Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Selin Akdemir
Yazar 18 Haziran 2024 5 dk.

Sentetik biyolojinin bağımsız bir disiplin olarak ortaya çıkışı, aşı geliştirme alanında yeni yollar açmıştır. Sentetik biyoloji biyolojik sistemlere mühendislik prensipleri uygulayarak yeni işlevler yaratmayı ve mevcut olanları iyileştirmeyi amaçlar. Bu yazımızda, sentetik biyolojinin aşı geliştirme alanındaki mevcut durumunu gözden geçirerek çeşitli teknikleri ve bunların bulaşıcı hastalıklar için aşı oluşturmadaki uygulamalarını tartışacağız.

Sentetik biyoloji, biyolojik sistemleri ve organizmaları yeniden tasarlamak ve inşa etmek amacıyla mühendislik ilkelerini biyoloji ile birleştiren disiplinler arası bir alandır. Bu alan, genetik materyallerin yeniden programlanması, biyolojik parçaların ve devrelerin tasarımı ve biyosistemlerin optimize edilmesi gibi çeşitli teknikleri içerir. Sentetik biyolojinin temel amacı, biyolojik sistemlerin işleyişini daha iyi anlamak ve bu bilgiyi tıbbi, çevresel ve endüstriyel uygulamalarda kullanmaktır.

13
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Aslıhan Niksarlı
Yazar 4 Ocak 2022 16 dk.

Orangutan (Pongo), Endonezya ve Malezya yağmur ormanlarına özgü bir kuyruksuz maymun cinsidir. Günümüzde sadece Borneo ve Sumatra'da bulunsalar da, Pleistosen Dönem'de, yani günümüzden 2.5 milyon yıl öncesine kadar olan dönemde, Güneydoğu Asya ve Güney Çin boyunca geniş bir alanda yaşamışlardır.

Orangutanlar cinsel olarak dimorfiktir, yani dişileri ve erkekleri arasında ciddi anlamda boyut ve şekil farkı vardır. En belirgin fark yüz morfolojilerinde görülür. Erkeklerin yanak yastıkları daha geniş ve yana doğru uzanırken, dişilerin yüz hatları daha sivridir. Erkek orangutanların bir diğer benzersiz özelliği ise daha da iri görünmelerine sebep olan uzun, kalın tüyleri ve vokalizasyon için kullandıkları boğaz keseleridir. Erkekler olgunlaştıkça boğaz keseleri de çok daha büyük hale gelir.

80
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Haluk Ertan
Haluk Ertan
75K UP
Yazar 5 Eylül 2020 55 dk.

“Abiyogenez” üzerine yazmaya karar veren kişi oldukça zor bir işe kalkıştığını bilir. Çünkü, cansız maddelerden canlının oluşum sürecini tanımlayan kavram, bilimin en önemli ama aynı zamanda en karmaşık araştırma alanı olan “Yaşamın (canlılığın) Kökeni” konusunun merkezinde yer alır. Bundan dolayı, sözlü olsun yazılı olsun bütün kültür tarihi boyunca insanlık, bu sorunla ilgili sayısız çeşitlilikte bilgi ve düşünce ortaya koymuştur ve bu uğraş günümüzde de devam etmektedir.

Deneysel bilimin güçsüz olduğu antik dönemlerde, “Nereden geliyoruz?” sorusuna yanıt bulma ihtiyacını, kadim inançlar ve folklorik efsaneler karşılamıştı. Daha sonra tek tanrılı göksel dinlerin dogmaları ve felsefe devreye girdi. Binlerce yıllık bu entelektüel çabanın ortaya koyduğu devasa külliyat, insan bilincini derinden etkiledi ve bu etkinin hâlâ sürdüğü herkesin bildiği bir gerçek. Başka bir anlatımla, ele alınan konu, efsanelerin, mitolojinin, dogmaların, safsataların, önyargıların gerçek sanıldığı ve çağdaş bilimin henüz yeni araştırdığı bir alanda kalem oynatmaktır. Fakat öte yandan, bilimin açıklayamadığını hiçbir şeyin açıklayamayacağı gerçeği bizlere, yaşamın yani canlının kökeniyle ilgili bilimsel bulguları toplumla paylaşma yükümlülüğü veriyor.

290
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Söz
Rasul Nurullazade
Alıntıyı Ekleyen 4 saat önce
Bir çocuk gibi bütün önyargılarınızı bir kenara bırakıp hakikatin önünde diz çökün. Doğa sizi uçuruma götürse bile onun izinden gitmeye hazır olun. Yoksa hiçbir şey öğrenemezsiniz.
Kaynak: Thomas Henry Huxley (1997). “The Major Prose of Thomas Henry Huxley”, p.359, University of Georgia Press (AZ Quotes)
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yunus Sahin
Seslendiren 17 saat önce 6:08
Eğer Dünya'daki ülkeleri incelediyseniz, bir Türkiye vatandaşı olarak Turks & Caicos isimli ülkenin ismi dikkatinizi çekmiş olabilir. Elbette Türkmenistan...
1
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 7 Nisan 2014 14 dk.

Bir önceki yazımızda, diğer yazı dizilerimizde daha genel kapsamda ele aldığımız seçilim olgusunun daha akademik detaylarına girmiştik ve farklı sayıdaki lokus sayısıyla ifade edilen özelliklere göre geliştirilen farklı modellerin varlığından söz etmiştik. Ancak daha önemlisi, mutasyonların evrimin ana mekanizması olamayacağı gerçeğini matematiksel olarak ispatladıktan sonra, mutasyonların yarattığı varyasyonlar üzerine etki eden seçilimin ne kadar önemli bir evrimsel kuvvet olduğunu sözel olarak açıklamış, örnekler vermiştik. Şimdi ise bu konunun matematiğine girerek, mutasyonlara kıyasla seçilimin ne kadar hızlı bir şekilde evrimi tetikleyebileceğini göstereceğiz. Böylece matematik alet çantamıza yeni formüller ekleyerek, Hardy-Weinberg Dengesi'nin ikinci kuralı olan "Dengenin var olması için seçilim olmayacak." ilkesini bozsak bile popülasyonların evrimsel analizi nasıl yapabileceğimizi göreceğiz.

Öncelikle, herkesin genel hatlarıyla bildiği seçilim olgusunu sayısal bir düzleme oturtalım: Yine tek lokuslu (2 alelli) bir model kullanacağız, en basitini yani. Alellerimizin adı B1 ve B2 olsun bu defa. Tıpkı A ve a gibi; ancak farklı harflere ve isimlendirmelere de alışın diye böyle yapmayı uygun görüyoruz. Hemen bir başlangıç frekansı tanımlayalım:

86
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Ece Müker
Ece Müker
519K UP
3 gün önce
23 Haziran 2025’te Falcon-9 roketiyle fırlatılan The Exploration Company‘nin Nyx kapsülü, 166’dan fazla kişinin küllerini ve DNA örneklerini içeren tarihi bir görevle yörüngeye ulaştı. Kapsülde ayrıca Mars koşullarında kenevirin dayanıklılığını test etmek amacıyla kenevir bitkisi ve tohumları da yer aldı.

Ancak 24 Haziran’da planlanan iniş sırasında kapsülün paraşütleri açılmadı ve kapsül Pasifik Okyanusu’na çakılarak kayboldu. Şirket, LinkedIn üzerinden yaptığı açıklamada görevin yörüngeye çıkış, ayrılma, yeniden giriş ve kısa süreli iletişim açısından başarılı geçtiğini, ancak inişten dakikalar önce iletişimin tamamen kesildiğini bildirdi.

Görev, uzaya gönderilen ilk özel “anı kapsüllerinden” biri olarak tarihi öneme sahipti. Celestis firması, görevde hayatını kaybeden bireylerin ailelerine taziye mesajı yayımlayarak onların yakınlarının “Dünya yörüngesine ulaştıktan sonra okyanusta geleneksel bir şekilde sonsuzluğa uğurlandığını” ifade etti.

Nyx görevi ayrıca kenevirin mikro yerçekimi ortamındaki dayanıklılığı üzerine veri toplamayı da hedefliyordu. Bu kapsamda Mars’a yönelik tarımsal yaşam destek sistemlerine ışık tutması bekleniyordu.

İlk test uçuşlarıyla ISS ve alçak yörüngeye kargo taşıma hedefi olan Nyx kapsülünün, 2028’de ESA desteğiyle ISS’e resmi bir görev gerçekleştirmesi planlanıyor. Şirket, bu kaza sonrası teknolojik kazanımları koruyarak yeni testler için hazırlıklara devam ediyor.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
7
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 8 Ağustos 2021 14 dk.

Hava sıcaklığı sadece 35-40 dereceyken bir insan, sıcaklık nedeniyle ölebilir mi dersiniz? Bu oldukça sıcak bir yaz gününde deneyimlediğiniz sıcaklıktır. İklim krizi büyüdükçe, bu sıcaklıklar birçok ülkede eskiden anormal sayılırken, şimdi "mevsim normali" haline gelmeye başladılar. Ama yine de bu türden bir sıcaklığın sizi öldürmeyeceğini düşünebilirsiniz. Elbette herkes, Güneş altında saatlerce yatacak olursa hastalanabileceklerini bilirler, ama bu tür ekstrem durumlar haricinde bu kadarcık bir sıcaklığın öldürücü olmasını beklemezsiniz. Eğer böyle düşünüyorsanız bu, büyük bir hata olur.

Bir insanın ölmesi için illa kaynar suya veya ekstrem viral hastalıklarda olduğu gibi vücut sıcaklığının 42-43 derece ateşin üzerine çıkması gerekmez. Doğru şartlar sağlanırsa, 35-40 derece sıcaklıkta bile ölebilirsiniz. Ve bu tür olayları henüz pek duymuyor olsak da, pek yakında duymaya başlayacağız. Üstelik bu ölümler, Güneş'in kavurucu etkisi nedeniyle olmayacak. İnsan fizyolojisinin evrimleşmediği bir duruma maruz kalmasından kaynaklanacak.

28
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ayşe Yılmaz
Ayşe Yılmaz
52K UP
Gözlemi Yapan 3 gün önce Türkiye, İstanbul
İstanbul Beylikdüzü'nde, bir site bahçesinde gözlemlenmiştir.
0
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yaşam Ağacı Türü
Mehmet Emir Çakır
Türü Ekleyen 2 gün önce
Strigopoidea, halk arasında bilinen adı ile Yeni Zelanda Papağanları; Psittaciformes (Papağanlar) takımının altında bulunan bir süperailedir. Yeni Zelanda Papağanlarını içerir. İsminden anlaşılacağı üzere bu süperaile altındaki türler, Yeni Zelandada yaşamaktadır.
3
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Öne Çıkan EtkinlikBilim Buluşması
Pangaltı Evrim Atölyesi
Etkinliği Ekleyen 1 gün önce İstanbulÜcretsiz13 Temmuz
Regli Anlamak: Menstrüasyona Dair Doğru Bilinen Yanlışlar - Öğr. Gör. Meserret Aslan
13 Temmuz 2025 15:00 tarihinden 13 Temmuz 2025 18:00 tarihine kadar.

Regl hakkında konuşmanın, öğrenmenin ve birlikte güçlenmenin zamanı!
Toplumsal tabulara karşı bilgiyle durmak, hijyen, eğitim ve eşitliği konuşmak için seni de bekliyoruz.
📅 13 Temmuz • 15:00
👭 Etkinlik Sadece Kadınlara Özel
📍Babil Kültür Merkezi
📌 Katılım ücretsizdir. Kayıt için formu doldurmayı unutma!

Devamını Göster
4
0 Yorum
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 29 Ağustos 2018 23 dk.

Tüm Dünya'da modern bilimin en önemli parçalarından biri olan evrimin kabul edilirliği giderek artıyor. İnsanlar evrimsel biyolojinin detaylarını öğrendikçe, yıllar yılı meydanları dolduran "yaratılışçı" ve evrim karşıtı akımların hiç de söyledikleri gibi bir kavram olmadığını, son derece basit ve anlaşılır bir doğa gerçeği olduğunu kavramaya başladılar. Bu da, akıllarda şu önemli sorunun doğmasına neden oluyor:

Bu sorunun altında yatan ana sorunun kaynağı, aslında bir "yaratıcı süpergücün" (kısaca "tanrı"nın) varlığı ile ilişkilendirilir. Çünkü "Eğer yaratma olayı varsa, bir yaratıcı da olmalıdır." düşüncesi, teolojinin asırlardır kullandığı felsefi bir argümandır. Her ne kadar yaratılma olayı ile yaratıcı arasında kısmen bir ilişki olsa da, yaratılma sözcüğünün özünde ifade ettiği eylem ile yaratma eyleminde bulunduğu iddia edilen süpergüç arasındaki ilişki, evrim karşıtlarının halka yansıttığı kadar sıkı olmayabilir. İzah edelim:

302
2
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster

Metan, toksik bir gaz değil, boğucu bir gaz. Dolayısıyla yüksek konsantrasyonlarda solunduğunda, aslen oksijenin bağlanacağı hemoglobinlere bağlanarak oksijenin bağ yapmasına (dolayısıyla dokulara oksijen taşınmasına) engel oluyor. Metanlı ortamdan uzaklaşıldığında, kan da metandan hızlıca temizleniyor ve oksijene tekrar yer açılıyor.

Ama bu, uzun süre metana maruz kalmış birinin sonradan ölmeyeceği anlamına gelmiyor. Oksijensiz kalınan sürede alınan hasar, gecikmeli ölümlere sebep olabilir. Mesela post-anoksik (oksijensizlik-sonrası) ensefalopati dediğimiz bir olay dolayısıyla beyin şişip, nöron ölümleri yaşanabilir. Oksijensizlikten kaynaklı kardiyak ritim bozuklukları veya miyokardiyal stanlanma kalp sorunlarına neden olarak ölüme sebebiyet verebilir. Keza akut solunum distres sendromu (ARDS) da gecikmeli bir ölüme neden olabilir. Bu saydıklarım, metanlı ortamdan uzaklaşmadan sonraki 72. saate kadar kendini gösterebilir ve ölümü getirebilir (bazı vakalarda bu süre daha bile uzun olabilir).

Yani evet, temiz havaya çıkar çıkmaz boğucu etki sona eriyor ama oksijensiz geçirilen zamanın sonuçları daha sonra da öldürmeye devam edebilir. Hayatta kalma ihtimali, kurtarılmadan önce oksijenlerinin ne kadar azaldığına ve ne kadar süreyle oksijensiz kaldıklarına, ileri tıbbi desteğin (hava yolu yönetimi, oksijen, varsa hiperbarik tedavi, beyin şişmesinin kontrolü) ne kadar hızlı başlatıldığına bağlı.

Tüm Reklamları Kapat

Bu cevabın içeriği ve doğruluğu, Evrim Ağacı editörleri tarafından kontrol edilmiş ve onaylanmıştır.
43
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Blog Yazısı
Sadık Baydere
Blog Yazarı 11 dk.

Arkeoloji ve tarih dünyasının yanısıra medeniyetler tarihini etkileyecek şekilde tüm dünyada ses getiren Göbeklitepe'yi sanırım hepimiz duyduk. Benim gibi kimimiz konu ile ilgili birçok kaynak okudu, araştırdı ve gidip yerinde gördü, kimimiz ise yazılı ve görsel medya, vb. kaynaklardan bilgi sahibi oldu şu veya bu şekilde...

Peki, yaklaşık 12 bin sene öncesine tarihlenen, Piramitlerden 7100 yıl, Stonehenge'den 6600 yıl, Malta Adasındaki tapınaklardan ise 6100 yıl önce inşa edilmiş, kiminin "Zirvedeki Kült Alanı" dediği, "Tarihin Sıfır Noktası" olarak lanse edilen bu gizemli yeri kim veya kimler inşa etti, göbeğini kim kesti ?..

8
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Cambridge Üniversitesi’nden bilim insanları, Labrador Retriever cinsi köpeklerde obeziteyle ilişkilendirilen beş genetik varyant belirledi. Bu genlerden biri olan DENND1B, hem köpeklerde hem de insanlarda obezite riskini artıran bir gen olarak öne çıkıyor.

DENND1B genindeki varyasyonlar, hipotalamusta tokluk hissini düzenleyen melanokortin 4 reseptörü (MC4R) ile etkileşime girerek iştah artışına ve enerji dengesizliğine neden olabiliyor. Bu durum, hem köpeklerde hem de insanlarda aşırı yeme eğilimini ve kilo alımını tetikleyebilir.

Araştırmalar, genetik yatkınlığa sahip köpeklerin yiyeceğe daha fazla ilgi gösterdiğini ve sahiplerinden daha sık yiyecek talep ettiğini gösteriyor. Ancak, sıkı bir diyet ve düzenli egzersizle bu genetik riskin etkileri azaltılabiliyor. Benzer şekilde, insanlarda da genetik yatkınlık, yaşam tarzı değişiklikleriyle yönetilebilir.

💻 Aktaran: Utku Derin

✍🏻 Editör: Ufuk Derin

ℹ️ Bu içerik, Evrim Ağacı internet sitesinden derlenerek hazırlanmıştır. Derleme sırasında bazı önemli detaylar kaybolmuş olabilir. Konu hakkında eksiksiz bilgi almak ve kaynaklarımızı görmek için içeriği lütfen evrimagaci.org üzerinden okuyunuz.
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close