Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
İnceleme
Mehmet Mert Demir
İnceleyen10 1 saat önce
Film Türk toplum yapısının bir bölümünü önümüze seriyor. Tabi ricayitse en gereksiz konuşan imam karakterinin diyalogları bile apayrı şeyleri bize gösteriyor.Film 3 saatten uzun olduğu için gerçekten boş bir vakitte bölünmeden izlenmesi lazım.Gayet hoş bir filmdi zaten aldığı ödül ve oyuncu kadrosuna bakarak aksi düşünülemez.
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Görkem Bakırcı
Fen Bilimleri Öğretmeni 18 saat önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, Kayra Tunadağı tarafından sorulmuştur.
Sizce büyük patlamadan önce ne vardı?
Sizce büyük patlamadan önce ne vardı?

Sorunuzun tam net bir cevabı yok ancak farklı bilim insanlarının fikirleri üzerinden gidebilir ve bize en yakın gelen fikri benimseyebiliriz. 2 farklı senaryo hayal ediyoruz. Bunlardan birincisi Bing Bang'in başlangıç noktası olduğu, diğeri ise Bing Bang'in sadece bir ara durak olduğu senaryolar. Birinci senaryoda Hawking'in meşhur sözünü hatırlamamızda fayda var. O diyordu ki ''Bing Bang'den önce ne vardı sorusu Kuzey Kutbunun kuzeyinde ne var sorusu gibi anlamsız bir sorudur'' Yani Bing Bang bir başlangıç noktasıysa Bing Bang'den önce ne vardı diye sormanın bir anlamı da yok. Fakat esasında bu bana çok doğru bir yaklaşım gelmiyor. Çünkü bir başlangıç noktası varsa ortada çözülmesi gereken bir problem var demektir. Başlangıç noktasını izah etmeliyiz, evreni başlatan, harekete geçiren şeyin ne olduğunu izah etmeliyiz ve eğer felsefi anlamda Bing Bang'den önce hiçlik varsa bilimsel olarak meseleye çok doğru yaklaşmıyoruz demektir.

İkinci senaryomuz ise Evrenimizin aslında hep var olduğu ve Bing Banglerin ara duraklar olduğu. Burada karşımıza Roger Penros'un oldukça beğenilen Conformal Cyclic Cosmology (CCC) kozmoloji modeli karşımıza çıkıyor. Benim de şahsım adına en beğendim kozmolojik modellerden biri ve gerçekten bilim camiasında da hala spekülatif olsa da matematiksel olarak tutarlı bir modeldir. . Ayrıca bu modele paralel fikirlere sahip olan Sean Carrol gibi önemli fizikçiler de var. Tabi ki modelimiz evren üzerine bir çok şey söyler ama ben asıl sorunuzu nasıl açıkladığına değineceğim. CCC modeli döngüsel bir evren modelidir. Evrenin sonu (ışık dolu, boş, ölçekten bağımsız bir yapı) ile bir sonraki evrenin başlangıcı (Büyük Patlama) konformal olarak eşdeğerdir. Evren bir başlangıcı ve sonu olan klasik bir süreç yaşamaz. Bunun yerine aeon (eyon) denilen ara duraklar vardır ve bu ara duraklar Büyük Patlama ile başlar, genişler, madde oluşur, zamanla tüm madde yok olur (kara delikler buharlaşır, protonlar bozunur), geriye sadece ışık ve gravitonlar kalır, bu saf radyasyon evresi, ölçekten bağımsız bir yapıya ulaşır (konformal yapı) ve bu yapı, bir sonraki aeon’un başlangıcı olur.

Yani özetlemek gerekirse Bing Bang bir başlangıç noktası olmayabilir ve evren sonsuzdan gelen ve sonsuza giden bir yapı olarak ezelidir. Henüz tam olarak bilmiyoruz ancak Bing Bang'i bir başlangıç noktası olarak kabul etmek için hiçbir geçerli veri yok. Dolayısıyla evrenin kendisi nedensiz bir şekilde her zaman vardır da diyebiliriz ve bu ifade bilimsel olarak da mantıksal açıdan da çelişik değil tutarlı bir ifadedir. Kanımca ben evrenimizin bir başlangıç noktası olduğunu düşünmüyorum ve muhtemelen Bing Bang dediğimiz nokta başka bir evrenle bizim evrenimizi birleştiren bir aeon noktası, yani başka bir evrenin kendi içerisine çöküp tekrardan genişleyerek uzay ve mekanın oluştuğu bir ara durak. Şimdilik bu yazdıklarımın birçoğu spekülatif bunu açıkça belirtmeliyim ancak bilimsel spekülasyonlar ve kendi içerisinde de tutarlı fikirler. Henüz bilmiyoruz ama bilmemiz için elimizdeki tek ve en kıymetli aracımız da bilimimiz. Bunu hiçbir zaman unutmamalı, bilimle kalmalıyız.

Tüm Reklamları Kapat

Kaynaklar

  1. R. Penrose, et al. (2010). Cycles Of Time: An Extraordinary New View Of The Universe. ISBN: 978-0099505945. Yayınevi: Bodley Head.
Bu cevap, soru sahibi tarafından en iyi cevap seçilmiştir. Ancak bu, cevabın doğru olduğunu garanti etmez.
6
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Alper Kaan Selçukoğlu
Yazar 15 Kasım 33 dk.

Gezegenimizin her köşesinde uzanan yollar, insan yapımı en yaygın altyapı unsurlarından biridir. Bu yollar yalnızca toprağı kaplamakla kalmaz; nehirlerin ekosistemini bozar, atmosferi kirletir, ormanları baskılar ve doğal yaşam alanlarında kalıcı etkiler bırakır. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri'nde yollar, ülkenin yalnızca %1'ini kaplamaktadır. Ancak bu yolların yol açtığı gürültü, hava kirliliği ve habitat parçalanması gibi ekolojik etkiler ülke genelinin %20'sini kapsayacak şekilde yayılmaktadır.[1]

Yol altyapısının çevresel etkileri yalnızca ekosistem sınırlarını aşmakla kalmaz; aynı zamanda taşımacılık sektörünü, iklim değişikliğine en büyük katkı sağlayan alanlardan biri haline getirir.[2] Yol ağlarının genişlemesinin kontrol altına alınması hem iklim değişikliğinin yavaşlatılması hem de biyolojik çeşitliliğin korunması için kritik bir öneme sahiptir. Bu doğrultuda, 2050 yılına kadar dünya çapında 40 milyon kilometre yeni yol inşasının planlandığı göz önüne alındığında, ekosistemler üzerinde daha fazla bozulma ve "ekolojik yaranın" oluşması öngörülmektedir.[3]

31
3
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 23 Ağustos 2011 28 dk.

Tartışmalar, tarih boyunca, yaygın ve hâkim fikirlerin insanlarca sorgulanmasını mümkün kılmıştır. Tartışmalar, daha önce düşünülmemiş konuların gözden geçirilmesini, henüz yıkılmamış tabuların sarsılmasını sağlar. Günümüzde de büyük bir öneme sahip olan tartışmaları yakından incelediğimizde sık sık “kavga” şeklinde gerçekleştirildiklerini ve asıl amacın dışına çıktıklarını görebiliyoruz. Ama her şey kaybedilmiş değil. Bilimin ve felsefenin gelişmesi sayesinde, artık tartışmalar içinde yer alan argümanların temel aldığı çeşitli safsataları da tespit ve kategorize edebiliyoruz. Dolayısıyla, bu safsataları anlamak için, öncelikle halk arasında oldukça yanlış tanınan ”tartışma” kavramını ele almak gerekmektedir.

Bu yazı dizimizde, “bilimsel tartışma” nedir ve ne değildir, nasıl yapılmalıdır ve nasıl yapılmamalıdır gibi temel sorular üzerinde duracağız. Bu bilgiler sadece bilim dünyasında değil, aynı zamanda günlük yaşamınızda da karşılaşabileceğiniz tartışmalarda faydalı olabilecek konulardır. Amaç “fikir değiştirmek” olduğunda, argümanlarınızın başarısı karşınızdaki kişinin açık fikirliliğine bağlı bir durum olsa da, argümanlarınızı bilimsel verilerle ve mantıkla desteklemek, sürdürülen tartışmayı daha da etkili ve işe yarar kılacaktır. Elbette her fikir eşit değerde ve/veya eşit değildir, hatta bazı fikirler sadece öznel olarak değil, nesnel olarak bile ”saçmalık” denecek kadar abartılı olabilir. Böylesine durumların tartışıldığı konularda çıkmaza girildiğinde, ”Bana saygı duy!” gibi savunmalar da sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. Halbuki hiç kimse, bir başka kişiye saygı duymak için o kişinin fikirlerine saygı duymak zorunda değildir. Futbol fanatiği bir dostunuzun spor sevdasının abartılı ve kendisine zarar veren düzeyde olduğunu ifade etmek, dostunuza saygı duymadığınız anlamına gelmez. Benzer şekilde, bir kişinin derinden inandığı inanç ve fikirleri sorgulamak, onlara saygısızlık etmek değildir. Bu kişi, sizden yaşça çok daha büyük ebeveynleriniz veya dedeniz olsa bile... Tam tersine, istisnasız olarak her türlü fikri sorgulamak, tartışmak, bu fikirlerin değeri ve geçerliliği üzerine kafa yormak, insanlığı ileri götüren, toplumları zenginleştirip güçlendiren, halkları aydın ve özgür kılan tutumlardır. Dolayısıyla, tartışma ve münazara kültürünün yer etmediği kültürler, diğerlerinden geri kalmaya mahkumdur.

233
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 30 Aralık 2015 6 dk.

Eski çağlardan bu yana belirli dönemlerde hastalıklar toplumları etkisi altına almış, toplumların işleyişine gerek sosyal gerekse ekonomik yönden etki etmiştir. Modern tıp öncesi dönemde bulaşıcı hastalıklar gibi önemli bir sorunumuz varken, modern tıp sonrası dönemde, yaşam süresinin uzamasının da etkisi ile bulaşıcı olmayan hastalıklar (BOH) olarak da adlandırılan kanser, kalp hastalıkları, şeker hastalığı (diyabet) ve solunum sistemi hastalıkları gibi kronik hastalıklar adeta bir baş belası haline gelmiştir.

Aşağıda sonuçlarını görebileceğiniz ve 2008 yılında The New England Journal of Medicine dergisinde yayımlanan bir makaleye göre ölümlerin %60'ından fazlası bulaşıcı olmayan hastalıklardan kaynaklanmaktadır. 2016 yılına ait Dünya Sağlık Örgütü (World Health Organization, WHO) verilerine göre tüm dünyadaki 59.6 milyon ölümün 40.5 milyonu ya da %71'i bulaşıcı olmayan hastalıklardan kaynaklanmaktadır. Yani bulaşıcı hastalıklarla savaşımızı kazanmayı sürdürdükçe, bulaşıcı olmayan hastalıkların insan ölümlerindeki göreli payı büyümektedir.

59
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tam Ay Tutulması Tacı

Bu Ay çok tuhaf görünüyor. Yılın bu zamanında gerçekleşen bu dolunay, Çiçek Ay’ı olarak adlandırılıyor. Ancak bu durum onu tuhaf yapmıyor, dolunaylar ayda (ay-da) bir meydana gelir. Bu bir süper Ay’dı. Yani Ay, hafif eliptik olan yörüngesinde ilerlerken Dünya’ya en yakın olan konumunda tam evresine erişti. Biraz tuhaf olan süper Ay, sıradan bir dolunaydan biraz daha büyük ve daha parlak görünür, böylece Süper Çiçek Ay ismini alır. Bu görselde Ay, tam tutulma esnasında çekildi. Tutulan bir Ay, oldukça tuhaf görünebilir. Karanlık, düzensiz aydınlanmış, sıklıkla kırmızı olan Ay kimi zaman da kan kırmızısı olarak adlandırılır. Bu nedenle ince bulutların arasından görülen bu Ay’a, Süper Çiçek Kanlı Ay denebilir. Bu bulutlar, Ay’ın etrafında soluk bir taç oluşturur ve sadece garip değil aynı zamanda renkli görünmesini de sağlar. Bu görselde Samanyolu galaksisinin kalbi sağ alt tarafta görülebiliyor. Bu Ay, bu gölge, bu galaksi ve bu renklerin hepsi, geçen Ay Cassilis, NSW, Avustralya yakınlarında tek bir çekim ile yakalandı. (Daha sonra Samanyolu’nu daha iyi yakalayan iki çekimle birleştirildi.)

9 Haziran 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı ve Telif Hakkı: Helmut Eder
Çeviren: Seda Baştürk
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Görkem Bakırcı
Yazar 1 gün önce 35 dk.

Bilim, etik kaygılar dikkate alınmadığı durumlarda çok tehlikeli olabilir ve amacından kolayca sapabilir. Bilimsel metodları kullanan bilim insanları, etik ihlalleri temel almadıkları durumlarda korkunç deneyler ve ihlaller yapabilirler. İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana, bilimi ve toplumu bilimsel araştırmalarda kötüye kullanılan deneyler, sahte araştırma raporları, mesleki kıskançlık, rekabet veya bilimsel fonların kötüye kullanılması gibi suistimallerden korumak için çok sayıda etik düzenleme geliştirilmiştir. Çeşitli bilimsel birlikler, dernekler, akademiler, üniversiteler ve bilimle ilgili diğer kurumlar, biçim ve içerik açısından geniş bir çeşitlilik ortaya koyan etik standartları benimsemiştir. Bazıları genel etik davranış ve sorumluluk ilkelerine dayanır, diğerleri disiplinlere özgü mesleki görevlere atıfta bulunur.

Bilim; sonsuz bir arayış ve merak, bilinmeyen sulara yapılan zorlu ve tehlikeli yolculuk, içinde yaşadığımız evreni anlamak ve bilmek için girişilen bir sorgulamadır. İnsanı en uzak kıtalara, vahşi yerlere, Ay'a bile götürmüştür bu arayış.

5
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İsa Kaya
Üye 6 gün önce 2 Cevap
Roketler nasıl uçar atmosferden nasıl ayrılır uçma prensibi nedir ve uzayda nasıl çalışırlar, nasıl ateşlenirler yanıcı maddeleri nedir?
198 görüntülenme
2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Itamar Shatz
Itamar Shatz
499K UP
Yazar 31 Ekim 2021 17 dk.

Doğrulama Önyargısı (veya Onaylama Yanlılığı, İng: "Confirmation Bias"), insanların bilgiyi mevcut inançlarını destekleyecek şekilde aramalarına, yorumlamalarına ve hatırlamalarına sebep olan bir bilişsel önyargıdır. Örneğin kişi belirli bir konuda yüklü miktarda bilgiyle karşılaştığında Doğrulama Önyargısı nedeniyle sadece inançlarını destekleyen bilgileri hatırlayabilir.

Doğrulama Önyargısı, hayatın birçok alanında insanların düşünme ve karar verme süreçlerini etkilediğinden anlaşılması önemlidir. Bu yüzden aşağıdaki makalede Doğrulama Önyargısının ne olduğunu öğrenecek, kendinizde ve başkalarında etkisini nasıl azaltabileceğinizi göreceksiniz.

38
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Utku Derin
Utku Derin
354K UP
Aktaran 1 gün önce 2 dk.

Öğrencileri yapay zekanın yön verdiği bir dünyaya hazırlamak, üniversiteden çok önce başlıyor. South Florida Üniversitesi (USF), Tampa Bay bölgesi ve ülke genelindeki sınıflara yapay zekayı entegre etmek için okul öncesinden 12. sınıfa kadar olan eğitimcilerle işbirliği yaparak gelecek nesillerin temel becerileri erken yaşta geliştirmelerini sağlıyor.

USF Eğitim Fakültesi’nden Profesör Zafer Ünal, öğretmenler için 1.000’den fazla ücretsiz yapay zekâ aracı içeren çevrimiçi bir platform olan TeacherServer’ı geliştirdi. 2024’te hayata geçirilen platformun kullanıcı sayısı kısa sürede patladı. Bugün yaklaşık 1,25 milyon öğretmen, ders planlama, sınav hazırlama, sunum oluşturma gibi işlerde bu araçlardan faydalanıyor. Ünal şöyle diyor:

1
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı Akademi
Çağlar Sansar
Seslendiren 12 Aralık 2021 8:22
Otomatik Portakal, 1962 yılında Anthony Burgess tarafından kitap olarak yayınlanmış ve 1971'de Stanley Kubrick tarafından sanatın en güçlü mecrası olan...
Bionluk Logo sponsorluğunda seslendirildi.
40
İnceleme
İlkay .
İlkay .
27K UP
İnceleyen 1 Eylül 2022
Beni bilime karşı daha da meraklandıran, özellikle lise yıllarımda araştırmalar yapmamı sağlayan youtube kanalı. Her video sonrası kafanızda kalan soruları ele almak çok keyif verici.
9.9/10
(475 Kişi)
Puan Ver
@kurzgesagt
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
12
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close