Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Kafana takılan neler var?
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün bilimseverlerle ne paylaşmak istersin?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Evrim Ağacı üyeliği tamamen ücretsiz ve sitemizi çok daha etkili, interaktif ve keyifli bir şekilde kullanmanızı sağlayacak. Üye değilseniz, birkaç saniyede üyelik oluşturabilirsiniz! Üyeyseniz de giriş yapmanızı tavsiye ederiz.

Tüm Reklamları Kapat
İnceleme
Osman Yiğithan Yılmaz
İnceleyen8 9 saat önce
Kitabı okumaya cürret ederseniz uzun uğraşlar sonucunda Schopenhauer'in aslında insanları analiz etme konusunda ne denli başarılı bir insan olduğunu görmüş olursunuz. Belki de yaşadığı dönemde toplumdan soyutlanmasının bir sebebi de budur diye düşünmüyorum değil.
Bu kitapla beraber fark edeceğiniz bir diğer şey günlük hayatta aslında tartışmak bir kenara, sıradan sohbetlerin bile aslında ne kadar kolay bir şekilde rayından çıkabileceği. Günden güne birbirimizden soyutlandığımız şu dünyada karşımızdaki kişiyle anlaşmak yerine kağıt üstünde bakılınca çok basite indirgenen ancak ciddi bir inceleme altında kompleks bir şekilde iç içe girmiş davranışlar bütünlerini birbirimizi bastırmak için kullanıyoruz. Bu davranışları zamanla refleks haline getiriyor ve günden güne konuşmalarımızı daha da bayağılaştırmak için kullanıyoruz, aslında doğruyu veya yanlışı bulmak için yapılan fikir alışverişleri zamanla düşüncelerimizi vatan toprağı gibi savunmaya dönüyor.

Schopenhauer, kitapta bu konulara kitabın geri kalanına nazaran çok yüzeysel kalacak şekilde değiniyor ve açıkçası ilk başta zor gelen bu yazılar -ki bu zorlukta çevirmenin de payı çok büyük- biraz düşününce ve kitapta geçen cümleleri kendi hayatınızla özdeşleştirince son derece yalın bir anlama bürünüyor.

Dürüst olmam gerekirse bana göre bu kitap bir "tartışmayı öğrenme rehberi"nden daha ziyade günlük hayatta iki insan arasında geçen konuşmalardaki karşıtlıkları olabildiğince basite indirgemekle ilgili. Elbetteki kitabın amacı karşındaki insanı sohbet düzleminde yenmek ve size bu konuda hayli hayli yardımcı olabilir ama kitabın size sunduğu perspektifin dışına çıktığınızda özellikle öz eleştiri yapma konusunda sizlere yazılma amacının dışında çokça katkı sunabilir. Kağıt kalem eşliğinde güzelce okunabilir.

Kitapla ilgili tek sorunum çevirinin pek kaliteli olduğunu düşünmemem. Benim de cahilliğim olabilir, öyleyse üzgünüm ama bazı cümlelerdeki kelime tercihleri çok yanlış gibi geldi ve sayfa aralarına sıkıştırılan notların bir kısmı o sayfada yazılanlardan çok daha kafa karıştırıcı. Notlar üzerine kafa yorduğumda sayfadaki ilgili cümlelerle çoğu zaman pek bağlantı kuramadım. Dediğim gibi benim cahilliğim de olabilir ama benim gibi standartın çok da üstünde olmayan bir okuyucu için yorucuydu.
8.0/10
(1 Kişi)
Puan Ver
Orjinal Adı : Die Welt als Wille und Vorstellung Bd. II, Parerga und Paralipomena Bd. II.
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 9 Nisan 2011 11 dk.

Evrimsel biyolojiyle derinlemesine ilgilenmeye başlayan birçok kişi, bir süre sonra bayağı sorulardan kurtularak evrimin özünü anlamaya yarayacak, birçok mekanizmanın işleyişinin kavranmasını sağlayacak, türler ve çevre arasındaki karşılıklı ekolojik ilişkileri algılamaya yarayacak sorular sormaya başlayacaktır. Bu soruların etraflıca irdelenmesi ve cevaplanması, modern bilimin en güçlü teorilerinden biri olan Evrim Teorisi'nin anlaşılmasını kolaylaştıracaktır. Örneğin, bir evrim konferansında anlatılanlar üzerine akla şöyle bir soru takılabilir:

Bu, elbette ki buna benzer olabilecek devasa bir soru grubunun bir örneği olarak seçilmiştir. Özünde sorulan soru şudur:

90
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Çağrı Mert Bakırcı
Yazar 11 Haziran 2019 31 dk.

Büyük Patlama, modern kozmolojik teoriler ışığında, maddenin aşırı yoğun ve sıcak bir noktadan genişlemesi sonucu Evren'imizin oluşmasını mümkün kılan âna verilen isimdir. Yani tıpkı kara deliklerin merkezinde bulunan tekillik gibi, Evren'in başlangıcında da bir tekillik bulunmaktadır. Evren, bu tekil noktadan başlamış ve bugünkü haline doğru evrimleşmiştir. Evren'in şu andaki büyüklüğünü tam olarak bilemiyoruz; ancak Evren'in gözleyebildiğimiz kadarının 93 milyar ışık yılı çapa sahip bir küre olduğunu biliyoruz. Evren'in büyüklüğüyle ilgili detayları buradaki yazımızdan okuyabilirsiniz.

Albert Einstein, 1915 yılında uzay ve zaman algımızı kökünden değiştiren Genel Görelilik Teorisi’ni ortaya attığı zaman denklemlerin statik olmayan bir evreni gösterdiğini fark etti. O zamanlarda Evren’in genişlediğine veya daraldığına dair bir gözlem olmadığı için Einstein denkleme "Kozmolojik Sabit" adıyla bilinen bir parametre koydu, bu parametre boş uzayın enerjisini temsil ediyordu ve kütle çekimin etkisini yok ederek Evren’in statik bir biçimde kalmasını sağlıyordu.

462
4
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Turan Tufan
Turan Tufan
65.0K UP
Yazar 11 Nisan 2011 12 dk.

Memelilerin bilimsel deneylerde kullanılmasının mümkün olduğunca kısıtlanması gerekliliği, biyomedikal çalışmaların farklı pek çok alanında hücre kültürlerinin geliştirilmesi ve kullanılmasına yol açmıştır. Hücre kültürleri mikrobiyolojide özellikle virüslerin üretilmesi ve tanımlanması, virüs aşılarının üretimi amacıyla kullanılmaktadırlar. Yeni yüzyılda ise kanser araştırmalarının hız kazanması ile özellikle kanser ilaçlarının geliştirilmesinde, etkilerinin saptanmasında hücre kültürleri özellikle büyük önem kazanmıştır.

İlk defa 1951 yılında Baltimore’da (ABD) servikal kanser nedeniyle takip edilen Afrika kökenli Amerikalı bir hastanın kanser dokularının laboratuvarda kültürü başarılabilmiştir. Henrietta Lack adındaki hasta kanserin yayılması sonucu ölmüş ancak ölümsüz hücrelerinin kültürü adına atfen HeLa adı ile dünya genelindeki laboratuvarlara talep nedeniyle dağıtılmıştır. Bu olayın ilginç diğer yanı ailesinin uzun yıllar bu hücrelerin tüm dünya genelinde yaşamaya devam ettiğinden haberdar olmamalarıdır. Kanser hücrelerinin ölümsüz olması ve çok kolay üretilebilmeleri çalışmalarda hücre kültürü gerektiren araştırmalara hız kazandırmıştır. Amerikan Tipi Kültür Koleksiyonu (American Type Culture Collection, ATCC) ve Avrupa Hücre Kültür Koleksiyonu (European Collection of Cell Culturu, EACC) hücreler için ana kaynaklardır ve 80 farklı türe ait 4000’den fazla hücre kültürünü bünyesinde bulundurmaktadır.

80
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
İnceleme
Egehan Kılıç
Egehan Kılıç
100.5K UP
İnceleyen9 2 gün önce
İnsanı cidden etkileyen bir kitap üst ve alt sınıf ayrımı olsun karakter gelişimi olsun insanı gerçekten düşündüren konuları olsun anlattığı hikaye olsun karakterler olsun finali olsun ve en önemlisi direkt martin karakteri gayet gayet güzeldi özellikle karakterlerle çok yakın bağlar kurup cidden kitabı yaşayarak okudum bazı yerlerinde gereksiz olarak gördüğüm bölümler ve finalinde insanın kafasında kalan birkaç soru haricinde cidden mükemmel bir kitap olduğunu söyleyebilirim zaten 1 puanıda bunlar yüzünden kırdım gerek karakter gelişimi gerekte karakterler arasında ki bağlar çok güzel işlenmiş hikaye boyunca her hareket nakış gibi dokunmuş çok severek ve beğenerek okudum bittiğine de üzüldüğüm bir kitap oldu gayet başarılı ve mutlaka okunması gereken bir kitap.
Kitap
9.9/10
(92 Kişi)
Puan Ver
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Simay Aladağ
Simay Aladağ
182.5K UP
Çeviren 6 Eylül
Halkalı buz devi Neptün; James Webb Uzay Teleskobu tarafından elde edilen bu keskin, yakın kızılötesi görüntünün merkezinde yer alıyor. Güneş'e en uzak gezegen olan bu sönük gezegen, Güneş'e Dünya'dan 30 kat daha uzak bir konumda yer alır. Ancak Webb tarafından elde edilen bu çarpıcı görüntüde gezegenin karanlık ve hayaletimsi görünüşü, atmosferde bulunan ve kızılötesi ışığı absorbe eden metandan kaynaklanıyor. Neptün'ün absorbe edici metanının çoğunun üzerine ulaşan yüksek irtifa bulutları görüntüde kolayca göze çarpıyor. Donmuş nitrojen ile kaplanmış Neptün'ün en büyük uydusu Triton, yansıyan Güneş ışığı nedeniyle Neptün'den daha parlaktır ve sol üstte Webb teleskobunun tipik kırınım ışınları görülmektedir. Triton da dahil olmak üzere, Neptün'ün bilinen 14 uydusundan yedisi görüş açısında tespit edilebilmektedir. Neptün'ün soluk halkaları bu uzay merkezli gezegen portresinde dikkat çekiyor. Neptün'ün Ağustos 1989'da Voyager 2 uzay aracı tarafından ziyaret edilmesinden bu yana ilk kez gezegenin karmaşık halka sisteminin ayrıntıları görülebiliyor.
2
0 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Kübra Bozkurt
Kübra Bozkurt
140.2K UP
Çeviren 8 Mayıs 2020 4 dk.

Bir ilk gerçekleşti ve kol amputasyonu (kolu cerrahi müdahale ile kesilmiş) geçirmiş kişiler, günlük yaşamlarında kullandıkları "zihinle kontrol edilebilen bir kol protezi" ile, dokunma hissini deneyimleyebilir hale geldi. The New England Journal of Medicine dergisinde yayımlanan bir araştırmada, birkaç yıldır bu yeni teknolojiyle yaşayan üç İsveçli hasta hakkında bir rapor hazırlandı. Bu teknoloji, dünyada insan ve makine arasındaki en yüksek etkileşimli arayüzlerden biri.

Gelişim kayda değer: Hastalar, günlük yaşamlarında yedi yıla kadar zihin kontrollü bir protez kullandılar. Son birkaç yıldır ise, yepyeni bir işlevle yaşıyorlar: Protez ellerinde dokunma hissi ile... Bu; kullanıcının sinirlerine, kaslarına ve iskeletine bağlı olduğu için nöromüsküloskeletal protezler olarak adlandırılan yapay uzuvlar için yepyeni bir kavram.

21
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ece Müker
Ece Müker
533.7K UP
1 gün önce
2025 Perseid Meteor Yağmuru, 12 Ağustos sabahı zirveye ulaşacak. En yoğun saatler UTC 03.00 civarı olacak ve özellikle Kuzey Avrupa ile ardından Kuzey Amerika için en iyi gözlem koşulları sağlanacak. Bu yıl, 9 Ağustos’taki Dolunay’ın parlaklığı zayıf meteorların görünürlüğünü azaltacak olsa da, saate 50-100 meteor düşmesi bekleniyor. Gökyüzü gözlemleri sırasında, Merkür, Satürn, Jüpiter ve Venüs’ün sabah gökyüzündeki dizilişi de görülebilecek. Perseid yağmuru, 133 yıllık yörüngeye sahip 109P/Swift-Tuttle Kuyruklu Yıldızı’ndan kopan parçacıklardan oluşuyor ve gözlemciler, Ay’ın parıltısını engelleyecek karanlık alanlarda çok daha net izleme yapabilecek.

Şehir ışıklarından uzak, karanlık bölgeler (örneğin Konya Ovası, Isparta Davraz, Kapadokya çevresi, Kaz Dağları ve Doğu Anadolu yaylaları) en iyi gözlem noktaları arasında yer alıyor. Zirve sırasında Ay’ın parlaklığı meteorların görünürlüğünü azaltsa da, en net görüntüler için gece yarısından sonra, özellikle 02:00 – 05:00 saatleri arası tavsiye ediliyor. Gözlem için geniş bir gökyüzü açısı olan, ufku açık alanlarda sırt üstü uzanmak en verimli sonucu sağlayacaktır.

3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sizden Gelenler
Ferdin Soy
Ferdin Soy
50.0K UP
Üye
Evrim ağacını 10 yıldır tanımamış olmasam da son 7-8 senesinde takip ediyorum ve gerek sosyal medya paylaşımları, gerek Youtube videoları, gerek de internet sitesi üzerindeki makaleler sayesinde hayatıma çok şey kattım. Gerçek dışı bilgilerden arınmış, çarpıtılmış bilime artık inanmayan birisi olarak teşekkürü evrim ağacına bir borç bilirim. Ben 4 dil biliyorum ve ona rağmen bir sorum olduğunda ilk olarak bas vurduğum yöntem Google'da sormak istediğim sorunun sonuna "evrim ağacı" ismini eklemek oluyor, evrim ağacında yoksa ancak başka kaynaklara baş vuruyorum. Evrim ağacına reklam vererek sürekli bir destekte de bulunmak isterdim fakat hiçbir talebime cevap alamadım ama fark etmez evrim ağacı benim her zaman takip ettiğim, desteklediğim ve güvendiğim bir platform oldu ve olacak. 10. yılınız kutlu olsun nice 10 senelere teşekkürler evrim ağacı iyi ki varsın.
Yaşam Ağacı Gözlemi
Nevin Aktaş
Nevin Aktaş
1,002 UP
Gözlemi Yapan 1 gün önce
Balıkesir, Gönen, Kavakalan -Hodul arasınds kamp yaptığımız bölgede gördük. 300-400 arası rakım.
6
1 Yorum
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Söz
Batuhan Aslan
Batuhan Aslan
51.1K UP
Alıntıyı Ekleyen 3 gün önce
Çağımızın üçüncü dünya sorunlarından en önemlisi, okumuş sınıfların zengin çocukları olması, bunların da statükonun sürüp gitmesinden çıkarları bulunması ve kol işçiliği yapmaya ya da alışılmış bilgi sınırlarını aşmak için meydan okumaya kalkışmamalarıdır.
Kaynak: Altın Kitaplar Yayınevi, Sayfa 213
Kitap
9.8/10
(146 Kişi)
Puan Ver
Evrenin ve Yaşamın Sırları
İnceleme Yaz
Sonra Okuyacaklarıma Ekle
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Eymen Şengül
Eymen Şengül
38.5K UP
Yazar 25 Ekim 44 dk.

Arılar, Hymenoptera takımının Apoidea üst familyasına ait, kanatlı, tüylü ve çoğunlukla sosyal böceklerdir. Bitkilerin tozlaşmasında kritik bir rol oynayarak hem doğal ekosistemlerin sürdürülebilirliğini hem de tarımsal üretimi desteklerler. Bu nedenle, arıların ekosisteme katkıları bal üretiminden ibaret değildir, biyolojik çeşitliliğin korunması ve insanlığın besin güvenliği için vazgeçilmez bir öneme sahiptirler.

Yaklaşık 100 milyon yıl önce çiçekli bitkilerin küresel olarak yaygınlaşması, günümüzde arı olarak bildiğimiz vejetaryen eşek arıları için yeni bir fırsatlar dünyası açtı. Bu adaptasyon radyasyonu, farklı çevreler, habitatlar ve çiçeklere uyum sağlayan farklı arı türlerinin evrimine yol açtı. Tahmini 20.000 arı türü, yedi ayrı aileye sınıflandırılır. Bu aileler, arıların hortumlarının ortalama uzunluğuna göre üç geniş gruba ayrılabilir:

10
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
1
1 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close