Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Tüm Reklamları Kapat
Yaşam Ağacı Gözlemi
Ömer Can Mutlu
Gözlemi Yapan 6 gün önce Türkiye, İzmir
Yetişkin erkek.
Tarih: 18 Nisan 2025
Enlem: 38.4590959678
Boylam: 27.2058598565
Dış bağlantı: https://www.inaturalist.org/observations/272054020
2
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Itamar Shatz
Itamar Shatz
499K UP
Yazar 7 Kasım 2021 20 dk.

Karar vermek hayatın kritik bir parçasıdır, ancak çoğu insan öyle ya da böyle karar vermekte zorlanır. Örneğin bazı insanlar doğuştan kararsızlardır, dolayısıyla akşam yemeğinde ne yiyeceklerini seçmek gibi basit konulara gelindiğinde bile kısa sürede karar vermekte zorluk yaşarlar. Öte yandan bazı insanlarsa çok aceleyle karar verir ve sonuç olarak da kendileri için kötü olacak seçimler yapabilirler, özellikle de finans veya ilişkiler konusunda. Bazı insanlar ise çoğu durumda karar verirken gayet rahattırlar, ancak kariyer seçmek gibi hayati konulara gelince sıkışıp kalırlar.

Karar vermek hayatın çok önemli bir parçası olduğu ve genelde doğru karar vermekte zorlanıldığı için, karar vermeyi öğrenmek son derece faydalıdır. Makalenin ilerleyen bölümlerinde, karar verirken izlemeniz gereken süreci öğrenip, daha hızlı ve daha iyi karar vermenizi sağlayacak yönergeler, ipuçları ve taktikler göreceksiniz. Hem günlük kararlarınızı alırken hem de incelikli kararlarla boğuşuyorken bu, size yardımcı olacaktır.

106
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 21 Ekim 2020 27 dk.

Doğada neredeyse hiçbir olgu, son haliyle, birdenbire var olmaz. Her zaman daha eski, daha basit, daha başka nedenlerle var olan unsurların dönüşümüyle yeni yapıların geliştiğini görürüz. İnsanı "insan" yapan en sıra dışı unsurlardan biri gibi gözüken mizah ve espri anlayışı da bundan muaf değildir. Mizahın yazılı kökenlerini, profesyonel "jestçilerin" ve "şaka kitapları"nın olduğu Antik Yunan'a kadar takip etmek mümkündür. Hatta MÖ 460'ta doğmuş olan Demokritos, "gülen filozof" olarak anılırdı; çünkü oldukça espritüel biriydi ve çağdaşlarının "aptallıklarına" gülmesiyle bilinirdi.[1] Ama mizahın kökenleri orada durmaz. Avustralya Aborijinleri'ne yönelik antropolojik çalışmalar, mizahın Homo sapiens içindeki kökenlerinin en az 35.000 yıllık olduğunu düşündürmektedir. Fakat karşılaştırmalı etoloji (hayvan davranışları) çalışmalarından gelen veriler, mizahın davranışsal kökenlerini Homo sapiens türünden çok daha öncesine, günümüzden yaklaşık 16-10 milyon yıl öncesine dayanıyor olabileceğini göstermektedir.[2][3]

Mizahın evrimsel kökenlerini anlamak için, onun davranışsal öncülleri ile davranışsal ardıllarını incelemek gerekmektedir: Espri ve şaka gibi tüm bileşenleriyle bir arada değerlendirilebilecek olan "mizah" kavramının öncülü; sözlerle veya davranışlarla icra edilen soyut bir oyundur. Mizahın kalbinde yer alan espri veya şakanın kendisi, birbiriyle bağdaşmaz gibi gözüken unsurları barındıran bir bağlama veya bağlamlara sahiptir. Çözümlenmesi gereken bir bilinmezi barındırır (size anlatılmaya yeni başlanan bir fıkrayı düşünün) veya sıra dışı bir fiziksel davranışı barındırır (bir "eşek şakası"nı düşünün). Bu bilinmezlik ve bağdaşmazlık, kişide psikolojik bir gerilime neden olur. Ancak mizahın az önce tanımladığımız oyuncu doğası içerisinde, esas mesaj (İng: "punchline") verildiğinde ve espri patlatıldığında veya fiziksel şaka sonlandığında, bağdaşmaz bağlam da çözüme kavuşur ve şakanın hedefindeki kişi, gerilimin ortadan kalkmasıyla genellikle güler veya kahkahaya tutulur. İşte bu duygusal iniş çıkışlar, sosyal hayvan türlerini birbirine bağlayan önemli bir davranış kalıbına karşılık gelir. Dolayısıyla mizahın kökenlerinin sırları, insan-harici sosyal hayvanlardaki oyun, mizah algısı ve kahkaha davranışlarında yatar. Bu yazımızda, bu faktörlere, bunların evrimine ve modern mizah ile ilişkisine bir bakış atacağız.

157
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 23 Haziran 2013 16 dk.

Ay bin yıllardır insanlığa ilham veren, görüntüsü sebebiyle şiirlere ve masallara konu olan, gezegenimizin ufak tefek meteor uyduları haricindeki tek doğal uydusudur. Peki ya Ay, bir gün birdenbire yok olsaydı ne olurdu? Gezegenimiz var olmayı sürdürebilir miydi? Dünya'da yaşam devam edebilir miydi?

Başlangıçta, kaos vardı. Güneş Sistemi'nin erken oluşum dönemlerinde sadece 8 gezegen yoktu, çok sayıda öngezegen oluşmuştu ve bunlar, bugünkü gibi düzenli yörüngelere de sahip değillerdi. Durmadan birbirleriyle çarpışıyorlar, Güneş Sistemi'ne devasa kaya parçaları saçıyorlardı.

48
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Kemal Soydaş
Üye 5 gün önce Henüz cevap yok.
Bilim insanlarının onca elle tutulur verilere dayanarak yaptığı tahminler doğru çıkmasına rağmen neden otoriteler hâlâ bilim insanlarını felaket tellallığı yaptığını söyleyerek görmezden gelebiliyor. ChatGPT'ye akademik verilerden faydalanarak sıcaklık artışı konusunda derin araştırma yapmasını 30 seneyi tahmin etmesini istedim. Sonuç iyi değil.
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ayşe Ege Palaz
Çeviren 1 gün önce 1 dk.

Bir gök bilimciye göre Falcon Heavy, madencilik için uygun asteroit sayısında büyük bir artış yaratabilir. Söz konusu madenlerin değeri oldukça şaşırtıcı olmakla birlikte bu madenler insanların kolonizasyon çabalarına da yardımcı olabilir.

SpaceX'in Falcon Heavy'si, 21. Yüzyılda bir Altın Telaşı (mültecilerin Dünya ekonomisini nasıl etkilediğini anlatan bir terim) yaşanmasını mümkün kılabilir. Elbette bu, bildiğimiz Altın Telaşının aksine madencilerin batıya yönelmek yerine değerli mineralleri ve kimyasalları uzayda aramasıyla mümkün olacaktır.

7
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı'nı sosyal medya hesaplarından takip etmeyi unutmayın! Yeni paylaşımlarımızı görmek için bizi aşağıdaki sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

İnceleme
Evin Çiftçi
Evin Çiftçi
72K UP
İnceleyen 1 gün önce
Çok beğendiğim dizilerden birisidir. Kesinlikle izlenmeli , sezon sayısı fazla olabilir ama çok akıcı bir şekilde ilerliyor. Olumsuz bir tarafı bence dizinin sonradan 3'e bölünmesi olmuş, ayrı ayrı olması izlenme açısından biraz zor oluyor .
8.6/10
(61 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : The Walking Dead
Yönetmen: Greg Nicotero
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Silinmiş Üye
Silinmiş Üye İnceleyen 24 Aralık 2023
İzleyiciyi içine çeken bir film. Filmin içindeki karakterlerin, izleyiciye yaşattığı psikolojiyi ve genel olarak yaşanan olayların içinde sanki izleyici yaşıyor ve o an izleyici düşünüp karar veriyormuş gibi hissettirmesi, değişen duygu durumları ve "Ne oluyor?" düşüncelerinin bol olduğu bir yapıt.
Film
10.0/10
(7 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
6
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eser
Mitek Papilio
Mitek Papilio
149K UP
Eseri Ekleyen 1 gün önce Kitap
Puan Ver
Fizik Yapmaya Başlamak İçin Bilmeniz Gerekenler
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
Can Demirci
Seslendiren 13 Mayıs 2024 3:01
Ortalama bir insanın özellikle boy açısından büyümesi yaklaşık olarak 20 yaşında sonlanır. Bir diğer deyişle, 20 yaşından sonra bir insanın gözlenebilir...
29
Kuzey Yaz Alacakaranlığı

Kuzeyde yaz gündönümü yaklaştıkça geceler kısalır ve gündüzler uzar. Yaz aylarında genellikle yüksek rakımlarda, gece parlayan bulutlar (İng: "Noctilucent clouds") kendini göstermeye başlar. 14 Haziran’da çekilen bu görselde, Dünya’nın yüzeyinden yaklaşık 80 kilometre yukarıda, uzayın kenarına yakın yerde bulunan buzlu bulutlar halen Güneş ışığını yansıtırken yakalanmış. Güneş, Forrest, Manitoba, Kanada’nın kuzeyinde ufkun altındaydı. Buna rağmen, alacakaranlıkta gece yarısına yakın bir vakitte, tek bir pozlama ile kaydedildiler. Ön planın birden fazla pozlaması, ateş böceklerinin düşük rakımdaki ışıldamalarını kaydediyor. Yani yaz gecelerinde parıldayan başka kısa süreli hayaletler.

19 Haziran 2021 Günün Astronomi Fotoğrafı (NASA APOD)

📸 Kaynaklar ve Katkıda Bulunanlar:
Görsel Kaynağı & Telif Hakkı: Justin Anderson
Çeviren: Seda Baştürk
Çeviri Editörü: Eda Alparslan

🔗 Tüm APOD içeriklerini görmek için:
https://evrimagaci.org/apod
Asel Şenol
Asel Şenol
100K UP
6 gün önce
"İnsanların sahip olamadıklarına sahipseniz kıskanılan sahip olamadıkları değil, siz olmaya başlarsınız."
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Duru Özeren
Duru Özeren
111K UP
Çeviren 17 Ocak 2021 3 dk.

Dünyadaki bütün kimya öğrencileri kovalent bağ ve hidrojen bağı terimlerine aşinadır. Kimyagerler, Science dergisinde yayınladıkları bir makalede bu ikisinin karışımı gibi davranan ilginç bir bağ türünü keşfettiklerini duyurdular. Makaleye göre bu bağın özellikleri, kimyasal bağların tanımına dair birçok sorunun oluşmasına sebep oluyor.[1]

Hidrojen bağları, genelde güçlü kimyasal bağlara göre daha zayıf olan elektriksel çekimler olarak düşünülüyordu. Öte yandan kovalent bağlar, atomları molekül boyutunda bir arada tutan ve elektron paylaşımından doğan güçlü bağlardır. Şimdi araştırmacılar, hidrojen bağının alışılmadık bir biçimde güçlü bir çeşidinin aslında bir hibrit olduğunu ve elektron paylaşımı içerdiğini, böylece de hidrojen bağı ve kovalent bağ arasındaki çizgiyi bulanıklaştırdığını bildirdi. Kimyager University of Chicago’dan Andrei Tokmakoff, şöyle diyor:

26
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
İnceleme
Hamdi Gülle
Hamdi Gülle
147K UP
İnceleyen 16 Mayıs 2022
İçinizi huzurla dolduracak bir film.
8.8/10
(15 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : The Art of Racing in the Rain
Yönetmen: Simon Curtis
İnceleme Yaz
Sonra İzleyeceklerime Ekle
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yusuf Asaf Güven
Üye 1 ay önce 2 Cevap
İnsanın ölüm için çabalaması (eğer altında "topluma" göre yeterli bir sebep yok ise) pes ediş, tükenmişlik ve sefilce bir hareket gibi karşılanıyor. Neden? Niçin insan özgürlüğüne erişmek için çabalaması tükenmişlik ve yanlış karar olarak karşılanıyor?
331 görüntülenme
1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 23 Kasım 2014 11 dk.

Ülkemizi dünyada en fazla sağır kedinin olduğu ülke olarak rahatlıkla adlandırabiliriz. Bu durum son derece üzücüdür. Bunun en büyük sebebi ise, beyaz kıllara sahip kedilerin bir nevi milli kedi olarak, ayrı bir ırkmış gibi lanse edilmesi ve üretilmesidir. Fakat insanlarımız sağırlığı unutup, kedinin hayatını ve sağlığını görmezlikten gelmektedirler. Anadolu coğrafyası içindeki beyaz kedilerimiz, renkli olanlarıyla genetik olarak hiçbir farkı olmamasına karşın; ülkemizde sanki ayrı, özel bir ırkmış gibi gösterilmiştir.

Renkli kedilerde sağırlığa yaygın olarak rastlanmazken, bizler beyaz kedilerimizi, bilinçsizce bir arada çiftleştirerek bu soruna neden olmuşuzdur. Yetiştiriciler dışında, Ankara Hayvanat Bahçesi ve Van Üniversitesi sağırlığa rağmen, üretime senelerdir devam etmektedirler. Bu yazının yazıldığı sıralarda Ankara Hayvanat Bahçesi hiçbir önlem almamıştır ve yapılan araştırmada 9 kediden 7’sinde kısmi sağırlığa rastlanılmıştır (Tike, 2009). Van 100. Yıl Üniversitesi ise sağırlık üzerine, ciddi bir bilimsel test yapmadan üretimlerine onlarca yıldır devam etmişlerdir. Medyada kedilerinin sadece %2-3 oranında sağır olduğundan bahsetmişlerdir, fakat bu inandırıcı olmamakla beraber, genetik olarak imkansızdır.

135
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Metehan Yüce
Biyolog 6 gün önce Sen de Cevap Ver
Bu soru, anonim bir üye tarafından sorulmuştur.

Evrim termodinamiğin 2. yasasına (entropi yasası) ters değil. Ters düştüğünü iddia edenler 2. yasanın yalnızca kapalı sistemlerde geçerli olduğunu falan söylüyor. Bir kapalı sistemin entropisi zamanla ya sabit kalır ya da artar azalamaz. Entropi en genel anlamda bir sistemin mikroskopik düzensizliğinin veya enerji dağılma olasılığının ölçüsüdür. Bu bağlamdan bakarsak 2. yasa, enerji dönüşümlerinin yönünü belirle. Ve mutlak verimlilikte iş üretiminin neden imkânsız olduğunu açıklayan bir yasadır.

Ama işte evrimsel süreçler yerkürede gerçekleşiyor. Ve Dünya termodinamik açıdan açık bir sistemdir. Güneşten sürekli olarak düşük entropili enerji alır ve yüksek entropili ısı olarak uzaya enerji yayar buda gezegen üzerinde yerel entropi azaltır. Örnek verecek olursam, bir kristalin oluşması, bir embriyonun gelişimi ya da biyolojik organizmaların yapılandırılması termodinamik açıdan evrensel entropi artışını ihlal etmeden lokal düzenlenmiş yapıların oluşmasını sağlıyor.

Evrimsel biyolojiden bakarsak canlı organizmalar, çevrelerinden enerji alarak bu enerjiyi metabolik süreçlerde kullanır. Ve yüksek entropili atık ürünler (ısı, CO₂, H₂O) üretirler. Ve bu lokal entropi azalışını küresel entropi artışı ile telafi eder. Canlılar entropi üretmeyen yapılar değildir. aksine canlılık yüksek oranda entropi üretir. Ama bu entropi üretimi biyolojik yapıların düzenlenmesiyle birlikte gider yani canlılar yüksek entropili atıklar üretirken organizmalarının yapısal düzenini sürdürebiliyorlar.

Tüm Reklamları Kapat

Ek olarakta modern nonequilibrium (dengesizlik) termodinamiği ve Ilya Prigogine’in çalışmaları açık sistemlerde düzenli yapıların (dissipative structures) enerjinin sürekli akışı altında nasıl kendiliğinden oluşabileceğini gösterdi. Prigogine’in kuramı açık sistemlerde enerji girdisi sürdüğü sürece lokal düzende artışın genel entropi artışıyla bağdaşabileceğini matematiksel olarak göstermiştir.

1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Daha Fazla İçerik Göster

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close