra genel bilgi, kişiler, yerler ve olaylarla ilgili belleğini de etkileyebilir. Hafıza kaybının süresi ve kapsamı değişkenlik gösterir. Bazı bireylerde yalnızca son birkaç hafta veya ay etkilenirken bazı vakalarda çocukluk dönemine kadar uzanan geniş çaplı bir bellek kaybı gözlemlenebilir.

Bellek kaybının hangi anıları kapsadığı ve ne ölçüde olduğu beynin etkilenen bölgesine bağlıdır. Hipokampus ve medial temporal lob hasarı genellikle yakın geçmişteki anıların kaybına neden olur. Frontal korteks lezyonları ise daha eski anıların hatırlanmasını zorlaştırabilir.

4
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eser
Ece Müker
Ece Müker
512K UP
Eseri Ekleyen 4 gün önce Film
9.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : How to Train Your Dragon
Yönetmen: Dean DeBlois
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
Ahmet Öztekin
Uyarlayan 1 gün önce 3 dk.

Düzenli egzersiz, yapabilen insanlar için hem fiziksel hem de mental olarak faydaları gerçekten de yadsınamayacak düzeyde ancak fiziksel kısıtlamalardan ötürü egzersiz yapamayan bazı insanlar da bulunmakta. Bu kişiler için de egzersizin metabolik etkilerini taklit edebilen LaKe molekülü geliştirildi. Molekül, herhangi bir fiziksel efor gerektirmeksizin egzersizin ve orucun metabolik etkilerini taklit etmekte.

Bu molekülün belirtilen metabolik etkilerinin yanı sıra Parkinson ve demans gibi bazı nörolojik hastalıkların tedavisinde yardımcı olarak kullanılabileceği düşünülüyor. Tüm bu olası etkileri sayesinde bu molekülün keşfi ile birlikte yoğun egzersiz programlarına ya da oruç temelli diyetlere uyamayan kişilerde uygulanabilecek tedaviler için umut vadediyor.

6
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 15 Şubat 2013 4 dk.

Özellikle de 14 Şubat "Sevgililer Günü" zamanlarında bu simgeyi her yerde görürüz. Peki meşhur "aşk sembolü" ne anlama geliyor, biliyor musunuz? Bu yazımızda aşka değil ama, aşkın sembolüne odaklanacağız. Dilerseniz, buradaki makalemizden aşkın bilimsel arka planının detaylarını öğrenebilirsiniz.

Fakat aşkın sembolünü inceleyebilmemiz için, o makalemizde de değindiğimiz iki önemli noktayı hatırlamamız gerekiyor.

28
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnsan dili, kelimeleri birleştirerek yeni ve özgün anlamlar yaratma kapasitesine sahiptir. Bu özellik, dili diğer hayvan iletişim biçimlerinden ayıran temel unsurlardan biridir. Araştırmacılar, bonoboların da benzer bir şekilde sesleri birleştirerek yeni anlamlar oluşturabildiğini gözlemledi. Bu, dilin evrimsel geçmişine dair önemli ipuçları sunuyor 🏻

Önceki çalışmalar, bazı hayvanların sesleri birleştirebildiğini göstermiş olsa da, bu kombinasyonlar genellikle basit ve doğrudan anlamlar taşıyordu.

Bonoboların ses kombinasyonları ise daha karmaşık ve bağlama bağlı anlamlar taşıyor. Bu, insan dilinin temel özelliklerinden biri olan bağlamdan bağımsız anlam yaratma kapasitesine benzerlik gösteriyor.

💻 Aktaran: Utku Derin

✍🏻 Editör: Ufuk Derin

ℹ️ Bu içerik, Evrim Ağacı internet sitesinden derlenerek hazırlanmıştır. Derleme sırasında bazı önemli detaylar kaybolmuş olabilir. Konu hakkında eksiksiz bilgi almak ve kaynaklarımızı görmek için içeriği lütfen evrimagaci.org üzerinden okuyunuz.
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Çağlar Solak
Yazar 30 Ocak 2012 12 dk.

Evrim, türlerin sadece dış görünüşlerini belirleyen bir biyolojik süreç değildir. Bu doğa yasası, türlerin tercihlerini, eğilimlerini ve karar mekanizmalarını da belirleyen bir süreçtir. Elbette bir canlının her özelliği %100 genlere bağlı olarak belirlenmez. Özellikle sosyal yapısı olan canlılarda içerisine doğulan kültür, bu kültürün yapısı, ebeveynlerin yavrulara olan (olumlu veya olumsuz) katkıları, bireylerin kendi başlarından geçenler (yaşam hikayeleri) ve daha nice öngörülemez, evrim tarafından şekillendirilemez, kaotik bir biçimde etki eden unsurlar bir canlı soy hattının gidişatına etki eder. Ancak bireyler bazında değil de toplumun geneli bazında çalışılacak olursa ve bir tür için var olan ancak değişime de açık olan "normlar" incelenecek olursa, bazı tercihlerimizin o kadar da öznel olmadığı, türün belli seçeneklere diğerlerine göre daha yatkın olduğu görülür. Bu ortak tercihler elbette bir türün tüm bireylerini tanımlamaya yetmez; ancak yine de bize türün evrimsel geçmişi hakkında çok kıymetli bilgiler sunarlar. 

Unutulmaması gereken en kritik nokta, evrimsel psikolojinin ayıklamaya çalıştığı bu ortak tercih eğilimlerinin bizim biyolojik evrimimizle ilgili olduğudur. Ancak türümüz, artık sadece biyolojisiyle tanımlanamayacak bir türdür. Çünkü biyolojik evrim, kültürel evrimin hiçbir türde görülmediği kadar karmaşık ve güçlü bir şekilde insan organizmasını şekillendirmesini tetiklemiş ve mümkün kılmıştır. Dolayısıyla kültürümüz de tercihleri doğrudan etkilemekte, şekillendirmekte, hatta yeri geldiğinde biyolojik evrimimizle zıt düşecek noktalara taşıyabilmektedir. Bunlar da psikologlar, zoologlar, antropologlar ve etologlar tarafından incelenmektedir. Önemli olan bu iki sahanın verilerini birleştirerek varlığımızı ve nasıl evrimleştiğimizi, günümüzde nasıl kararlar aldığımızı ve bu kararlarımızda biyolojimiz ile kültürümüzün ne kadar rol oynadığını anlayabilmektir. Bu açıdan, iki tür evrimimizin de anlaşılmasının muazzam önemli olduğu kanaatindeyiz.

166
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ekin Baran Sunar
Seslendiren 4 Eylül 2019 3:50
Yeni araştırmalar gösteriyor ki kuşlar, köpekler gibi küçük hayvanlar ve küçük çocuklar, dünyayı geri kalanımızdan daha yüksek bir çerçeve hızıyla (kare...
23
İnceleme
Yusuf Bedirhan
İnceleyen 4 gün önce
Bu sene yıldırım atamadılar ama ellerinde mızrak ile geziyorlar…
Yıldırım istiyoruz babbaaaa!
Film
4.8/10
(4 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yunus Sahin
Seslendiren 1 gün önce 12:02
Modifikasyonlar, çevrenin değişimine bağlı olarak bir türün bireylerinde meydana gelen değişimlere verilen isimdir. Bu değişimler geçici veya kalıcı olabilirler...
2
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Bilim ve bilimseverler sıkıcı değildir! Evrim Ağacı Etkinlik Platformu'nu kullanarak bulunduğun şehirde veya internet üzerinde toplantılar, etkinlikler, buluşmalar düzenleyebilir, diğerlerinin düzenlediği etkinliklere katılabilirsin. Ayrıca eğer bilimle ilgili bir iş, staj, burs veya eğitim arıyorsan veya bu pozisyonları dolduracak bilimseverler, bilim insanları ve öğrenciler arıyorsan, Evrim Ağacı İlan Platformu'nu kullanarak Türkiye'deki ve Dünya'nın her yanındaki bilimseverlerin oluşturduğu ağa katılabilir, bu ağa güç katabilirsin!

İnceleme
Umut Kuzu
Umut Kuzu
134K UP
İnceleyen10 29 Eylül 2023
Ben bu seriyi izlerken küçük yaştaydım ve gerçekten baş yapıt filmlerden birisidir kesinlikle tavsiye ediyorum.
Film
9.8/10
(127 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
13
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Zeynep Şeniş
Yazar 31 Ocak 2021 5 dk.

3 Eylül 1967 sabahı, İsveç’te tüm ülke çapında bir kaos hâkimdi. İsveç, artık yolun sol tarafında araç kullanmamaya karar vermişti! O gün, sabah saat tam beşte, tüm trafik durdu. Sonra yavaş bir şekilde, sürücüler araçlarını diğer tarafa yönlendirdiler. Tüm hayatları boyunca yolun “ters” tarafında araç kullanan milyonlarca sürücünün yeni kuralları uygulamaya başlamasıyla kaos, ülke genelinde ortaya çıktı. Günlük işe gidiş gelişler son derece yabancı hale geldi. İşin en zor kısmı, sürücülerin adeta "kas hafızasına" atadıkları şeylerin çoğunu tekrar öğrenmekti, ki bu da sürüşün çoğunu oluşturur.

1950'lerin başında hükümet tarafından, trafiğin artık sağdan akması için bir öneride bulunulduğunda İsveçliler bu fikre şiddetle karşı çıktı. 1955'te yapılan referandumda seçmenlerin yüzde 83'ü fikre karşı oy kullanmasına rağmen, hükümet tarafından, İsveç'i Avrupalı komşularının geri kalanıyla aynı yola sokacak değişiklik için kesin karar verildi.

46
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sizden Gelenler
Volkan Demirci
Üye
Türkiye'ye Bilim'in gelişmesi için katkıda bulunan harika bir platformsunuz iyiki varsınız.Sizden çok şey öğrendim öğrendiğim kadarda öğretmeye çalışıyorum çevreme ve Bilime merakı olan kişilere. 💜⚛️
Bilimler Köyü
Etkinliği Ekleyen 3 hafta önce İzmir₺9.000,0022 Haziran
Biyoloji ve Toplum (İngilizce)
22 Haziran 2025 15:00 tarihinden 29 Haziran 2025 12:00 tarihine kadar.

Who can participate?

Everyone, provided that the participants are able to read and discuss fluently in English.

Scientific areas covered by the activity: History and philosophy of science, Biology, genetics, ecology, philosophy of cognitive science

Day 1: Introduction. Biology and ideology. Hereditarianism and modern genomics: the misuse of genetics for political purposes with historical examples from eugenics, and IQ testing movement.

Day 2: The conceptual underpinnings of behavioral genetics, its shortcomings, and how these shortcomings have carried over into modern behavioral genomics. Ecology and conservation biology.

Day 3: Aristotle, Darwin, and the Modern Synthesis: The nature of the Darwinian revolution from the perspective of Kuhn’s theory of science the concept of incommensurability, whether and when empirical evidence is useful in evaluating which paradigm is better.

The problems which, from Darwin onward, led to the so-called modern synthesis of evolutionary theory. Accepting the most basic claims of a paradigm does not mean that the normal science governed by that paradigm is free from disagreements and lively discussions. Disagreements and discussions about how heredity functions and how natural selection operates. Normal science is not a simple detour or a temporary state on the way to more exciting revolutionary science.

Day 5: Epistemic Anthropocentrism

Philosophical analysis of anthropocentrism as part of an effort to understand the biological origins of cognition. The epistemic dimension of anthropocentrism manifesting as a bias that frames nonhuman cognition through a human lens, disregarding the evolutionary contingency that gives rise to diverse cognitive functions and structures. Cognition as a multidimensional phenomenon emerging across the vast phylogenetic diversity of species through various forms of behavioral individuality. The case of Physarum exemplifies an organizational approach that challenges the homunculus view of cognition.

Day 6: Diachronic Emergence through Shifting Localities of Control

The problem of emergence has long divided philosophers of science. Jaegwon Kim’s influential critique argues that strong emergence is incompatible with the causal closure of the physical world, thereby pushing towards reductionism or epiphenomenalism. However, biological processes such as embryonic development and gene regulation demonstrate diachronic emergence through contextual dynamism. Unlike a fully deterministic system, where the microstate at t1 rigidly determines the macrostate at t2, biological systems exhibit shifting localities, where regulatory nodes dynamically hand off control across changing phases, with coarse-grained transitions between these phases.

Graduate students who would like to present and discuss their research questions with the facilitators will get an opportunity to do so on the afternoon sessions of the 3rd, 4th and 5th days. Graduate students who are interested in thus sharing their work and getting feedback should indicate this in their applications.

Devamını Göster
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'na katkı sağlamanın bir yolu, Agora Bilim Pazarı'na uğrayarak, burada bilimseverlerle buluşturduğumuz bilim kitapları, ders kitapları, hediyelik eşyalar ve diğer ürünlerden satın almak. Bir göz atın, hoşunuza giden bir şeyler bulacağınıza hiç kuşkumuz yok!

Ufuk Derin
Aktaran 31 Mayıs 2024 4 dk.

Konu seks olduğunda hayır, hayır demektir. Peki bir kadın cinsel bir teklife direkt olarak "hayır" demekten daha pasif bir yanıt verdiğinde ne olur? Binghamton Üniversitesi'nde yapılan yeni bir araştırmaya göre, erkeklerin bu tür tepkileri yorumlama biçimleri farklılık gösteriyor ve genellikle toksik maskülenite sergileyen erkekler, eylemlerinin rızaya dayalı olup olmadığına bakmaksızın harekete geçme eğiliminde oluyor.[1] Burada, rızaya dayalı olmayan cinsel ilişkinin tecavüz kapsamına girdiğini belirtmek gerekiyor.

Binghamton psikoloji profesörü Richard Mattson ve yüksek lisans öğrencisi Michael Shaw'un da aralarında bulunduğu bir araştırma ekibi, 18-25 yaş arasındaki erkeklerden, bir kadının cinsel ilişki talebine pasif bir şekilde karşılık verdiği, yani kadının fiziksel yakınlık düzeyini artırmak için rıza gösterdiğini belirten herhangi bir açık sözlü veya davranışsal tepki vermediği varsayımsal cinsel ilişki tekliflerine yanıt vermelerini istedi.

19
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Arsel Berkat Acar
Yazar 20 Mayıs 2014 8 dk.

Batı kültüründe halen devam etmekte olan bazı batıl inançların olduğunu görebiliyoruz. Bunların arasındaki en meşhur olanı da 13 sayısının uğursuz bir sayı ve 13. Cuma’nın (ayın 13’üne gelen Cuma gününün) uğursuz bir gün olduğu inancıdır. Özellikle Hristiyanlık'ta görülen bu 13 sayısı korkusu psikolojide Yunancadaki “triskaideka”, yani “on üç” ve “phobos” yani “korku” sözcüklerinin birleşiminden oluşan “Triskaidekaphobia” olarak bilinmektedir.

İrrasyonel korkular üzerinde uzmanlığı olan psikoterapist Dr. Donald Dossey’ye göre yaklaşık olarak 21 milyon Amerikalı bir tür 13. Cuma anksiyetesine sahiptir! Ancak bu korku sadece Amerikalılar veya Hristiyanlar ile sınırlı değildir: Ülkemizde de birçok kişi ve grubun 13 sayısının uğursuzluğuna inandığı bilinmektedir.

19
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Babür Erdem
Babür Erdem
218K UP
Yazar 9 Nisan 2011 8 dk.

Mustafa Kemal Atatürk, ömrü boyunca yüzlerle ifade edilecek sayıda kitap okumuş, çok çeşitli konulara kafa yormuş, tarihsel açıdan olduğu kadar bireysel olarak da oldukça ilginç bir liderdir. Örneğin, Atatürk'ün ilgilendiği konular askeri stratejiler ve modern hukuk gibi konular olduğu gibi, geometri ve modern bilim gibi bambaşka içerikli konulardır da. Okuduğu kitaplar arasında bizler için en ilgi çekici olanı, evrimsel biyoloji ile ilgili olanlardır.

Evrimsel biyoloji 1920 ve 30'larda tam anlamıyla hız kazanmakta, matematiksel altyapısı keşfedilmekte, genetik ile bağlantısı ayrılmaz bir şekilde kurulmaktadır. Bu dönemde evrimsel biyoloji son derece ilgi çekici ve derinlemesine bir araştırma sahası olduğu gibi, aynı zamanda bilimsel camiaya var oluşun yegane bilimsel açıklaması olarak çoktan kabul görmüştür de..

353
5
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Ertuğrul Genç
Alıntıyı Ekleyen 31 Ocak
Var olmak, algılanmaktır.
Kaynak: George Berkeley’in A Treatise Concerning the Principles of Human Knowledge (İnsan Bilgisi İlkeleri Üzerine İnceleme, 1710) adlı eserinde geçiyor
2
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Sabri Şimşek
Alıntıyı Ekleyen 2 gün önce
Uçurumlar var diyorum insanla insan arasında, kendiyle kendi arasında; kendiyle başkası arasında...
Kaynak: Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1977-1987)
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nda yayınladığımız bilim haberlerini anlık olarak Bundle üzerinden de okuyabileceğinizi biliyor muydunuz?

Tüm Reklamları Kapat
Esat Kudret
Akıl yürütmeyi öğrenmeye çalışan bir öğretmenim. 1 gün önce Sen de Cevap Ver

İrade ve Özgürlük!

İlk bakışta ve sanki salt sosyo-politik birer kavrammış gibi algılanan ve en çok hatalı kavranan iki kavram. Oysa insana özgü her kavramın aynı zamanda evrimsel-biyolojik bir temeli olduğu hep göz ardı edilir.

Hal böyle olunca da irade sanki tamamen, bilerek ve isteyerek ve her şeyden bağımsız olarak karar verme süreci olarak, özgürlük ise serbestlik ve buna bağlı alan genişletme olarak varsayılabiliyor.

Tüm Reklamları Kapat

Oysa irade, gerek sosyo-politik gerekse evrimsel-biyolojik temelde doğamızın ve içinde yaşadığımız toplumun sınırladığı seçenekler arasından birini tercih etmekten, özgürlük ise, aynı temel üzerinden ve aksine alan daraltmaktan başka bir şey değildir. Hatta özgür irade esasında sınırlandırılmış iradedir.

Bu kötü mü? Elbette değil. Bizcil toplumsal varlıkların varlıklarını sürdürebilme garantisidir. Tıpkı biyolojik olarak acıktığımızda yemek, susadığımızda su, uykumuz geldiğinde yatak arama derdine düşmek gibi son derece olağan. Oysa bunların hiç biri için hiç kimse kafamıza silah dayamaz. Hepsini özgür irademiz ile yaparız (mı acaba)…

Cevap, yapmasak ne olur sorusunda saklı: Yaşamsal varlığımızı sürdüremeyiz. İşte buna ustalar ve bilim insanları, gerek sosyo-politik gerekse evrimsel-biyolojik temelde zorunluluğun kavranması ismini veriyor.

Ve evet özgür irade, gerek doğamızın gerekse zorunlu olduğumuz toplumsal yapımızın ve yine bize artı şeklinde dönecek dayatmalarının akla bürünüp onaylanmasından başka bir şey değildir.

Ve evet kendinden menkul ve her şeyden bağımsız bir özgür irade evrene bile nasip değildir. Ve evet iradi her seçim (zorunluluğu kavranmış her seçim) en önemli koşullanmanın, hayatta kalmanın ve neslini sürdürmenin birer sonucudur. Sevgiyle…

4
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close